Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/316 E. 2018/568 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/316 Esas
KARAR NO : 2018/568

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/03/2016
KARAR TARİHİ : 23/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/08/2012 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı traktörü ile … ilçesi, … köyü, … mevkiinde devrilmesi sonucu tek taraflı, maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili … ın eşi, …’ın vefat ettiğini, müvekkilinin kaza sonucunda maddi açıdan mağdur olduğuna dair şüphe duymaya gerek olmadığını, müvekkilinin üçüncü kişi olarak kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, … sevk ve idaresindeki … plakalı araca ait, kaza tarihi ve saati itibariyle herhangi bir trafik poliçesi bulunmadığını, davalı sigorta şirketine iadeli taahhütlü usulde teminat limitleri içinde ödeme yapması ihtarının 9 adet ekiyle birlikte 09/03/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 8 iş günü içerisinde ödeme yapmayarak 2/03/2016 tarihinde temerrüde düştüğünü beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin eşi …’ın desteğinden yoksun kalması sebebiyle 1.000,00 TL maddi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 22/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın tahsilini talep ettiği miktarın dürüstlük kuralları çerçevesi içinde açıklattırılması ve eksik harcın tamamlattırılması gerekli olduğunu, dava değerinin ne olduğunun anlaşılamadığını, netice-i talep bölümündeki açıklamalardan 1.000,00 TL’nin tahsilinin talep edildiği sonucu çıkarılmakta ise de dilekçe içeriğinde 225.000,00 TL’nin ödenmesi gerektiğinin açıklandığını, bu nedenle davacıya talebinin açıklattırılması gerektiğini, belirsiz alacak davası açıldığından bahsedilmesinin usule aykırı olduğunu, davacının, dava öncesi müvekkiline başvuruda bulunduğunu, ödeme talebinin haklı olarak reddedildiğini, olayın salt murisin kusuru ile meydana geldiğini, hiç kimsenin kendi kusurundan faydalanmasının mümkün olmadığını, alacaklı ve borçlu sıfatlarının davacıda birleşmesi sebebiyle de davanın reddinin gerektiğini beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası sonucu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce …. ve … Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyası, hasar dosyası celp edilmiş, davacıya kaza nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş, dosya bilirkişiye tevdii edilerek kazadaki kusur durumu yönünden rapor alınmış, bilirkişi 08/01/2018 tarihli raporunda özetle; kazanın meydana gelmesinde müteveffanın %100 oranında kusurlu olduğunu tespit ve beyan etmiş, dosya aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için rapor alınmıştır. Bilirkişi 11/04/2018 tarihli raporunda özetle; davacının talep edebileceği tazminat miktarının 167.321,83 TL olduğunu tespit etmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamının iddia ve savunma kapsamında değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü olan davacı murisinin asli ve tam kusuru sebebiyle meydana gelen kazada vefat etmiş olması nedeniyle mirasçısı olan davacının sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmakta olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu mali mesuliyet sigortası dışında kalan hususları düzenleyen 92. maddesinde 6704 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile; hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin sigorta teminatının kapsamından çıkarılmış olduğu, değişikliğin 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, 14/05/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının teminat dışında kalan halleri düzenleyen 6. maddesinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri”nin sigorta teminatının kapsamı dışında bırakılmış olduğu, bu düzenleme ile açıkça sigortalı araç işleteni-sürücüsünün tamamen kendi kusuru nedeniyle meydana gelen kaza nedeniyle vefatı halinde mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceğinin kabul edildiği, KTK’nın 92. maddesinde yapılan genel şartlarda sayılan istisnanın uygulanacağına dair düzenlemenin yürürlük tarihinin 26/04/2016 olduğu ve her ne kadar bu düzenlemeden önce meydana gelen trafik kazalarında sigortalı aracın işleteni ve sürücüsünün kendi kusuru ile meydana gelen kazada vefatından dolayı mirasçılarının talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatında üçüncü kişi kabul edilecekleri ve müteveffanın kusurunun mirasçılara yansıtılamayacağı yönündeki Yargıtay içtihatları nedeniyle mirasçılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatları talep edilmekte ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ve 01/11/2017 tarihli Kararı ile;
“…Bu hâlde üzerinde durulması gereken en önemli husus, araç şoförünün (desteğin) kazanın meydana gelmesinde tam veya kısmi kusurlu olmasının, üçüncü kişi durumunda bulunan desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğidir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85. maddesi, işleten ve araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğunu düzenlemiştir. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş bulunan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu ve araç işletenin sorumluluğunun, sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğu olduğu hususu bilimsel ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 14. b, s.670; Kılıçoğlu,A.: Borçlar Hukuku Genişletilmiş 17. B, Ankara 2013, s.366 vd).
Anılan maddede değinildiği üzere, işletenin nelerden sorumlu olduğu öngörülmüş, 86. maddede ise, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur hükmü ile işletenin sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir.
BK.’nun 44. maddesi hükmüne göre ise zarar gören taraf, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hâkim zarar ve ziyan miktarını indirebileceği veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebilecektir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı düzenlendiğine göre, ilke olarak sürücünün (desteğin) ölümünden işletenin sorumlu olduğu, dolayısıyla davacıların işletenden talepte bulunma haklarının bulunduğu kabul edilmelidir. Yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. Nitekim BK’nun 44/I. maddesi, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına da kendisi katlanmalıdır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerekir. Zira zarara uğramamak için gerekli özeni göstermeyen veya hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü kendi kusuruyla sebebiyet verdiği ya da artmasına neden olduğu zararın ödettirilmesini istemek Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır.” denilmek suretiyle mirasçıların desteğin kusuru nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecekleri kabul edilmiştir.
Bu kapsamda Mahkememizce Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihinden önce sürücü-işletenin tek taraflı olarak kendi kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazalarında vefatı nedeniyle mirasçılarının desteğin vefatı nedeniyle yansıma yoluyla zarara uğramakla birlikte desteğin kusurunun da taraflarına yansıması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu kabul edilerek işletenin üçüncü kişilere verdiği zararlardan sorumlu olan sigorta şirketinden tazminat talep edemeyecekleri kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 35,40 TL’den peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere karar verildi.23/05/2018

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza