Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1124 E. 2019/464 K. 11.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1124 Esas
KARAR NO : 2019/464

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/11/2016
KARAR TARİHİ : 11/06/2019

Dava öncelikle 28/09/2016 tarihinde sehven Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış olup Mahkemece 06/10/2016 tarihli ve 2016/755 Esas ve 2016/598 Karar sayılı kararıyla dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilme kararı verilmiş ve dosya Mahkememize tevzi olarak Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 18/11/2012 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi düzenlenen … plakalı araçta yolcu konumunda olan müvekkilinin malul kalması ile meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, araçta yolcu konumundaki kusursuz müvekkili en az %14 malul hale geldiğini, … plaka sayılı otomobil sürücüsü asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkili kaza anında otomobil içerisinde yolcu konumunda olduğunu ve herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kazada yaralandığını ve … Devlet Hastanesinde, … Acil Yardım Hastanesi, … Üniversitesi Hastanesinde tedavi gördüğünü, davacı müvekkilinin 1987 doğumlu olduğunu, kaza tarihinde 25 yaşında ve kaza tarihindeki gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü üzerinden aktüerya hesabının yapılmasını talep ettiklerini, davalı … Sigorta Şirketine 10/08/2016 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, kanuni süre içersinde olumlu ya da olumsuz herhangi bir yanıt taraflarına iletilmediğini, davalının tedavi teminatı kapsamında geçici bakıcı giderinden sorumlu olduğunu, geçici bakıcı gideri taleplerinin bulunmadığını, davalı şirketin avans faizinden sorumlu olduğunu, müvekkilinin maluliyet oranının tespiti amacıyla müvekkilinin Adli Tıp’a sevkini, zorunlu malu mesuliyet sigortasından doğan şimdilik 2.500,00-TL maluliyet tazminatı, 250,00-TL bakıcı gideri tazminatı ve 250,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olacak şekilde şimdilik 3.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Yargılamaya konu somut olayda, davacılar vekili tarafından dava öncesinde eksik belgelerle müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, başvuruya ilişkin müvekkili şirket tarafından verilen cevapta eksik belgelerin (genel adli muayene formu, kaza tutanağı aslı/aslı gibidir onaylısı ve ifade tutanakları, araç sürücüsüne ait alkol raporu, ehliyet) iletilmesinin talep edilmesine rağmen karşı tarafça eksik belgeler ile müvekkili şirkete iletilmek yerine haksız yere huzurdaki davanın açıldığını, davacı …’in 18.11.2012 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı aracın sürücüsü olması durumunda tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin açıkça teminat dışı bırakıldığını, davacı …’in … plakalı aracın sürücüsü olması sebebi ile kusurundan faydalanamayacağından tazminat talep etme hakkının bulunmayacağını, davacı …’in 18.11.2012 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olması durumunda hesaplanacak tazminat üzerinden hatır taşıması indirimine gidilmesinin gerektiğini, hesaplanacak tazminat üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmesinin gerektiğini, davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespiti Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılmasının gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden özürlü sağlık raporu alınmasının gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanmasının gerektiğini, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenen veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili şirket tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini, müvekkils şirketin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacı vekilinin temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz talebinin haksız olduğunu ve reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin açılmasına sebebiyet vermediği işbu dava nedeniyle yargılama gideri ve avukatlık ücretinden de sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesinin gerektiğini, davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-… Acil Yardım Hastanesi tedavi evrakları, … Üniversitesi tedavi evrakları, … Devlet Hastanesi tedavi evrakları, kaza tespit tutanağı, olay yeri krokileri, olay yeri inceleme raporu formu, kazaya ait görüntüler, sigorta poliçesi, hasta tedavi CD’si,
2-… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosya sureti.
3-… 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosya sureti.
4-… Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun … tarih ve … nolu maluliyet raporu.
5-İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarih ve … sayılı kusur raporu.
6-Mahkememizce atanan aktüerya bilirkişisi … tarafından sunulan hesap raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi ile 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre trafik kazasından kaynaklanan ve sigorta sorumluluğuna dayalı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri tazminatı talebidir.
Mahkememizin 18/09/2017 tarihli 4 nolu ara karar gereği davacı asilin maluliyet durumunun tespiti için asıl dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verilmiş ve İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun … tarih ve … nolu maluliyet raporunda özetle: “…’in 18/11/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı sağ tibia kırığı ve sol femur kırığı sonrası gelişen uyluk atrofisi arızaları nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (32a……….1)A %5, Gr1 XII (35a….3)A %7, Balthazard formülüne göre %11,65, E cetveline göre %9.3(yüzdedokuznoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiğinin sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine…” dair rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizin 18/09/2017 tarihli 4 nolu ara karar gereği dosyada tarafların kusur durumlarının tespiti için fotokopi dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verilmiş ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarih ve … sayılı kusur raporunda özetle:” 1. durumda davacı …’in araç sürücüsü olduğu kabulünde; Sürücü … yönetimindeki aracı ile yola gereken dikkatini verip mahal şartlarını dikkate alarak hızını yeterince azaltıp kontrollü ve tedbirli bir şekilde seyretmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği , sevk ve idare hatası ile aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği , takması gereken emniyet kemerini takmadığı ,dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullandığı olayda asli kusurludur…”,”…2.durumda; Davacı …’in yolcu konumunda olduğu kabulünde; Tespit edilemeyen araç sürücüsü yönetimindeki aracı ile yola gereken dikkatini verip mahal şartlarını dikkate alarak hızını yeterince azaltıp kontrollü ve tedbirli bir şekilde seyretmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, sevk ve idare hatası ile aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullandığı olayda asli kusurludur. Davacı … yolcu olarak bulunduğu araçta takması gereken emniyet kemerini takmayıp nizamlara aykırı yolculuk etmekle kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü olayda tali kusurludur. Yukarıdaki hususlar muvacehesinde olayda; 1.DURUM; Davacı …’in araç sürücüsü olduğu kabulünde; Sürücü …’in %100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, 2. DURUM; Davacı …’in yolcu konumunda olduğu kabulünde; tespit edilemeyen araç sürücüsünün %80 (Yüzde Seksen ) oranında kusurlu olduğu, davacı …’in %20 (Yüzde Yirmi) oranında kusurlu olduğuna…” dair kusur raporu tanzim edilmiştir.
Mahkememizin 09/10/2018 tarihli celsesinde verilen 3 nolu ara karar gereği dosyanın aktüerya bilirkişisi …’e tevdi edilerek alınan bilirkişi raporunda özetle: “…18/12/2018 tarihli kazada sürekli iş göremez hale gelen davacı …’in maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olarak kazaya karışan aracın sürücüsünün davacının olduğunun kabul edilmesi halinde davalı sigorta şirketindeki taleplerinin yerinde olmadığı, kazaya karışan aracın sürücüsünün davacının dışında tespiti yapılamayan bir kişinin olduğunun kabulü halinde tespiti yapılamaya araç sürücüsünün %80(yüzde seksen), davacının %20(yüzde yirmi) kusurlu olduğu duruma göre yapılan hesaplamada geçici iş göremez olunan dönem için hesaplanan maddi tazminat tutarının 5.649,22-TL, sürekli iş göremez olunan dönem için hesaplanan maddi tazminatın 55.115,82-TL olduğu, hesaplanan toplam maddi tazminat tutarının 60.765,04-TL olduğu, poliçe teminat üst limitinin 225.000,00-TL ve hesaplama maddi tazminatın poliçe teminat üst limitini aşmadığı, hesaplama maddi tazminata temerrüte düşülen 22/08/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin gerektiğine…” dair 06/11/2018 tarihli raporunu tanzim edip mahkememize sunmuştur.
Davacılar vekilinin UYAP üzerinden gönderdiği 17/12/2018 tanzim tarihli dilekçesi ile talebini bilirkişi raporu doğrultusunda geçici iş göremezlik tazminatı 5.649,22-TL, sürekli iş göremezlik tazminatı 55.115,82-TL olmak üzere toplam 60.765,04-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine dair ıslah dilekçesini sunmuş ve ıslah harcını ikmal etmiştir.
Olayın meydana geldiği 18/11/2012 günü 03:00 sıralarında … plakalı aracın … istikametinde seyrettiği esnada … Caddesi … karşısında tek taraflı kaza yaptığı, kaza sonucunda davacının yaralandığı dosyada bulunan ve celp olunan savcılık dosyası, ceza dosyası, kaza tespit tutanağı, olay yeri krokileri, olay yeri inceleme raporu formu ve kazaya ait görüntüler ile sabittir. Kazaya dair Mahkememizde görülen dava özelinde asıl irdelenmesi gereken husus kaza esnasında araç sürücüsünün davacı … olup olmadığıdır. Dava dosyası ve kaza nedeniyle açılmış olan … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde kazayı yapan aracın davacı …’in babasına ait olduğu, kaza sonucunda … ve …’ın vefat ettiği sabittir. Ceza dosyasında …’in kazaya karışan aracı kendisinin kullandığını beyan ettiğine dair polis memurları tarafından 18/11/2012 tarihinde saat 03:50’de tutanak tanzim edilmiştir. …, … Polis Merkezi Amirliği’nde 21/01/2013 tarihinde alınan ifadesinde kaza sonucu kafasına aldığı darbe sonucu beyin kanaması geçirdiğini kaza anında aracı kimin kullandığını ya da aracın içinde kimlerin bulunduğunu hatırlayamadığını, … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının 12/12/2013 tarihli celsesinde kaza sonucu beyin kanaması geçirdiği için herhangi bir şey hatırlamadığını, aracı kullanıp kullanmadığını hatırlamadığını beyan etmiştir. Kaza yapan aracın içinde bulunan …, … Polis Merkezi Amirliği’nde … tarihinde alınan ifadesinde tam olarak hatırlayamasa da araç sürücüsünün … olduğunu, … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının … tarihli celsesinde aracı …’in kullandığını beyan etmiştir. Kazaya ilişkin tutanak tanzim eden polis memurlarından tanık …, … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının 29/04/2014 tarihli celsesinde …’i kastederek kaza sonrası yanına giderek aracı kendisinin kullanıp kullanmadığını sorduklarında aracı kendisinin kullandığını söylediğini beyan etmiştir. Yine tutanağı tanzim eden polis memurlarından …, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Tal. sayılı dosyasının 10/07/2013 tarihli celsesinde kaza mahaline gittiklerinde …’e aracı kimin sürdüğünü sorduklarında, …’in kendisinin sürdüğünü söylediğini, ancak …’in kendisinde olmadığını, şok halinde olduğunu dolayısıyla doğru beyan vermemiş olabileceğini beyan etmiştir. Kazada vefat eden …’ın annesi müşteki …, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Tal. sayılı dosyasının 01/10/2013 tarihli celsesinde kaza gününde eve olduğunu, …’in gelip oğlu …’ı görmek istediğini, oğlunun … ile gittiğini, arabayı …’in sürdüğünü, bu nedenle kaza esnasında arabanın … tarafından sürüldüğünü düşündüğünü, çünkü olay tarihinde oğlunu almaya gelenleri gördüğünü, arabayı süren kişinin … olduğunu, …’in arka koltukta oturduğunu beyan etmiştir. Ceza dosyasında alınan sanık ifadesi, müşteki ve tanık ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde kaza sonucunda davacı …’in kaza nedeniyle yoğun bakım ünitesine yatırıldığı, sol paryetalde (kafatasının kenarlarının ve çatısının birleştiği kemik) çökme kırığı meydana geldiği, sol paryetalde travmatik SAK (Subaraknoid kanama, beyin kanaması) saptandığı, tutanaktaki polis memurlarından …’ın …’in kendisinde olmadığını, şok halinde olduğunu dolayısıyla doğru beyan vermemiş olabileceğine dair beyanı birlikte düşünüldüğünde polis memurlarına aracı kendisinin kullandığına dair beyanına itibar edilemeyeceği, kaza yapan aracın içinde bulunan …’ın aracı …’in kullandığını beyan ederek arkadaşı …’i suçtan kurtarmaya yönelik hareket ettiği düşünülebilecek olsa bile kazada vefat eden …’ın annesi …’in oğlunun ölümüne sebebiyet verdiğini bildiği bir kişi lehine ifade vermesinin mümkün olamayacağı kanaatine varılarak bu müştekini aracı kazadan önce …’in kullandığını ve …’in arka koltukta olduğunu beyan etmiş olması nedeniyle Mahkememizce kaza esnasında araç sürücünün davacı … olmadığına kanaat getirilmiştir. Bu nedenle kazada Adli Tıp Kurumu kusur raporundaki tespit edilemeyen araç sürücüsünün %80, davacı …’in %20 oranında kusurlu olduğuna dair 2. durum kusur tespitinde esas alınmıştır.
Dosyaya celp olunan deliller ile dosya kapsamında aldırılan maluliyet, kusur ve hesaba ilişkin raporlar hadiseye ve hukuka uygun, denetime elverişli bulunmuş hesaba ilişkin bilirkişi raporunda yapılan tazminat hesaplaması hükme esas alınmış diğer yandan davacı asilin davalı tarafından sigortalanan araçta bedelsiz olarak taşınsa da aracın babasına ait olması nedeniyle hatır taşıması indirimine gidilmemiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesinde düzenlenen; “Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.” hükmü gereğince geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 22/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, belgelendirilmeyen bakım giderine ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE 60.765,04-TL’nin 22/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakım giderine ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 4.150,85-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.121,65-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 7.034,15-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 250,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 600,00-TL bilirkişi ücreti, 881,00-TL Adli Tıp Kurumu rapor faturaları, 221,00-TL posta masrafı üzere toplam 1.702,00-TL’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.695,02-TL ile 62,70-TL ilk harç, 200,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.957,72-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.11/06/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza