Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1011 E. 2020/219 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1011 Esas
KARAR NO : 2020/219

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2016
KARAR TARİHİ : 24/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ara ara tatil yapmak amacıyla …’ne gittiğini ve burada zaman geçirdiğini, bu kapsamda … şehrinde bulunan … Otele bağlı … kısmında da, … tarafından tertip edilmiş oyunlardan oluşan ve yasal olarak kumar sayılan oyunlardan oynadığını, adı geçen kumarhanenin nakit para ödemeyen kişiler için oyunlarda kullanılmak üzere para karşılığında çek keşide etme kuralı getirdiğini, müşteriler tarafından keşide edilen çeklerin karşılıksız çıkma ihtimaline binaen ayrıca müşterilerden teminat senedi de alındığını, teminat senetlerinin lehtar kısmının, çeklerin ödenme ihtimaline binaen boş bırakıldığını, müvekkilinin daha evvel keşide ettiği çeklerin ve vermiş olduğu teminat senetlerinin tahsil edilirken kumarhane çalışanları adına tahsil edildiğini, hali hazırda icraya konan dört ayrı senedin de yine müvekkilince oynanan kumar borcu için keşide edilen çeklere karşılık teminat olarak tanzim edildiklerini ve …’na verildiğini, eş söylemle icra takibine konu edilen çeklerin hem teminat senedi hem de gerçek bir ticaret veya borç ilişkisine dayanmayan, kumar borcundan doğan eksik borç için verilmiş senet niteliğinde olduklarını, senetlerin keşide edilen çeklere teminat olarak lehtar kısmı boş bırakılmak suretiyle müvekkiline tanzim ettirildiğini, müvekkilinin keşide ettiği tüm çek bedellerini ödediğini ancak …’na yeni atanan finans müdürü …’nın kötü niyetli şekilde bu teminat senetlerini lehtar kısmına babası olan davalının ismini yazarak doldurduğunu ve babası adına işlem başlattığını, ilgili senetlerin icraya konmasının mümkün olmadığını, kumar veya bahis borçlarının dava ve takibe konu edilemeyeceğini, eksik borç niteliğinde olduklarını, borcun senede bağlanması halinde dahi talep edilmesinin TBK’nın 605. maddesi uyarınca mümkün olmadığını, kumar borcunun senede bağlanması halinde borcun kaynağının her türlü delille ispatının mümkün olduğunu, ayrıca takipte zorunlu olmasına rağmen davalının kimlik numarası ve adresinin kötü niyetli olarak talebe girilmediğini, senetlerin bedelsiz oldukları alacaklı tarafından bilinerek iyi niyet kurallarına aykırı şekilde senetlere isim yazılarak icraya konulduklarını, davalı tarafın bir çok kişiyi mağdur ettiğini, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun olmadığını beyanla öncelikle tedbiren icra takibinin durdurulması yönünde ve yargılama neticesinde de müvekkilinin … 32. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konu edilen senetlerin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, anlatılan olayların müvekkili ile ilgisinin olmadığını, senedin sebepten mücerret olduğunu, davacının imzaladığı senet ile başlatılan icra takibinde herhangi bir usulsüzlük olmadığını, davacının senetlerdeki imzayı da inkar etmediğini, davacının iddia ettiği kumar borcunun kesin delille ispatının mümkün olduğunu, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini, takibe konu edilen senetlerin iddia edildiği gibi teminat senedi olmadıklarını, senedin teminat senedi olabilmesi için, teminat senedi olduğunun açıkça senedin vade kısmında ve senet metninde belirtilmesi ya da senede atıf yapılarak ayrıca bir sözleşme yapılmış olması gerektiğini, senedin arkasında veya önünde yazan “teminat senedidir” ibaresinin tek başına geçersiz olduğunu beyanla davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine konu edilen bonoların kumar borcunun teminatı olarak verildiklerinden bahisle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizce, … 32. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davalı tarafından davacı aleyhine 2.000,00 USD bedelli, 01/07/2016 vade tarihli, 01/10/2015 keşide tarihli; 3.000,00 USD bedelli, 15/07/2016 vade tarihli, 01/10/2015 keşide tarihli; 5.000,00 USD bedelli, 01/08/2016 vade tarihli, 01/10/2015 keşide tarihli; 5.000,00 USD bedelli, 01/09/2016 vade tarihli, 01/10/2015 keşide tarihli bonolara dayanılarak 13.725,00 USD asıl alacak, 26,18 USD komisyon ve 121,24 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.872,41 USD alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 24/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin itiraz edilmemesi üzerine kesinleştiği, takibe konu edilen bonoların keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalı olduğu, nakden kaydı ile düzenlendikleri, teminat senedi olduklarına dair bir kayıt içermedikleri anlaşılmıştır.
Davacı taraf, icra takibine konu edilen bonoların kumar borcunun teminatını teşkil etmek üzere lehtar kısmı boş olarak, …’nde bulunan…’na verildiğini, davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, davalının, bonoları teminatı oldukları kumar borcu ödenmesine rağmen lehtar kısmını doldurarak icraya konu ettiğini, bonoların kumar borcunun teminatı oldukları için icraya konu edilemeyeceklerini ve borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı ise bonoların teminat senedi olmadıklarını, sebepten mücerret olduklarını, davacının borçlu olduğunu savunmuştur. Uyuşmazlık takibe konu bonoların dayandığı sebebin kumar borcu olup olmadığı, teminat olarak verilip verilmedikleri ve asıl borcun ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Davacının, sebepten mücerret borç ikrarı niteliğinde olan bonoların sebebinin kumar borcu olduğunu kesin delil ile ispat etmesi gerekmekte olup ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi; 2013/16647 E., 2013/19725 K. vb.) bu nedenle ve de davalı tarafın muvafakati olmadığından tanık dinletme talebi reddedilmiştir. Başkaca kesin bir delil sunulmadığından davacı tarafa, dilekçesinde açık şekilde dayandığı yemin delili hatırlatılarak bu hususta beyanda bulunmak ve yemin metnini sunmak üzere kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde davacı yemin metni sunmamış olduğundan ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Karar ve ilam harcı 54,40 TL’nin peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile kalan TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/06/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza