Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/674 E. 2018/569 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/403 Esas
KARAR NO : 2018/506

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2015
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : müvekkilinin davalının …’da ….nolu abonesi, ..’da da … nolu abonesi olduğunu, bu aboneliklerden dolayı müvekkilinden haksız olarak kayıp kaçak bedelinin ve bu bedel dahil edilerek hesaplanmış %1 enerji fonu, %2 TRT payı, %5 belediye vergisi ve %18 KDV içindeki kayıp kaçak toplam bedeline hesap eden farkın tahsil edildiğini belirterek …’daki … … oteline ait … nolu abonelikten tahsil edilen haksız tahsilatların 05/07/09/10/12. 2011 ila 04.2012 ve 06.2012 ile … oteline ait … nolu abonelikten tahsil edilen bu haksız kalemlerin 01.2011 ila 06.2012 tarihleri arasındaki bedellerin fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 209.400,00-TL’sini ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
Elektrik abone sözleşmeleri, faturalar, tüketim endeksleri, emsal içtihatları, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak vb. bedellerin istirdadı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, dava devam ederken 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. Maddelerine göre davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili her ne kadar aşamalarda ve son celsede bilirkişi tarafından bulunan 98.566,21-TL’nin mükerrer tahsil edildiğini, 6719 sayılı yasa çerçevesinde kayıp kaçak vs. Kalemlerin tahsil edilebileceği düşünülse dahi bilirkişi tarafından bulunan bu farkın müvekkiline verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, Anayasa Mahkemesinin 28/12/2017 tarih 2016/150 esas ve 2017/179 sayılı kararı ile mahkemelerin tarifelere uygunluk denetimi yapmasına ilişkin 6446 sayılı kanunun 17. Maddesine eklenen 10 numaralı fıkrayı iptal etmesi nedeniyle artık mahkemelerin tarifelere uygunluk denetimi dahi yapması imkanı ortadan kalktığından bilirkişi tarafından yapılan bu tespit nazara alınamamış, davacı tarafından bilirkişi raporunda tespit edilen fark bedelinin hüküm altına alınması yönündeki talebi kabul görmemiştir.
Öte yandan yargılama masraflarının kime yükletileceği, lehe veya aleyhe vekalet ücretine hükmedilip edilmeyeceği hususunda mevzuatımızda açıkça bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olaya en yakın hüküm HMK 331/1. maddesi olsa da bu husus “dava açıldığı andaki haklılık” durumuna göre neticeyi tayin etmektedir. Ne var ki somut olayda dava açıldığında kimin hangi mevzuata göre haklı olacağını tayin etmek de pek mümkün değildir. Zira baştan beri yasama ve yürütme organlarının bu fatura kalemlerinin abonelerden tahsil edilmesi yönünden net bir irade koyduğu, bu iradeye istinaden ilgili şirketlerin bu tahsilatları yaptığı, buna mukabil yargı organının (Yargıtay HGK ve 3. HD) bu tahsilatların yapılamayacağına dair ortaya irade koyduğu, davacıların da bu iradeye istinaden dava açtıkları anlaşılmaktadır. Devletin yasama, yürütme, yargı organları arasındaki bu çelişik durumun oluşturduğu hukuki garabet nedeniyle dava açıldığı tarihteki haklıyı tayin etmek mümkün olmamıştır. Bu nedenle somut olaya HMK 331/1. Maddesinin uygulanması kabil değildir. Bu nedenle bu hukuk boşluğunun 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1/2. maddesi bağlamında ele alınması gerekmiştir. Buna göre taraflardan hiçbiri lehine vekalet ücretine hükmetmemek ve herkesin yaptığı yargılama masrafını kendi üzerinde bırakmak, en âdilane çözüm olacağından, yargılama masraflarını da bu şekilde hüküm altına almak iktiza etmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 3.576,03-TL harçtan düşümü ile bakiye 3.540,13-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama masrafının, masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.15/05/2018

Katip
E-İmza

Hakim
E-İmza