Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1126 E. 2021/17 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1126 Esas
KARAR NO : 2021/17

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/11/2016
KARAR TARİHİ : 20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… Plaka sayılı araç, müvekkili şirket nezdinde … Numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile 27.08.2009-27.08.2010 tarihleri arasında davalı şirket adına sigortalı olduğunu, sigortalı araç, 03.04.2010 tarihinde alkollü sürücü …’nın sevk ve idaresinde iken ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğunu, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma No.lu dosyası, ifade tutanakları ve dosyada mübrez belgelerde sigortalı araç sürücüsünün sigortalı … plakalı araçla 176 promil alkollü iken trafik kazasına sebep olduğu ve sürücü …’nın tam kusurlu olarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84.maddesinde yer alan asli kusurlardan “10 manevraları düzenleyen genel şartlara uymamak” ve 52/1a kurallarını ihlal ettiği tespit edildiğini, meydana gelen kaza sonucunda vefat eden …’nın mirasçıları tarafından … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile müvekkil sigorta şirketi aleyhine destekten yoksun kalma talebiyle açılan tazminat davası neticesinde verilen … sayılı kararın … 2. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine konu edilmesi üzerine, müvekkili şirket tarafından dosya hesabına 10.08.2015 tarihinde fer’iler dahil toplam 226.853,94 TL. ödeme yapıldığını, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, toplam 226.853,94 TL’nin ödeme tarihi olan 10.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, harç, masraf ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılmış olması sebebiyle dava şartı yokluğundan reddine, vekil edenin kazaya karışan araç üzerinde fiili hakimiyetinin sona ermiş olduğu kabul edilerek davanın husumet yokluğundan reddine, husumet itirazlarının reddi halinde kaza tarihinde önce aracı devralan … Ltd. Şti.’nin iş bu davanın ihbarı edilmesine, usule ilişkin itirazlarının kabul görmemesi halinde yapılacak tahkikat neticesinde ortaya çıkacak davacının haksız ve hukuka aykırı olarak ikame ettiği davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Tedavi evrakları, araç tescil kayıtları, poliçe, kaza tespit tutanağı,
2-Mahkememizce atanan Mali Müşavir … tarafından sunulan 31/10/2019 tarihli bilirkişi raporu.
3-Mahkememizce atanan kusur uzmanı … ile Nöroloji Uzmanı … ve Sigortacı … tarafından müşterek sunulan 12/05/2020 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
… Plaka sayılı aracın, davacı şirket nezdinde … Numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile 27.08.2009-27.08.2010 tarihleri arasında davalı şirket adına sigortalı olduğu, sigortalı araç ile 03.04.2010 tarihinde alkollü sürücü …’nın sevk ve idaresinde iken ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebep olunduğu, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma No.lu dosyası, ifade tutanakları ve dosyada mübrez belgelerde sigortalı araç sürücüsünün sigortalı … plakalı araçla 176 promil alkollü iken trafik kazasına sebep olduğu belirtilmiş olmakla, yapılan ödeme nedeniyle tam kusurlu olan araç sürücüsünün kusuru nedeniyle işletenine açılan dava da, uyuşmazlık, Trafik kazasından kaynaklanan ve davacının kendi sigortalısına döndüğü, rücuen tazminat talebidir.
Dosyanın esası için, yapılacak iş, davacı kendi sigortalısına rücu ettiğinden, araç sürücüsünün münhasıran alkolün etkisinde kaza yapıp yapmadığı, yapılan ödemenin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, davalının savunmasına göre, aracın fiili işleteninin 3.kişi olup olmadığı ve buna göre davalının işleten olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Bu doğrultuda yapılan ödemenin dosya kapsamına uygun olup olmadığının tespiti açısından dosya mali müşavire tevdi olmakla, 31/10/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre “…Davacı tarafından sigorta ödenmesine dayanan rücuan tazminat davasına konu olan 226.853,94-TL tutarın … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas 2013/290 karar sayılı kararına istinaden başlatılan … 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile uyumlu olduğunun tespit edildiği…”yönünde görüş bildirilmiştir.
Meydana gelen kazada, araç sürücüsünün ağır kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmak üzere, dosya kusur uzmanı … ile Nöroloji Uzmanı … ve Sigortacı …’a tevdi edilmiş ve müşterek sunulan 12/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda;”… … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun asli kusur sayılan haller ve kurallardan madde 84/j manevraları düzenleyen genel şartlara uymama hallerinde asli kusurlu sayılırlar ve 52/1-a Kavşaklara yaklaşırken dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve yaya onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, maddelerini ihlal etmesi sebebiyle meydana gelen kazada %100 oranında asli kusurlu olduğunu, dava konusu zarardan … plaka sayılı …markalı aracın ruhsat sahibi olan … Tic. Ltd. Şti’nin sorumlu olduğunu, davacı … şirketinin davalı şirkete sigorta sözleşmesinin tarafı ve sigorta ettireni sıfatı ile rucü davası açmakta haklı bulunduğunu ve 226.853,94-TL talep edebileceğini, dava konusu trafik kazasının dava dışı sürücünün münhasıran güvenli sürüş kabiliyetini kaybedecek derecede alkollü olması nedeniyle meydana geldiğine…”dair görüş bildirilmiştir. Buna göre sürücünün meydana gelen kazada, ağır kusurlu olduğu ve davacının kendi sigortalısına rücu hakkı elde ettiği yönünde tereddüt bulunmamaktadır.
Ancak savunmaya göre, davalı her ne kadar araç tescil maliki olarak görünüyor ise de, araçta fiili hakimiyeti olmadığını ve bu sebeple işleten olmadığını iddia etmektedir.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Buna göre, 23.06.2009 tarihinde haricen satış sözleşmesi ile aracın … Ltd. Şti’ye devredildiği, araç bedelinin davalı tarafa aktarıldığı, alıcı tarafından aracın…’ya götürüldüğü, kazanın 03.04.2010 tarihinde alıcı …Ltd Şti yetkilisi … damadı olan … tarafından gerçekleştirildiği, şirket yetkilisinin mahkememize sunduğu dilekçede, aracın işleteni olduğunu ve her türlü hukuki ve mali sorumluluğun kendisinde bulunduğunu beyan ettiği, her ne kadar sigortalı olarak davacı görünüyor ise de, sigorta sözleşmesinin davalı tarafından yaptırıldığı, sözleşmenin dava dışı …Ltd Şti’ye davacı tarafından fax çekildiği, buna göre, sigorta sözleşmesinin devir alan kişi ile davacı arasında gerçekleştiği, aracın sigorta primleri ve Motorlu Taşıtlar Vergisinin davalı tarafından ödendiği, daha önce ödemelerin … üzerinden yapılırken, devirden sonra ödemelerin … Vergi Dairesi kullanılarak gerçekleştirildiği, aracın bizzat devir alan kimse tarafından kullanıldığı anlaşılmakla ve buna göre maddi ölçü olarak artık davacının araç üzerinde fiili hakimiyetinin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalmadığı, böylelikle aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekmekte olup, davalının işleten sıfatı olmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 3.874,10-TL harçtan düşümü ile bakiye 3.814,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 24.329,78-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/01/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza