Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1112 Esas
KARAR NO : 2018/1140
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/11/2016
KARAR TARİHİ : 15/11/2018
Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davalılar … A.Ş. ve …’nin kurmuş oldukları …-… Ortak girişimi isimli adi ortaklık arasında 15/05/2007 imza tarihli “… Projesi, … Sistemi İçin İkram Servisi Ve Kat Hizmetleri Ve Çamaşırhane Hizmetleri” sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca yapılan ikram servisi, kat hizmetleri, çamaşırhane hizmetleri, kamp ilaçlamaları ve sair hizmetlerin müvekkili şirketçe karşılanması konusunda anlaştıklarını, hizmet verilecek kamp sayısının 2 adet olduğunu ve sözleşmeye göre hizmet verilecek kişi sayısının 1503/gün olduğunu, müvekkili şirketin ilerleyen inşaat faaliyetleri ve artan iş hacmi neticesinde 01/11/2007 tarihinde 3. kamp olan … kampında da yemek hizmetlerine başladığını ve nihayetinde 15/05/2008 tarihinde hızla büyüyen iş hacmi ve artan kamp sayısı ile 7 ayrı kampta 26 yemekhanede hizmet vermeye başladığını, bu hususun dava konusu sözleşmede kararlaştırılan birim fiyatların verilen hizmetin ve artan maliyetlerin çok gerisinde kalmasına yol açtığını, iş hacminin büyümesinden dolayı bir çok yeni işin haricen yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin Şubat 2011 tarihi itibari ile davalıların mutabakatıyla ve hakedişlerle sabit kesinleşmiş olan alacağının 2.912.788,00-USD iken 2011 sonrası yapılan ödemeler neticesinde mutabakat yapıldığını, nihai kesinleşmiş bakiyenin 1.551.250,00-USD kaldığını, müvekkili şirketin yaptığı sözleşme dışı işler ve usulsüz fiyat tenzili dolayısı ile müvekkiline ödenmeyen diğer alacak kalemleri toplamının 3.393.333,00-USD olduğunu belirterek alacaklarının hak edişlerle ve mutabakatla kesinleşmiş kısmı olan 1.551.250,00-USD bedel için davalılara ait menkul araç ve gayrimenkuller üzerine tedbir amaçlı olarak ihtiytai haciz kararı verilmesine, bilirkişi incelemesi ile alacaklarının tespiti ile şimdilik taraflarca mutabakatı yapılıp hak edişleri kesinleştirilmiş bulunan 1.551.250,00-USD’nin sözleşme koşullarınca kararlaştırılan tüm ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığını, ayrıca müvekkili ile …. arasında kurulmuş herhangi bir ortak girişimin de söz konusu olmadığını belirterek davanın müvekkili bakımından husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 26/12/2016 tarihinde dosyaya sunduğu dilekçesinde, dava dilekçesinde davalılar kısmında maddi hata nedeni ile davalı olarak …’nin yazıldığını, bu maddi hatanın …’nin sunmuş olduğu beyanla tespit edildiğini, HMK 124 maddesi uyarınca maddi hatanın düzeltilerek dava dilekçesinin davalı sıfatı ile ….’ye tebliğine karar verilmesini talep etmiştir.
06/06/2017 tarihli oturumda alınan 1 nolu ara karar ile HMK 124 maddesi gereğince davacının davalı taraf değişikliğine ilişkin talebinin kabulü ile ….’nin davalı taraf olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davalı … İnş. Ve … A.Ş. ile … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davada hasım değişikliği yapılarak davalı …Ş. yerine müvekkili … İnş.. A.Ş.’nin davalı gösterilmesinin yasaya aykırı olduğunu, iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, taraflar arasında 15/05/2007 tarihinde akdedilen sözleşmeden doğan alacakların 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, davacının Şubat 2011 tarihinde …’da yaşanan olaylar nedeniyle …’yı terk etmiş olduğundan son işlem tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının iddia ettiği alacak muaccel olmadığından müvekkilinin temerrüde düşmediğini, hakedişlerin tümünü ihtirazi kayıt ileri sürmeden düzenleyerek imzalayan davacının, kesinleşip faturası kesilmiş ancak ödenmemiş hakedişler dışında müvekkili …’den herhangi bir talep veya dava hakkının söz konusu olamayacağını belirterek davanın …’ye açılması gerekirken …’nin ortaklarına dava açılmasının hukuken mümkün olmadığından davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine, davacının maddi hataya düştüğü iddiasının doğru olmadığından müvekkili … İnş… A.Ş. Hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddin, belirsiz alacak davası açılamayacağından öncelikle esasa girilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine, zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davacı taleplerinin ve davanın zamanaşımından dolayı reddine karar verilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalılar … İnşaat.. A.Ş. ve … arasında kurulduğu ifade olunan adi ortaklık ile davacı arasında akdedilen sözleşmedeki edimlerin davacı tarafından yerine getirildiği ancak davalıların eksik ödeme yaptığından bahisle eksik yapıldığı ifade olunan ödeme bedelinin davalılardan tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalı şirketlerin sicil dosyaları getirtilip incelenmiştir. Davacı tarafça davaya dayanak olarak gösterilen, davacı taraf ve dava dışı “…-… Ortak Girişimi”nin taraf olduğu “Alt-Sözleşme” başlıklı sözleşmenin 10.0.0 maddesinde alt-sözleşme ile bağlantılı olarak doğabilecek olan herhangi bir uzlaşmazlığın nihaî olarak İstanbul, Türkiye’deki Türk Mahkemeleri tarafından çözüleceğinin düzenlendiği, 14.0.0 maddesinde “İş bu alt-sözleşme Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına tabî olacak ve onlar uyarınca yorumlanacaktır.” yazılı olduğu görülmüştür. Yabancılık unsuru taşıyan sözleşmeye uygulanacak hukuk 5718 sayılı MÖHUK’ta düzenlenmiştir. 5718 sayılı yasanın 9/4 maddesine göre tüzel kişiliğe sahip şirketlerin hak ve fiil ehliyetinin başlangıç ve sona ermesi, yani kurulma, infisah ve tasfiye organlarının teşekkülü, tüzel kişinin temsili, tüzel kişinin aktif ve pasif dava ehliyeti (davacı … davalı olabilme ehliyeti), şirketin ana sözleşmesinde yer alan idare merkezi hukukuna tabîdir. Davalı … İnş. ve Tesisat A.Ş. vekili tarafından dosyaya sunulan … Başkonsolosluğunun … tarih … sayılı yazısından dava dışı …-… Ortak Girişimi şirketinin 2006 yılında …’da kurulduğu, tüzel kişiliğinin bulunduğu, … Ticari ve Vergi Kanunlarına tabî olduğu, şirketin %67 hissesinin … İnş. ve Tesisat A.Ş.’ye ve %33’ünün … Turz. A.Ş.’ye ait olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşme kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Somut olayda davanın sözleşmenin tarafı olan “…-… Ortak Girişimi”ne yöneltilmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nun “Dava Şartları” başlıklı 114/1-d maddesinde “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması,” düzenlemesi yer almaktadır. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi borçlu kişi olup, buna pasif husumet denilir. Bir davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise dava bu sebep ile reddedilir. Tüm bu sebeplerden dolayı davalı … İnşaat.. A.Ş. ve … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 88.968,96-TL-TL harçtan mahsubu ile bakiye 88.933,06-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı …… A.Ş. tarafından yapılan 50,50-TL tebligat, posta giderinin davacıdan tahsili ile davalı ….. A.Ş.’ye verilmesine,
5-Davalı …… A.Ş. tarafından yapılan 50,50-TL tebligat, posta giderinin davacıdan tahsili ile davalı …… A.Ş.’ye verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili lehine hesaplanan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi gereğince taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/11/2018
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza