Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1154 E. 2018/786 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1154 Esas
KARAR NO : 2018/786

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/01/2013
KARAR TARİHİ : 12/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davalılar …, …, … ve …’in … Tic. A.Ş.’nin şirket Ana Sözleşmesi ile A Grubu paya sahip ortakları olduğu, davacıların ise 01.07.2009 tarihli Hisse Alım Sözleşmesi gereğince …Tic. A.Ş.’nin bir kısım hisselerini satın aldığı, buna göre davalılardan …’in %25, …’ın %10 …’ın %7,5, …’un %7,5 davacı …’nun %43, …’nin ise %7 oranında hissedar olduğu, aynı tarih itibari ile davacıların gerçek kişi davalıların A Gburu hissedarlar olarak ortak olduğu … A.Ş. ile …, … ve …’in yine A Grubu hissedarlar olarak ortak olduğu … A.Ş. şirketlerine de toplam %50 pay ile ortak olduğu, davacıların ortak olduğu bu üç şirketin (… A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.) hakim ortaklarının aynı olması ve şirket yönetim organlarının çoğunlukla aynı kişilerden olması, yönetim kurulu toplantılarının aynı tarihlerde yapılarak şirketler için aynı kararların alınması ve aynı alınlarda faaliyet göstermeleri açısından bir Adi Ortaklık oldukları, ortaklık şirketlerinin iş sahaların … madenleri üzerine olduğu, bu nedenle ortaklık şirketlerinin her üç şirketlerine gerekli makine ve ekipmanların kiralanması için görüşmeler sonucunda A grubu hissedarların ortaklığı olan “… Grup’un şirketlerinden” bu makine ve ekipmanların piyasadaki kira bedellerinin yarı fiyatına kiralanabileceğinin taahhüdünün alındığı, bu taahhüdün 28.08.2009 tarihli toplantı tutanağında da sabit olduğu, bunun üzerine tamamı … Grup şiretleri olan ve hakim hissedarlarının … ve akrabaları olduğu, … Madencilik Mermer İnşaat Taahhüt. Nakliyat Orm. San. Ve Tic. A.Ş. (14.01.2012 tarihinde bölünmüştür, yeni kurulan şirketin adı .. Grup Enerji Madencilik İnş. Pet. Gaz Tic. Nak. San. Ve Tic. A.Ş.), … Tic. A.Ş., (birleşme yolu ile 30.11.2010 tarihi itibari ile … Yatırım A.Ş. tarafından devir alınmıştır),… Tic. Ltd. Şti. (o zamanki adı ile … Şti.), … Mineral Madencilik Nak. İnş. Taah. San. Tic. A.Ş. ve … A.Ş. ve … Dış Tic. A.Ş. ile Ekipman Kiralama Sözleşmelerinin imzalandığı, davalı A grubu hissedarların ortak oldukları davalı … Grup şiretleri ile süresi biten Makine Kiralama Sözleşmelerinin husumet ve iletişimsizlikten kaynaklanan nedenlerle yenilenmediği, bu bağlamda yapılan araştırmaların sonucunda 2009, 2010 ve 2011 yılları için ödenen kira bedellerinin normal piyasa fiyatlarının çok üzerinde fahiş olduğu şüphesinin doğduğu, bu şüpheye dayanılarak … Nak. A.Ş.’den makine kiralama fiyat listesinin talep edildiği, 20.11.2012 tarihinde edinilen “2012 Makine Kiralama Fiyat Teklif Listesi” ile karşılaştırılması neticesinde bu hususunun kesinlik kazandığı, bu davanın konusu olan fahiş ödemelere ilişkin … Tic.A.Ş.ile 01.09.2009-30.04.2010 tarihleri arasında davalı … Tic.A.,Ş.ile, 01.03.2010 tarihinde … Tic.A.Ş.ile, 01.09.2009 tarihinde … Tic.A.Ş.ile, 01.09.2009 tarihinde …Taah.Nak.San.ve Tic.A.Ş.ile, 01.09.2009 tarihinde …Tic.Ltd.Şti.ile, 01.09.2009-31.01.2011 tarihleri arasında ….A.Ş.ile imzalanan Makine Kiralama Sözleşmelerinde belirlenen fiyatlar ve kesilen faturaların … Makine kiralarıyla kıyaslandığında tüm bu fiyatların piyasa değerinin çok üzerinde olduğunun tespit edildiği, hatta aynı cins ve model olarak aynı ekipman için farklı tarihlerde tutar açısından çok büyük farklar ile fahiş faturaların kesildiğinin görüldüğü, davalı pay sahiplerinin hem pay sahibi hem de yönetim kurulu üyeleri olmaları nedeni ile yaptıkları tüm eylem ve hareketler ile davacı pay sapihleri nezdinde ortaklık ilişkisinden kaynaklanan güveni kötüye kullanarak kendi ortak oldukları şirketler lehine sermaye transferlerinde bulunacak şekilde davranmaları hem MK, hem BK çerçevesinde doğruluk ve dürüstlük kuralına ve sözleşmeden doğan güven ilişkisine karşı yükümlülüklerine aykırı olduğu, bu nedenle TTK 553. maddesi kapsamında aynı zamanda kurucu olan davalı A Grubu ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal etmiş olmaları nedeni ile bu hususta kusurları olmadığını ispat etmedikleri sürece pay sahiplerine ve şirkete karşı sorumluluklarının bulunduğu, bu nedenle hem şirkete hem de pay sahiplerine verdikleri zararı tazmin etmekle yükümlü oldukları, davalı durumundaki … Grup şirketleri açısından ise imzalanan Ekipman Kira Sözleşmeleri ve bunların eki olan Park Listeleri ile faturalar incelendiğinde sözleşmedeki ve park listelerindeki fiyatların piyasa fiyatlarının çok üzerinde fahiş oldtukları, faturalardaki fiyatların ise bazen sözleşme ve park listelerindeki fiyatlar ile aynı bazen ise bunların da çok üstünde olduğu, aynı makine ve ekipmanlar için bazı faturalarda birbirinin iki katı olacak şekilde fiyatlandırma olduğunun görüldü, tüm bu hususların davalı durumunda bulunan … Grup şirketleri açısından da sözleşmeye ve borca aykırılık teşkil ettiğinden bahisle dava dilekçesinde ayrıntısı belirtilen diğer nedenler ile birlikte “sonuç olarak ekipman kiralama sözleşmelerine ilişkin fahiş olan fiyat farkının tacirlerin borçlarının ticari olması kuralı çerçevesinde her bir fatura için düzenleme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte … A.Ş. ye iadesine, ayrıca bu fahiş fiyatlandırma nedeni ile şirketin uğradığı müspet zararın tazmini, tüm bu kalemler için fazlaya ilikşin haklar saklı kalmak üzere şu an için 10.061.975-TL üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir Kısım davalılar vekili Av. …’ın sunmuş olduğu 13.03.2013 tarihli cevap dilekçesi ile; cevap dilekçesinde ayrıntılı olarak belirtilen nedenlerle öncelikli olarak dava dilekçesinin davacı tarafa açıklattırılması gerektiği, davanın usulsüz vekaletaname ile açıldığı, davacılar tarafından yönetici sıfatı taşımayan şirket ortağı … hakkında huzurdaki davanın açılamayacağı, yine davalı …’in yönetici sıfatı ile de huzurdaki davanın açılamayacağı, dava konusu ihtilafa dava konusu olayın meydana geldiği 2009, 2010 ve 2011 yıllarında yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK’nun uygulanmasının gerektiği, iş bu davanın 6762 Sayılı Yasanın 341. maddesi gereğince iş bu davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği, yine cevap dilekçesinde belirtilen gereçekeler ile genel kurula katılarak yönetim kurulu üyelerini ibra eden şirketlerin bilanço ve kar zarar hesaplarını tastik eden ve hali hazırda ibra kararlarının alınması sırasında iradesinin fesada uğradığına ilişkin bir iddiası ve bu yönde bir ispatı olmayan / olmayacak olan davacıların dava dışı …Tic. A.Ş.’nin ortakları sıfatı ile dava dışı …Tic. A.Ş. yönetim kurulu üyelerine karşı dava açma haklarının bulunmadığı, yine 6762 Sayılı Yasanın 309/4 maddesi gereğince davanın zaman aşımına uğradığı, yine cevap dilekçesinde bilirtilen gerekçeler ile aktif husumet ehliyeti olmayan davacılarca huzurda açılan davanın 6100 Sayılı HMK düzenlemeleri uyarınca dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği, yine davacıların yönetim kurulu üyesi ve hissedar sıfatını taşımayan 3. şahıs / müvekkili şirketlere karşı da iş bu davanın açılamayacağı, müvekkili olan davalıların iş bu davada basif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı, dava dışı …Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinin tamamına husumet yönetilmemesinin usulsüz olduğu, açılan iş bu davanın esasında konusuz bir dava olduğu, davacıların asıl amacının konusu suç teşkil eden fiilleri ile ortak oldukları şirketleri zarara uğrattıklarının ortaya çıkması üzerine suçlarını perdelemek için mesnetsiz iddialar ile müvekkili şirketleri karalamaya çalıştıklarını, dava dışı …Tic. A.Ş.ile yine dava dışı … ve … Maden arasında bir adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, davacıların dayanak olarak sunmak istedikleri 3. şahıstan alınmış sözde teklif metninin de muteber olmadığı gibi bir mizansen görüntüsü çizmekte olduğu, davacıların sözleşmede belirtilen fiyatlardan daha yüksek fiyatlara fatura kesildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, yine aynı ekipman için farkli tarihlerde farklı faturalar kesildiği iddiasının da mesnetsiz ve kötü niyetli olduğu, dava konusu edilen hiçbir sözleşme ya da faturada fahiş fiyatlandırmanın bulunmadığı, tacir sıfatını taşıyan davacıların basiretli davranma yükümlülüklerini yok sayarak kandırıldıklarını iddia etmelerinin de hukuksal ve fiili dayanaktan yoksun olduğu, davacıların müvekkili şirketler ile ilgili iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğıu, yine tüzel kişilik perdesinin aralanması yönündeki iddiaların yerinde olmadığı gibi davacılarca müspet zararın tazmini talebinde bulunulamayacağı, faiz talep etme haklarının da bulunmadığından bahisle cevaıp dilekçesinde ayrıntılıarı ile belirtilen nedenlerden dolayı öncelikle usul, sonrasında ise esas yönünden reddi gereken haksız davanın tüm davalılar yönünden esastan da reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Davalılar … ve … vekili Av…. sunmuş olduğu 19.03.2013 tarihli cevap dilekçesi ile; Taraflar arasındaki tahkim şartı nedeni ile öncelikli olarak mahkemenin görevine itiraz edildiği, dava konusu ihtilafa 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’nun uygulanmasının mümkün olmadığı, iş bu davada davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunmadığından aktif husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiği yine müvekkillerinden …’ın ortaklık şirketlerinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmadığı gibi bunun haricinde de herhangi bir görev ve yetkisinin bulunmadığı, ortak olmak dışında şirket ile hiçbir ilişkisinin bulundığı, davalı …’in ise 6102 Sayılı TTK’nun 553/1 maddesi kapsamında kurucu ortak olarak mesuliyetine gidilemeyeceğinden müvekkilleri yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile de davanın reddinin gerektiği, yine ,,, Kromları şirketinin dava dışı ,,, Krom ve ,,, Maden ile adi ortaklık ilişkisi içinde olduğu iddiasının gerçek dışı olduğu, davalı şirketlerin … Madencilik şirketlerine fahiş fiyat ile iş makinesi kiralamış olmaları nedeni ile şirketi zarara uğrattıkları yönündeki davacı iddialarının yerinde olmadığı, davalı şirketlerin kira faturalarını aradaki sözleşmelerin hilafına yüksek ve fahiş fiyatlar ile kestiği ve bu surette … Madencilik şirketini zarara uğrattığı yönündeki iddiaların yerinde olmadığı, yine dava dilekçesinde davalı şirketlerin ortaklarının A grubu hissedarlar olduğu yönündeki beyanların davalılar yönünden isabetsiz olduğu, bu hususun ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğu, şirketin olağan genel kurulu tarafından yönetim kurulu ibra edildikten sonra tazminat talebi ile dava açılabilmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı, TTK.’nun 560. maddesi kapsamında işin geç ödendiği iddiası veya zararın geç ödendiği iddiasının dosya kapsamındaki alacak iddiaları yönünden yapılamayacağı, bu iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğu, yine davacıların … sorumluluğuna dayandıklarına ilişkin iddilarının yerinde olmadığı gibi A grubu hissedarlar tarafından 31.08.2010 tarihine kadar … grubu şirketlerinin bazı makinelerinin piyasa değerinden %50 daha az fiyat ile kiralanacağının taahhüt edildiğini ve bu surette kendilerinin aldatıldığı iddiasının davalı müvekkilleri ile ilişkisinin bulunmadığındaın bahisle cevap dilekçesinde ayrıntıları belirlenen nedenlerden dolayı “sonuç alarak, öncelikle davalılar ile davacılar arasındaki Hissedarlar Sözleşmesi gereğince uyuşmazlık konusunun tahkim yargılamasına tabi olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi aksi halde aktif ve pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi, mahkemenin aksi kanaat ile hareket etmesi halinde ise terditli olarak öncelikle davanın zamanaşımı ve yönetim kurulunun ibraz edilmiş olduğu hususları ile red edilmesi aksi halde ihtilafın esasına ilişkin haksız taleplere karşı verilen cevaplar kapsamında davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesi gerektiği” savunulmuştur.
Davalı … Ltd. Şti. Vekili Av…. sunmuş olduğu 26.03.2013 havale tarihli cevap dilekçesi ile; Açılan davanın yasal dayanağının bulunmadığı, davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, zira davalı şirketin bir grup şirketi olmadığı gibi dava dışı … A.Ş.’nin zarara uğratılması ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığı, yine davacıların iş bu davada aktif husumet ehliyetlerinin de olmadığı, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için varsayımsal olarak … A.Ş.’nin bölünen … A.Ş. ile olan sözleşmesel ilişkiden dolayı zarar görmesi söz konusu olmuş olsa dahi bu davayı ancak … A.Ş.’nin açabileceği, dolaylı sorumluluk davası açmanın koşullarını dahi yerine getirmeyen davacıların dolaylı sorumluluk davasını zarar veren yöneticilerden başka hiçbir kimseye yöneltmek anlamında sıfatlarının bulunmadığı, bu gerekçeler ile davanın akif ve pasif husumet yokluğundan dolayı reddinin gerektiği, davacıların istemlerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi hangi hukuki sebebe dayandırdıklarının da belirsiz olduğu, yine davacıların hukuki sebepleri birbirine karıştırdıkları, yöneticilere açılan sorumluluk davası ile şirketlere açılan tazminat davasının sebeplerinin birbiri ile özdeş olmadığı gibi birbiri ile de ilişkili olmadığı yine ortada bir borca aykırılığın bulunmadığı, yine somut olan uyuşmazlıkta bir hilenin bulunmadığı, davacıların davalı şirkete yönetlliği istemin ancak bir gabin davasına konu olabileceği, davacıların gabin davası açma yönünde sıfatlarının bulunmadığı gibi gabin koşullarının da oluşmadığı, bir an için varsayımsal olarak gabin davasının davalı şirkete yöneltilebileceği kabul edilse dahi BK 28. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacıların iddia ettiği … sorumluluğunun davalı şirkete karşı yöneltilmesinin söz konusu olmadığı gibi bu sorumluluğun dava ile de bir ilişkisinin bulunmadığı, yine davacıların tüzel kişilik perdesinin aralanmasına dair iddiaların yerinde olmadığı gibi sebepsiz zenginleşmeye ilişkin iddiaların da yerinde olmadığından bahisle cevap dilekçesinde belirtilen ayrıntılı gerekçeler ile birlikte “sonuç olarak, başta gerek davacıların gerek davalı şirketin sıfat yokluğu olmak üzere davanın dava temelinden yoksun bulunması ve davacılar tarafından ileri sürülen hukuki sebeplerden hiçbirinin varit olmaması nedeni ile haksız olan davanın reddine” yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen 2013/20-2014/46 E.K. sayılı karar ile kira sözleşmelerinden doğan tüm uyuşmazlıklara bakmakla görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olduğu, iddianın ileri sürülüş biçimine göre dava konusu zarar dolaylı zarar olup şirkete verilmesinin istenmesi gerektiği, davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde hükmolunacak tazminatın tarafların hissedarı bulunduğu … Ve Tic. A.Ş’ye ödenmesi yönünde talepte bulunmuş olmasına rağmen HMK’nın 141. maddesi kapsamında dosyaya sunmuş olduğu cevaba cevap dilekçesi ile hükmolunacak tazminatın doğrudan davacı hissedarlara ödenmesi şeklinde talebini değiştirdiği gerekçesiyle davalı şirketler yönünden mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi bulunduğuna, karar keşinleştiğinde ve talep halinde bu davalılar ile ilgili dava dosyasının tefrik edilerek görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davalılar …, …, … ve … açısından ise aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/2295-8292 E.K. sayılı ilamı ile “…1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı gerçek kişiler yönünden verilen karara karşı davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile davalı gerçek kişiler yönünden verilen kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Mahkemece, davalı şirketler yönünden dosyanın tefriki ile verilen görevsizlik kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, her ne kadar mahkemece davalı şirketler yönünden açılan davada, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile dosyanın tefrik edilerek görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmişse de; davacılar ile davalılar arasındaki uyuşmazlığın davalı şirketlerin yüksek bedelle ekipman kiralama sözleşmesi tanzim ederek dava dışı şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayandırıldığı, bu haliyle dosyanın tarafları arasında kira sözleşmesinin mevcut olmadığı ve uyuşmazlığın 6762 sayılı TTK’nın 309’uncu maddesi kapsamında tazminat istemine ilişkin olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle sonuca gidilmek gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş görevsizlik kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı gerçek kişiler yönünden verilen karara karşı davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile davalı gerçek kişler yönünden verilen kararın ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketler yönünden verilen görevsizlik kararına karşı davacılar vekilinin, davalı … Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin ve davalı … A.Ş, …Tic. Ltd. Şti., … Tic. A.Ş, … A.Ş., … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile görevsizlik kararının davacılar ve mümeyyiz davalı şirketler yararına BOZULMASINA” karar verilmiştir. Davacılar vekilinin karar düzeltme talebi Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1331-3650 E.K. sayılı ilamı ile reddedilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuştur.
Dava, davalı yönetim kurulu üyelerinin dava dışı anonim şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı sorumluluk ve diğer davalı şirketlerin aşırı fiyatla dava dışı anonim şirkete araç ve ekipman kiraladıkları iddialarına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile davacı şirketlerin hissedarı olduğu dava dışı … Tic. A.Ş. ile davalı olarak gösterilen şirketler arasında imzalandığı belirtilen Makine ve Ekipmanların Kiralama Sözleşmelerinin sona ermesinden sonra yapılan piyasa araştırmaları neticesinde 2009, 2010 ve 2011 yılları için davalı olarak gösterilen şirketlere ödenen kira bedellerinin normal piyasa fiyatlarının çok üzerinde, fahiş olduğunun tespit edildiği iddiası ile fahiş olduğu bildirilen fiyat farkının herbir faturanın düzenleme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve yine dava konusu fahiş olduğu iddia olunan fiyatlandırma nedeni ile dava dışı … Tic. A.Ş.’nin uğradığı iddia olunan müspet zararın, dava dilekçesinde açıklanan nedenlerle sorumlu olduğu bildirilen Ekipman Kiralama Sözleşmelerinin tarafı olduğu iddia edilen davalı şirketlerden ve aynı zamanda dava dışı … Tic. A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi ve ortağı olarak A grubu hissedarlardan olduğu iddia olunan davalı gerçek kişilerden tahsili ile davacıların hissedar olduğu … Tic. A.Ş.’ye ödenmesini talep ettiği ancak daha sonra davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan 15/05/2013, 22/05/2013 ve 10/06/2013 tarihli cevaba cevap dilekçeleri ile her ne kadar dava dilekçesinde talep edilen tazminatın dava dışı … Tic. A.Ş.’ye ödenmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de bu yöndeki taleplerini, mahkemece yapılacak yargılama neticesinde hükmedilecek tazminatın şirkete değil de davacı ortaklara ödenmesi yönünde taleplerini değiştirdiklerini bildirdikleri ve mahkememizce yapılan yargılama sırasında da davacılar vekili tarafından 09/12/2013 tarihli ön inceleme duruşmasında da dava dilekçesindeki taleplerinin cevaba cevap dilekçelerinde belirtildiği üzere bu yönde değiştirildiği beyan edilerek dava dilekçesinde talep edilen alacağın davacılara ödenmesi talep edilmiştir.
Dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun “İddia Ve Savunmanın Genişletilmesi Veya Değiştirilmesi” başlıklı 141. maddesinde “Taraflar cevaba cevap ve 2.cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatı ile iddia ve savunmalarını genişletip yahut değiştirebilirler…” hükmü gereğince davacılar vekilinin dava dilekçesinde davalılardan tahsili talep edilen tutarın tarafların hissedarı bulunduğu … Tic. A.Ş.’ye ödenmesine ilişkin talebini, dosyaya sunmuş olduğu cevaba cevap dilekçesiyle ve 09/12/2013 tarihli duruşmadaki beyanı ile doğrudan hissedar olan davacılara ödenmesi yönünde değiştirmesinde HMK’nun 141. maddesi kapsamında yasal engel bulunmadığı anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanununun 2. maddesi ile düzenlenen “Bu Kanunda aksi öngörülmemiş ve/veya farklı bir şekilde düzenlenmemişse; a)TTK.nun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukuki sonuçlarına bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse o kanun hükümleri uygulanır. b)TTK.nun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş hukuki fiiller, bağlayıcılıkları ve hukuki sonuçları itibarıyla, bu tarihten sonra dahi, gerçekleştikleri tarihte yürürlükte bulunan kanuna tabidir. c)TTK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra meydana gelen olaylara TTK hükümleri uygulanır.” şeklindeki yasa maddesi kapsamında davaya konu Kiralama Sözleşmelerinin 2009 ve 2010 yılında imzalanmış ve 2011 yılında da devam etmiş olması nedeniyle davaya konu uyuşmazlığa 6762 Sayılı TTK hükümlerinin uygulanmasının gerektiği anlaşılmıştır.
Mülga 6762 Sayılı TTK’nun 336.maddesi ile “İdare meclisi azaları, şirket namına yapmış oldukları mukavale ve muamelelerden dolayı şahsen mesul olmazlar. Ancak aşağıda yazılı hallerde gerek şirkete, gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler..” şeklinde, ve yine aynı Yasanın 309.maddesi ile de “Şirketin 305, 306, 307 ve 308.maddelerinde yazılı fiillerle ızrar edilmesi halinde bundan dolayısıyla zarar gören pay sahipleri ve şirket alacaklılarının dava hakları vardır. Ancak hükmolunacak tazminat şirkete verilir.” şeklinde düzenlemenin bulunduğu ve yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’nun “Şirket Zararı” başlıklı 555.maddesinde ise “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlemenin getirildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekili tarafından davacıların ve davalı gerçek şahısların hissedarı bulunduğu bildirilen … Tic. A.Ş. ile davalı şirketler arasında imzalandığı bildirilen Kira Sözleşmelerindeki kira bedellerinin fahiş olması nedeniyle … Tic. A.Ş.’nin zarara uğratıldığı iddia edilmiş olup davaya konu … Tic. A.Ş. ile davalı şirketler arasında imzalandığı belirtilen Kira Sözleşmelerindeki kira bedellerinin fahiş olduğu iddiasıyla meydana geldiği iddia olunan zararın davacı hissedar şirketler açısından doğrudan zarar olarak kabul edilemeyeceği, davaya konu olup oluştuğu iddia olunan zarar davacılarca iddia edildiği şekilde meydana gelmiş ise bu zarar doğrudan davacı hissedarların değil, tarafların hissedarı bulunduğu şirkete ait bir zarar olacağından TTK’nun 309. maddesi kapsamında davacıların hükmolunacak zararın doğrudan kendilerine ödenmesi yönünde talepte bulunamayacakları, bu yönde açılmış davanın bu nedenle dinlenemeyeceği sonucuna varılmış olmakla davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığından davalı şirketler yönünden bu nedenle davanın reddine karar verme gerektiği kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere davalı gerçek kişiler yönünden aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olup, iş bu karar kesinleşmiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul (Kapatılan) 43. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/20-2014/46 E.K. sayılı kararı ile davalı …, …, …p, …p aleyhine açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş olup, iş bu kararın Yargıtay aşamasından geçerek kesinleşmiş olması nedeni ile bu davalılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalılar … Tic. A.Ş., … A.Ş., …. Ltd. Şti., ….Tic.A.Ş., … Tic.A.Ş., … A.Ş. aleyhine açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu harcın peşin alınan 171.833,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 171.797,50-TL harcın davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı şirketler tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 3/2 ve 7/2 maddeleri gereğince hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendilerini vekil ile temsil ettiren tüm davalı şirketlere eşit oranda verilmesine,
Dair; davacılar vekili ile davalılar …, …, … Tic. A.Ş., … Yatırım A.Ş., … Tic. Ltd. Şti., …. Tic. A.Ş., … Tic.A.Ş., … A.Ş. vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda hükmün tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/07/2018

Başkan …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Katip …
E-İmza