Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1243 E. 2019/181 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1243 Esas
KARAR NO : 2019/181

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/08/2011 tarihinde müvekkilinin desteğinden yoksun kaldığı müteveffa …’ın yolcu konumunda olduğu … plakalı traktörün geçirdiği tek taraflı kaza nedeniyle olay yerinde hayatını kaybettiğini, müteveffanın kazanın oluşunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazaya karışan başkaca araç bulunmadığını, kusur incelemesine ihtiyaç bulunmadığını, müteveffanın gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunu, geride kalan müvekkilinin vefat eden oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, Yargıtay kararları ile baba ve çocukların ölene kadar birbirlerine destek olacağının kabul edildiğini, müvekkilinin müteveffanın cenazesi için ölüm günü ortalama 200 kişiye, 7 sinde 50 kadar kişiye, 40 ında yine 50 kadar kişiye ve 52 sinde 50 kadar kişiye yemek verdiğini, Yargıtay Kararları ile müteveffa için yapılan defin giderlerinin talep edilebileceğinin kabul edildiğini, kazaya karışan aracın ticari faaliyetlerde kullanılan bir traktör olması nedeniyle davada kaza tarihinden itibaren avans-ticari faiz uygulanması gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere destekten yoksun kalma tazminatı yönünden şimdilik 800,00 TL, cenaze ve defin gideri olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalının maddi tazminattan poliçe teminatı ile sınırlı sorumlu olmak üzere davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı Yasa gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartı yapılması gerektiğini, somut olayda müvekkili sigorta şirketine herhangi bir başvuru yapılmaksızın dava açıldığını, yasa gereği başvuru şartı yerine getirilmeksizin açılan davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, kaza tespit tutanağı tebliğ edilmediğinden olayın nasıl gerçekleştiğinin anlaşılamadığını, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, dava dilekçesinde açıklık bulunmadığını, bir yerde davacının baba olduğunu, başka bir yerde eş olduğunun beyan edildiğini, kim/kimlerin destekten yoksun kaldığının aydınlatılması gerektiğini, müvekkilinin maddi zarardan poliçe limitleri ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, öncelikle aracın kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, hesaplamalarda TRH 2010 tablosunun, teknik faiz oranının 1,8 olarak dikkate alınması, poliçe Genel Şartları ekindeki hesaplama hükümlerinin uygulanması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin cenaze ve defin giderlerinden sorumlu olmadığını, Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği kapsamında cenaze giderlerinin karşılanacağının düzenlendiğini, ülkemizde cenaze taşıma, yıkama, kefenleme ve dini vecibelerin yerine getirilmesi gibi tüm cenaze hizmetlerinin belediyeler tarafından ücretsiz karşılandığını, herhangi bir belgeyle ispatlanamayan cenaze giderlerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müteveffanın müterafik kusuru olup olmadığının araştırılması, var ise tazminattan indirim yapılması gerektiğini, yolcu konumunda olan müteveffanın zararın doğmasında müterafik kusurunu bulunup bulunmadığının, emniyet kemeri takıp takmadığının tespit edilmesi ve indirim yapılması gerektiğini, hesaplanacak tazminat üzerinden ayrıca hatır taşıması indirimine gidilmesi gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenecek rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek, müvekkili sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, 29/08/2011 tarihinde meydana geldiği belirtilen kazaya ilişkin teminat limitinin kişi başına 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davalı şirekete bir başvuru bulunmadığından temerrüdünden söz edilemeyeceğini, tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren ve yasal faiz talep edilebileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasında ölenin desteğinden yoksun kalındığı iddiası ile destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze gideri talebine ilişkindir.
Mahkememizce … plakalı aracın poliçesi, hasa dosyası, … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, davacıya SGK’dan rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, dosya kazadaki kusur durumu ve davacı tarafından talep edilen tazminat kalemleri hususunda rapor tanzim edilmek üzere kusur ve aktüerya bilirkişisinden oluşan heyete tevdii edilmiştir. Heyet raporunda özetle; kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücünün tespit edilemediğinin beyan edildiğini, ceza dosyasında alınan ifadelere göre kaza anında traktörü davacının oğlu müteveffa …’ın kullandığını, aracın seyri sırasında yolun virajlı olması sonucu müteveffanın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve kazada %100 oranında kusurlu olduğunu, müteveffanın vefat tarihinde bekar ve çocuksuz olması sebebiyle annesinin hayatta olması halinde destek payları değişeceğinden davacının talep edebileceği tazminatın 50.167,96 TL, annesinin hayatta olmaması halinde ise 69.774,71 TL olduğunu, 2011 yılı için cenaze ve defin gideri olarak 1.800,00 TL’nin kadri marufunda olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Raporda tespit edilen eksiklikler tamamlanarak dosya itirazların da değerlendirilmesi için yeniden aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek ek rapor alınmıştır. Bilirkişi 30/10/2018 tarihli ek raporunda özetle; davacının annesi hayatta olduğundan davacının talep edebileceği tazminatın 50.167,96 TL olduğunu tespit etmiştir. Davacı vekili 30/11/2018 tarihli dilekçesi ile talebini rapor doğrultusunda ıslah ederek eksik harcını ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamının iddia ve savunma kapsamında değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü olan davacı murisinin asli ve tam kusuru sebebiyle meydana gelen kazada vefat etmiş olması nedeniyle mirasçısı olan davacının sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmakta olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu mali mesuliyet sigortası dışında kalan hususları düzenleyen 92. maddesinde 6704 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile; hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin sigorta teminatının kapsamından çıkarılmış olduğu, değişikliğin 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, 14/05/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının teminat dışında kalan halleri düzenleyen 6. maddesinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri”nin sigorta teminatının kapsamı dışında bırakılmış olduğu, bu düzenleme ile açıkça sigortalı araç işleteni-sürücüsünün tamamen kendi kusuru nedeniyle meydana gelen kaza nedeniyle vefatı halinde mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceğinin kabul edildiği, KTK’nın 92. maddesinde yapılan genel şartlarda sayılan istisnanın uygulanacağına dair düzenlemenin yürürlük tarihinin 26/04/2016 olduğu ve her ne kadar bu düzenlemeden önce meydana gelen trafik kazalarında sigortalı aracın işleteni ve sürücüsünün kendi kusuru ile meydana gelen kazada vefatından dolayı mirasçılarının talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatında üçüncü kişi kabul edilecekleri ve müteveffanın kusurunun mirasçılara yansıtılamayacağı yönündeki Yargıtay içtihatları nedeniyle mirasçılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatları talep edilmekte ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ve 01/11/2017 tarihli Kararı ile;
“…Bu hâlde üzerinde durulması gereken en önemli husus, araç şoförünün (desteğin) kazanın meydana gelmesinde tam veya kısmi kusurlu olmasının, üçüncü kişi durumunda bulunan desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğidir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85. maddesi, işleten ve araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğunu düzenlemiştir. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş bulunan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu ve araç işletenin sorumluluğunun, sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğu olduğu hususu bilimsel ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 14. b, s.670; Kılıçoğlu,A.: Borçlar Hukuku Genişletilmiş 17. B, Ankara 2013, s.366 vd).
Anılan maddede değinildiği üzere, işletenin nelerden sorumlu olduğu öngörülmüş, 86. maddede ise, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur hükmü ile işletenin sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir.
BK.’nun 44. maddesi hükmüne göre ise zarar gören taraf, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hâkim zarar ve ziyan miktarını indirebileceği veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebilecektir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı düzenlendiğine göre, ilke olarak sürücünün (desteğin) ölümünden işletenin sorumlu olduğu, dolayısıyla davacıların işletenden talepte bulunma haklarının bulunduğu kabul edilmelidir. Yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. Nitekim BK’nun 44/I. maddesi, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına da kendisi katlanmalıdır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerekir. Zira zarara uğramamak için gerekli özeni göstermeyen veya hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü kendi kusuruyla sebebiyet verdiği ya da artmasına neden olduğu zararın ödettirilmesini istemek Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır.” denilmek suretiyle mirasçıların desteğin kusuru nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecekleri kabul edilmiştir.
Bu kapsamda Mahkememizce Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihinden önce sürücü-işletenin tek taraflı olarak kendi kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazalarında vefatı nedeniyle mirasçısının desteğin vefatı nedeniyle yansıma yoluyla zarara uğramakla birlikte desteğin kusurunun da taraflarına yansıması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu kabul edilerek işletenin üçüncü kişilere verdiği zararlardan sorumlu olan sigorta şirketinden tazminat talep edemeyeceği kanaatiyle davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, cenaze ve defin giderleri yönünden ise makul oranda talep edilen 1.000,00 TL tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren ve sigortalı aracın ticari araç olması sebebiyle işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Davacının cenaze ve defin gideri talebinin KABULÜ ile 1.000,00 TL tazminatın 03/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 68,31 TL’nin peşin alınan 206,40 TL’den mahsubu ile kalan 138,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 154,50 TL tebligat ve posta ve masrafı, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.654,50 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 33,09 TL ile ilk harç 99,71 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.956,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.13/03/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza