Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/277 E. 2019/472 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/277 Esas
KARAR NO : 2019/472

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
KARAR TARİHİ : 13/06/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …. ile davalılardan …. (Eski Unvan: … Tic. A.Ş.) arasında 08.10.2015 tarihinde “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” ve yine 08.10.2015 tarihli “Ek Protokol” yapıldığını, bu sözleşme uyarınca davalılardan …’in kendisine bağlı olan … (…), … (…), … (…), … (…), … (…), … (…), … (…), … (…) otellerinde ve sözleşmesinin imzalanmasından sonra kendi bünyesine katılacak otellerde sözleşme içindeki detaylar doğrultusunda; otel kategorisi, oda ve yatak adetleri bulunan, ayları ve bunlara karşılık gelen fiyatları belirtilmiş olan odaları müvekkili şirket için rezerve edeceğini, buna karşılık olarak da müvekkili şirket tarafından davalı …’e bu edimlerinin karşılığı ve sözleşmenin ödeme vasıtası olarak çekler verildiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin ödeme vasıtası olarak verilmiş olan bu çeklerin 12 adet olduğunu, müvekkili şirketin uzun yıllardır sektörde başarılı bir şekilde hizmet verdiğini ve hala en iyi şekilde hizmetlerine devam eden ve Türkiye’nin turizm sektöründe akla ilk gelen firmalarından olduğunu, müvekkili şirketin … ile yapmış olduğu sözleşme uyarınca birçok müşterisine hizmet sattığını ancak …’in ekonomik bir darboğaz içine girmesi, kendine bağlı otellerin kapanması ya da kira sözleşmelerinin iptal edilmesi nedenleri ile müşterilerin rezervasyonlarının iptal edilmesi sonucu ile karşılaştığını, müvekkili şirketin müşterilerin gözünde güven kaybetmiş olması ve uğradığı prestij kaybının yanı sıra davalı …’in sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmeyecek olmasının aşikar olması nedeni ile büyük bir maddi zarara uğrama ihtimalinin olduğunu, müvekkili şirketin davalı …’e sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmesi karşılığında, bu edimlerin bedellerinin ödemesini teşkil etmek üzere, 12 adet çeki verildiğini, müvekkili şirket ile davalı … arasında imzalanmış 08.10.2015 tarihli “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” uyarınca dava dilekçesinde dökümü yapılan çeklerin tamamının müvekkili şirket tarafından davalı …’e vadesinde muteber olmak koşulu ile verildiğini ve taraflarca bu çeklerin vadesinden önce çekilemeyeceği ve başkasına devredilemeyeceğinin kararlaştırılarak imza altına alındığını, yine karşılıklı olarak imza altına alınan bu sözleşme gereği sözleşmede düzenlenen hükümler doğrultusunda davalı …’e … 18. Noterllğl’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve sözleşmenin ödeme vasıtası olarak verilmiş olan çeklerin iadesinin talep edildiğini, bunun üzerine davalı …’in müvekkili şirkete … 53. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap vererek, sözleşmesel edimlerini, içinde bulundukları darboğaz nedeni ile yerine getiremediklerini, çekleri vadesi geldiğinde tahsil edilmesi için çeşitli bankalara vermiş olduklarını ve müvekkili tarafından gönderilen ihtarname uyarınca bu ilgili bankalara ihtarnameler göndererek çeklerin tahsil edilmeksizin ve müvekkil şirkete teslim edilmek üzere iadesini istediklerini belirttiklerini, davalılardan …’den alınan bilgiye göre; çeklerin bir kısmının …. Şubesi’ne tahsil edilmesi amacı ite teslim edildiğini, diğer davalı ….’ye 23.10.2015 tarihli çek tevdi bordrosu ile tahsil amacı ile teslim edilen çeklerin aşağıda tabloda görüldüğü gibi 3 adet olduğu, turizm sektöründe … Operatörü – Otel ilişkisinde sözleşme kapsamındaki edimlerin karşılığı olan ödemeler için vadesinden önce muteber hale gelmeyecek, devredilmeyecek çekler verilmesinin oldukça yaygın bir uygulama olduğunu, bu şekilde tur operatörü sözleşmenin ödeme vasıtası olarak birtakım çeklerin verilerek bu çeklerin otel tarafından yüklenilen edimler yerine getirildiğinde çek bedellerinin tahsil edilerek alacak – borç ilişkisinin çözüme kavuşturulduğunu, somut olayda düzenlenen sözleşmede bu hususların ayrıntılı olarak düzenlendiğini, verilen çeklerin sözleşmenin ödeme vasıtası olarak verildiğini, vadesinden önce muteber olmayacağının, çekilmeyeceğinin, devredilmeyeceğinin hükme bağlandığını ve edimlerin yerine getirilememesi halinde iade