Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1007 E. 2018/325 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1007 Esas
KARAR NO : 2018/325

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/10/2016
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalı …’nun müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bu sözleşmeye istineden borçluya kredi kullandırıldığını, borçlunun kredi hesaplarının … 26. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat edildiğini, borcun süresi içerisinde ödenmediğini, borçlular hakkında … 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 04.10.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu tarih itibariyle 3.452.278,98-TL tutarındaki alacağın 28/09/2016 tarihinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yine aynı risk için teminattaki gayrimenkullerin paraya çevrilmesi adına dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve ipotek veren Tahsin Adiloğlu hakkında … 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca, borcun faizine ve takibe itirazı neticesinde icra takibinin durduğundan bahisle borçlunun itirazının iptaline, hakkında başlatılan icra takibinin devamına, davalının inkar olunan alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı bankanın haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili hakkında … 7. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, müvekkilinin takibe dayanak gösterilen borca ve kredilere kefil olmadığını, müvekkilinin davacı bankaya borcu bulunmadığını, 07/02/2013 tarihli genel kredi sözleşmesine o tarihte iş bu şirketin ortağı olduğundan dolayı kefil sıfatıyla imza attığını, davacı bankanın bu krediden sonra çeşitli tarihlerde dava dışı … şirketine krediler kullandırıldığını, müvekkilinin 20/02/2013 tarihinde şirket ortaklığından ayrılmış olduğundan sonraki dönemlerde şirkete verilen krediler için kefil olmadığını, davacı bankanın müvekkili hakkında kötü niyetli olarak icra takibi başlattığından bahisle davada … Mahkemeleri’nin yetkili olması nedeni ile yetkisizlik nedeni ile davanın reddine, müvekkilinin borçtan sorumluluğunun bulunmaması nedeni ile esas bakımından itirazların kaublü ile davanın esastan reddine, yine davacının tüm taleplerinin reddine, davacının %40 oranındaki icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine reddedilen meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinin ticari nitelikte olup, sözleşmelerde ihtilaf halinde İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin hüküm bulunmaktadır. Sözleşmelerin tarafları tacirdir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ile yürürlükten kalkan 1086 sayılı HUMK’un 22. maddesi ve HMK’nun 17. maddesine göre yapılan yetki sözleşmelerinin taraflar açısından bağlayıcı olduğu, davalı …’nun anılan sözleşmeleri kefil olarak imzaladığı, sözleşmelereki yetki şartının teselsül karinesi ve kefâletin fer’iliği ilkesi gereği kefil olan davalıyı da bağlayacağından yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce … 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … Bankası T.A.O. tarafından borçlular … Ltd. Şti., …, …, … aleyhine kredi üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özetine dayanarak kefiller …, … ve …’nun sorumlu olduğu miktar 3.155.743,10-TL asıl alacak, 138.523,89-TL işlemiş %26 akdi faiz, 142.751,86-TL işlemiş %39 temerrüt faizi, 14.063,79-TL %5 BSMV toplamı, 1.196,36-TL ihtarname masrafının tahsili talebi ile 04/10/2016 tarihinde ilâmsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu … vekilinin icra dairesinin yetkisine, borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce … 10. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … Bankası T.A.O. tarafından borçlular … San Tic. Ltd. Şti. ve … aleyhine sözleşme, ihtarname, hesap ekstresi, ipotek akit tablosu dayanak gösterilerek 3.473.273,00-TL alacağın tahsili talebi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın kredi ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle, davacı bankanın alacağının belirlenebilmesi için dayanak sözleşmeler, icra dosyası, banka kayıtları incelenerek ve tarafların sunduğu kayıt ve belgeler de nazara alınarak, davaya konu icra takibi nedeni ile davalının davacıya borcu bulunup bulunmadığı, kefalet limit ve sorumluluğu da nazara alınarak varsa icra takip tarihi itibari ile alacak ve faiz miktarının tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 02/10/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle “Dava dışı asıl borçlu ile davalı kefilin temerrüt tarihlerinin ayni olması nedeniyle davacı bankanın davalı asıl borçlu ve kefilfden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibarı ile Toplam BORÇ 3.452.359,72-TL, 3.371.289,29-TL, 3.371.289,29-TL, 3.371.289,29-TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere 3.155.734,36-TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %39 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği” yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf vekilleri bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. … 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip dayanağı … nolu kredidir. Davalı … takibe konu kredi sözleşmesinde imzasının olmadığını, dolayısı ile borçtan sorumlu olmadığını savunmuştur. Davacı takip borcuna konu … nolu kredi ile yeni bir kredi kullandırımı olmadığını, davalının kefil olduğu mevcut kredilerin asıl borçlu şirkete talebi üzerine müvekkili banka tarafından yeniden yapılandırıldığını beyan etmiştir. Dosyada mevcut tüm kredi sözleşmeleri, ödeme belgeleri incelenerek davalının kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmelerinden kaynaklı borç miktarının ve bu sözleşmelerden kaynaklı borçlar için yapılan ödemelerin denetime elverişli şekilde ayrıntılı biçimde tespiti ve buna göre davalının kefaleti kapsamında takibe konu kredi sözleşmesi nedeni ile sorumlu olduğu miktarın tespiti için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. 29/01/2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle “davacı banka ile asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında 16/03/2011 tarihli 1.500.000,00-USD, 16/04/2012 tarihli 2.000.000,00-USD, 07/02/2013 tarihli 2.860.000,00-USD ve 06/03/2014 tarihli 2.200.000,00-USD’lik genel kredi sözleşmesine dayalı olarak açılarak kullandırılan kredilerden borcun kaynaklandığı, bu sözleşmelerden 16/03/2011 tarihli 1.500.000,00-USD, 16/04/2012 tarihli 2.000.000,00-USD, 07/02/2013 tarihli 2.860.000,00-USD miktarlı kredi sözleşmelerinde davalı …’nun kefil sıfatı ile imzaları bulunduğundan bu sözleşmelere dayanan tüm borçlarda temerrüdün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağı, 06/03/2014 tarihli 2.200.000,00-USD’lik genel kredi sözleşmesinin var olan kredilerin yapılandırılmasından kaynaklandığı, yeni bir kredi açılarak kullandırılmasının söz konusu olmadığı, ödeme güçlüğüne düşen asıl borçlu dava dışı … Ltd. Şti.’nin kredi borçlarını ödeyebilmesi için kolaylık sağlamak amacı ile kredilerin 2. defa yapılandırıldığı, buna rağmen borçlunun taahhütlerini yerine getirmeyerek borcun takibe düştüğü, davacı banka tarafından davalı …’ndan 27.09.2016 takip tarihi itibariyle tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 3.120.573,83-TL’lik asıl alacak tutarına tahsil edilinceye kadar %39 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan talep edilebileceği, takip talebinde alacak kalemleri arasında gösterilen 1.196,36TL’lik masrafın belgesi sunulmadığı için alacak hesaplanırken dikkate alınmadığı, masrafa ilişkin belgenin sunulması halinde dikkate alınabileceği” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu denetime elverişli, gerekçeli ve hüküm kurmaya yeterli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı banka ve dava dışı … Ltd. Şti. arasında 16/03/2011 tarihli 1.500.000,00-USD, 16/04/2012 tarihli 2.000.000,00-USD, 07/02/2013 tarihli 2.860.000,00-USD ve 06/03/2014 tarihli 2.200.000,00-USD limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, 16/03/2011 tarihli 1.500.000,00-USD’lik, 16/04/2012 tarihli 2.000.000,00-USD’lik, 07/02/2013 tarihli 2.860.000,00-USD’lik sözleşmelerin akdedildiği tarihte davalı …’nun … Ltd. Şti.’nin ortağı olduğu ve bu 3 sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, bu sözleşmelerde kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibaresinin yazılı olduğu, kefâlet sözleşmelerinin düzenleme tarihine göre mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 487. maddesi ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 586. maddesindeki yasal koşulları kapsadığı anlaşılmıştır. Davalı, dava dışı şirketin ortaklığından ayrıldığını ve 06/03/2014 tarihli 2.200.000,00-USD’lik genel kredi sözleşmesinde imzasının olmadığını, bu nedenle takibe konu borçtan sorumlu olmadığını savunmuştur. Davalının kefâletinin bulunmadığı 06/03/2014 tarihli 2.200.000,00-USD’lik genel kredi sözleşmesinin var olan kredilerin yapılandırılmasından kaynaklandığı, ödeme güçlüğüne düşen asıl borçlu dava dışı … Ltd. Şti.’nin kredi borçlarını ödeyebilmesi için kredilerin 2 defa yapılandırıldığı, dolayısı ile takibe konu borcun davalının kefâletinin olduğu kredilerden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davacı banka tarafından hesap kat edilerek … 26. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamede tebliğden itibaren ödeme için 1 günlük süre verildiği, davalı …’na gönderilen ihtarnamenin 31/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Dosyada mevcut 20/02/2013 tarih 8262 sayılı ticaret sicil gazetesinden davalı …’nun şirketteki hissesini … 8. Noterliği’nin … tarih ve … sayılı tasdikli hisse devir ve temlik sözleşmesi ile …’na devrederek ortaklıktan ayrıldığı, davalının bu kararı … 14. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı bankanın … Şubesine ilettiği anlaşılmıştır. Davalının şirketteki hissesinin devri ile mevcut kefâletin hiçbir şekilde düşmeyeceği veya sona ermeyeceği bilinen bir durumdur. Çünkü hisse devri ile kefâletin sonuçlarının hukukî prosedürü bilindiği üzere birbirinden tamamen farklıdır. Hisse devri ile şirketteki ortaklık hukuken sona erer. Oysa ki kefâletten kurtulmanın/çekilmenin yolu öncelikle noter kanalı ile keşide edilebilecek bir ihbarın/ihtarın davacı bankaya ulaştırılması gerekir. Kaldı ki kredi sözleşmeleri karşılıklı taahhütleri içerdiğinden kefil tek yanlı olarak bildirdiği irade beyanı ile kefâletten vazgeçemez. Bu şekildeki bir bildirim akdin diğer tarafınca açıkça kabul edilmedikçe hukukî sonucu doğurmaz. Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşik uygulamaları bu yöndedir. Somut olayda davacı bankaya gönderilen ihtarname/ihbar davacı banka çalışanına 21/04/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosya içeriğine göre davacı banka herhangi bir yanıtta bulunmamıştır. Davacı bankanın, davalının kefil olarak imzaladığı ve bu bildirimden önce kullandırılan krediden dolayı alacağını davalı kefilden talep edebileceği kabul edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalının takip tarihi itibari ile sorumlu olduğu miktarın 3.120.573,83-TL asıl alacak, 13.522,48-TL işlemiş akdi faiz, 84.515,54-TL işlemiş temerrüt faizi, 127.240,25-TL kat tarihine kadar işlemiş faiz, 11.263,88-TL BSMV olduğu anlaşılmış olup, buna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) davalının … 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 3.120.573,83-TL asıl alacak, 13.522,48-TL işlemiş akdi faiz, 84.515,54-TL işlemiş temerrüt faizi, 127.240,25-TL kat tarihine kadar işlemiş faiz, 11.263,88-TL BSMV üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı olan 3.345.852,10-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 669.170,42-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 228.555,16-TL harçtan peşin alınan 58.989,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 169.565,36-TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, 368,50-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.768,50-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.683,15-TL ile 58.989,80-TL harç gideri olmak üzere toplam 61.672,95-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 98.658,52-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 11.264,15-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/04/2018

Başkan
E-İmza
Üye
E-İmza
Üye
E-İmza
Katip
E-İmza