Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/728 E. 2018/374 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/728 Esas
KARAR NO : 2018/374

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 15/07/2015
KARAR TARİHİ : 05/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin davalı kooperatiften 2 adet daire satın aldığını ve bu dairelerin satışının kooperatif tarafından gerçekleştirildiğini, daire satış bedellerinin davalı kooperatif yönetim kurulu başkanı Kiraz Biçici adına havale edildiğini, davacının taşınmaz tapuları verildikten sonra şeklen ortak kaydı yapıldığı yönündeki bilgi gereği ifa olunmayarak ortaklığın devam ettirildiğini, yönetim kurulunun dikkatsiz ve hukuk dışı yönetimi ile basiretsiz eylemleri neticesinde 3. şahıslara olan borçlardan kısmen ödemeler yapıldığını ve daire kayıtlarındaki hacizlerin kaldırılmasının sağlandığını, müvekkilinin satın aldığı bağımsız bölümlerin satış işlemlerinin borçsuz kaydı ile yapıldığını ve en başından itibaren hiçbir genel kurula katılmadığını, bir üyelik işlemi akdetmediğini ancak sürekli olarak aidat talebinde bulunulduğunu, buna karşın menfi tespit davası açıldığını ve dava öncesinde ihtarname ile durumun davalıya bildirildiğini, ilgili davanın halen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasında devam ettiğini, davalı kooperatifin bu süreci istifa olarak değerlendirmek sureti ile müvekkilini 21/06/2015 tarihli genel kurula çağırmadığını, toplantı gündeminin 5/s bendinde davacının hukuki durumunun istifa etmiş üye olarak kayıtlara geçirildiğini, hiçbir borcu bulunmayan davacıya devredilen tapu kayıtlarının varlığına rağmen istifa ettiği şeklindeki 5/s bendi kararı ile kötü niyetle toplantıya çağrılmamasının başlı başına iptal nedeni olduğunu, toplantı öncesinde üyelere sunulan yıllık çalışma raporunda müvekkilinin borçlu gösterildiği ve eski ortak olarak zikredildiğinin tespit edildiğini, bu raporun görüşülmesi ve devamında buna bağlı olarak gelir gider hesabının kabul edilmesi, bilançonun kabulü ve ibrası, 2015 yılı tahmini bütçesi ve kooperatif site yönetiminin detaylarının görüşülüp karara bağlanması ile ilgili gündemin 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. maddelerinin iptalinin de zorunlu hale geldiğinden bahisle 21/06/2015 tarihli genel kurulda alınan kararların kooperatifler kanunu, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırılık nedeni ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacının tek taraflı istifa beyanı ile üyeliği son bulduğundan bu hususa bir itirazlarının olmadığını, davacının istifası ile üyeliğinin son bulduğunu, bununla beraber istifanın kabul edildiğini, yasa gereği istifa tarihine kadar birikmiş borçlarından sorumlu olduğunu, istifa gerekçelerinin kötü niyetli ve gerçek dışı olduğunu, kooperatifin tasfiye koşullarının oluşmadığını, yargıtay kararları gereğince kendisine tahsis edilen dairelerin iadesinin gerektiğini, ödediği bedellerin mevzuat çerçevesinde iade edileceğinin bildirildiğini, üye olmayan davacının genel kurul iptalini talep etmesine yasal olanak olmadığını, aktif husumet ehliyetinin yokluğunun kamu düzenine ilişkin olduğundan öncelikle bu yönden davanın incelemesi gerektiğini, müvekkilinin 21/06/2015 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığını, davacının bu toplantıda alınan kararların iptaline ilişkin davasının öncelikle üye olmadığından aktif husumet yokluğu sebebi ile reddine, mahkeme aksi kanaatteyse aynı genel kurula ilişkin aynı gerekçeler ileri sürülerek açılmış olan … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının mevcudiyeti ve kooperatif kanununun 53/3 maddesi gereğince davaların birleştirilmesine karar verilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/732-2017/927 E.K. sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacılar … ve … tarafından davalı … aleyhine 21/06/2015 tarihli genel kurulda alınan kararların yoklukla bâtıl olduğunu, gündemin ilk 5 maddesi ile 7 ve 12. Maddelerinde alınan kararların iptali talebi ile 16/07/2015 tarihinde dava açılmış olduğu, 19/12/2017 tarih 2015/732-2017/927 E.K. sayılı karar ile davanın takipsiz bırakıldığından HMK 320/4 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı … vekili tarafından davalı … aleyhine 23/02/2015 tarihinde açılan davanın dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatife ait … Mahallesi … ada 51 parselde bulunan B-26 numaralı bağımsız bölümde yer alan taşınmazı ferdileşme işlemi nedeni ile 22/02/2013 tarihinde D-19 numaralı bağımsız bölümde yer alan taşınmazı ise 17/05/2012 tarihinde müvekkile adına intikâl ettiğini, müvekkili tarafından her iki taşınmazın satış bedellerinin davalı kooperatife ödendiğini, tapu kaydının devrinden sonra kooperatif üyeliğine son verileceğinin belirtilmesine rağmen kooperatif üyeliğine son verilmediğini ve mahiyeti belirsiz ortak giderler tahakkuk ettirilerek müvekkili adına borç kayıtlarının devam ettirildiğini belirterek müvekkilinin kooperatif üyeliğine son verilmesine, kooperatife borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği, yargılamanın devam ettiği, davanın derdest olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davalı kooperatifin sicil dosyasının onaylı sureti, davaya konu genel kurul toplantı tutanağının onaylı örneği, gündem ve hazirun cetveli getirtilmiş, taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiştir. Tüm dosya kapsamına göre davaya konu genel kurul kararlarının meydana gelişi veya içeriği itibari ile yasaya, ana sözleşmeye, dürüstlük kuralına, eşitlik ilkesine aykırı olup olmadığının tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 09/06/2016 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında “davacının, davalı kooperatife ait 21/06/2015 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali konusunda aktif dava ehliyetinin mevcut olmadığı ve genel kurulda alınan kararların iptali ile ilgili talebinin yerinde bulunmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf vekillerinin bilirkişi heyeti kök raporuna itiraz etmesi neticesinde bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup 17/11/2016 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle “davacının kooperatif üyeliğinden ayrıldığının, kooperatif karar defterlerinin sunulmaması nedeni ile tespitinin mümkün olmamasına rağmen noter marifeti ile ayrılmak istediğini ihtarname ile keşide ederek davalıya bildirdiği ve davalı kooperatifin bu yönde davacının ortaklıktan çıkarıldığına dair bir yönetim kurulu kararı aldığının cevabi ihtarname ile davacıya bildirildiği hususunda tarafların dava dilekçesi ve cevap dilekçelerindeki karşılıklı kabulünün birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacının davalı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan ve iptali talep olunan kararlarına ilişkin genel kurul toplantı tarihinde kooperatife aktif üyesi olmadığı ancak kooperatif ortaklığı ferdileştirme vs. değişik nedenlerle sona erse de üyeliği sona eren ortağın tasfiye süresi sonlanana dek ortakların maddi sorumluluğu ortaklıktan ayrılma tarihine kadar olan borçları kapsadığının kabul edilmesine rağmen davacının istifa etmiş ve kendisi adına ferdileşme neticesinde dairelerini almış olması halinde dahi kooperatif arsası üzerindeki daireler nedeni ile kooperatifin sunduğu genel gider hizmetlerinden yararlanmayı sürdürmesi halinde ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonraki giderlerden de payı oranında sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekeceği, davacının üye olmamasına rağmen genel kurulda ferdileştirme sonucunda teslim aldığı dairesi nedeni ile alınan aidat ve genel giderlere yönelik kararlara karşı dava açma konusunda ise hiçbir sınırlamaya bağlı olmadan sadece bu aidat veya genel giderlere yönelik itiraz ve dava konusu edebileceği, bu durumda olan davacının kooperatif tarafından yapılacak genel kurulunda ‘genel giderlere yönelik gündem maddesi eklendiğinde’ üye olmadan yararlanan ancak genel giderlerden sorumluluğu doğacak olanların davet edilmesi gerektiği, olayda davacı tarafça sadece bu genel gider konuları konusunda genel kurulda itiraz ve dava etme hakkı bulunduğu, bu taleplerin değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu, davacının genel kurula temsilcisi vasıtası ile katıldığının tutanaklarla tespiti sabit olduğundan çağrı yapılmadığından bahisle kararların iptalini talep etme hakkı bulunmadığı, davacının talebinin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde ise davada ileri sürülen hususların genel kurulda alınan kararın iptalini gerektirmediği, alınan kararlarla ibranın gerçekleştiği, Yargıtay uygulamasının ise davacının her ne kadar hazirun cetvelinde yer almaması ve kooperatifçe davet usulüne uyulmamış olsa da alınan kararlar içeriği yönünden kanun ve ana sözleşmede öngörülen ‘hükümsüzlük kesin iptal koşullarından’ olmadığı, bir diğer ifade ile genel kurula katılmaması alınan kararlar üzerinde etkili olamayacağı, bu nedenle 21/06/2015 tarihli genel kurulda alınan kararların davacının tek başına alınan kararların iptalini gerektirmediği” yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf vekillerinin bilirkişi heyeti ek raporuna itiraz etmesi neticesinde bilirkişi heyetinden 2. ek rapor alınmasına karar verilmiş olup 15/05/2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle “2014 yılında davacı adına “mutabakat” açıklamalı 51.465,73-TL borç tahakkuku yapıldığı, bu tutarın 2015 yılına aynen devir ettiği, davacının kooperatif üyeliğinden ayrıldığının, kooperatif karar defterlerinin sunulmaması nedeniyle tespitinin mümkün olmamasına rağmen, noter marifeti ile ayrılmak istediğini ihtarname keşide ederek davalıya bildirdiği ve davalı kooperatifin bu yönde davacının ortaklıktan çıkarıldığına dair bir yönetim kurulu karan aldığının cevabi ihtarname ile davacıya bildirildiği hususunda tarafların dava dilekçesi ve cevap dilekçelerindeki karşılıklı kabulü, birlikte değerlendirilmiş olup, davacının, davalı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan ve iptali talep olunan kararlarına ilişkin, genel kurul toplantı tarihinde kooperatif aktif üyesi olmadığı, ancak kooperatif ortaklığı ferdileştirme vs, değişik nedenlerle sona erse de üyeliği sona eren ortağın tasfiye süresi sonIanana dek, ortakların maddi sorumluluğu ortaklıktan ayrılma tarihine kadar olan borçları kapsadığının kabul edilmesine rağmen, davacının istifa etmiş ve kendisi adına ferdileşme neticesinde dairelerini almış olması halinde dahi, kooperatif arsası üzerindeki daireler nedeniyle kooperatifin sunduğu genel gider hizmetlerinden (çevre düzenlemesi, güvenlik v.s yararlanmayı sürdürmesi halinde ortalıktan ayrıldığı tarihten sonraki giderlerden de pavı oranında sorumluluğunun devam etlisinin kabulü gerekeceği, burada davacının üye olmamasına rağmen genel kurulda ferdileştirme sonucunda teslim aldığı dairesi nedeniyle alınan aidat vc genel giderlere yönelik kararlara karşı dava açma konusunda ise, hiçbir sınırlamaya bağlı olmadan sadece bu aidat veya genel giderlere yönelik İtiraz ve dava konusu edebileceği, bu durumda olan davacının kooperatif tarafından yapılacak genel kurulunda “genel giderlere yönelik gündem maddesi eklendiğinde” üye olmadan yararlanan ancak genel giderlerden sorumluluğu doğacak olanların davet edilmesi gerektiği, olayımızda davacı tarafça sadece bu genel gider konuları konusunda genel kurulda” itiraz” ve “dava etme hakkı” bulunduğu, bu taleplerin değerlendirilmesinin mahkemelerce yapılacağı, davacının Genel kurula temsilcisi vasıtası ile katıldığının tutanaklarla tespiti sabit olduğundan çağn yapılmadığından bahisle kararların iptalini talep etme hakkı bulunmadığı kanaatinin oluştuğu, ancak davacının talebinin geçerli olduğu kabul edilmesi halinde İse, davada ileri sürdüğü hususların genel kurulda alınan kararın İptalini gerektirmediği, alman kararlarla ibranın gerçekleştiği, Yargıtay uygulamasının iser davacının her ne kadar hazîrun cetvelinde yer almaması ve kooperatifçe davet usulüne uyulmamış olsa dat “alınan kararlar içeriği yönünden “Kanun ve ana sözleşmede öngörülen “hükümsüzlük kesin iptal koşullarından“ olmadığı, bir diğer ifade ile genel kurula katılmaması alınan kararlar üzerinde etkili olamayacağı, bu nedenle 21.06.2015 tarihli genel kurulda alınan kararların davacının tek başına atman kararların İptalini gerektirmediği, neticede Genel Kurul kararlarının iptal şartlarının oluşmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava, davalı kooperatifin 21/06/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı kararların iptali talebine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde genel kurul kararlarının iptali konusu düzenlenmiş olup, 53. maddede “Aşağıda yazılı kimseler kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere 1 ay içerisinde kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler. 1-Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri, 2-Yönetim kurulu, 3-Kararların yerine getirilmesi yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarının mucip oldukları takdirde bunların her biri…” düzenlemesi yer almaktadır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere genel kurul kararının iptaline yönelik davayı açabilmesi için davacının öncelikle kooperatif üyesi (pay sahibi) olması gerekmektedir. Davacı vekili tarafından davalıya gönderilen … 22. Noterliği’nin düzenlenmiş … yevmiye numaralı 04/02/2015 tarihli ihtarnamesinde “…1-muhatap kooperatif uhdesinde iken … Mahallesi … ada 51 parsel nolu taşınmazda B-29 numaralı bağımsız bölüm ferdileşme işlemi nedeni ile 22/02/2013 tarihinde D-19 numaralı bağımsız bölümde yer alan taşınmaz ise 17/05/2012 tarihinde müvekkilim adına intikâl etmiştir. 2-Esasen her iki taşınmazın satın alınış aşamasında dairelerin bütün borçları ve mâliyetleri kooperatifimize ödenmek sureti ile işlem yapılmış ve tapu kaydının devredilmesinden sonra kooperatif üyeliğine son verileceği belirtilmiştir. 3-Her iki daire yönünden de müvekkilime ilişkin hiçbir maddi yükümlülük bulunmamaktadır…7-Bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 hafta içinde daha önce ferdî tapusu verilerek kooperatif ortaklığından ayrılış işlemi tamamlanan emsâl işlemler de dikkate alınmak sureti ile müvekkilimin kooperatif ortağı olmadığı ve üyeliğinin son bulduğu, ferdîleşme tarihi itibari ile hiçbir borcu bulunmadığının kayıt altına alınarak buna göre yönetim kurulu kararı alınması, tarafımıza bildirilmesi ihtar olunmaktadır…” beyanının yer aldığı görülmüştür. Davalı kooperatif yönetimi tarafından davacıya gönderilen … 6. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 02/03/2015 tarihli cevabi ihtarnamesinde “…Üyelikten ayrılma talebi mevzuat gereğince noter kanalı ile tek taraflı bir tasarruf olup kabulümüze bağlı olmaksızın tarafları bağlamaktadır. Bununla birlikte muhatabın ayrılma (istifa) talebi kooperatifimizce de uygun bulunarak karar altına alınmıştır…” beyanının yer aldığı görülmüştür. 6163 sayılı yasanın 13. maddesinde “Yönetim kurulu ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre her ortağın “Açık kapı” ilkesi gereği ortaklıktan çıkma hakkı mevcuttur ancak yönetim kurulu çıkma talebinin kooperatif kayıtlarına işlemediği takdirde ortağın noter marifeti ile ortaklıktan çıkma niyetini bildirmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı noter marifeti ile bu niyetini açıkça bildirmiştir. Bu nedenle artık kabule hacet kalmaksızın üyeliğin son bulduğu sonucu doğmuştur. Kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir davada aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise davanın bu sebep ile reddi gerekmektedir. Açıklandığı üzere davalı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurul tarihinde davacı kooperatif üyesi değildir. Bu nedenle iş bu dava yönünden aktif husumet ehliyetinin olmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki diğer yandan davacı vekili müvekkilinin genel kurula çağrılmadığını belirtmiş ise de genel kurulda davacının, kızı … tarafından temsil edildiği, …’in alınan kararlara muhalefet şerhi koymadığı, oylamaya katılmadığı, sadece 6. madde görüşülürken bilanço görüşmelerinin usulü hakkında “yasal olmadığı” yönünde fikir beyan ettiği tutanak kayıtlarından anlaşılmıştır. Muhalefetin tutanağa geçirilmesi 1163 sayılı yasanın 53. maddesi gereğince genel kurul kararlarının iptal ettirilmesi için ön şarttır. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporundan iptali istenilen kararların içeriği yönünden kanun ve ana sözleşmeye aykırı olmadığı anlaşılmakla tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 27,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 35,90-TL harçtan düşümü ile bakiye 8,20-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 10,00-TL tebligat posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili lehine hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/05/2018

Başkan …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Katip …
E-İmza