Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/30 E. 2018/918 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/30 Esas
KARAR NO : 2018/918
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2016
KARAR TARİHİ : 02/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 13/01/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle :Davacı ile davalının 04/01/2011 tarihinde Temlik ve İbra sözleşmesi adı altında sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacının tasfiye halinde …A.Ş.’deki hak ve alacaklarını davalı şirketin üstlendiğini ve borcun tamamını 40 taksit halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, yapılan sözleşme doğrultusunda davalının toplam 28.775,00 USD borcun 13.680,00 USD lik kısmını ödediğini ancak kalan 15.095,00 USD’yi ödemediğini, davaya konu icra takibi açılış tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru üzerinden borcun Türk Lirasına çevrildiğini ve haklı olarak davalı taraftan talep olunduğunu, davalının ödemeyi gerçekleştirmediğini ve müvekkilini zor durumda bıraktığını, davacının defalarca davalıyı arayıp ödeme yapmasını talep etmişse de davalının bu güne kadar ödemeleri yapmadığını, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını ancak davalı iş bu durumu açıkça bilmesine rağmen kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, bu sebeplerle İstanbul… İcra Müdürlüğü… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 den aşağı olmamak kaydı ile davalı-borçlu aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalı-borçluya bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin 09/02/2016 tarihli cevap dilekçesi özetle: dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir olmadığını, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı emsal kararını dilekçe ekinde sunduklarını, …A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, işbu davanın zamansız açılmış bir dava olduğunu, dayanak takibin mükerrer olduğunu ve aynı alacağa ilişkin 2. Takip olduğunu, İİK nın 67/IV maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istemiş olan alacaklının bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoluyla takip yapamayacağı gibi bir yıllık sürenin geçmesiyle itirazın iptali davası açmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklı aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacağını, davacı alacaklının 14/01/2003 tarihinde aynı alacakla ilgili olarak yaptığı ikinci icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için açılan davanın dinlenemeyeceğini, yasa ve yerleşik içtihat uyarınca İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla yapılan itiraza karşı süresi içerisinde itirazın iptali davası açmayan davacı tarafın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla başlattığı takibin düştüğünü, aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip başlatamayacağını, ancak ve sadece genel hükümlere göre süresi içinde alacak davası açabilecğeğini, dolayısıyla davacı alacaklının aynı alacakla ilgili olarak yaptığı ikinci icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için açılan davanın dinlenemeyeceğinin sabit olduğunu, dava konusu icra takibi ve alacak yargılamayı gerektireceğini ve bu nedenle tazminata hükmedilemeyeceğini, bu sebeplerle haksız ve mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun ikame olunan davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin cevabına karşı davacı vekilinin sunduğu 02/03/2016 tarihli cevaba cevap dilekçesi özetle: karşı tarafın davacı ile karşılıklı imzaladığı alacağın temlik, sulh, ibra feragat sözleşmesine ve bu sözleşmeye istinaden davacıya ödemiş olduğu 19 taksite rağmen halen davacı ile arasındaki bir borç ilişkisi olmadığı, borcun doğmadığı vs gibi hususları savunduğunu ve davanın reddedilmesi gerektiği yönünde kanaat bildirdiklerini, her ne kadar kanun hükümleri taraflar için bağlayıcı olsa da yazılı sözleşmeler tarafların hukukunu oluşturmakta olup emredici hükümler dışında taraflar arası sözleşmelerin kanunlardan önce geldiğini, hali hazırda borçlu ve davacı ile karşılıklı akdedilmiş bir sözleşme bulunmakta iken borçlunun türlü bahaneler ile borcu ödemekten kaçınması, huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet vermesi, davacıyı zarara uğratma ve süre kazanma gayesinden başkaca bir maksat taşımayacağını, karşı tarafın dilekçesinde alacağın henüz talep edilebilir olmadığından bahsettiğini, bu husus tevil yolu ile alacağın kabulü anlamına gelmekte olduğunu, nitekim alacağı kabul ettiklerini, sadece an itibariyle talebinin mümkün olmadığı iddiasında bulunduğunu beyan etmişlerdir.
DELİLLER:
1-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
2-04/01/2011 tarihli temlik ve ibra sözleşmesi sureti,
3-Bilirkişi incelemesi , ticari defterler,
4-Banka hesap dökümü,
5-İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
6-Tasfiye halinde …A.Ş. kayıtları.
7-İstanbul Anadolu …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstanbul …İcra Müdürlüğünün…esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası içerisine celp edilmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Dosyamız içerisine celbedilen İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun ….Şti olduğu, alacaklı tarafından 39.224,35-TL asıl ve ferileri ile birlikte toplam 40.636,43-TL alacaktan kaynaklı icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 06.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun borca 11.05.2015 tarihinde itirazda bulunduğu görülmüştür.
Bilirkişinin dosyaya sunduğu 20.12.2017 tarihli raporda; taraflar arasındaki 04.01.2011 tarihli sözleşmenin 4.3 maddesine göre ” Her bir taksitin ödeme günündeki TCMB döviz alış kur karşılığı ödeneceği kabul ve taahhüt edilmiş olmakla bu hususun mahkemece nazara alınması halinde icra takibinin 27.03.2015 takip tarihi itibariyle 39.408,52-TL asıl alacağın olduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği takibin 39.224,35-TL üzerinden devamının gerekeceğinin bildirildiği görülmüştür.
Sunulan bilirkişi raporuna davalı tarafından yapılan itirazlar yerinde görülmeyerek yeniden rapor alınmasına yer olmadığına kanaat getirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından davalı borçlu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip yapıldığı, borçlunun itirazda bulunduğu, davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazlarının iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği, davalının davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK. 67.maddesinin ‘takip talebine itiraz eden alacaklı itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 sene içerisinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenleniği dikkate alındığında; İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasının alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, 39.224,35-TL asıl alacak, 1.412,08-TL İşlemiş faiz olmak üzere, toplam 40.636,43-TL üzerinden icra takibine geçildiği, takip dayanağının 04/01/2011 tarihli ‘lacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi’ olduğu, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun süresi içinde borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davalının takibe konu alacağın temliki sözleşmesindeki imzayı inkar etmediği, dolayısıyla sözleşme içeriğinin her iki taraf açısından bağlayıcı olduğu, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere takibe konu sözleşmeye göre İstanbul…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davacının 39.224,35-TL asıl alacak, 1.412,08-TL olmak üzere toplam 40.636,43-TL alacaklı olduğunun bildirildiği, mahkememizce çelişkiden uzak, kanaat oluşturmaya yeterli bulunan raporun hesap kısmının hükme esas alındığı, davalı tarafın takibe konu temlik sözleşmesine dayalı borcunu ödediğini ispat etmesi gerektiği, ancak borcunu ödediğini ispat edemediği, davalı borçlunun yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne ve İİK 67/2 maddesi gereğince davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın kabulüne, Davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına itirazının iptali ile, anapara 39.224,35-TL üzerinden takibin toplam 40.636,43-TL yönünden ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına,
2-Hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 8.127,286-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 2.775,87 TL’den peşin alınan 693,97 TL harcın mahsubu ile kalan 2.081,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.800,00TL bilirkişi, keşif ve talimat ücreti, 200,5 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 2000,5 TL yargılama gideri ile 723,17 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.820, 00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza