Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/309 E. 2018/626 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/309 Esas
KARAR NO : 2018/626

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2016
KARAR TARİHİ : 06/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … ile elektrik aboneliği sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme uyarınca kullanılan elektrik enerjisi faturaları ile müvekkilinden kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, kullanım bedeli, dağıtım bedeli, perakande satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ve çıplak kullanım bedeli ile yine bu bedeller üzerinden KDV, TRT payı, Enerji fonu tahsil edildiğini, söz konusu bedellerin haksız olarak tahsil edildiğini beyanla 2015 Mart ayı ile 2016 Mart ayı arasında müvekkilinden tahsil edilen bu bedellerin her birinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmede yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirlendiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının gönderilen faturalara itiraz etmediğini, dava konusu edilen bedellerin EPDK tarafından belirlendiğini, yasadan kaynaklanan bedeller olduğunu, müvekkili tarafından yasa gereği tahsil edildiklerini beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Satış A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; İş bu davanın idari yargıda açılması gerektiğini, bu nedenle yargı yolu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili ile elektrik abonelik sözleşmesi imzalayarak serbest iradesi ile sözleşme şartlarını kabul ettiğini, müvekkilinin gönderdiği faturaların hiçbirisine itiraz etmediğini, söz konusu bedellerin EPDK’nın belirlediği tarifeler uyarınca alındığını, müvekkilinin söz konusu bedellerin alınması hususunda bir inisiyatifinin olmadığını beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayandığını ve zamanaşımına uğradığını, davanın muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu olduğunu, müvekkilinin EPDK tarafından tespit edilen tarifelere uygun olarak fatura tahakkuk ettirdiğini, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğunu, iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, tüm elektrik faturalarında tahsil edilen tüm kalemlerin gösterildiğini, müvekkili tarafından dava konusu edilen bedellerin tahsilinde herhangi bir inisiyatif kullanılamayacağını, EPDK tarafından belirlenen tarifeye göre fatura bedellerinin belirlendiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, enerji fonu, KDV, TRT payından kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraflarca dosyaya sunulan delillerin incelenmesinde davacı ile … arasında 02/11/2009 tarihli, davalı … A.Ş. ile de 08/09/2014 tarihli “Elektrik Enerjisi Alım Satım Ana Sözleşmesi” düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davaya konu olan kayıp kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici 9. maddesinde (mülga 14/03/2013-6446 S.K. madde 30) “Ulusal Tarife” adı altında EPDK tarafından belirlenerek 01/04/2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan bu tarifede EPDK’nun 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Tarifelerin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Ayrıca 11/08/2002 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği 15/2 fıkrası “perakende satış fiyatlarına ilişkin parametreler, enerji alımına ilişkin tavan fiyat, hedef kayıp/kaçak oranı ve brüt kâr marjı ve verimlilik hedefine ulaşması ölçüsünde elektrik piyasası hedef planı düzenlemesine tabî unsurlar ve raporlamaya ilişkin tebliğ ile ilgili mevzuattaki diğer hükümlere uygun olarak hesaplanmış perakende satış hizmeti maliyetlerini içerecek şekilde belirlenir.” hükmüne yer verdiği, yani bu yönetmeliğe göre satış fiyatlarını kayıp kaçak bedelinin eklenebileceğinin belirtildiği, bu yönetmeliğe dayanılarak 11/08/2002 tarihinde resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “perakende satış hizmetleri geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkındaki tebliğe göre abonelerden kayıp kaçak bedeli adı altında bedelin tahsil edildiği, sayaç okuma bedelinin 4193 sayılı EPDK kurul kararının 8. Maddesine dayanılarak 2011 tarihinden itibaren tüketicilerden tahsil edildiği, yine diğer bedellerin 11/08/2002 tarihinde resmî gazetede yayımlanan tebliğler doğrultusunda tüketicilerden tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, enerji fonu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2014 tarihli 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ile “Anayasanın Vergi Ödevi” başlıklı 73. Maddesinde “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mâli gücüne göre vergi ödemek ile yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mâli yükümlülükler kanun ile konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi resim, harç ve benzeri mâli yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlarca ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kayıp kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı dayanak yapılarak iş bu dava 25/03/2016 tarihinde mahkememizde açılmış olup, yargılamanın devamı sırasında 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun 17/06/2016 tarihinde resmî gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında; 6719 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun ‘Tanımlar ve Kısaltmalar’ başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasına (şş) bendi eklenmiş ve anılan bendde; (şş) Teknik ve teknik olmayan kayıp: Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen; teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı, ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Yine 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun 21.maddesi ile, 17.maddenin 4.Fıkrasında; ((4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar..,) hükmüne yer verilmiş, 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmünde de; (“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kezâ 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen geçici 20.madde de; ((1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.”) hükmü getirilmiştir. 6446 sayılı Kanunda yapılan ve yukarda yer verilen 6719 sayılı Kanun değişikliği ile Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi Kanunda sayılan kalemler bakımından 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmü ile mahkemece yapılacak incelemenin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğu ifade edilmiş ve yine eklenen geçici 20. maddede de; bu hükmün (17/10.madde hükmünün) mevcut davalara da uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 15/02/2018 tarih 2016/150-2017/179 E.K. Sayılı 28.12.2017 tarihli, R.G. Tarih – Sayı : 15.2.2018 – 30333’lı kararı ile 17. maddeye eklenen 10. Fıkra hükmü iptal edilmiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı davacı ile … A.Ş. arasında akdedilen “elektrik enerjisi alım satım ana sözleşmesi”ne dayalı olarak … A.Ş.’nin devrolunduğu, davalı … A.Ş. aleyhine dava konusu bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığı iddiası ile mahkememizde açmış olduğu iş bu davanın açılış tarihinden sonra yapılan yasal düzenlemeler nedeni ile konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı ile diğer davalı … A.Ş. arasında akdedilen sözleşmenin olmaması, dolayısı ile akdî ilişkinin bulunmaması nedeni ile davanın niteliği gereği bu davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 331/1 maddesi gereğince davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarih 2009/18-421 esas-2009-526 karar sayılı ilamında benzer bir olayda “dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeni ile haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından dava, davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeni ile konusuz kalmış ise davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir.” şeklinde karar vermiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin emsal ilamları da nazara alınarak dava devam ederken yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeni ile davanın konusuz kaldığı, davacının dava tarihi itibari ile talebinde haklı olduğu kabul edilerek davacı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın konusuz kalması sebebi ile esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar ve ilam harcı 35,90 TL’den peşin alınan 29,20 TL’nin düşümü ile bakiye 6,70 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına
3-Davacı tarafından yapılan 324,00 posta masrafından oluşan yargılama gideri ile ilk harç 58,40 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş bulunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekili ve ihbar olunan … Belediyesi vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda kesin olmak üzere karar verildi.06/06/2018 14:40:53

Katip
E-imza

Hakim
E-imza