Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/132 E. 2020/343 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/132 Esas
KARAR NO : 2020/343

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2016
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklısı … A.Ş., borçluları … Ltd. Şti. ve … olan, 27.100,00 TL bedelli 1 adet çeke ilişkin olarak … 32. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında icra takibi yapıldığını, alacaklı tarafından .. 13. İcra Müdürlüğü’nün … talimat dosyasıyla icra takibi dışı olan davacı müvekkilinin iş yeri adresine gelerek fiili haciz işlemi yapıldığını, davacı müvekkilinin zorda kalma nedeniyle icra dosyasına ödeme yaptığını, davacı müvekkili ile dava dışı takip borçlusu … Ltd. Şti. arasında herhangi bir ticari ilişki, adres birliği, evrak tespiti olmadığını, davacı müvekkilinin temsilcisi …’in 13/03/2014 tarihine kadar dava dışı takip borçlusu … Ltd. Şti.’nin ortaklarından olduğunu, 13/03/2014 tarihinde bu ortaklıktan ayrılarak borçlu şirket ile ilgi ve ilişkisi kalmamış olmasına rağmen alacaklı tarafın istihkak iddiasını sanki yargılaması yapılmış ve kesinleşmiş bir istihkak davasının kararı gibi göstererek davacının iş yeri adresinde 20/10/2015 ve 10/12/2015 tarihlerinde fili haciz yaptığını ve eşya kaldırmak istediğini, davacı müvekkilinin haciz baskısı altında işlerinin aksamaması ve çevre esnafına karşı mahcup olmamak gibi zorda kalma nedenleriyle 27.265,00 TL ve 11.185,90 TL olmak üzere toplam 38.450,90 TL takip bedelini borcu kabul etmemek kaydıyla ve dava açmak üzere ihtirazı kayıtla icra dosyasına yatırmak zorunda kaldığını, davaya konu haciz adresinin ticaret sicil kayıtlarında davacı müvekkili adına kayıtlı olduğunu, söz konusu adreste borçlu …Ticaret Ltd. Şti’nin faaliyet gösterdiğine dair hiçbir delil bulunmamasına rağmen haksız hacizler ile zorda kalma nedeniyle takip dosyası bedelini ödeyen müvekkilinin zararına sebepsiz olarak zenginleşen davalı …Ş.’den zenginleşme bedelinin geri iadesi ile taraflarına verilmesini talep ettiklerini beyanla davacı müvekkili şirketin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 38.451,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … 32. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya borçluları … Ltd. Şti ile …’in borcundan dolayı kendi adresinde haciz uygulandığını, haciz adresinin davacı şirketin ticaret sicil adresi olduğunu, haciz sırasında istihkak iddia edildiğini, davacı tarafça adresin ve davacı şirketin borçlular ile hiçbir alakasının bulunmadığı, davacı şirket yetkilisinin ve ortağının borçlu şirketteki ortaklıklarını 2014 yılında sona erdirdikleri, sonradan doğan borçtan sorumlu tutulamayacakları, buna rağmen davacı şirketin adresinde haciz ve muhafaza yapılmak istendiğinden baskı altında 38.450,90 TL’yi icra dosyasına yatırdıkları, davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek iade talep edildiğini, davanın eksik harç yatırılarak açıldığını, öncelikle eksik harcın tamamlatılmasını talep ettiklerini, icra dosyasında mevcut makbuzların incelenmesinde ödemenin davacı şirket tarafından yapılmadığının anlaşıldığını, bu nedenle aktif husumet nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, taraflarınca yasaya uygun hareket edildiğini, borçlu şirket ile davacı şirketin alacaklılardan mal kaçırma kastı ile muvazaalı hareket ettiklerini ve aralarında organik bağ bulunduğundan söz konusu borçtan her ikisinin de sorumlu olduğunu, haciz adresinin borçlu şirketin adresi olduğunun mahkeme kararı ile sabit olduğunu, haciz mahallinde istihkak iddiasında bulunan … ve …’in borçlu şirketin eski ortağı olduklarını ve mal kaçırma kastı ile 19/03/2014 tarihinde şirket hisselerini devrettiklerini, davacının istihkak iddiasının … 14. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile incelendiğini ve reddi ile takibin devamına karar verildiğini, ödemenin haciz baskısı altında yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haciz baskısı altında borçlu olunmadığı halde ödendiği iddiası ile ödenen bedelin istirdadı talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 32. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından dava dışı … ile … Şirketi aleyhine 30/08/2015 tarihli, 28.300,00 TL bedelli, keşidecisi … Limited Şirketi, lehtarı … olan çeke dayanılarak icra takibi başlatıldığı, takip talebinde dava dışı borçlu … adresinin … Mahallesi, … Sokak, No:29/A, … Apartmanı, … olarak gösterildiği, söz konusu icra dosyası üzerinden … 13. İcra Dairesi’ne borçlunun adresinde haczedilen menkullerin muhafazası ve ek haciz yapılmak üzere talimat yazıldığı, talimatın … numarasını aldığı, talimat dosyası üzerinden 15/09/2015 tarihinde … adresine hacze gidildiği, haciz mahallinde …’in hazır olduğu, söz konusu adresin davacıya ait olduğunu beyan ederek istihkak iddiasında bulunduğu, … 32. İcra Dairesi’nce dosyanın istihkak iddiası yönünden karar verilmek üzere … 14. İcra Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiği, merci tarafından … Esas ve … Karar sayılı karar ile davacının istihkak davası açmakta muhtariyeti ile takibin devamına karar verildiği, söz konusu karardan sonra davacı tarafından istihkak davası açılmadığı, talimat icra dairesince 20/10/2015 tarihinde aynı adrese ikinci kez hacze gidildiği, haciz mahallinde …’in hazır olduğu ve dosya borcunu ödediklerini beyan ettiği, dekont ibraz edildiği, bu nedenle başka bir işlem yapılmaksızın hacze son verildiği, 10/12/2015 tarihinde aynı adrese üçüncü kez gidildiği, …’in adreste hazır olduğu, davalı alacaklı vekilinin talebi ile herhangi bir işlem yapılmadığı, davacının iş bu dava ile haciz baskısı altında ödediğini iddia ettiği 38.451,00 TL’nin davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığı, davalıya herhangi bir borcunun olmadığı ve dava dışı borçlularla herhangi bir bağlantısının olmadığından bahisle istirdadını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket ile dava dışı borçlu … şirketinin ticaret sicil dosyaları celp edilerek … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dosyanın her iki şirketin kayıtları ve ticari defterleri incelenerek aralarında temsil, ortaklık, alacak ve borçlar yönünden bağlantı olup olmadığı, faaliyetlerinde ortaklık bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı şirketin 06/05/1992 tarihinde kurulduğunu, faaliyet konusunun şehir içi ve şehirler arası yük, kargo ve yolcu taşımacılığı olduğunu, işletme adresinin 02/01/1998 tarihinden bu yana …, şirket kurucularının … ile … olduğunu, 12/03/2006 tarihinde …’in vefatı üzerine mirasçılarının şirket ortağı olduğunu ve mirasçı …’in … ile birlikte 01/06/2007 tarihinde şirket müdürlüğüne seçildiğini, 29/09/2017 tarihinde diğer ortaklarının paylarını devredip şirketten ayrılmaları ile …, … ve …’in şirket ortağı olarak kaldıklarını, … ve …’in birlikte şirketi temsil ettiklerini, dava dışı … şirketinin 05/07/2007 tarihinde kurulduğunu, adresinin … Mahallesi, … Sokak, No:29/A, … Apartmanı, …, faaliyet alanının elektronik alarm tesisatı kurmak, cihaz satışı yapmak, uzaktan kumandalı kapı imalatı ve satışı yapmak, kurucularının ise … ve … olduğunu, 20/11/2008’de …’ün tüm paylarını …’e, diğer kurucu ortak …’in ise … ile …’na devrederek şirketten ayrıldıklarını, 13/03/2014 tarihinde şirket ortakları …, …, … ile …’nun tüm paylarını…’ya devrederek şirketten ayrıldıklarını, dava dışı borçlu … şirketinin davacının adresini hiç kullanmadığını, takip konusu çekin dava dışı … şirketi tarafından 30/08/2015 tarihinde keşide edildiğini, imzanın şirket yetkilisi … tarafından atıldığını, bu tarihte … ve …’in borçlu şirketin ortağı olmadıklarını, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, 2014 ve 2015 yıllarında dava dışı borçlu … şirketi ile arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, iki şirket arasında faaliyet ve temsil yönünden ortaklık bulunmadığını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. … 32. İcra Dairesi’nden dosya borcunun kim tarafından ödendiği sorulmuş, cevaben dava dışı borçlu … şirketi tarafından 07/12/2018 tarihinde 27.265,00 TL ve borçlu … tarafından 14/12/2015 tarihinde 11.185,90 TL ödeme yapıldığı beyan edilerek dekontlar gönderilmiştir. Davacı tarafından sunulan dekontlardan 11.185,90 TL bedelli ve 10/12/2015 tarihli olanında gönderici olarak … isminin yer aldığı, davacı şirket adına ödeme yapıldığının anlaşılamadığı, 20/10/2015 tarihli ve 27.265,00 TL bedeli olan dekontta ise gönderici olarak davacı şirketin isminin yer aldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; İcra ve İflas Kanunu’nun 72/7. maddesi uyarınca takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması sebebiyle borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan kişi tarafından söz konusu paranın iadesi talebi ile bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde istirdat davası açılabileceği, davacının … 32. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında borçlu olarak gösterilmediği, dolayısıyla davanın dayanağının İİK’nın 72/7 maddesine dayanan istirdat talebi olarak nitelendirilmesi halinde davacının takip dosyası borçlusu olmaması sebebiyle aktif husumetinin bulunmadığı, davanın dayanağının sebepsiz zenginleşme kurumu olduğunun kabulü halinde ise, 11.185,90 TL bedelin davacı tarafından ödendiğinin ispat edilemediği, 27.265,00 TL ödeme yönünden ise davacının, davalıya ödeme yaparak dava dışı borçlular … şirketi ile Kenan İkiyet’i mevcut bir borçtan kurtardığı, davalının söz konusu ödeme ile var olan bir alacağına kavuştuğu, sebepsiz zenginleşme iddiasının ancak malvarlığında söz konusu ödeme nedeniyle azalma gerçekleşmeyen borçlulara karşı ileri sürülebileceği, davalının pasif husumetinin olmadığı anlaşılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Karar ve ilam harcı 54,40 TL’nin peşin alınan 722,40 TL harçtan mahsubu ile kalan 668,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.767,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.23/09/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza