Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1063 E. 2020/608 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1063 Esas
KARAR NO : 2020/608

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2016
KARAR TARİHİ : 13/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle :Müvekkili şirket, nevi değiştirmeden önce de … Tic. Ltd.Şti. olarak, dayanıklı tüketim mallarının üretim ve pazarlaması ile iştigal etmekte ve bu durumu bu gün de sürdürdüğünü, davalı şirket de, müvekkili şirketin ürettiği malların satışını yapan, müvekkili şirketin müşterisi olan bir şirket olduğunu, kısacası müvekkili şirket üretici/tedarikçi,davalı taraf da alıcı ve satıcı olduğunu, bu nedenlerle taraflar arasında yıllara dayanan bir ticari ilişki mevcut olduğunu, taraflar arasındaki alışveriş, piyasa koşullarına uygun olarak yapılmakta olduğunu, taraflar arasında yapılan muhtelif alış verişler nedeniyle taraflar arasında bir cari hesap oluştuğunu, davalı şirket, müvekkili şirketten muhtelif tarihlerde mallar satın aldığını, davalı taraf ekonomik anlamda sıkıntıya girmiş ve piyasaya olan borçlarını ödememek için, müvekkili şirkete yaptığı gibi, önce oyalama yöntemine başvurduğunu, ödenmesi lazım gelen cari açık hesaplarını kapatmadığını, daha sonra da ödeyemeyeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirket, davalı taraftan olan kapanmayan durumdaki 246.599,91.-TL tutarındaki cari alacağını tahsil etmek için, … 36. İcra Müdürlüğü ‘nün … E. sayılı icra takip dosyasından icra takibini başlattıklarını, davalı şirket, kötü niyetli olarak,müvekkili şirkete icra takibindeki borçtan dolayı borçlu olduğunu bildiği halde; sırf takibi sürüncemede bırakmak ve mümkün ise ödememek için,icra takibine haksız olarak itiraz etmiş ve taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını belirtmek suretiyle, borcunu inkâr ettiğini, her ne kadar, icra takibinde cari hesap sözleşmesi denilmesine rağmen ise de bu beyanla taraflar arasında cari hesap nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğu beyan edilmek istendiğini, icra takibi, bu haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle durduğunu, bu nedenle, borçlunun haksız itirazının iptali ve % 20’den az olmamak üzere inkâr tazminatının tahsili için başvurduklarını, açıklanan nedenlerle davalı tarafın haksız ve dayanaksız itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun % 20 ‘dan aşağı olmamak üzere, inkâr tazminatı ödemesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER:
1-… 36. İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyası.
2-… 3. Asliye Ticaret Mahkemesince … talimat sayısıyla aldırılan Mali Müşavir… tarafından sunulan 21/06/2017 tarihli bilirkişi raporu.
3-Mahkememizce atanan Mali Müşavir … tarafından sunulan 26/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce … 36. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … A.Ş aleyhine 246.599,91-TL asıl alacağın icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %10,50 oranında avans faizi işletilmek kaydı ile tahsile ilişkin ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra dosya mali müşavir bilirkişilere (ayrı ayrı) tevdi edilmiş, taraflar arasındaki ticari ilişkinin defterlere ne şekilde yansıdığı, fatura ve ödemelerin defterlerde kayıtlı olup olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı ve varsa alacağının miktarı hususunda rapor alınmıştır.
İlk olarak davacı defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmıştır. Davacı tarafın ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme neticesinde sunulan 21/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle: davacının yasal defter ve dayanağı belgelerinin tetkikinde taraflar arasında ki icra takibine konu olan cari hesap ekstresinin davacının yasal defter ve dayanağı belgelerine göre kayıtlarında işlenmiş olduğu, aralarında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı ve buradan hareketle davacının davalıdan yasal defter ve hesap ekstresine göre 246.599,91-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı ve davalının e-fatura uygulaması kullanma mecburiyetinde olduğunun tespit edildiği, davacınını davalı adına tanzim ettiği faturaların e-fatura sistemi üzerinden kesilerek Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla ile elektronik ortamda aktarımının yapıldığı eğer davalı tarafından elektronik ortamda gönderilen faturalara elektronik ortamda itiraz işlemi yapılmamış ise yada VUK’da belirtilen usullerde itiraz işlemi yapılmamış ise davalı firma tarafından kayıtlara alınmasının gerektiğini, davacı tarafından dava konusu olan cari hesap ekstresindeki davalıya ait olan 246.599,91-TL’lik borç bakiyesinin davalı tarafından davacıya verilen çeklerden 2 adedinin karşılıksız çıkmasından dolayı oluştuğu, davacı tarafından eğer karşılıksız çıkan çeklerin bedelleri üzerinden icra ve takip işlemi başlatılmamış ve sonrasında da icra ve takip işlemi yapılamayacaksa davalının takip tarihi itibarıyla cari hesap ekstresine göre davacıya 246.599,91-TL tutarında borçlu olduğunun görüşe ve kanaatine varıldığına…” dair rapor tanzim edilmiştir.
Akabinde davalı defterleri üzerinde inceleme yapılması için karar kurulmuş ve belirlenen inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerin sunulmaması halinde ibrazdan kaçınmış sayılacağı ve dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilmiş, davalı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmemiş olup, davalı defterlerinin incelenmesi için mahkememizce atanan Mali Müşavir … tarafından sunulan 26/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle.: davada uyuşmazlık konusunun davalı hakkında … 36. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaları ile başlatılan ilamsız takiplere vaki davalı itirazlarının iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu, davacının … 36. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası için 246.599,91-TL asıl alacak icra takibi ile asıl alacak tahsil tarihine kadar % 10,50 avans faiz talebinde bulunduğu, davacının dava konusu e-faturaları portal üzerinden aktarımın yapıldığı, irsaliye üzerinde teslim alanın adı soyadı ve imzasının bulunduğu, davacı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı ve sahibi lehine delil taşıdığı, davacının ticari defter ve kayıtlarında hesap bakiyesinin 246.599,91-TL alacaklı olduğu, bu alacak bakiyesinin 2 adet çekin karşılıksız çıkmasından dolayı oluştuğu, davacı tarafından kesilen faturalardan oluşmadığı, davacı tarafından eğer karşılıksız çeklerin bedelleri üzerinden icra ve takip işlemi başlatılmamış ve sonrasında da icra takip işlemi yapılmayacaksa davacının takip tarihi itibariyle cari hesap ekstresine göre 246.599,91-TL alacaklı olduğu, 28/06/2019 tarihinde mahkeme salonunda inceleme için davalı veya vekilinin gelmediği ve defter ve kayıtları incelemediğinden hesap bakiyesinin davacının lehine alacaklı olduğuna dair tespit yapılamadığı, davacının takip tarihine kadar temerrüt faizi talep edemeyeceği, faiz taleplerinin icra takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar yıllık %10,50 avans faizi ile hesaplanacağı, talep edilen icra inkar tazminatının mahkemenin takdirinde olduğuna…”dair rapor tanzim edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir, bunların haricinde de, cari hesaba karşılık 2 çek verildiği ve bu çeklerin karşılıksız çıktığı, dolayısı ile borcun kabul edildiği, bu 2 çeke ilişkin huzurda görülen davadan başkaca da bir takip olduğu yönünde davalının itirazının bulunmadığı anlaşılmakla, mahkememizce davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, aralarındaki ticari alışveriş nedeniyle verilmiş olan ve karşılıksız çıkan 2 çek nedeniyle oluşan cari hesaptan kaynaklı olarak takip tarihi itibariyle davalıdan 246.599,91 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, itirazın iptali ile takipte talep edilen faiz türü de tarafların tacir olmaları sebebiyle avans faizi olacağından takibin aynı şartlarla devamına, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE, … 36. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin talep talebindeki gibi devamına,
Alacağın %20’si olan 49.319,98-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 16.845,23-TL harçtan peşin alınan 4.211,31-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.633,92-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 25.711,99-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri olarak 4.211,31-TL peşin harç, 1.539,40-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 5.750,71-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/11/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza