Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/863 E. 2018/1148 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/863 Esas
KARAR NO : 2018/1148

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/09/2015
KARAR TARİHİ : 20/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 04/09/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle: Davacı ile davalı arasında yıllardır süren bir ticari alım satım ilişkisinin bulunduğunu, davalı bu süreç içerisinde sipariş üzerine davacıya gönderdiği malları fatura ettiğini ve yıl içerisinde kısım kısım ödeme yaptığını, yıl sonunda ise alacak borç durumuna bakıldığını, 2012 yılı içeresinde davalıdan alınan malların karşılığında davalının bedellerini davacıya fatura ettiğini, davacının da yıl içerisinde kısım kısım ödeme yaptığını, davacının davalıdan 151.436,00-TL alacaklı olduğunu, bu miktarın; 23.07.2012 tarihli 15.000-USD miktarlı çek, 23.08.2012 tarihli 20.000-USD miktarlı çek, 23.09.2012 tarihli 25.000-USD miktarlı çek, 23.10.2012 tarihli 25.000-USD miktarlı çek ve 01.01.2012 tarihli 6.832,64-TL alacaktan kaynaklandığı, davalıya bu miktarın geri ödenmesi konusunda talepte bulunulduğunu ancak davalının bu ödemeyi yapmadığını, defter kayıtlarında gözüken davacının bu alacağını kapatacak şekilde hayali bir fatura düzenleyip davacıya gönderdiğini, davalının göndermiş olduğu 23/07/2013 tarih ve 96499 sıra numaralı 81,175-TL ve 23/07/2013 tarihhli 96500 sıra nolu ve 63.428-TL lik faturalara davacının … 1. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile itiraz edip iade ettiğini, davalının muhasebecisi tarafından 10/04/2013 tarihinde davacı şirket muhasebesinde mail ve ekinde hesap ekstresi gönderildiğini ve davalı taafından gönderilen ekstrede davacının alacaklı olduğunun açıkça görüldüğünü, davalının söz konusu takibe haksız olarak itiraz ettiğini, bu sebeplerle davanın kabulü ile davalının kötü niyetli olarak … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin 03/11/2015 tarihli cevap dilekçesi özetle: söz konusu davanın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, haksız ve kötüniyetle açılmış ilamsız icra takibinin devamını sağlamak amacını taşıyan bir dava olduğunu, davacı şirketin, İstanbul’da deri konfeksiyon üretimi yapan davalıdan Alanya’da bulunan mağazasında satmak üzere muhtelif deri giyim satın aldığını, davacının siparişle satın aldığı ve kendisine teslim edilen ürünlerin ödemesi için davalı şirket lehine çekler keşide ettiğini, söz konusu çeklerin bir kısmının ödendiğini, ancak keşide tarihinde ödenmeyerek karşılıksız kalan iki adet çek için davacı aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığını ve davacı şirket aleyhine … 12. İcra Müdürlüğü ve … 24. İcra Müdürlüğü dosyalarında icra takipleri başlatıldığını, davacı tarafından davalıya verilen çekten kaynaklanan borcun itiraz edilmeksizin ödendiğini, davacı tarafın davalıdan satın aldığı deri konfeksiyon ürünlerinin ödemesi için keşide ettiği 2012 yılı keşide tarihli 4 adet çekin ödenmesinden yaklaşık 7 ay sonra hiçbir dayanağı olmaksızın davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davacının dilekçesinde malın ayıplı olduğu, çeklerin bedelsiz kaldığı gibi hiçbir beyanın bulunmadığını, çek ile yapılan ödemeleri iadesi talebinin hukuki olmadığını, bu nedenlerle; mahkemenin 2015/863 esas nolu dosyası ile davalı şirket aleyhine haksız ve hukuk dışı olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı vekilinin 07/12/2015 tarihli cevaba cevap dilekçesi özetle:Davalı tarafın cevap dilekçesinde mail yazışmalarının ve fatura iadesinin hukuki nitelik taşımadığı ve satın alınan ürün bedellerinin itirazsız şekilde ödemiş olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini belirttiğini, davalı tarafından herhangi bir mal teslimi yapmadan her iki şirketin de defter kayıtlarında gözüken davacının alacağını kapatacak şekilde hayali bir fatura düzenleyip davacıya gönderdiğini, kambiyo senetlerine özgü takipte icra dosyasında itiraz yolu mümkün bulunmadığından zaten ihtiyati haciz kararı alarak davacı haciz baskısı aldığından davacı haciz baskısından kurtulmak için ödeme bulunduğunu, davanın konusuna bakıldığında çek bedelinin icra takibiyle, banka kanalıyla ya da elden ödeme arasında bir fark da bulunmadığını, bu sebeplerle davanın kabulü ile davalının kötüniyetle olarak İstanbul ” İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER:
1-… 2.İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı icra dosyası,
2-… 24. İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyası,
3- Tarafların ticari defter kayıtları, ihtarnameler, faturalar ve çekler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 151.436,00-TL asıl alacak, 23.232,18-TL işlemiş faiz, olmak üzere toplam 174.668,18-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce … 24. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davalı tarafından davacı aleyhine 45.112,50-TL asıl alacak, 833,65-TL işlemiş faiz, 2.500,00-TL %10,00 tazminat, 75,00-TL %0,30 komisyon, 271,60-TL İH. Vek. Olmak üzere toplam 48.792,75-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın faturalara dayalı cari hesap alacağından kaynaklanması nedeniyle mahkememizce, davacının alacağının belirlenebilmesi için tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek ve tarafların sunduğu kayıt ve belgeler de nazara alınarak, davaya konu icra takibi nedeni ile davalının davacıya borcu bulunup bulunmadığı, var ise icra takip tarihi itibari ile alacak miktarının tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmasının istenilmesine karar verilmiş olup dosya Alanya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş olmakla, alınan 09/08/2016 tarihli bilirkişi raporu özetle: Davacı şirkete ait 2012 yılı yevmiye defterinin açılış kayıtlarında 320 satıcılar hesabının alt hesabı olan 320.126 … Şti. hesabında tanımlanmış olan davalı şirket …Tic. Ltd. Şti. bakiye düzeltme kaydına göre, davalı şirketin davacı şirketten 6.832,64-TL alacaklı olduğunu, dava konusu … seri numaralı 23/07/2012 tarihli 15.000,00-USD tutarlı çek, … seri numaralı 23/08/2012 tarihli 20.000,00-USD tutarlı çek, … seri numaralı 23/09/2012 tarihli 25.000,00-USD tutarlı çek, … seri numaralı 23/10/2012 tarihli 25.000,00-USD tutarlı çekler bakımından, davacı şirketin 2012 yılı yevmiye defterinde, 10/04/2012 tarihinde 59 numaralı mahsup fişine 103 verilen çekler ve ödeme emirleri hesabının alt hesabında tanımlanmış olan 103.01 … çekleri hesabına, … nolu çek dolayısıyla 26.724,00-TL, … nolu çek dolayısıyla 35.632,00-TL, … nolu çek bakımından 44.540,00-TL, … nolu çek bakımından 44.500-TL alacak, olmak üzere 320.126 … Şti. Hesabına 151.436,00-TL borç kaydı yapıldığını, yukarıdaki işlem tarihinden 31/12/2012 tarihine kadar ticari defterler; 320 satıcılar, 102 bankalar, 103 verilen çekler ve ödeme emirleri, 321 boç senetleri ve 159 verilen sipariş avansları hesapları bakımından incelenmiş ancak bahsedilen zaman aralığında başkaca bir ticari iş ve işlem kaydına rastlanılamadığını, keza davacı şirketin 2012 yılı yevmiye defteri kapanış kayıtlarında 320.126 … Ltd. Şti. Hesabında 144.603,36-TL borç bakiye gözükmekte olduğunu, davacı … Tic. Ltd. Şti.’ne ait 2012 yılı defter kayıtlarına göre yıl boyunca davalı … Tic. Ltd. Şti. 6.832,64-TL alacaklı, 151.436,00-TL borçlu olduğunu, mahsup işlemi sonucunda 31/12/2012 tarihi itibarıyla davalı…. Ve Tic. Ltd. Şti. davacı .. Tic. Ltd. Şti.’ne 144.603,36-TL borçlu olduğunu, davacı şirkete ait 2013 yılı yevmiye defterinin açılış kayıtlarında 320 satıcılar hesabının alt hesabı olan 320.126 … Ltd. Şti hesabında bulunan 144.603,36-TL borç bakiyesi 159 verilen sipariş avansları hesabının alt hesabında tanımlanmış olan 159.126 … Ltd. Şti hesabına aktarıldığını, 01/01/2013 tarihinden 31/12/2013 tarihine kadar ticari defterler 320 satıcılar, 102 bankalar, 103 verilen çekler ve ödeme emirleri, 321 borç senetleri ve 159 verilen sipariş avansları hesapları bakımından incelendiğini ancak bahsedilen zaman aralığında başkaca bir ticari iş ve işlem kaydına rastlanılamadığını, keza davacı şirketin 2013 yılı yevmiye defteri kapanış kayıtlarında 159.126 Özel Deri Ltd. Şti hesabında 144.603,36-TL borç bakiye gözükmekte olduğunu, davacı şirketin 2013 yılı ticari defterlerinde davalı … Tic. Ltd. Şti tarafından tanzim edilen dava konusu 23/07/2013 tarihli … sıra nolu 81.175,00-TL tutarlı ve 23/07/2013 tarihli … sıra nolu 63.428,00-TL tutarlı 2 adet faturanın herhangi bir kaydına rastlanılamadığını, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davalı … Tic. Ltd. Şti’nin işlemiş faiz hariç olmak üzere davacı … Ltd. Şti.’ne 144.603,36-TL borçlu olduğunu, mahkemece taraflarından ayrıca dava tarihi itibarıyla davacı ve davalı arasındaki borç-alacak durumunun tespiti istendiğini, ancak dava tarihi 04/09/2015 olup, bu tarih itibarıyla tespitin yapılabilmesi için 2015 yılı ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, dosya kapsamında 2015 yılına ait ticari defterler bulunmadığından, dava tarihi itibarıyla davacı ve davalı arasındaki borç-alacak durumunun ne olduğu hususunda değerlendirme yapılamadığı şeklindendir.
Mahkememizin 29/06/2016 tarihli duruşmasında; bilirkişi raporunda 2014-2015 yıllarının incelenememiş olması ve davalı vekilinin teslime ilişkin belgeleri sunduktan sonra tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmesi nedeniyle; tarafların 2014-2015 yılı ticari defter kayıtları ve dosyaya sunulan bilgi ve belgeler değerlendirilerek ek rapor alınması için Alanya Nöbetçi Asliye hukuk Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş olup, alınan 16/12/2016 tarihli bilirkişi raporu özetle; incelenen davalı şirkete ait 2012/2013 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 24/09/2013 takip tarihi itibarıyla davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığı, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, muavin hesap ekstrelerinden anlaşıldığı üzere, 2012 yılı öncesine dayandığı rapor içerisinde detaylı olarak açıklanan nedenlere binaen, davalı yanın dava dosyasına sunduğu belgelerin, uyuşmazlığa konu fatura muhteviyatı ürünlerin 2012 yılında davacı yana teslim edildiği ve alınan çeklerin bu ürünlerin teslimine ilişkin olduğunu tevsik edici nitelikte olmadıkları, diğer yandan, 2012 yılı içerisinde taraflar arasında sadece çek alış-verişi olduğu, herhangi bir faturalaşmanın söz konusu olmadığı, bununla birlikte 2012 yılı içerisinde davalı yan tarafından davacı yana kargo yolu ile teslim edilen ancak muhteviyatları belli olmayan bir takım ürünlerin söz konusu oluğu dikkate alındığında, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, taraflar arasında 2012 yılı içerisinde fiilen bir alım-satım ilişkisinin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ancak davacı yan tarafından yasal süresi içerisinde kabul edilmeyerek iade edilen fatura muhteviyatı ürünlerin, davalı yan tarafından davacı yana teslim edildiği ispat edilemediğinden, davacı yanın 144.603,63-TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği bildirilerek rapor sunulmuştur.
Davacı vekilinin 19/01/2017 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde özetle: dosyaya sunulan her iki bilirkişi raporunun da davacının davasını ispat eder nitelikte olduğunu, bu aşamada davalının tanık dinletme talebi var ise buna muvafakat etmediklerini, beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin 06/01/2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle: 10/03/2012 tarihli davalı şirket ve davacı şirket yetkilisi imzalarını taşıyan belgeye bilirkişi raporunda değinilmemiş olması hukuki bir eksiklik olduğunu, zira taraflar arasında imzalanan 10/03/2012 tarihli belgede 2012 yılında davacı tarafın davalı şirkete verdiği siparişlere ilişkin hükümlerin yer aldığını, 10/03/2012 tarihli bu belgede ödemeler için firma çeki verileceği, ürünlerin metro kargo ile gönderildiği açıkça yapıldığını ve kabul edildiğini, kargo şirketinden teslime ilişkin tüm belgelerin celbi ile yeniden inceleme yapılmasına karar verilmesi gerektiği, raporda teslim olgusu hakkında yetersiz ve yüzeysel ineleme yapıldığını, bu nedenlerle yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizin 14/02/2017 tarihli duruşmasında; tarafların rapora itirazları doğrultusunda, tüm dosya kapsamı, davalının dilekçesi ekindeki sunduğu belge ve teslim fişi örnekleri incelenerek, itirazlar tek tek irdelenmek ve cevaplandırılmak kaydı ile bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan 24/04/2017 tarihli bilirkişi raporu özetle: kök rapordan ayrılmayı gerektirecek bir hususa rastlanmadığı şeklindedir.
Tüm dosya kaspamının değerlendirilmesi neticesinde; tarafların ticari defter kayıtları incelendiğinde, taraflar arasında 2012 yılı öncesine dayanan davacı şirket ile tedarikçi konumunda olan davalı şirket arasında ticari alım satım ilişkisinin mevcut olduğu, davalı şirketin söz konusu ticari mal satımına ilişkin fatura düzenlediği, davacı şirketin söz konusu ticari mal alımına ilişkin fatura tutarları için kıymetli evrak vasıtasıyla ödemeler yaptığı, son olarak bu ticari alım satım sırasında davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edildiği iddia edilen ticari malların satımı için 23.07.2013 tarihli 96499 sıra nolu 81.175,00 Tl tutarlı ve 23.07.2013 tarihli 96500 sıra nolu 63.428,00 Tl tutarlı iki adet fatura düzenlendiği ve söz konusu faturaların tutarlarının ödemesi için davacı şirket tarafından 23.07.2012 tarihli 15.000-USD miktarlı çek, 23.08.2012 tarihli 20.000-USD miktarlı çek, 23.09.2012 tarihli 25.000-USD miktarlı çek, 23.10.2012 tarihli 25.000-USD miktarlı çek keşide edildiğini belirttiği, dava konusu çek bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı tarafından ihtiyati haciz kararı vasıtasıyla çek bedellerinin davacı taraftan tahsil ettiği, davacı tarafça tahsil edilen çeklerin keşide nedeni olarak gösterilen ticari malların teslim alınmadığı iddiasıyla, çek bedellerinin ve cari hesap alacağının tahsili için söz konusu alacağın icra takibine konu edildiği, davalı tarafça söz konusu çekler davacı tarafça çekincesiz ödendiğinden takip konusu borcun dayanağı olmadığı iddia edilerek takibe itiraz edildiği, davacı tarafça söz konusu çeklerin kaynağı olduğu iddia edilen ticari malların tarafına teslim edilmediği iddia edildiği, davalı tarafından dava konusu ticari mal satımının bedeli olarak keşide çeklere ve cari hesap alacağına konu edilen ticari malların teslim edildiğine dair belge sunulmamış olduğundan, davalı tarafın söz konusu malları teslim ettiğini ispat edilememiş olması ve son olarak davalı tarafa yemin delili hatırlatıldığında yemin teklif etmeyeceğini beyan edilmiş olması nedeniyle, davalının dava konusu alacağa itirazının haksız olduğu anlaşılmakla davanın bilirkişi raporunda hesaplanan asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden kısmen kabulüne, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğu, alacağın likit ve hesaplanabilir olduğu anlaşıldığından hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
Davanın kısmen kabulüne,
1-Davalının … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yapmış olduğu itirazın asıl alacak 144.603,63-TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-28.920,72-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 9.877,87 TL’den peşin alınan 2.505,02 TL’nin mahsubu ile kalan 7.372,85 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 276,80 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.576,80 TL yargılama giderlerinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.545,26 TL ile ilk harç 2.532,72 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 14.318,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 2.080,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/11/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza