Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/686 E. 2022/963 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/686 Esas
KARAR NO : 2022/963

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/07/2015
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle :
“…’A ait … plaka numaralı ve sürücü …’nun sevk ve idaresindeki araç müvekkilimizin yolcu olarak bulunduğu … şirketine ait ve sürücüsü … olan … plaka numaralı servise 21.05.2015 tarihinde sabah 07:30 da, 20-04 karayolunu takiben vize istikametinden … istikametie giderken arkadan çarpmış ve çarpmanın etkisi ile servis aracının yoldan çıkarak devrilmesi sonrasında ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir. Müvekkilim kaza neticesinde yaralanmıştır.2-21.05.2015 tarihinde görevli polis memuru tarafından tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağında 21.05.2015 tarihinde “Sürücü … yönetimindeki … plakalı çekicinin … karayolunu takiben vize istikametinden saray istikametine giderken sürücüsü … olan … plaka numaralı servisin arka sol tarafında kendi aracının ön sağ tarafı ile çarpması sonrasında kazanın meydana geldiği Kazada … plakalı çekici sürücüsü …’NUN 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunu 56/1c (önlerinden giden aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlememek) maddesi ihlal ettiği, … plaka araç sürücüsünün ise herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.3-Müvekkil davacı 21.05.2015 tarihinde … plakalı çekicinin kusurlu olduğu trafik kazasında ciddi şekilde yaralanmıştır. Akabinde hastanede tedavisi yapılmıştır. Vücudunda kaza sebebi ile oluşan hasar/kırıklar bulunmaktadır. Mahkemenizce tespiti yapılacak olan maluliyet oranı sebebi ile ileriki yaşantısında gerek yaptığı işi aynı şekilde ifa etme gerekse normal hayatını idame ettirme noktasında sıkıntılar yaşayacaktır. Maluliyeti sebebi ile daha fazla efor sarfetmesi gerekecektir.4-Yukarıda zikredilen kazadan sonra dilekçemiz ekinde sunulan (Bknz. Ek.1) ve Trafik Polis Memurlarınca tutulan 21.05.2015 tarihli “Trafik Kazası Tespit Tutanağı”nda da meydana gelen kazanın “ölümlü-yaralanmalı” ve “maddi hasarlı” olduğu kayıt altına alınmış ve kazaya karışan sürücülerden …’NUN 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince (ASLİ) kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Binaenaleyh müvekkilimiz davalıların asli kusuruyla sebebiyet verdiği trafik kazası neticesinde yaralanmış ve belli bir oranda maluliyete uğramıştır. Müvekkilimizin hali hazırda tedavisine devam edilmektedir. Davacı müvekkil kaza geçirmeden evvel çalışmakta ve sabit geliri bulunmaktadır. Kendisi bir tekstil firmasında çalışarak hem kendisine hem de beraber yaşadığı ailesine bakmaktadır. İşinin niteliği gereği iş yerinde fiziki güç gerektiren işler yapmaktadır. Yine işinin niteliği gereği iş yerinde ellerini ve ayaklarını sürekli olarak kullanmaktadır. Dolayısı ile çalıştığı iş ayakta durmasını ve fiziki efor sarf etmesini gerektirir nitelikte bir iştir. 7-Kaza sonrasında yürütülen soruşturma sonucunda davalılar hakkında … Cumhuriyet Savcılığının … Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatılmıştır. Söz konusu soruşturma halen devam etmektedir. müvekkilimizin maruz kalmış olduğu maddi zararlarının tazminine istinaden fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL ve manevi zararlarının tazminine istinaden 10.000,00 TL nin tahsiline karar verilmesi…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…Bu dava ile davacı …’ ın 21.05.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması neticesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00-TL tutarında maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminatı müvekkil şirketten talep ettiği anlaşılmaktadır.
Ancak davacı yanın 1.000,00-TL maddi tazminat talebinin ne kadarının hangi alacak kalemine ilişkin olduğu anlaşılamamaktadır. Açıklanan nedenle Sayın Mahkeme tarafından davacı yanın maddi tazminat talebinin ne kadarının hangi alacak kalemine ilişkin olduğunun açıklattırılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.Dava konusu kazaya karışan … plakalı araç … poliçe numarası ile 15.09.2014-15.09.2015 tarihleri arasında, … plakalı araç … poliçe numarası ile 20.02.2015-20.02.2016 tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alınmıştır.
Müvekkil şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlıdır.
Söz konusu poliçelerden dolayı sorumluluğumuz, sigortalılarımızın kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 290.000,00-TL ile sınırlıdır.
Zorunlu trafik sigortası bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortasıdır. Kısaca açıklamak gerekirse, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmini esastır.
Davacı yan tarafından müvekkil şirket yönünden poliçe limiti dâhilinde ve poliçede yazılmış olması haline özgü olarak 10.000,00-TL manevi tazminat talep edilmiştir.
Ancak ZMSS ile sigortalının yalnızca maddi zararları karşılanmakta olup manevi zararlar sigorta kapsamında değildir. Karayolları Trafik Kanunu 92.maddesinin f bendine ve ZMSS Genel Şartları’ nın 3. Maddesine göre “manevi zararlar” sorumluluk sigortası kapsamında dâhil edilmemiştir.
Dolayısıyla davacı tarafından talep edilmekte olan 10.000,00.-TL bedelli manevi tazminat talebi hususunda müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceği açıktır. Bu sebeple davacı yan tarafından talep edilmekte olan manevi tazminat talebinin müvekkil şirket yönünden reddine karar verilmesini talep ederiz. Müvekkil şirket tarafından kazaya karışan araçlara ilişkin Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlenmiş olması tek başına poliçede yer alan teminat tutarının tamamının müvekkil şirket tarafından ödeneceği anlamını taşımamaktadır. Öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı araçların dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ispatı gerekmektedir.
Davacı yan tarafından “dava konusu kazaya ilişkin olarak düzenlenmiş olan trafik kazası tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’nun 56/1.e kuralını ihlal etmiş olduğundan bahisle ASLİ kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’nün herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı” belirtilmiştir. Ancak davacı tarafın dayanmış olduğu 21.05.2015 tarihli trafik kazası tespit tutanağı tarafımıza tebliğ edilmediğinden söz konusu trafik kazası tespit tutanağına karşı beyanda bulunma hakkımızı saklı tutuyor, tebliğ edilmeyen delillerin tarafımıza tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz. Öte yandan her durumda söz konusu kazaya ilişkin olarak düzenlenmiş olan trafik kazası tespit tutanağı tek başına hüküm kurmaya elverişli olamayacağından Sayın Mahkeme tarafından kusur yönünden inceleme yapılmasına karar verilmesini talep ediyoruz.
Yapılacak kusur incelemesinde meydana gelen kazada kusur durumunun belirlenmesinde hayati önemi olan hususlar dikkate alınıp tarafların kusuru bilimsel bir şekilde ortaya koyulmalıdır. Trafik kazası tespit tutanağında; araç durumu ile ilgili tespitler, sürücü davranışları ve durumu ile ilgili tespitler, kaza yerindeki ipuçları ve bulgularının belirlenmesi ve tespit edilmesi, (fren izi vb.), asıl-tali yol tespiti ile görüşe engel olabilecek unsurların belirlenmesi, kazanın meydana gelmesinde sürücü davranış ve hareketlerinin kurallara uyumu veya ihlalinin tespiti, “ilk görünüş karinesi” ve ” kazadan kaçış oranı” veya olasılığının tutanakta belirtilmesi, trafik kazası tespit tutanağı bilgilerinin eksiksiz ve doğru bir şekilde doldurulması, asli, tali veya diğer kusur durumları ile illiyet bağı tespitleri bulunması gerekmektedir. Ayrıca bilindiği üzere zarar görenin kusuru kural olarak sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunması durumunda sigorta şirketinin ödemekle yükümlü olacağı gerçek zarar tutarından bir indirim nedenidir. Nitekim TBK 52de belirtildiği üzere ‘’Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.’’ Denilmektedir. Bu nedenle var ise yapılacak olan tazminat hesabında davacının kusuru bulunup bulunmadığının, emniyet kemeri takmış olup olmadığının tespit edilerek var ise hesaplanacak olan tazminat tutarından indirim yapılması gerekmektedir.
Öte yandan dava konusu kazada davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın kusurunun bulunduğunun tespit edilmesi halinde davacının bu araç içerisinde hatır taşıması kapsamında taşınıp taşınmadığının tespit edilmesi ve var ise hesaplanacak olan tazminat tutarından hatır taşıması kapsamında indirim uygulanması gerekmektedir. Bilindiği üzere, hatır taşıması, taşıyanın yakını olsun olmasın herhangi bir kimseyi taşıtına bindirip, ücret almaksızın bir yerden bir yere götürmesidir.Müvekkil Şirket nezdinde sigortalı araç sürücülerinin ve davalının dava konusu kazaya ilişkin kusur oranlarının belirlenmesinin yanı sıra davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti ve maluliyetin varlığı halinde dava konusu kaza ile irtibatı belirlenmelidir. Öte yandan kalıcı maluliyetin belirlenebilmesi için kaza tarihinden itibaren 18 aylık sürenin geçmiş olması, hastada iyileşmenin durması ve kazanın ardından son bir sene içerisinde herhangi bir düzelmenin olmadığının tespit edilmesi gereklidir. Bu bakımdan söz konusu kazanın 21.05.2015 tarihinde meydana geldiği hususu göz önünde bulundurulduğunda 18 aylık sürenin geçmemiş olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Müvekkil Şirket nezdinde sigortalı araç sürücülerinin ve davalının dava konusu kazaya ilişkin kusur oranlarının belirlenmesinin yanı sıra davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti ve maluliyetin varlığı halinde dava konusu kaza ile irtibatı belirlenmelidir. Öte yandan kalıcı maluliyetin belirlenebilmesi için kaza tarihinden itibaren 18 aylık sürenin geçmiş olması, hastada iyileşmenin durması ve kazanın ardından son bir sene içerisinde herhangi bir düzelmenin olmadığının tespit edilmesi gereklidir. Bu bakımdan söz konusu kazanın 21.05.2015 tarihinde meydana geldiği hususu göz önünde bulundurulduğunda 18 aylık sürenin geçmemiş olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketi sigortalısının, kaza nedeniyle oluşan maddi zararlarını tazmin etmekle yükümlüdür. Sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesi gereklidir.Öte yandan davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirket sigortalılarının kusurunun bulunduğunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından belirlenmesi halinde yine Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından dava konusu kaza nedeniyle –var ise- belirlenecek maluliyet oranı ile birlikte maluliyet hesabı Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüer vasıtasıyla yapılmalıdır.
Müvekkil şirketin sorumluluğu öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararların giderilmesine ilişkindir.
Davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı olup olmadığı araştırılmalı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan dava konusu kaza nedeni ile davacı yana maluliyet nedeni ile bağlanan gelir var ise peşin sermaye değeri bulunup bulunmadığı ve söz konusu kazanın iş kazası olup olmadığı hususu Sayın Mahkemeniz tarafından sorulmalıdır.
Zira Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya yapılan peşin sermaye değerli ödemeler nedeni ile müvekkil şirkete rücu hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle dava konusu kaza nedeni ile davacının uğramış olduğu gerçek zararının belirlenmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya yapılan ödemeler belirlenmeli ve tazminat tutarından indirilmelidir…” talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 49. Maddesinde belirtildiği üzere ” Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. ”yine 50. Maddesinde de ” Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. denilmektedir.Olayımıza baktığımızda ekte sunduğumuz Trafik Kazası Tespit Tutanağından da görüleceği üzere gerçekleşen kazada tarafıma her hangi bir kusur izafe edilmediğinden ve anılan yasa hükümleri gereğince şirketimiz aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın REDDİNE karar verilmesini talep ediyoruz. Tarafımın gerçekleşen kazada her hangi bir kural ihlali ve kusurunun bulunmadığı ekteki trafik kazası tespit tutanağından açıkça belli iken … Plaka sayılı aracın üzerine haksız olarak ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir.Hukuken tarafımıza atfedilmiş bir kusur yok iken birçok saygın firma ile ticari faaliyet içinde bulunan şirketin aracı Üzerine tedbir şerhi konulması şirketin ticari itibarını zedeleyecektir.Kaldı ki şirketin bünyesinde anılan araç dışında da birçok araç mevcuttur.Hal böyle iken söz konusu ihtiyati tedbirin kabul edilmesi telafisi imkansız zararlarımıza sebebiyet verileceğinden ihtiyati tedbir kararının reddini talep ediyorüz. Ayrıca kazaya karışan … Plaka sayılı araç… sigorta şirketince … numaralı poliçe ile limitler dahilinde teminat altındadır. Ayrıca beyan etmek istediğimiz bir diğer husus ta şudur ki aynı kaza olayından dolayı davalıları aynı davacıları farklı olan … 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas ,… 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas ,… 16. Asliye Ticaret (2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. Birleştirme kararı, derhal ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu halde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” Denilmektedir.Hal böyle olunca yukarıda belirtmiş olduğumuz dosyalar ile Savygı değer Mahkemenizde görülmekte olan dosya arasında bağlantı bulunması ve anılan davanın diğer dosyalardan daha önce tarihte açılmış olması sebebiyle iş bu dosyanın … 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosya ile BİRLEŞTİRİLMESİNİ talep ediyoruz…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı ile manevi tazminat talepleri mahiyetinde olduğu görüldü.
18/10/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik ihtisas Dairesi … sayılı raporu özetle şöyledir:
“…Davalı sürücü … yönetimindeki çekici ile olay mahalli yolda, seyri sırasında, hız durumunu dikkate alarak önünde seyreden vasıtayı yeterli takip mesafesi bırakmak suretiyle izlemesi gerekmekte iken bu hususa riayet etmemiş, mevcut hızı ile mahale yaklaşmış, yeterli takip mesafesi bırakmadan izlediği ve önünde aynı yönde seyreden otobüsün hız azalttığını geç farkederek aldığı fren tedbirinde etkisiz kalması ile otobüse arkadan çarpmış olmakla asli derecede tamamen kusurludur. Davalı sürücü …, yönetimindeki otobüs ile nizami kurallar dahilinde seyretmekte iken diğer davalı sürücü idaresindeki çekici ile otobüse arkadan çarpması ile karıştığı kazada, etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından atfı kabil kusuru yoktur.Davalı sürücü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, Davalı sürücü … ve davacı yolcu …’ın kusursuz olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur…”
16/10/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu …sayılı … karar sayılı raporu özetle şöyledir:
“…Kişiye rapor düzenlenebilmesi için Kurumumuz tarafından müzekkere ile kişinin son durumunu gösterir muayene bulguları ve grafiler istendiği, dosyasında bulunmadığı, gönderilmesi halinde yeniden değerlendirileceği,Mevcut belgelere göre;Zaim oğlu, 09.03.1986 doğumlu …’in 21.05.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,2-İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 2 (iki) haftaya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…”
22/01/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu … sayılı … karar sayılı raporu özetle şöyledir:
“… oğlu 1986 doğumlu …’ın 21.05.2015 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 2 (iki) haftaya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…”
04/01/2022 Tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 18.10.2018 havale tarihli 5195 nolu raporunda;*Davalı sürücü …’nun dava konusu trafik kazasının oluşmasında asli kusurlu (4100) olduğu, Davalı sürücü … ve davacı yolcu …’ın kusursuz olduğu yönünde kanaat bildirdikleri, Davacı …’ın geçici iş göremezlik maddi zararının 474,60.-TL olarak hesaplandığı, Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu, 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından gönderilen 20.01.2021 tarihli 472 raporda davacı kazazedenin sürekli maluliyetine mahal bırakacak bir arazı bulunmadığı bilgisi sebebiyle bu konuda bir hesaplama yapılmadığı, Davacının manevi tazminat talepleri konusundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,Şeklinde, 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 3 maddesinin 2.fıkrası doğrultusunda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliğinin ihlal edilen maddelerine atıfta bulunularak hukuki gerekçeli ve hüküm kurmaya ve denetime elverişli olarak, aktüerya hesabı da yapılarak hazırlanan iş bu Bilirkişi Raporu,6100 sayılı HMK’nın 282. maddesinin hükmü uyarınca, tarafların kusur oranı ve diğer irdeleme hususları, bilcümle hukuki takdir ve tavsifi için, Sayın Mahkemenin nihat takdir ve tensiplerine arz olunur…” dair görüş sunmuştur.
Davalılardan …’A ait ait davalı … yönetimindeki … plakalı aracın davalı …’a ait … yönetimindeki … plakalı otobüse çarpması sonucu otobüste yolcu olarak bulunan davacı yaralanmıştır. Davacı tarafından, meydana gelen kaza nedeniyle geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı talep edilmiştir. Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, …’a ait … yönetimindeki … plakalı otobüsün kazanın oluşumunda kusurlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Mahkememizce de bu değerlendirme hükme esas alınmıştır. Buna ek olarak, kurum tarafından davacının kalıcı iş görmezlik halinin (maluliyet) bulunmadığı ortaya konulmuştur. Dolayısıyla, dosya kapsamındaki kusur ve aktüerya raporu dikkate alınarak, kazanın oluşumunda %100 kusurlu olan … plakalı aracın sürücüsü, maliki ve sigorta şirketi aleyhine 474,60 TL maddi tazminata hükmedilmiş; davacının yaralanması nedeniyle uğradığı manevi zararın giderimi amacıyla da 2.500 TL davalı gerçek kişiler aleyhine tazminata hükmedilmiştir. Davacının bunun dışındaki tüm istemlerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Maddi Tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 474,60 TL maddi tazminatın davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile 21/05/2015 tarihinden itibaren (Sigorta şirketi yönünden 05/07/2015 tarihinden) işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 2.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … ‘dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile 21/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği maddi tazminat yönünden alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 37,57-TL harçtan mahsubu ile bakiye 43,10-TL’nin davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği manevi tazminat yönünden alınması gereken 170,70-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği maddi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 474,60-TL’nin davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği manevi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 2.500,00-TL’ nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği maddi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 525,40-TL’nin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
9- Davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği manevi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 2.500,00-TL’nin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
10- Davalılar … ve … … Ltd. Şti. kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği hesap ve takdir olunan 2.500,00-TL’nin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 1.358,15 TL(posta/tebligat/bilirkişi) kabul ve red durumuna göre davalılar hisselerine düşen 644,58-TL ile 69,37-TL ilk harç ve masraflar olmak üzere toplam 713,95-TL’nin davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalılar tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
13-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Tarafların yokluğunda miktar itibariyla kesin olarak karar verildi.27/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır