Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1220 E. 2022/444 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1220 Esas
KARAR NO : 2022/444

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2016
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesinde özetle şöyledir :
“….Davalı borçlu şirkete müvekkil şirket arasında tarafların serbest iradesi ile … Tip Abonelik Sözleşmesi imzalanmıştır. İşbu sözleşme suretini işbu dilekçemiz ekinde sunuyoruz. Taraflar arasında imzalanan Abonelik Sözleşmelerine istinaden davalı şirkete hatlar tahsis edilmiş ve kendisine müvekkil şirket tarafından hizmet sağlanmıştır. Davalı borçlu firmanın, yukarıda bahsi geçen faturadan kaynaklı borcunu süresinde ödemeyi gerçekleştirmemesi üzerine bu kez tarafımızca alacağın tahsilini teminen, … 34. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Davalı borçlu tarafından takibe, borcun tamamına, faize ve diğer tüm ferilerine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edilmiştir. İtiraz üzerine icra takibi durmuştur. Müvekkil şirket tarafından davalı şirkete sağlanan hizmetlerin karşılığı olarak düzenlenen faturalara ilişkin davalı borçlu aleyhine girişilen icra takibine yapılan itiraz hukuki dayanaktan yoksundur. Şöyle ki ; Müvekkil şirket ile borçlu arasında imzalanan sözleşme ve protokoller gereğince, müvekkil şirket defter ve kayıtları doğrultusunda yapılan hesaplamalar uyarınca takibe geçilmiştir. Sayın Mahkemenizce gerekli görüldüğünde, davacı müvekkil şirket ticari defter kayıtlarında yaptırılacak bilirkişi incelemesi ve bilumum delillerle davalı borçlunun takibe haksız yere itiraz ettiği ortaya çıkacaktır. Bu nedenlerle, davalının itirazının iptali gerekmektedir. Sonuç olarak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itiraz sonucunda duran takibin devamına karar verilmesi için huzurdaki davanın açılması zorunluluğu hasıl olmuştur. Bu nedenle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ediyoruz. Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir….”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…. 34. İcra Müdürlüğünün … E. Nolu dosyası ile 09.04.2015 tarihinde Müvekkilimize ait … numaralı telefon hattına ait 4 adet fatura ve … numaralı telefon hattına ait 3 adet faturaya ait toplam 5.688,19 TL’lik borcun ödenmediği iddiasıyla Müvekkilimiz aleyhinde ilamsız icra takibi başlatılmış ve tarafımızdan vekil olarak yasal süresi içerisinde takibe itiraz edilmiştir. Ardından Davacı yan itirazın iptali için bu davayı açmıştır. … 34. İcra Müdürlüğü’nün …E Dosyasına 27.04.2015 tarihinde yaptığımız itirazımızda “Takip konusu borcun telefon abonelikleri ilgili fatura borcu olduğu, ancak Müvekkilimizin böyle bir borcunun bulunmadığı, bu nedenle icra takibinin durdurulmasını” talep etmiştik. İcra Dairesi de 29.4.2015 tarihinde düzenlediği tensip tutanağında “”Borçluya gönderilen ödeme emrine havi tebligat parçasının beklenmesine, tebliğ pulu olmadığından Alacaklının müracaatından dosya üzerinden itiraz dilekçesinin bir suretinin tefhimine ve takibe itirazın 7 gün içerisinde yapıldığının tespiti halinde takibin durdurulmasına” karar vermiştir. Davacı yanın icra dosyasında yaptığı son işlem 09.04.2015 tarihlidir. Davacı tarafından icra dosyasında yapılan son işlemin tarihi 09.04.2015’tir. Bu tarihten sonra Davacı tarafından dosyada hiçbir işlem yapılmamıştır. Yani Davacı yan, icra dosyasında 19 ay boyunca hiçbir işlem yapmamış, bu süreyi geçirdikten sonra iş bu davayı açmıştır. Davacı yan, tebliğ için yatırması zorunlu olan tebliğ masrafını yatırmayarak bir yıl dava açma süresinin başlamasını kendi kusuruyla engellemiştir. Eğer bu masraf dava açma süresini uzatmak amacıyla davacı yanca bilinçli olarak yatırılmadıysa davacı yan üstelik yasayı dolanmaya çalışmakta, hakkı kötüye kullanmaktadır. Hâlbuki hukuk sistemimiz “bir kimsenin, kendi kusurundan yararlanarak hak elde etmesini korumamaktadır.
Bu kapsamda; Davacı yanın açmış olduğu itirazın iptali davasının “kendi kusuru (veya hilesi ) nedeniyle tebliğin yapılmasını imkânsız hale getirmesi” ve icra dosyasında yaptığı son işlem üzerinden 19 ay geçmesi nedenleriyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmekteyiz. Hemen bu noktada belirtmeliyiz ki bir yıllık itirazın iptali davası açma süresi geçtikten sonra açılan normal bir alacak davasında (m.67,IV), borçlu icra inkâr tazminatına mahkûm edilemez. Yani, icra inkâr tazminatı, ancak bir yıllık süresi içerisinde açılan itirazın iptali davalarında sözkonusu olabilir. Davacı yan, icra dosyasında 19 ay boyunca hiçbir işlem yapmayarak ve kendi kusuruyla tebliği almayı imkânsız hale getirerek dava açma süresini kaçırmıştır. Bu nedenle icra inkâr tazminatı talep etme hakkı da bulunmamaktadır. Bu nedenle icra inkâr tazminatının reddini talep etmekteyiz. Müvekkilimiz Şirket; her ay itibariyle şirket hatları, şirket çalışanları ve çalışanların aileleri ile birlikte iletişim sektörü açısından “iletişim sözleşmelerinin mutlaka devam ettirilmesi gereken” önemli bir müşteri (tüketici) konumundadır. Bu nedenle Davacı yan, bir çok kez Müvekkilimiz Şirketle olan abonelik sözleşmelerini, sözleşme koşullarını, gerek kurumsal temsilcilerinin bizzat Müvekkilimiz Şirkete gelmeleri suretiyle, gerekse telefonla gerçekleştirilen “müşteri temsilcileri” aracılığıyla yeni öneriler sunarak ve sözleşmeleri yazılı anlaşma yapmaksızın değiştirmiştir. Bu çerçevede yeni ve farklı tarifeler, paketler önermiş, müvekkilimize özel kampanyalar ve özel ödeme planları sunmuştur. Davacı yan ile Müvekkilimiz Şirket arasındaki ticari ilişkinin değişkenlik gösterdiği bu ortam içerisinde “halen devam eden kampanyaya göre şöyle bir faturanız daha çıktı,” diye yapılan mutabakatlara aykırı faturalar gönderilmiş, Müvekkilimizin itiraz etmesi üzerine “Bir daha böyle bir şey olmayacak,” şeklindeki yaklaşımlarla müvekkil oyalanarak bir çok kez yüksek meblağlı faturalar gönderilmiştir. Müvekkilimiz şirket üzerine kayıtlı bir çok hat bulunmakta ve davacı şirket tarafından bir dönem her yıl bir cihaz hediye edilmek üzere kampanyalar devam ederken, müvekkilin iş durumu ve çalışan sayılarındaki değişiklik nedeniyle müvekkilin ihtiyacı olan hat sayısında değişiklik olmuş, müvekkil şirket tarafından bu durum davacı yanın müşteri temsilcileri ile yapılan görüşmelerde bildirilmiş, müşteri temsilcileri bir süre böyle idare edelim, sizi mağdur etmeyeceğiz şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Bir ara hat sayısını yüksek tutmak için yine müşteri temsilcilerinin önerileriyle müvekkil şirket yöneticilerinin ve ailelerinin şahsi kullanımlarında olan telefon hatları da şirket üzerine aktarılmış, müvekkil şirket yöneticilerinin bu konudaki tereddütleri müşteri temsilcileri, Kurumsal Bölge Temsilcisi …, Bölge Müdürü … Bey gibi üst düzey çalışanlar tarafından müvekkil şirketin herhangi bir zarara uğramayacağı ayrı ayrı teyit edilmiştir. Davacı yan, kâh faturayı iptal etmiş, kâh fatura bedelini normal seviyeye indirerek aradaki ticari ilişkiyi devam ettirmeye çalışmış, ancak yine de yaptığı hizmetle ilgili olmayan, “şişirilmiş yüksek bedelli fatura”larla mküvekkil şirketi karşı karşıya bırakmıştır.
Dava konusu olan Müvekkilimize ait …numaralı telefon hattına ait 4 adet fatura ve … numaralı telefon hattına ait 3 adet faturaya ait toplam 5.688,19 TL’lik borç için ödeme emri çıkarılmıştır. Ödeme emrinde asıl alacak 5.027,61 TL olarak görünmektedir. Ödeme emrinin ekindeki dayanak belgede ise Ödenecek tutar 5.066 TL olarak yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle; ödeme emrinde talep edilen alacak ile dayanak belge arasında uyum yoktur. Bu niteliği itibariyle de ne faturanın ve ne de ödeme emrinin kabul edilmesi mümkün değildir.
Ödeme emrinde talep edilen alacak ile dayanak belge olan fatura arasındaki çelişki bir yana bırakılarak dayanak belge olan 09.02.2015 tarihli fatura incelendiğinde;
Ödenecek tutar olarak belirtilen 5.066,80 TL’lik faturanın, 2.144,23 TL’sinin … servis cayma bedeli olduğu, 855,77 TL’sinin … internet servis cayma bedeli olduğu, 474,22 TL’sinin … taahhütlü park tutarı,148,52 TL’sinin Kontratlı … paketleri cayma bedeli, Tahsilatına aracılık edilen ödemeler bölümünde; 294,00 TL’sinin … cihaz cayma bedeli, 202,50 TL’sinin … tablet cihaz cayma bedeli, 64,50 TL’sinin İştecep PDA cihaz cayma bedeli olduğu, İletişim ücretinin; 813,06 TL’sinin tarife ve paket ücreti, 207,52 TL’sinin, paket dışı kullanım ücreti olduğu görülmektedir.
Diğer bir deyişle 5.066,80 TL’lik faturanın yalnızca 820,61 TL’si iletişim hizmetinin karşılığı olup, diğerler iletişim hizmeti ile ilgisi bulunmayan ve tamamen sözleşme değişikliği çerçevesinde yapılan “kampanyalarla” ilgilidir. Davacı yan tarafından dava konusu 09.02.2015 tarihli faturanın Müvekkilimize gönderilmesinden sonra Müvekkilimiz faturaya itiraz etmiş, Davacı yanın Kurumsal temsilcisi … ve Bölge Müdürü … Bey ile telefonla görüşülmüştür. Müvekkilimizin “bu kaçıncı şişirilmiş fatura, sürekli bir bahane uydurup, bize yüksek bedelli faturalar göndermeye devam ediyorsunuz, sizinle artık iş yapmayacağım, hatları iptal edeceğim” demesi üzerine …Müvekkilimiz Şirkete gelerek, “faturanın düzeltileceğini, cayma bedelleriyle ilgili bölümlerin tamamen iptal edileceğini, yanlışlıkla yazıldığını, fatura bedelini ödememelerini” söylemiştir. Müvekkilimiz de bu görüşme üzerine fatura bedelini ödememiştir. Yukarıda belirttiğimiz hususlar Davacı yan tarafından kayıt altına alınan telefon görüşmeleri, Davacı yan tarafından yapılan kampanya, paket değişiklikleri kayıtları, kampanya ve paket değişiklikleri kapsamında yapılan işlemler, Davacı yan tarafından yapılan iç Dava konusu fatura Davacı yan tarafından iptal edilmesine rağmen, 9.2.2015 tarihinden sonraki faturalarda “geçmiş borç” olarak gösterilmemesine rağmen Dava konusu fatura için icra takibi yapılması ve itirazın kaldırılması davası açılması Davacı yanın kötü niyetli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle Davacı yan aleyhinde asgari %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini de talep etmekteyiz.
Dava açma süresinin geçirilmesi nedeniyle davanın reddine, Davacı yanın talep ettiği icra-inkâr tazminatı talebinin reddine, Davacı yanın, kötü niyetle icra takibinde bulunması ve itirazın iptali davası açması nedeniyle asgari %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile karşı vekâlet ücretinin Davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir….”
GEREKÇE:
Dava, GSM operatör ve iletişim sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK 67. maddesine göre iptali talebidir.
… 34. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“…Alacaklısı …A.Ş. tarafından, borçlu …. Şti. , aleyhine 5.027,61-TL asıl alacak, 69,49-TL faizsiz istenen alacak, 413,35-TL işlemiş faiz, 74,40-TL işlemiş faizin KDV’si, 103,34-TL işlemiş faizin Öiv’si olmak üzere toplam 5.688,19-TL’nin icra takip tarihi olan 10/04/2015 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %48 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 10/04/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır….”
18/05/2018 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2014 – 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı, Davalı yan incelemeye gelmemiş. ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, Davalı şirket ile davacı şirket arasında Tuürkcell Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan Abonelik Sözleşmelerine istinaden davalı şirkete hatlar tahsis edildiği ve verilen hizmete karşılık faturalar düzenlendiği, düzenlenen faturadan aşağıdaki 7 adet 5.097,10 TL tutarlı fatura bedelinin ödenmediği, Davacı yanın İncelenen ticari defterlerinde davalı yandan 10.04,2015 takip tarihi itibariyle yukarıdaki ödenmeyen 7 adet faturalardan dolayı 5.097,10 TL asıl alacaklı olduğu, Takipteki 413,35 TL tutarındaki İşlemiş faiz (yıllk 48 üzerinden) alacağına, 74,40 TL İşlemiş faiz KDV’si ve 103,34 TL tutarında İşlemiş faiz ÖlV’si ilave edilmesi yasal olarak mümkün görülmediği, Davacı yan 3095 sayılı yasaya İstinaden iİcra takip tarihi olan 10.04.2015 tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep-edebileceği, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğuna dair görüş sunulmuştur…”
16/01/2019 alındı tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…. Tarafların ibraz olunarı ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, her iki taraf defterlerinin de sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Takibe dayanak faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, Yapılan teknik ve mali inceleme sonucu davacının 5.097,10TL dau;ahdan alacaklı olduğu, Davacının alacak iddiası benimsense bile Takipten önce terherrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 10.04.2015 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının 410,50 olduğu anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren 10,50 ve değişen orarılarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğine dair görüş sunulmuştur….”
10/05/2019 alındı tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“….Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde, gerek davacının gerekse de davalının itirazlarına ilişkin hususlara Kök Rapor’da değinildiği ve ek rapor aşamasında da taraflaron yeni bir bilgi ve belge sunmadığı gözetilerek, bu aşamada da, aynı perspektif ile Kök Rapaor’daki görüşün özünün muhafaza edildiği, ancak Sayın Mahkemenin HMK 282 gereği bilirkişi görüşü ile bağlı olmadığı gözetilerek, Sayın Mahkemenin davacı savları yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğu mütalaa edilmiştir. Ancak Sayın Mahkemece davacının işlemiş faize ilişkin talepleri benimsenirse talaple bağlılık ilkesi gereği davacının 5.097,10TL asıl alacağından başka takibe 413,35TL işlemiş faiz, 74,40TL işlemiş faizin KDV’si ve 103,34TL işlemiş faizin ÖTV’si ile devam olunabileceğine dair görüş sunulmuştur….”
05/01/2021 alındı tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“… Davacının dosyaya mübrez takibe dayanak faturalarına göre, Ekim, Kasım, Aralık 2014 dönemi faturalarına göre Ocak 2015 dönemi faturasının ortalama 4069,00t fazla düzenlendiği, 2. — Yine davacının Ekim, Kasım, Aralık 2014 dönemi faturaları incelendiğinde, Ekim 2014 döneminde 443,19t … Taahhüt farkı kaleminin olduğu, ancak davalı GSM hatlarının Bireyselden Kurumsal’a çevrilmiş olması nedeniyle söz konusu tutarın yersiz olabileceği ve davacı tarafından açıklanması ve dayanaklandırılması gerektiği, Ocak 2015 döneminde ise diğer aylardan farklı olarak (2.144,234 “… Servis Cayma Bedeli”, 855,77*t “… İnternet Servis Cayma Bedeli”, 148,52t “…Cayma Bedeli”, 474,22t “… Taahhüt farkı”, 294,00t “… Cihaz Cayma Bedeli”, 202,50t “… Tablet Cihaz Cayma Bedeli” ve 64,50t “… PDA Cihaz Cayma Bedeli” olmak üzere) toplam 4.183,74t önceki faturalarda olmayan ücretlerin eklendiği tespit edildiği, Söz konusu turaların ödemesine ilişkin taraflar arasında mutabakat olduğuna dair dosyaya mübrez herhanai bir bilgi ya da belge olmadığına dair görüş sunulmuştur…”
16/03/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Yapılan inceleme sonucu dava konusu takip kapsamında iletişim ücretleri ile telsiz kullanım bedeli toplamı davacının 2.578,70TL davalıdan alacaklı olduğu, davacının alacak iddiası benimsense bile Takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 10.04.2015 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %10,50 olduğu anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğine dair görüş sunulmuştur….”
04/02/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“….Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde, Sayın Mahkemenin ek rapor görevlendirmesi çerçevesinde, gerek 05.01.2021 tarihli ek raporda gerekse de 16.03.2021 tarihli ek raporda arz ve izah oluna kanaatlerin aynen muhazafa edilidiği, Yapılan inceleme sonucu dava konusu takip kapsamında iletişim ücretleri ile telsiz kullanım bedeli toplamı davacının 2.578,70TL davalıdan alacaklı olduğu, Davacının alacak iddiası benimsense bile Takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 10.04.2015 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %10,50 olduğu anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğine dair görüş sunulmuştur….”
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla dava konusu takip kapsamında iletişim ücretleri ile telsiz kullanım bedeli olarak toplam 2.578,70 TL alacaklı olduğu, tarafların ticari kayıtları ve tüm dosya kapsamında yer alan delillerin incelenmesinde, davacının fazlaya ilişkin istemini ispatlayamadığı anlaşılmış olup itirazın kısmen iptali ile takibin devamına karar verilmiş; ayrıca takip tarihinden sonra her iki tarafın tacir olması dikkate alınarak ticari avans faizi işletilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Öte yandan, alacağın varlığı ve ispatı yargılamayı gerektirdiğinden ve net alacak miktarı ancak teknik inceleme sonucu tespit edilebildiğinden, tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin yasal koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, … 34. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.578,70-TL üzerinden devamına, takibe takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi işletilmesine,
Alacağın yargılamaya gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 176,15-TL harçtan peşin alınan 96,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 79,35-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 2.578,70-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 2.578,70-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.943,60-TL(posta/tebligat/bilirkişi)’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.334,45-TL ile 130,30-TL ilk harç ve masraflar olmak üzere toplam 1.464,75-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 250,00-TL (posta/tebligat)’den kabul ve red durumuna göre davacı hissesine düşen 136,66- TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 25/05/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza