Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/807 E. 2020/518 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/807 Esas
KARAR NO : 2020/518

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/08/2015
KARAR TARİHİ : 23/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa …’in 20/04/2015 tarihinde, sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon ile… karayolu tarafından … Organize Sanayi Bölgesine seyir halindeyken bariyerler ile kontrollü olan hemzemin geçide geldiği sırada, bariyer kontrol görevlisinin bariyerleri kapatmaması neticesinde … şehir merkezi istikametine doğru seyir halinde olan … sefer sayılı tren ile çarpışması ile ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza ile ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda bariyer görevlisinin asli, müteveffa sürücü …’in ise tali kusurlu olduğunu, kazada vefat eden …’den geriye mirasçı olarak, davacı eşi …, çocukları …, …, …’in kaldığını, müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, müteveffanın aylık 3.000,00 TL maaş ile uzun yol tır şoförü olarak çalışmaktayken vefat ettiğini ancak maaşının asgari ücrete isabet eden kısmının bankadan, kalan kısmının ise elden ödendiğini, müteveffanın gerçek gelir durumunun tespiti için tanık dinlenmesini ve ilgili meslek kuruluşlarından emsal ücret araştırması yapılmasını talep ettiklerini, davalının kazanın meydana geldiği tarihte … plakalı aracın trafik sigortacısı olduğunu ve müvekkillerinin destekten yoksun kalma zararlarından sorumlu olduğunu beyanla davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili … için 1.000,00 TL, müvekkili … için 1.000,00 TL, müvekkili … için 1.000,00 TL, müvekkili … için 1.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın trafik kazası sebebi ile vefat eden şahsın hak sahipleri tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olduğunu, kazaya karışan araca ait müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası temin edilmiş olup ilgili poliçede ölen şahıs başına azami poliçe teminat limitinin 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davaya dayanak kazada vefat eden şahsın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan aracın sürücüsü olduğunu, ayrıca tek taraflı kazaya kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini, davacı vekilince vefat eden şahıs açısından hak sahibi konumunda olan kişilerin zarar taleplerinin, ölenin salt mirasçıları olmaları değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatı taşımalarına dayanmakta olduğunun savunulduğunu, bu sebeple de işletenin veya her halükarda sorumluluğu işleten tarafından üstenilmekte olan sürücünün kazadaki kusurunun, ilgili destekten yoksun kalan kişilere yansıtılamayacağının öne sürüldüğünü, konuya dair pek çok aksi görüş ileri sürüldüğünü ve içtihat oluştuğunu, Karayolları Trafik Kanunu, Poliçe Genel Şartları ve kökleşmiş Yargıtay kararları uyarınca davacıların talebinin teminat kapsamında olmadığını, yeni tarihli bir içtihatta da Yargıtay tarafından benzer şekilde müterafik kusurun uygulanması ve kişinin kendi kusurundan yararlanamayacağına karar verildiğini, işletenin vefat ettiği kazalarda vefat eden şahsın artık geride kalanlara karşı sorumluluğu devam ettiğinden ve bu durumda işletene bir yükümlülük getirilemeyeceğinden bu yükümlülüğü üstlenen sigorta şirketine karşı yine de talep hakkının devam ettiğini söylemenin hukuka ters düştüğünü, bu nedenle davayı kabul etmediklerini, aksinin kabulü halinde de dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilemeyeceğini beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasında vefat edenin mirasçılarının destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce, … 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … plakalı aracın davalı nezdinde bulunan poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, müteveffanın kaza tarihindeki geliri ile emsal ücret araştırması yapılmış, davacılar tanığı dinlenmiş, SGK’dan davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş ve dosya kazanın meydana geliş şekli ile kusur durumu yönünden rapor tanzim edilmek üzere İstanbul ATK’ya gönderilmiştir. … tarihli ATK raporunda; ” kazanın meydana gelmesinde bariyer görevlisi …’in %87,5 oranında birinci derecede, sürücü müteveffa …’in %12,5 oranında ikinci derecede kusurlu olduğu, makinist …’a kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı, yardımcı makinist …’ın kusursuz olduğu” tespit ve mütalaa edilmiştir. Dosya bilirkişiye tevdi edilerek murislerinin vefatı nedeniyle davacıların talep edebilecekleri tazminat olup olmadığı hususunda rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; PMF-1931 tablosuna göre ve müteveffanın son aylık ücretinin emsal ücret araştırması ve tanık beyanı doğrultusunda 2.500,00 TL olarak kabul edilmesi ile; davacı eş …’in talep edebileceği tazminat miktarının 165.304,90 TL, davacı çocuk …’in talep edebileceği tazminat miktarının 22.349,08 TL olduğunu, davacılar … ve …’in ise kaza tarihindeki yaşları itibariyle tazminat talep edemeyeceklerini beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacılar vekili 08/06/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini rapor doğrultusunda artırarak eksik harcını ikmal etmiştir. Rapordan sonra dosyaya gelen yazı cevapları ile kusur raporu da değerlendirilerek hesaplama yapılmak üzere dosya bu kez aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; PMF-1931 tablosuna göre, davacı …’in eşinin vefatı ile desteğinden yoksun kaldığı sürenin 18 yıl, davacı …’in 8 yıl olduğunu, davacı …’in kaza tarihinde 28, davacı …’in ise 23 yaşında olduğunu ve öğrenci ya da çalışamayacak derecede engelli olduklarına dair bir iddia ve delil bulunmadığından bu davacılar yönünden destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmadığını, müteveffanın uzun yol şoförü olarak çalıştığını, müteveffanın kusur durumuna göre ve gelen emsal ücretlerin oranlaması ile yapılan hesaplama neticesinde,davacı …’in talep edebileceği tazminatın 25.976,27 TL, davacı …’in talep edebileceği tazminatın 6.127,39 TL olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacılar vekili kusur indirimi yapılmasızın hesaplama yapılması gerektiğinden bahisle yeniden rapor alınmasını talep etmiş, Mahkememizce SGK’dan gelen yazı cevaplarının değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; SGK’dan gelen yazı cevabında müteveffanın asgari ücret aldığının anlaşıldığını, buna göre yapılan hesaplama neticesinde davacı …’in talep edebileceği tazminatın 24.357,41 TL, davacı …’in talep edebileceği tazminatın 4.288,78 TL olduğunu, SGK tarafından davacılara bağlanan gelirin belirlenecek tazminattan indirilemeyeceğini tespit ve beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; 20/04/2015 tarihinde davalı nezdinde 30/03/2015-2016 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın hemzemin geçitte tren ile çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazası neticesinde … plakalı aracın sürücüsü davacılar murisi …’in vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde hemzemin geçit görevlisinin, bariyerleri kamyon yaklaştığı sırada kapatmamış olması sebebiyle asli ve %87,5 oranında, müteveffanın ise bariyerler açık olsa dahi hemzemin geçide yaklaştığında ihtiyatlı davranması ve basiretli bir sürücü olarak demiryolunu kontrol ettikten sonra hemzemin geçide giriş yapması gerektiği halde bu şekilde davranmayarak tali ve %12,5 oranında kusurlu olduğu, davacıların müteveffanın eşi ve çocukları olduğu, murisleri bu olay sebebi ile ölmeyip sağ kalmış olsaydı davacı eş ve davacı çocuk …’e maddi yardım ve destekte bulunabileceğinden murisin ölümü nedeni ile davacıların murisin desteğinden yoksun kaldığı, diğer davacılar … ve …’in ise kaza tarihinde 28 ve 23 yaşında oldukları, Yargıtay içtihatları ile çocuklarda yüksek öğrenim yapacak iseler 25 yaşın doldurulmasına kadar, yüksek öğrenim yapmamakta iseler erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edildiği, davacıların yüksek öğrenim yapmadıkları, dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecekleri anlaşılmıştır. Davalı taraf müteveffanın kendi kusuru ile kazanın meydana gelmesi nedeniyle davacıların tazminat talep edemeyeceklerinden bahisle davanın reddini talep etmiş ise de; Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu mali mesuliyet sigortası dışında kalan hususları düzenleyen 92. maddesinde 6704 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile; hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin, ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin, bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin sigorta teminatının kapsamından çıkarılmış olduğu, değişikliğin 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlük tarihinden önce gerçekleşen trafik kazalarında ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararları uyarınca davacıların, müteveffanın mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmaları, vefat nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun kaza tarihine göre davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmalarının, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği kabul edilmekle davalının savunmasına itibar edilmemiştir. Davalı sigorta şirketi kazanın oluşmasında kusurlu olan hemzemin geçit görevlisi ile birlikte davacıların uğradığı zarardan TBK’nın 61. maddesi uyarınca müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olup dış ilişkide geçerli olan bu sorumluluk uyarınca davacıların dilerse tüm zararlarını poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan talep edebilecekleri, bu nedenle davacıların talep edebileceği tazminatın herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın belirlenmesi gerektiği, müteveffanın şehirler arası şoförlük yaptığı ve tanık beyanı ile gelen emsal ücret araştırmaları doğrultusunda aktüerya bilirkişisi … tarafından hazırlanan kök raporda hesaplamaya alınan esas ücretin doğru olduğu ve davacı …’in destekten yoksun kalma zararının 207.810,20 TL, davacı …’in ise 49.019,15 TL olduğu anlaşılmış olmakla taleple bağlı kalınarak ıslah dilekçesinde talep edilen miktarlar üzerinden bu iki davacı yönünden davanın kabulüne, kabul edilen tazminat miktarlarına, davalı davadan önce temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden ve talep edildiği gibi yasal faiz işletilmesine karar verilmiş, davacılar …ve … yönünden ise tazminat talep hakları bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı …’in tazminat talebinin kabulü ile 165.304,90 TL maddi tazminatın 17/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı …’in tazminat talebinin kabulü ile 22.349,08 TL maddi tazminatın 17/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacılar … ve … yönünden davanın reddine,
4-Davacı … yönünden karar ve ilam harcı 11.291,97 TL’den peşin alınan 269,48 TL harcın mahsubu ile kalan 11.022,49 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı … yönünden karar ve ilam harcı 1.526,66 TL’den peşin alınan 269,48 TL harcın mahsubu ile kalan 1.257,18 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı … yönünden karar ve ilam harcı 54,40 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
7-Davacı … yönünden karar ve ilam harcı 54,40 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
8-Davacılar … ve … tarafından yapılan 219,24 TL posta ve tebligat masrafı, 775,00 TL bilirkişi ücreti, 106,00 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 1.100,24 TL yargılama gideri ile 566,66 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacılar … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
10-Davacılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan … yönünden 19.653,96 TL, … yönünden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
11-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı … yönünden 1.000,00 TL, davacı … yönünden 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/10/2020

Katip
E-imza

Hakim
E-imza