Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/865 E. 2019/656 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/865 Esas
KARAR NO : 2019/656

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/09/2015
KARAR TARİHİ : 10/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin murisi …’nin 22/06/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, geride eşi olan müvekkili ve çocuklarının kaldığını, kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere belirtilen tarihte Kütahya ili … İlçesi…mevkiinde oğluyla birlikte tarla sürdüğü sırada müteveffanın oğlu tarafından kullanılan biçerdöver makinesinin müteveffayı görmeyerek ezilmesine sebep olması sonrasında ölümün gerçekleştiğini, Simav … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında müteveffanın oğlu olması sebebiyle sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verildiğini, müteveffanın kaza tarihine kadar çiftçi olarak çalıştığını ve ailesinin geçimini bu şekilde sağladığını, müteveffanın ölümünün ardından müvekkilinin geçimini sağlayamadığını beyanla müvekkilinin destekten yoksun kalması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazada kullanılan aracın tescilsiz biçer döver olduğunu, tescilsiz bir araç olması sebebiyle sigortalanmasının mümkün olmadığını ve sigortalanması mümkün olmayan aracın verdiği zarardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle öncelikle davanın husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacının tüm delillerinin taraflarına tebliğini talep ettiklerini, bu nedenle itiraz haklarını saklı tuttuklarını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, davacı, müteveffanın mirasçısı olması sebebiyle üçüncü kişi sıfatını haiz olmadığından tazminat talep edemeyeceğini, müvekkilinin herhangi bir ödeme yapması halinde davacıya rücu edeceğini, bu nedenle davacıda alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğini ve davanın reddinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla esas bakımından inceleme yapılır ise kusur durumunun ATK tarafından tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce, dava konusu kaza nedeniyle … Ceza Mahkemesinde görülen … esas sayılı ceza dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesiyle, dava dışı … hakkında vefat edenin babası olması sebebiyle TCK’ nın 22/6 maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya, kusur durumunun tespiti yönünden Trafik bilirkişisine tevdii edilmiştir. Bilirkişi 03/04/2017 tarihli raporunda; kazanın iş kazası niteliğinde olduğunu, müteveffa … ‘nin kazada %80 oranında, dava dışı sürücü …’nin ise %20 oranında kusurlu olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Dosya, bu kez kusur oranı yönünden takdiri mahkememize ait olmak üzere, davacının kusur indirimi yapılmaksızın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için aktüerya bilirkişisine tevdii edilmiş ve rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda, müteveffanın asgari ücret aldığının kabulü ile ve PMF 1931 tablosunu esas alarak yapmış olduğu hesaplama neticesinde davacının talep edebileceği tazminat miktarını 119.881,39 TL olarak tespit etmiştir.
Trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda, kazanın iş kazası olduğuna dair yapılan tespit Mahkememizce yerinde görülmediğinden ve tarafların itirazları doğrultusunda, dosya kazanın meydana geliş şekli ve geldiği yer itibariyle trafik kazası niteliğinde olup olmadığı ve kusur durumunun tespiti için İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, 03/10/2016 tarihli ATK raporunda kazanın meydana geldiği yer itibariyle trafik kazası niteliği taşımadığı ve bu nedenle rapor düzenlenemediği bildirilmiştir. Ceza dosyasında bulunan olay yeri inceleme tutanağı ve diğer belgeler ile yerinde keşif yapılarak kazanın meydana geliş şekli ve meydana geldiği yer itibariyle trafik kazası niteliğinde olup olmadığı, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı hususunda teknik bilirkişiden rapor alınması için Simav…Mahkemesine talimat yazılmıştır. Mahkemece alınan raporda bilirkişi özetle; kazanın meydana geldiği tarlanın karayoluna 500 metre mesafede olduğunu, tarla kenarında 4 metre genişliği bulunan stabilize yolun karayolu halini aldığını, bu yol üzerinde motorlu araçların karıştığı kazaların trafik kazası olarak değerlendirilmesi gerektiğini tespit ve beyan etmiştir. Bu kez mahkememizce dosya İstanbul … Üniversitesinden oluşturulan 3 kişilik bilirkişilik heyetine tevdii edilerek kazadaki kusur durumu, kazanın trafik kazası niteliğinde olup olmadığı ve KTK kapsamında kalıp kalmadığı hususunda rapor alınmıştır. Heyet 20/05/2019 tarihli raporda özetle; dava konusu kazanın KTK kapsamında olduğunu, müteveffa Şerif Gökçe’nin kazada %80 oranında, dava dışı Mustafa Melik Gökçe’nin %20 oranında kusurlu olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı vekili 17/06/2019 tarihli dilekçesi ile talebini 23.976,27 TL olarak ıslah etmiş ve eksik harcını ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının eşi olan …’nin 22/06/2013 tarihinde, dava dışı oğlu …’nin kullandığı biçerdöverin altında kalarak vefat ettiği, alınan bilirkişi heyet raporunda kazanın meydana geldiği yerin KTK kapsamında olduğu, bu nedenle trafik kazası sayılması gerektiği tespit edilmiş olmakla tescilsiz ve kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi bulunmayan biçerdöverin sebep olduğu zarardan davalı Güvence Hesabının Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca sorumlu olduğu, aktüerya bilirkişisi tarafından belirlenen tazminattan müteveffanın kusurunun indirilmesi neticesinde, davacının talep edebileceği tazminatın ıslah dilekçesi ile talep edebilen 23.976,27 TL olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden 23.976,27 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Kabulüne 23.976,27-TL’nin 07/09/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.637,81 TL’den peşin alınan 398,54 TL harcın mahsubu ile kalan 1.240,27 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 3.330,00 TL bilirkişi ücreti, 363,80 talimat masrafı, 345,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.038,80 TL yargılama gideri ile 426,24 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.877,15 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.
10/07/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza