Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/868 E. 2018/229 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/754 Esas
KARAR NO : 2018/324

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2015
KARAR TARİHİ : 21/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sağlık sektöründe özelikle onkoloji alanı ile ilgili olan tıbbi cihaz ve ekipmanların satışı ve servisi alanında faaliyet gösteren ve bu alanda Türkiye’de saygın bir konuma sahip bir firma olduğunu, davalının bir süre müvekkili şirkette … Bölge Servis Yöneticisi olarak çalıştığını, daha sonra kendi isteği ile 10/09/2014 tarihinde bu görevinden ayrıldığını, daha önce müvekkili şirkette çalışan ve müvekkili şirketle rekabet etmeme anlaşması olan …’in kurduğu … Hizmetler Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.’ye eşi …’i ortak etmek suretiyle, bu şirket üzerinden kendi nam ve hesabına çalışarak, müvekkili şirketin müşteri portföyünü hedef alan girişimlerde bulunduğunu ve bu şekilde iş sözleşmesinin 10.9 maddesinde düzenlenen rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini, söz konusu madde hükmü ile davalının açıkça rekabet etmeme borcu altına girdiğini ve madde hükmüne aykırı davranışların tespit edilmesi halinde 1 yıllık brüt ücret tutarındaki cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, davalının hukuka ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlarını tespit eden müvekkilinin davalıyı defalarca uyardığını, Noter ihtarnamesi gönderdiğini, davalının davranışlarına devam etmesi nedeniyle … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu beyanla davalının … 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağının takip talebindeki koşullarla, faiz ve icra inkar tazminatı ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davanın müvekkili ile davacı şirket arasında yapılmış iş akdine dayandırılması sebebiyle davada İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, işçinin işten ayrıldıktan sonra bernzer işte ve geniş bir coğrafyada çalışmamasına dair sözleşmelerin Anayasaya aykırı olması sebebiyle geçersiz olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu sözleşmenin hiçbir zaman yürürlüğe girmediğini ve bu sözleşmeye dayanarak davacının müvekkilinden talepte bulunamayacağını, kaldı ki müvekkilinin davacı ile reakbet edecek bir şirket kurmadığı gibi herhangi bir şirkete de ortak olmadığını beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından 12/02/2015 tarihinde davalı aleyhine 98.978,80 TL asıl alacak, 1.244,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 100.233,52 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 22/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 23/02/2015 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava dışı … Hizmetler Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi’nin ticaret sicil kayıtları, davalının SGK kayıtları celp edilmiş, tanıklar dinlenmiş ve taraf ticaret defterleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti 20/02/2017 tarihli raporunda özetle; davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduklarını, davalının 03/07/2006 tarihinden 10/09/2014 tarihine kadar davacı şirket bünyesinde çalıştığını, davacı şirketin davalıya çalışmış olduğu iş pozisyonu için 13.418,68 TL eğitim gideri harcaması yaptığını, taraflar arasında imzalanan tarihsiz iş sözleşmesinin 10.9 maddesinde davalının rekabet etmeme yükümlülüğünün düzenlendiğini ve bu yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi halinde son brüt maaşının bir yıllık tutarı kadar cezai şart ödeyeceğinin kabul edildiğini, davalının son aldığı brüt ücretin 7.130,01 TL olduğunu, buna göre cezai şart bedelinin 85.560,12 TL olduğunu, davacı tarafından davalıya gönderilen Noter ihtarnamesinin 11/12/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname ile davalıya üç günlük süre verildiğini, buna göre temerrüt tarihi olan 15/12/2014 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin 1.244,72 TL olduğunu, davalının hangi davranışları ile haksız rekabet oluşturduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, ayrıca sözşleşmenin de kelepçeleme niteliğinde olduğunu tespit ve mütalaa etmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Rekabet Yasağının Koşulları başlıklı 444. maddesinde “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü ve rekabetin sınırlandırılmasına yönelik 445. maddesinde “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmü yer almaktadır.
Açıklanan yasal düzenlemeler ışığında tüm dosya kapsmaın değerlendirilmesi neticesinde; davalının davacıya ait işyerinde 03/07/2006 tarihinden 10/09/2014 tarihine kadar tarihsiz ve süresiz iş akdine binaen teknik servis mühendisi olarak çalıştığı, bu sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin 10.9 maddesinde “İş akdinin çalışan tarafından kendi isteği ile veya çalışanın işvereni zor durumda bırakacak rekabetle ilgili fiilleri nedeniyle işverenin iş sözleşmeni feshetmesi nedeniyle; çalışan fesih tarihinden itibaren iki yıl süresince işverenle rekabet edecek herhangi bir işi kendi nam ve hesabına yapmayacağını, yine işverenle rekabet edecek şekilde üçüncü kişilerle ortaklık kurmayacağını, kurulu bulunan mevcut şirketlere ortak ve yönetici olmayacağını, işverenin meslek sırlarından yararlanarak danışmanlık yapmayacağını kabul ve taahhüt eder” düzenlemesinin yer aldığı, davacının işçisi olan davalı ile mezkur yasal düzenleme çerçevesinde rekabet yasağı sözleşmesi yapma hakkı olduğu ve fakat sözleşmede yer alan rekabet yasağında coğrafi ve işlerin türü bakımından sınırlama getirilmediği, dolayısıyla bu rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli kabul edilemeyeceği, davalının çalışma hürriyetine aykırı olduğu, kaldı ki rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü halinde dahi davacı tarafça davalının rekabet yasağına aykırı davrandığına dair özgeçmişinin yer aldığı internet adresinde halen … Hizmetler Ltd. Şti.’nin kurucu ortağı olduğuna dair açıklaması dışında somut bir delil sunulmadığı, resmi kayıtlara göre davalının bu şirketin ortağı olmadığı, bunun dışında hangi iş ve eylemleri ile rekabet yasağına aykırı davrandığının ispat edilemediği ve bu nedenşe sözleşmede yer alan cezai şartın talep edilemeyeceği gibi davacının kendi bünyesinde çalışırken işi ile ilgili olarak davalıya yapmış olduğu eğitim masraflarını da talep edemeyeceği, davalının takibe itirazının haklı olduğu anlaşıldığından davanının reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin ise alacağın ispatlanamamış olması ve takibin kötü niyetli olarak başlatılmamış olması sebebi ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar ve ilam harcı 35,90 TL’nin peşin alınan 1.711,57 TL’den mahsubu ile bakiye 1.675,67 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 73,50 tebligat masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 10.767,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/03/2018

Katip …

Hakim …
E-İmza