edileceğinin belirtildiğini, davalı …’in kendisine sözleşmenin ödeme vasıtası olarak verilmiş olan çekleri vadesinde tahsil edilmesi amacı ile diğer davalı ….’ye verdiğini, davalı bankanın bulunduğu konum itibarî ile basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumunda olması gerektiğini, itibar müessesesi olan bankaların, bu vasıfları nedeniyle gerekli bilgi ve tecrübelerinin varlığı hususunda kendilerine duyulan güveni boşa çıkarmamaları gerektiğini, yapılan her işlemin hukuk nezdinde basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olduğu gerçeği göz önünde tutularak değerlendirilmesi gerektiğini, ticari hayatın ortasında olan bankanın, çekleri ancak davalı …’in yüklendiği edimlerin tam olarak yerine getirmesi halinde tahsil etmek üzere aldığını, davalı …’in müvekkili şirket ile yapılmış olan 08.10.2015 tarihli “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi’ni çeklerin teslimi sırasında davalı bankaya sunduğu, bu durumun davalı …’in davalı bankaya çekleri iade etmesi yönünde çekmiş olduğu … 53. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinden açıkça anlaşıldığını, davalı bankanın hem ticari konumu nedeni ile basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olduğu için hem de davalı …’in kendisine gönderdiği ihtarnameden bu sözleşmenin kendilerine sunulduğu aşikâr olduğu için sözleşme hükümlerini bildiğini, dolayısı ile davalı bankanın tahsil amacı ile aldığı bu çeklerin diğer davalı … tarafından sözleşmesel edimler yerine getirilmez ise tahsil edilmeyerek, müvekkili şirkete iade edileceğini bildiğini, bu noktada davalı bankanın çekleri iade ile yükümlü olmasına rağmen çekleri iade etmediği için işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, davalı …’in müvekkiline ait çekleri diğer davalı bankaya tahsil etmesi için tevdi ettiğini ve bu hususu da her iki davalının da imza altına almış olduğu çek tevdi bordrosunda açıkça belirtildiğini, tahsil amacı ile yapılan ciro vekâlet hükmünde olduğunu, somut olayda davalı bankanın davalı … adına, müvekkili şirket tarafından verilmiş olan çekleri, sözleşme hükümleri uyarınca tahsil etmekle yükümlü olduğunu, dolayısı ile bu hizmeti yerine getirirken sözleşme hükümlerine ve davalı …’in talimatlarına bağlı olduğunu, davalı …’in sözleşme hükümlerini yerine getiremeyeceğini açıkça belirttiğini ve tahsil için verdiği çeklerin iadesi talimatında bulunmuşsa da davalı banka tarafından bu talimatın yerine getirilmediğini, vekâlet ilişkisinin dışına çıkıldığını, tahsil cirosuyla bir senedi elinde bulunduran kimsenin kendi cirantasının temsilcisi durumunda olduğu cihetle ancak ona vekâleten senet bedelini tahsile veya tahsil için senedi bir başkasına ciro etmeye yetkili olduğunu, bankanın burada, bedelin diğer davalı … adına tahsili konusunda …’in vekil hamili olduğunu, bankanın kullanacağı hakların sadece tahsile yönelik haklar olduğunu, müvekkili şirket, davalı …’e karşı ileri sürebileceği tüm hakları davalı bankaya karşı da ileri sürebileceğini, olayda basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olan bankanın, her şeyden önce bu çekleri tahsil etme amaçlı alırken, çek keşidecisi müvekkili şirket ile diğer davalı … arasındaki ticari ilişkiyi ve çeklerin verilme amacını araştırmakla yükümlü olduğunu, müvekkili şirket ile davalı … arasındaki sözleşmenin de çeklerin teslimi aşamasında davalı banka tarafından istendiği ve incelendiğinin açıkça görüldüğünü, davalı bankanın bu sözleşme şartlarına vakıf olup, çeklerin hangi koşullarla tahsil edilebileceğini, hangi koşullarda iade edilmesi gerekeceğini bilebilecek durumda olduğunu, davalı bankanın işbu çekleri alırken müvekkili şirket ile diğer davalı … arasındaki ticari ilişkinin son bulma ihtimalini ve bunun sonuçlarını da göze aldığını, davalı …’in sözleşme şartları uyarınca kendisine yüklenilmiş edimleri yerine getiremediğini açıkça belirtiyor iken vekil hamil sıfatındaki davalı bankanın çekleri iade etmiyor olmasının kötü niyetli bir tutum olduğunu, müvekkili şirketin davalı … ile yapmış olduğu 08.10.2015 tarihli “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” uyarınca bir borcu doğmadığını, bir yükümlülüğü oluşmadığını, bu nedenle ortada davalı bankanın elinde bulundurduğu çekleri elinde bulundurmaya devam etmesi için gereken hukuki bir sebep olmadığını, davalı bankanın müvekkili şirkete ait bu çekleri tahsil etmesi halinde müvekkili şirketin almadığı ve alamayacağı bir hizmetin bedelini ödemek zorunda bırakılmış olacağını, turizm sektörünün içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı düşünüldüğünde bu durumun müvekkili şirketi telafisi mümkün olmayan zararlara sürükleyeceği ve yeni ihtilaflar doğmasına sebep olacağını, Davalılardan …’in kendisine bağlı olan ve 08.10.2015 tarihli sözleşme kapsamında bulunan oteller ile anlaşmalarının iptal olduğunu ve otellerin başka şirket ya da şahıslar tarafından işletilmeye başlandığını, …’in ve kendisine bağlı şirketlerin İflas etmesi nedeni ile bu firmaların Türkiye’deki incoming firması olan davalı …’in de iflas edeceği konusunda çeşitli haberler çıktığını, davalı …’in kendi iflasını istediğini ve bu davanın … 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile yürütüldüğünün ilan edildiğini belirterek öncelikle 3 adet 550.000.00 TL= 1.650.000.00 TL lık çeklerin davalılar tarafından bankaya ibrazının önlenmesi, ödenmemesi, icra takibine konu edilmemesi için takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalı bankada bulunan ve yukarıda dökümü yapılmış olan çeklerin istirdatı ile müvekkili şirkete iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20/10/2016 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında dava konusu 3 adet çek bedelinin dava tarihinden sonra ödendiğini belirterek ödenen bedellerin istirdatını talep etmiş olup, 25/10/2016 tarihli dilekçesinde aynı içerikte beyanda bulunarak ödemeye ilişkin banka dekontlarını ibraz etmiş olup, incelenmesinde; dava konusu çek bedellerinin 28/06/2016, 22/07/2016, 22/08/2016 tarihlerinde ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 08.10.2015 tarihinde 2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi yapıldığını, işbu sözleşme ile müvekkili şirkete ait olan otellerde, tur operatörü konumunda olan davacı şirkete oda rezervasyonu yapıldığını, bu durumun turizm sektöründe yaygın olarak uygulanan bir durum olduğunu, müvekkilinin de davacı şirket ile bu doğrultuda bir sözleşme yaparak, rezervasyonu yapılan odaların bedellerini teşkil etmek üzere davacı şirketten bir takım çekler aldığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılan sözleşme uyarınca, işbu sözleşmede müvekkili tarafından yüklenilen edimlerin karşılığını teşkil edecek şekilde birtakım çekler alındığını, bu çeklerin sözleşmenin ödeme vasıtası olarak alındığını ve müvekkili şirketçe vadesinden önce muteber hale gelmeyeceğinden ötürü çekilmemesi ve devredilmemesi hususunda taahhüt veriidiğini, bunun yanı sıra müvekkili şirketçe yüklenilen ve sözleşmede belirtilmiş olan edimlerin yerine getirilmemesi halinde çeklerin davacı firmaya iade edileceğinin taahhüt altına alındığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki sözleşme imzalandıktan bir süre sonra işbu çeklerin çeşitli bankalara verildiğini, bu çeklerin bankalara verilmesinin amacının tamamen çeklerin vadesi geldiğinde müvekkili şirket adına ve hesabına tahsil edilmesini sağlamak olduğunu, bu şekilde çeklerin müvekkil şirket kasasında unutulması, ibraz süresinin kaçırılması gibi bir takım durumların önüne geçilebildiğini, bankalara tahsil amacı île verilen çeklerin, banka tarafından takip edildiğini ve zamanı geldiğinde tahsil edilerek, tahsil edilen bu bedelin önce doğrudan müvekkili şirket hesaplarına, buradan da virman suretiyle kullanılmış ya da kullanılacak krediler ile ilgili hesaplara konulduğunu, herhangi bir şekilde çeki veren firma ile bir ihtilaf yaşanırsa ve çekin iade ediimesi gerekir ise çekin bankadan alınıp, muhatap şirkete iade edilebildiğini, somut olayda bankaların verilen çekleri alma aşamasında, bu çeklerin veriliş sebebine ilişkin belge ibraz etmemelerini talep ettiklerini ve çeklerle birlikte her üç bankaya davacı ile yapılan 08.10.2015 tarihli 2016 Yaz Sezonu Sözleşmesinin teslim edildiğini, çeklerin teslimi aşamasında bu çeklerin tahsil amacı ile verildiğini gösterecek şekilde çek tevdii bordrolarının banka tarafından düzenlendiğini ve imza altına alındığını, hiçbir surette sözleşmenin ödeme vasıtası olarak alınan bu çekleri bankaya temlik amacı ya da kredinin teminatını sağlatma amaçları olmadığını, bankaların çekin ne koşullar ile verildiğini ve ödeme vasıtası olduğunu bildikleri için çek tevdii bordrolarına özellikle tahsil amacı ile alındığını yazdıklarını, çeklerin tahsil amacı ile bankaya teslim edilmesinden sonra müvekkili şirket alacaklarını tahsil edemediğinden birtakım ekonomik sıkıntılar içine girdiğini, 24 Kasım 2015 tarihinde Türk hava sahasını ihlal eden rus uçağının düşürülmesi sonucunda Rus Hükümetinin yürürlüğe koyduğu yaptırımlar sebebiyle turizm sektörünün ciddi ölçüde olumsuz etkilendiğini, müvekkili şirketin cirosunun önemli yüzdesini oluşturan 2016 yılı yaz sezonu Rus pazarı kontenjan sözleşmelerini tüm çabalarına rağmen yapamadığını ve ön ödeme ( avans) çeklerini alamadığını, ilerleyen günlerde yaşanan terör olayları sebebiyle aynı durumun Avrupa pazarı içinde söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin büyük mali kayıplara uğrayarak ödemelerini yapamayacak ve faaliyetlerini sürdüremeyecek duruma geldiğini, tedarikçi ve bankalarla olan ticari ilişkisinin bozulduğunu, müvekkili şirket hakkında çok sayıda haciz yoluyla icra takipleri başlatıldığını, müvekkili şirketin aktiflerinin pasiflerini karşılayamaz duruma gelmesi sebebiyle aciz haline düştüğünü, bu sebeple Türk Ticaret Kanunun 376.maddesi ve İcra İflas Kanunu’nun 178. maddesi gereğince iflasına karar verilmesinin istendiğini, iflas davasının … 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında görüldüğünü, bu süreçte oteller ile olan anlaşmalar ve davacının müşterilerinden birçoğunun rezervasyonunun iptal edildiğini, davacı tarafın bunun üzerine, edimlerin yerine getirilemeyeceğini anlayarak sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde alacağı hizmetlerin karşılığı olarak verdiği çeklerin iadesini talep ettiğini, bunun üzerine bankalara derhal talimatlar yazıldığını ve ihtarnameler çekilerek tahsil edilmesi için verildiğini, çeklerin tahsil edilmeksizin iade edilmesi gerektiğinin belirtildiğini ancak bankanın müvekkili tarafından verilen talimata uymadığını ve aslında böyle bir durum olmamasına rağmen çeklerin müvekkili tarafından çekilmiş kredilerden dolayı alındığına ilişkin bir takım ibareler kullandığını, bankanın beyanlarına bakıldığında çeklerin alınma amacını açıklayamadıklarının görüleceğini, bankanın savunduğu tek hususun çeklerin tahsilinde müvekkili şirket borcuna mahsup edilmek üzere alındığını beyan etmek olduğunu ancak bu işlemin de özünde bir tahsil işlemi olduğunu, bankanın müvekkilinin nam ve hesabına ve tamamen müvekkilinden aldığı yetkiye dayanarak çeklerin tahsilini sağladığını, tahsil edilen çek bedellerini müvekkili şirket hesaplarına koyduğunu, işlemlerin müvekkilin onayı ve rızası dışında, tamamen bankanın kendi insiyatifi ile yaptığı işlemler olduğunu, bankanın sadece tahsil ile yetkilendirilmiş olmasına ve yine tahsil ile ilgili işlemler yapıyor olmasına rağmen, çek bedellerini doğrudan kendi alacağı için tahsil ediyor gibi gösterdiğini, müvekkilince çeklerin tahsil cirosu amacıyla verildiğini, davalı bankanın, müvekkili tarafından vekil hamil olarak yetkilendirilmiş olmasına rağmen kendi insiyatıfı ile bu şekilde bir uygulama yaptığını, bu nedenle davacı şirketin uğradığı zararlardan sorumluluğun davalı bankaya ait olduğunu, müvekkili tarafından hem çeklerin verilmesi aşamasında hem de sonrasında gerekli özenin gösterilmediğini ve bankalara gerekli talimatların verildiğini ancak bankanın müvekkili tarafından verilen bu talimatlara riayet etmediğini, davacının davasının kabulü ile dava konusu çeklerin davalı bankadan alınarak davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; diğer davalı … Tıc. A.Ş. ile İmzaladığı 08.10.2015 tarihli “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” ve “Ek Protokol” kapsamında diğer davalıya ödeme vasıtası olarak çekler verdiğini ancak diğer davalının ekonomik olarak girdiği darboğaz nedeniyle sözleşmede kendisine yüklenilen edimleri yerine getiremeyeceğinin anlaşılması üzerine çeklerin iadesini talep ettiğini, anılan sözleşme gereğince düzenlenen ve davalı … Tic. A.Ş.’ye teslim edilen çekler nedeni ile son hamil olan müvekkili bankaya karşı sorumlu olmadıklarını iddia etmek suretiyle, borçlu olmadıklarının tespiti ile çeklerin ibrazı halinde ödenmemesi ve icra takibine konu edilememesine ilişkin ihtiyati tedbir talep edildiğinin anlaşıldığını, davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği çeklerin, davacının iddiasının aksine, müvekkili bankaya temlik cirosuyla devir ve teslim edilen çekler olduğunu, davacının çeklerin tahsil cirosu ile müvekkili bankaya devredildiğine dair iddiasının hiçbir dayanağı olmadığını, çeklerin üzerinde tahsil cirosu ile bankaya verildiğine dair bir kanıt bulunmadığını, Yüksek Mahkemece de bir cironun tahsil cirosu sayılabilmesi için “bedeli tahsil içindir”, “kabz içindir” ve/veya “vekaleten” ibaresini taşıması gerektiğinin kabul edildiğini, müvekkili bankanın her gün yüzlerce çek ile işlem yaptığını, çek keşidecileri ile cirantalar arasındaki ticari ilişkiyi inceleme yükümlülüğünün olmadığını, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereği çek üzerinde yer almayan kayıtların iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, aksi bir durumda ticari hayatta çek kullanımının imkânsız hale geleceğini, davacının çeklerin ciro edilmesini, devredilmesini engellemek amacında ise bu hususu çek üzerine yazması gerektiğini, bu durumda basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek çeklerin üzerine gerekli kaydı düşmeyen davacının, sonrasında iyi niyetli müvekkili bankaya karşı bunları ileri sürebilmesnin mümkün olmadığını, 6102 sayılı TTK’nın 818. Maddesinde yer alan yollama ile çeklerde uygulanması gereken 687. madde hükmünden de anlaşılacağı üzere çek borçlusunun lehdarla kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri hamile karşı ileri süremeyeceği hükmünün dava konusuna da uygulanacağı ve diğer davalının sözleşme hükümlerini yerine getiremeyecek olması nedeniyle ileri sürdüğü ödemezlik definin müvekkili bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, bu durumun istisnasının müvekkili bankanın kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi hali olduğunu, davacının, müvekkili banka ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığından, müvekkili bankanın iyi niyetli olmadığını bilebilecek ve ispat edebilecek durumda olmadığını, bu durumda kötü niyeti ispat edilemeyen iyi niyetli müvekkili bankaya karşı davacı tarafı tarafından ileri sürülen iddialarının kabulünün mümkün olmadığı gibi hukuken de geçerliliği olmadığını belirterek müvekkili …. hakkında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı ile davalı …Tic. A.Ş. (Eski Ünvan …Tic. A.Ş.) arasındaki akdi ilişki nedeni ile davacı tarafından davalı şirkete verilen dava konusu çekler nedeni ile davalılara borçlu bulunulmadığının tespiti ve ödenen çek bedellerinin istirdatı talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davacı tarafından davalı şirkete teslim edilen çekler nedeni ile son hamil olan davalı bankaya karşı sorumlu olup olmadıklarının tespiti noktasına ilişkindir. Mahkememizce, taraflarca dosyaya delil olarak sunulan sözleşme, protokol, ihtarname, banka kayıtları vs. tüm deliller incelenmiştir. Uyuşmazlığın tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle “……. ile Davalılardan ….(Eski Unvan: …TİC. A.Ş.) (bundan sonra “…” olarak anılacaktır) arasında 08.10.2015 tarihinde “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” ve yine 08.10.2015 tarihli “Ek Protokol” imzalandı, taraflar arasında imzalanan 08.10.2015 tarihli “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” uyarınca dava dilekçesinde dökümü yapılan çeklerin tamamı, davacı şirket tarafından davalı …’e vadesinde muteber olmak koşulu ile verildiği ve taraflarca bu çeklerin vadesinden önce çekilemeyeceği ve başkasına devredilemeyeceği kararlaştırılarak imza altına alındığının sözleşmesinin 27/c maddesi, 10. Sayfasında görüldü, 3-) Yine davacı ile davalı … arasında imzalanan sözleşmenin 36. Maddesi uyarınca: “Yukarıda dökümü yapılan ve usulüne uygun olarak devir ve teslim edilen ödemeler 08.10.2015 tarihli sözleşmenin ödeme vasıtaları olup, ayrıca düşünülemez. …’ın işbu sözleşme koşullarına, yükümlülüklerine uymaması, sözleşmeyi ihlal etmesi veya feshetmesi hallerinde çekler … tarafından tur davacı şirkete iade edilecektir.” hükmünün yer aldığı, 4-) … firması davaya konu çekleri 23.10.2015 tarihli çek tevdi bordrosu ile diğer davalı …. firmasına verdiği, çek tevdii bordrosunda ise ” Yukarıda tutarı ve dökümü yazılı ilişik çekleri tahsil ederek, safi tutarını şubenizdeki hesabımıza alacak, masraf ve komisyonlarınızı ise borç kaydetmenizi ve Bankanıza karşı her türlü borcumuzu tahsil edeceğiniz alacağınızdan mahsup etmenizi rica ederiz, bankanız direr şubeleriniz veya muhabirleriniz aracılığı ile tahsil edilecek çekleri adi postaya göndermeye yetkili olup, çeklerin postada kaybolmasından dolayı hiçbir sorumluluğunuzun olmadığı gibi çek iptali davasının tarafımızdan açılacağını, bu nedenle Bankanızın hiçbir yükümlülüğünün bulunmadığını bildirir, buna rağmen Bankanızca iptal davası açılması durumunda tüm masrafların tarafımızdan karşılanacağını taahhüt ederiz.” ibaresinin mevcut olduğu, 5-) Yine davalı banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede 23.10.2005 tarihinde teslim edilen bu çeklerle ilgili “belge teslim tutanağında 3 adet çekin teminat amacıyla alındığının yazılı olduğu, 6-) Davacı tarafından Sözleşme hükümleri doğrultusunda davalı …’e Beyoğlu 18. Noterliği’nin 03.03.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiği ve sözleşmenin ödeme vasıtası olarak verilmiş olan çeklerin iadesi talep edildiği, davalı … firması davacıya … 53. Noterliği’nin …. tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide ederek çeklerin tahsil edilmeksizin ve müvekkil şirkete teslim edilmek üzere iadesini istediklerini belirttiklerini bildirdiği, 8-)Ancak iş bu çekin 23.10.2015 tarihinde teslimi sırasında davalı … TUR firması tarafından her bir çek karşılığı kadar ct kredi kullandığı, 9-) kullandırılankredinin de aynı gün davalı … ‘un farklı bir hesabına 1.649.000.00 TL olarak EFT yapıldığı, 10-) Davacı ile davalı … arasında imzalan sözleşmenin kendilerini bağlayıp bağla madiği, Davalı … tarafının çek teslimi karşısında kredi kullandırılan diğer davalı … den çeklerin iadesinin istenip istenemeyeceğiinin keyfiyeti 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve 6754 sayılı Kanun’un md. 3/3 ile HMK md. 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran Mahkemeye ait olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf vekillerince bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir. Davalı banka kayıtları bilirkişiler tarafından yerinde incelenerek davalı bankanın nazım hesapları ve detay mizanı da incelenmek sureti ile alındığı ifade olunan çeklerin bu hesaplara kaydedilip kaydedilmediği, adı geçen çeklere ilişkin ne tür işlem yapıldığının tespiti ile itirazların da incelenmesi sureti ile bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 19/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle “…Huzurdaki uyuşmazlık davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile ilgili olup, dava konusu çeklerin hangi amaçla verildiğinin tespitine ilişkindir. Asıl ilişki yönünden davalı … İn yükümlülüklerini yerine getirmediği ve davaya konu çekleri davacıya iade etmesi gerektiği yönünde bir uyuşmazlık yoktur. Nitekim davalı da cevap dilekçesinde davanın kabulü gerektiğini, ancak çeklerin kendisinde olmadığını, diğer davalı bankada olduğunu belirtmiştir. Bu sebeple dava konusu çeklerin davalı … tarafından davalı bankaya ne amaçla verildiğinin incelenmesi gerekmektedir. TTK,m,818/l uyarınca, çekte kural olarak tahsil ve temlik cirosu yapılabilirken açık rehin cirosu yapılamaz. Ancak kısa vadeli bir alacak için gizli (İnançlı) rehin cirosu yapılabileceği kabul edilmektedir (Prof. Dr, Mehmet BAHTİYAR, Kıymetli Evrak Hukuku, 16, Bası, İstanbul 2018, s,149). Tahsil cirosu, senetten doğan bütün hakları devretmek için değil, ciro edilen kimseye senet bedelini tahsil ve buna bağlı işlemleri yapma yetkisi vermektedir. Bu tür ciroda ciro edilen senedin mülkiyetini muhafaza etmekte, ciro edilen ise senet bedelinin tahsili için yetkilendirilmektedir. Bu sebeple ciro edilen çekten doğan haklarım kendi adına değil, ciranta adına kullanmakta olup, uygulamada genellikle bankalara yapılmaktadır. Tahsil cirosunda ‘’tahsil içindir”, “vekaleten”, “tevkil içindir” gibi tahsil cirosunu gösterir bir ibare yer aldığında açık tahsil cirosundan bahsedilmektedir (TTK.m,688/1). Ancak Örtülü tahsil cirosunun yapılması da mümkündür. Temlik cirosu İse senedin ve senetteki alacağın devri amacıyla yapılan cirodur. Bîr ciro tahsil ya da rehin amacıyla yapıldığına dair bir açıklık içermediğini takdirde temlik cirosu yapıldığı sayılır. Huzurdaki uyuşmazlıkta, davalı …, çekleri tahsil amacıyla verdiğini belirtmektedir (bkz. … Cevap Dilekçesi) Dosyanın münderecatındaki çek tevdi bordrosunda da davaya konu 3 adet çekin, “…çeklerin tahsil edilerek, safi tutarım şubenizdeki hesabımıza ALACAK olarak kaydetmenizi… n şeklinde devredildiği görülmektedir. Ancak söz konusu bordronun devamında ise, bankanıza karşı her türlü borcumuzu tahsil edeceğiniz alacağımızdan mahsup etmenizi rica ederiz…” şeklinde ibare bulunmaktadır. Bu İfadeden anlaşılmaktadır ki, davalı …’in davalı bankaya borcu bulunması durumunda davalı bankanın çekleri tahsil edilerek, davalı … borcundan mahsup edilmektedir, dosyanın davalı vekilince sunulan belgelerde dava konusu 3 adet çekten, kredi amaçlı kullandırıldığını ve geri ödeme yapıldığından kredi kapama işleminin yapıldığı görülmektedir (Ek- Davalı banka vekilince dosyaya sunulan 14.11.2018 tarihli belgeler). Ayrıca dosyanın münderecatında 21,01,2015 tarihli 6,000,000 TL tutarlı borçlusu Holiday (davalı … in eski unvanı) olan bir genel kredi sözleşmesi bulunmaktadır. 10.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda da davalı …’in çekleri teslim ettiği gün …’in başka bir hesabına 1.649.000,00 TL EFT girişi yapıldığı tespit edilmiştir. Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalı …’in dava konusu çekleri tahsil cirosuyla devretmediğini, borcuna karşılık temlik cirosuyla devrettiği kanaatine varılmıştır, C. SONUÇ Yukarıda açıklanan sebeplerle, Davaya konu 3 adet çekin, davalı … tarafından davalı bankaya tahsil cirosu olarak yapılmadığı; kredi kullanımı, davalı …’in hesabına giren para ve çek tevdi bordrosunda yer alan İfadeler sebebiyle çeklerin temlik cirosuyla davalı bankaya devredildiği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli, gerekçeli ve kanaat oluşturmaya yeterli kabul edilmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı …. ile davalılardan …. (Eski Unvan: … Tic. A.Ş.) arasında 08.10.2015 tarihinde “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” ve yine 08.10.2015 tarihli “Ek Protokol” akdedildiği, anılan sözleşme uyarınca davalı … Otel.. A.Ş.’ye bağlı olan kendisine bağlı olan … (…), … (…), … (…), … (…), … (…), … (…), … (…), … (…) otellerinde ve sözleşmesinin imzalanmasından sonra kendi bünyesine katılacak otellerde sözleşme içindeki detaylar doğrultusunda; otel kategorisi, oda ve yatak adetleri bulunan, ayları ve bunlara karşılık gelen fiyatlan belirtilmiş olan odaları davacı şirket için rezerve edeceği hususunda anlaşıldığı, davacı şirket tarafından davalı …’e bu edimlerinin karşılığı ve sözleşmenin ödeme vasıtası olarak davaya konu çeklerin verildiği sabittir. Davacı tarafından davalı ….. A.Ş.’ye keşide edilen … 18. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde davalı şirketin ekonomik olarak sıkıntılar yaşadığı, kira sözleşmelerinin iptal edildiği ve taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamındaki yükümlülükleri yerine getiremeyecek hale geldiği ve müşterilerin mağduriyetine yol açıldığı belirtilerek 18/10/2015 tarihli “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi”nin ödeme vasıtası olarak verilen çeklerin iadesinin talep edildiği, davalı ….. A.Ş. tarafından davacıya keşide edilen … 53. Noterlİği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile içinde bulundukları ekonomik sıkıntılar nedeni ile 18/10/2015 tarihli “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” gereği edimlerini yerine getiremeyeceklerini ve anılan sözleşme uyarınca alınan çeklerin vadesinde tahsil edilmek üzere bankalara verildiğini, çeklerin tahsil edilmeden iadesinin talep edildiğini, çeklerin kendilerine iade edilmesi halinde davacı şirkete teslim edeceklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Somut olayda davacı ile davalı ….. A.Ş. arasında akdedilen 18/10/2015 tarihli “2016 Yaz Sezonu Sözleşmesi” ve 18/10/2015 tarihli ek protokol yönünden davalı ….. A.Ş.’nin yükümlülüklerini yerine getirmediği ve anılan sözleşme nedeni ile davacı tarafından kendisine verilen davaya konu çekleri davacıya iade etmesi gerektiği yönünde davacı ve davalı şirket arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davalı ….. A.Ş. davaya konu çekleri davalı bankaya tahsil amacı ile verdiğini öne sürmüş, davalı banka ise çekleri temlik cirosu ile devir ve teslim aldıklarını savunmuştur. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü için dava konusu çeklerin davalı ….. A.Ş. tarafından davalı bankaya bu amaçla verildiğinin tespiti gerekmektedir. Yukarıda özetlenen ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda da yazılı olduğu üzere TTK 818/1 maddesi uyarınca çekte kural olarak tahsil ve temlik cirosu yapılabilirken açık rehin cirosu yapılamaz. Tahsil cirosu ile ciro edilen çeki alan banka çekten doğan haklarını kendi adına değil ciranta adına kullanmaktadır. Tahsil cirosunda “Tahsil içindir”, “Vekaleten”, “Tevkil içindir” gibi tahsil cirosunu gösterir bir ibare yer aldığında açık tahsil cirosundan bahsedilmekte olup (TTK 688/1), örtülü tahsil cirosunun yapılması da mümkündür. Temlik cirosu ise senetteki alacağın devri amacı ile yapılan cirodur. Dosyada mevcut …. ve … A.Ş. (Yeni ünvan: ….. A.Ş.) arasında düzenlenen 23/10/2015 tarihli çek tevdii bordrosunda “Yukarıda tutarı ve dökümü yazılı ilişik çekleri tahsil ederek safi tutarını şubemizdeki hesabımıza alacak, masraf ve komisyonlarınızı ise borç kaydetmenizi ve bankanıza karşı her türlü borcumuzu tahsil edeceğiniz alacağınızdan mahsup etmenizi rica ederiz…” ibaresinin yazılı olduğu, bu durumda davalı ….. A.Ş.’nin davalı bankaya borcunun bulunması durumunda davalı bankanın çekleri tahsil ederek davalı ….. A.Ş.’nin borcundan mahsup edeceğinin kararlaştırıldığı, diğer yandan davalı banka ile … A.Ş. (Yeni ünvan: ….. A.Ş.) arasında 6.000,00-TL tutarlı 21/01/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedilmiş olduğu, dava konusu çeklerin davalı bankaya teslim edildiği 23/10/2015 tarihinde dava konusu 3 adet çek tutarı toplamı karşılığı davalı banka tarafından kredi kullandırıldığı ve 23/10/2015 tarihinde davalı şirketin farklı bir hesabına 1.649.000,00-TL tutarın EFT yapıldığı, olayların akışına göre davalı şirketin dava konusu çekleri davalı bankaya kredi borcuna karşılık temlik cirosu ile devrettiği, davalı bankanın iyi niyetli hamil olduğu ve kredi borçlusu davalı şirket ile keşideci davacı şirket arasındaki ilişkileri bilebilecek durumda olmadığı, 6102 sayılı TTK 818 maddesinde yer alan yollama ile çeklerde de uygulanması gereken 687. madde hükmünden de anlaşılacağı üzere çek borçlusunun lehtar ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan def’ileri hâmile karşı ileri süremeyeceği, davalı şirketin sözleşme hükümlerini yerine getiremeyecek olması nedeni ile ileri sürülen ödemezlik def’inin davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, davalı bankanın kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği kanaatine varılmakla davalı banka aleyhine açılan davanın reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Diğer yandan İİK 72 maddesinde yer alan yasal koşullar oluşmadığından davalı bankanın kötüniyet tazminat talebi kabul edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacı tarafından davalı … Tic. A.Ş. aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulü ile davacının davaya konu … Bankası … Şubesine ait Keşidecisi …, lehtarı … Tic.A.Ş (…) olan 24.06.2016 tarihli 883 numaralı 550.000,00-TL bedelli, … Bankası … Şubesine ait Keşidecisi …, lehtarı … Tic. A.Ş (…) olan … tarihli … numaralı 550.000,00 TL bedelli ,… Bankası … Şubesi’ne ait Keşidecisi …, lehtarı … Tic. A.Ş (…) olan 26.08.2016 tarihli 885 numaralı 550.000,00-TL bedelli çekler yönünden davalı … A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine,
B)Davacı tarafından davalı …. aleyhine açılan davanın reddine,
Yasal koşulları oluşmadığından davalı …. Lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 112.711,50-TL harçtan peşin alınan 28.177,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 84.533,62-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 3.100,00-TL bilirkişi ücreti, 411,70-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 3.511,70-TL ile 28.214,78-TL harç gideri olmak üzere toplam 31.726,48-TL yargılama giderinin davalı …… A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı …. tarafından yapılan 30,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı ….’ye verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 73.450,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …… A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı …. vekili lehine hesaplanan 73.450,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ….’ye verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza