Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1255 E. 2018/1292 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/281 Esas
KARAR NO : 2018/1274

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2008 yılından itibaren süre gelen ticari anlaşma bulunduğunu, davalı şirketin ünvanının daha öncesinde … iken daha sonra … olarak değiştiğini, tarafların öncelikle 2008 yılında daha sonrasında da 2011 yılında istasyon bayilik sözleşmesi akdettiklerini, iş bu sözleşmeye ilişkşin güvence bedeli olarak istasyonun bulunduğu … Mah. … pafta 106 ada 5 parselde kayıtlı ve 7.402,45 m² yüzölçümlü taşınmaza ve burada inşa edilmiş veya edilecek satış yeri üzerine müvekkili lehine intifa hakkı tesis ettirildiğini, söz konusu gayrimenkul üzerinde 03/03/2008 tarihli tapu sicil müdürlüğünce düzenlenen resmi seenette de görüleceği üzere müvekkili lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğin, söz konusu sözleşme gereğince 15 yıllık intifa bedeli için … tarafından … tarihinde … numaralı fatura ile 642.924,00-TL + 115.726,32-TL KDV olmak üzere toplam 758.650,32-TL tutarında fatura düzenlendiğini ve müvekkili şirkete ibraz edildiğini, daha sonrasında … tarafından 02/05/2012 tarihinde 061982 numaralı fatura ile 15.030,00-TL + 2.705,40-TL KDV olmak üzere toplam 17.735,40-TL tutarında “yatırım inkışaf bedeli” olarak fatura düzenlendiğini ve müvekkiline ibraz edildiğini, söz konusu fatura ödemelerinin yapıldığını, tarafların ayrıca 5 yıl süreli olmak üzere istasyon otomasyon sistemi servis bakım ve automatic satış sözleşmesi akdettiklerini, bu sözleşme kapsamında müvekkili şirketin ariyeten mülkiyeti kendisinde kalmak üzere davalı tarafa sistemin işleyişine ilişkin bir takım teçhizatlar verdiğini ve bunların kurulum hizmetini sunduğunu, müvekkili şirket tarafından uzun yıllar süremesi beklenen bayilik ilişkisi sebebi ile 15 yıllık intifa bedeli için fatura karşılığı ödeme yapıldığını ancak taraflar arasındaki sözleşme süresinden önce sona erdiğini, 01/03/2011 tarihinde 5 yıllık olarak düzenlenen ve 28/02/2016 tarihinde sona ermesi gereken bayilik sözleşmesine ilişkşin tapuda tescilli intifa şerhinin süresinden önce 25/12/2014 tarihinde terkini ile sonlandığını, enerji piyasası düzenleme kurumunun, petrol piyasası dairesi başkanlığı’nın 15/04/2015 tarih ve 22323 sayılı 28/05/2015 tebliğ tarihli kararına istinaden terkinden sonra 3 ay içerisinde yeni bir sözleşme gerçekleşmediği için bayinin lisansının da iptal edildiğini, hal böyle iken taraflar arasındaki ticari ilişkinin beklenen süreden daha az sürdüğünü ve süresinden önce sona erdirilen sözleşme ve intifanın terkini ile müvekkili şirketin ödediği bedelin tam karşılığını alamadığını, bunun üzerine yapılan nakti yatırım bedelinin işlememiş süreleri için müvekkili şirket tarafından yapılan hesaba göre 17/06/2015 tarih ve 99-F76780075 fatura numarası ile 348.904,80-TL + 62.802,06-TL (KDV) olmak üzere toplamda 411.707,66-TL tutarında fatura keşide edildiğini, ayrıca otomasyon sistemi için de 31/03/2015 tarihinde 99-F76454142 fatura numarası ile 750 TL + 135 TL (KDV) olmak üzere 855 TL tutarında faturanın da keşide edildiğini ancak söz konusu tutarların ödenmediğini belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin intifa süresinin tamamı nazara alınarak davalı yana peşinen ödediği intifa ivazının ve nakdi yatırım bedelinin geçerisz ve müvekkili tarafından kullanılamayacak intifa süresine karşılık gelen 411.707,66-TL’lik kısmının davalıya ödenme tarihinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında faizi ile ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline, İstasyon Otomasyon ve İletişim BEdeli olarak müvekkili şirket tarafından yapılan toplamda 610,74-TL tutarındaki harcamaların TCMB”nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında faizi ile ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı nezdinde kalması sebebi ile kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebi ile uğradığı ekonomik kayıpların karşılığının belirsiz alacak davası hükmüde ve asgari 1.000,00-TL semerenin TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında faizi ile ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline, tedbir talebinin kabulü ile davalı şirket adına kayıtlı gayrimenkullerin tespiti ile söz konusu gayrimenkullere teminatsız veya takdir edilecek teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; DAvacı tarafın 26/03/2008 tarihli sözleşme ile …-… ile bayilik sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen sözleşme ile davacı tarafça …’e ödeme yapıldığını ve taşınmaz üzerinde davacı lehine intifa konulduğunu, davacı tarafça … ile yapılan 26/03/2008 tarihli bayilik sözleşmesinin davacı tarafça 12/02/2010 tarihli … 41. Noterliği2nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile fesih edildiğini, davacı tarafça aynı istasyona ilişkin olarak müvekkili … Ltd. Şti ile 01/03/2011 tarihinde bayilik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili ile yapılan bayilik sözleşmesi gereğince müvekkiline herhangi bir intifa bedeli veya başkaca bir ödeme yapılmadığını, müvekkili ile davacı arasında akdedilen 01/03/2011 tarihli bayilik sözleşmesinin davacı tarafça 258/12/2014 tarihinde feshedildiğini, müvekkili şirket ile akdedilen bayilik sözleşmesinin 01/03/2011 tarihli olduğunu, sözleşme uyarınca davacı tarafça müvekkiline intifa veya benzeri adla bir ödeme yapılmadığı gibi müvekkili tarafından da davacıya herhangi bir intifa hakkı verilmediğini, davacı tarafın müvekkiline yaptığı bir ödemenin bulunmadığını, davacının iddia ettiği alacağın genelde hibe olarak verilen nitelikte bir ödeme olduğunu, geri istenmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın dava dışı tarafla yaptığı bayilik sözleşmesini kendisinin feshettiğini, başkası ile yapılan bayilik sözleşmesi gereği kendisine verilen intifa hakkını kendisinin terkin ettiği halde iş bu alacağını müvekkilinden talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, sebepsiz zenginleşme sebebi ile açılan davanın şartlarının oluşmadığını, davacı tarafça müvekkiline ödeme yapılmadığı gibi müvekkilinin temerrüde düşürülmediği için faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin rekabet kurulu kararı gereğince süresinden önce sona ermesi nedeni ile bakyie süreye riayet eden intifa bedelinin, yatırım inkışaf bedelinin ve bu bedellerin semeresinin ve istasyon, otomasyon ve iletişim bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce intifa hakkı tesisine konu taşınmazın tapu kaydı, intifa hakkının tesis ve terkinine ilişkin resmî senetler getirtilmiş, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler ve taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, uyuşmazlığın sözleşme ilişkisinden kaynaklanması nedeni ile tarafların dava konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 26/10/2018 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle “…İncelenen davacı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 17/03/2016 dava tarihi itibari ile davalı yandan 412.318,40-TL alacaklı göründüğü, 03/03/2018 tarihli intifa senedinin 15 yıllığına 642.924,00-TL bedelle düzenlendiği, 25/12/2014 tarihinde de derkin edildiği görüldüğünden davacı yanın 5.475 günlük intifa hakkından faydalanamadığı, 2.987 günlük süreye isabet eden tutarın 350.763,41-TL olduğu, davacı yanın 348.904,80-TL+KDV olarak fatura düzenlediği anlaşıldığından talep ile bağlılık ilkesi gereği alacak tutarının KDV dahil 411.707,66-TL ile sınırlı olacağı, davalının bila tarihli taahhütname uyarınca …’ün aldığı intifa bedelinden sorumlu olduğu, ayrı tüzel kişilik savunmasına bu taahhütname karşısında itibar etmenin mümkün olmadığı, davacının intifa ivaz bedelini 27/03/2008 tarihinde gönderdiği anlaşılmakla 411.707,66-TL tutarındaki faydalanılmayan kısım için paranın ödendiği tarihten 17/03/2016 dava tarihine kadar işlemiş faiz tutarının 521.554,64-TL olduğu, davacı yanın bu tutarı fatura etmesi halinde ilave olarak KDV talep edebileceği, davacı yanın aynı zamanda intifa bedelinin davalı yedinde kaldığı süre içerisinde davalının bu iktisap sayesinde elde ettiği semereleri de talep ettiği görülmekle davalı yanın söz konusu intifa bedelini hangi amaçla kullandığı belli olmadığından bu yönde bir değerlendirme yapma imkanı bulunmadığı, davacı yan aynı zamanda yukarıdaki nedene bağlı olarak uğradığı ekonomik kayıpları da talep etmiş olmakla bu yönde bir hesaplama yapılabilmesi için davacı yanın bu tutarı intifa bedeli olarak davalıya vermemesi durumunda esas faaliyetleri için kullanacağı değerlendirilerek davacı şirketin 2008-2015 yılları arasındaki dönem ait kurumlar vergi beyannamelerinin sunulması halinde beyannameler ekinde yer alan gelir tablosu verilerinden her yıl için elde ettiği faaliyet karı/net satışlar oranının intifa bedeline uygulanması sureti ile hesaplama yapılabileceği…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı şirket ile …-… arasında 26/08/2008 tarihli “İstasyonlu Bayiilik Sözleşmesi” akdedildiği, davacı ile davalı arasında istasyonlu bayiilik sözleşmesi ve ariyet sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeler ekinde sunulan bilâ tarihli taahhütnamelerde davalı şirket kaşesi üzerine tatbik edilmiş imzaların yer aldığı ve anılan taahhütnamelerde davacı ile …/…-… arasında akdedilmiş olan her türlü protokol veya sözleşmelerde kayıtlı yükümlülüklerin birlikte üstlenileceğinin belirtildiği görülmüştür. Yukarıda yazılı bayiilik sözleşmelerine konu istasyonun bulunduğu … Mah. … Mevkii … Pafta, 106 ada, 5 parselde kayıtlı taşınmazın ./… hissedarı … hissesinin üzerinde 03/03/2008 tarih 1154 yevmiye ile “Taşınmazın tamamının intifası 15 yıl süre ile … A.Ş.’ye aittir.” şeklinde intifa hakkı tesis edildiği, intifa hakkının 25/12/2014 tarih 8138 yevmiye ile terkin edildiği, lehine tesis edilmiş bulunan intifa hakkının terkininin hak sahibi … A.Ş.’nin vekaletname ile yetkili kıldığı temsilcisi tarafından 25/12/2014 tarihinde yapılmış olup, resmi akit tablosunda; “Yapılan istem: Yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtar vekili olduğum/olduğumuz intifa hakkının tamamından bedelini aldığımdan bedelsiz olarak, çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim/ezeriz.” şeklinde beyanda bulunulmuş, bu beyan sonunda intifa hakkının tapu kaydından terkin edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda intifa hakkı davacının talebi ile bedelsiz terkin edildiğine göre artık bakiye intifa bedeli istenemeyeceğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/12031-2016/5462 sayılı emsâl ilamı da bu yöndedir.) Bu nedenle kalan süreye tekabül eden intifa hakkı bedeli talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı, davalıya yatırım inkışaf bedeli altında yapmış olduğu ödemeyi ve istasyon otomasyon ve iletişim bedeli olarak müvekkili tarafından yapılan harcamaları intifa süresince bayiilik ilişkisinin de devam edeceği inancı ile yaptığını iddia ederek iadesini talep etmiştir. Akaryakıt istasyonunun faaliyete geçmesi için yatırım destek bedeli altında yapılan ödeme bayiilik sözleşmesi gereği olarak sözleşmenin süresine bakılmaksızın yapılması gereken doğal yatırımlardandır. Ayriyeten taraflar arasında akdedilen sözleşmeler süreli olup sözleşmenin feshi ya da kendiliğinden sona ermesi halinde bayiiye ödenen yatırım desteği bedelinin ve istasyon otomasyon ve iletişim bedelinin iade edileceğine dair açık bir sözleşme hükmü de bulunmamaktadır. Tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 7.058,45-TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.022,55-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığında bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 30.482,74-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/12/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza