Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/65 E. 2018/583 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/193 Esas
KARAR NO : 2018/724

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2018
KARAR TARİHİ : 03/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Davacının emekli bir kimse olduğunu, biriktirdiği 15.500 TL yi … …bank şubesine 06/12/1999 tarihinde yatırdığını, banka görevlilerinde bu para … hesabına aktarıldığını, …bank’ın zor durumda olduğu haberleri yayılınca parasını almak istediğini, ancak … işlemi nedeniyle alamadığını, bunun üzerine … 2 Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve bilirkişi davacı …’ın haklı olduğunu ve avans faiziyle ödenmesi gerektiği yönünde rapor verdiğini, o tarihteki Yargıtay uygulamalarına göre davanın husumet yönünden reddi gerektiği nedeniyle davayı husumet yönünden red edildiğini, ancak daha sonra Yargıtay … bankasında tahsilatın mümkün olmaması halinin tespitinden sonra işlem yapan esas banka aleyhine dava açılabileceği görüşüne varıldığını, …’ta bulunan … bankası zaten 2004 yılında kapandığını ve bankacılık faaliyeti de sona erdiğini, işlem yapan bankanın halefi olan … bank’ı satın alan davalı … banka aleyhine iş bu davayı açmak gereği doğduğunu, bu nedenlerle 06/12/1999 yılında …bank AŞ ye yatırılan 15.500 TL nin avans faiziyle tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edildiği yasal süresi içersinde davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle, … Bünyesinde bulunan “… A.Ş.”, “… Bankası A.Ş.”, “… Bankası … A.Ş.”, “… T.A.Ş.”, “… Bank T.A.Ş.” devir ve birleşme suretiyle … A.Ş. bünyesinde birleştirildiğini, daha sonra Sümerbank. A.Ş. nin hisseleri 09.08.2001 tarihinde … (…) ile … Kurumu (…) arasında akdedilen Hisse Devir Sözleşmesi ile …’a devredildiğini, …; hisseleri …’a devir eder iken hisse devir tarihi olan 09.08.2001 tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan borçları ve bu borçlara ilişkin her türlü mali ve hukuki sorumluluğu, Hisse Devir Sözleşmesinin 6.13 ncü maddesiyle kendi üzerine aldığını, örnek Yargıtay kararında da vurgulandığı üzere hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan ve borcun üstleneninin ve Sözleşmenin 6.13 ncü maddesi gereğince sorumlusunun … olduğu tartışmaya yer vermeyecek kadar açık ve net olduğunu, Bu bağlamda HMK.nın 188 nci maddesi uyarınca “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez” hükmüne havi olup, İİK.nun 38 nci maddesi mahkeme huzurunda yapılan ikrar ve kabulleri icra hukuku açısından ilam hükmünde saydığını, Borçlar Kanunu gereğince borcun naklinde her ne kadar alacaklının rızasına başka bir ifadeyle borçlu ile borcu üstlenen arasında bir iç sözleşmeye ve alacaklı ile borcu üstlenen arasında ise bir dış sözleşmeye ihtiyaç var ise de, 4389 sayılı bankalar kanunu m.14/6(b) devir işlemlerinde alacaklı ve borçlunun rızası aranmaz hükmüyle, …’nin hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanacak borçları (off shore borçlarını) üstlenmesi, gerek iç ve gerekse dış üstlenmeyi birer sözleşme olmaktan çıkartıp ….’nin tek taraflı bir iradesi ile gerçekleştirilen tek bir işlem haline soktuğunu, kısacası ….’nin bir kabule bağlı olmaksızın altı bankanın …borçları artık ….’nin borcu haline geldiğini ve borç yasa gereği alacaklısının rızasına ihtiyaç olmaksızın nakledildiğini, davalı banka borcun tarafı olmadığından mahkemenin re’sen taraf değişikliğine hükmetmesini ve banka açısından davanı reddini talep ettiklerini, …’nin özel kanundaki yetkisini kullanarak yaptığı borç üstlenmesi, münferit alacaklıların (dava açmış olsun-olmasınlar) rızaları aranmaksızın hatta itiraz etseler bile geçersiz olacağından. … borcu üstüne aldığını ve sonradan …’nin devraldığı davalı bankanın bu tür borçlarının tümünü önceden üstüne almış durumunda olduğunu, HMK 124/2 kapsamında mahkemenin res’en taraf değişikliğine hükmetmesini ve davalı banka açısından davanın husumetten reddini talep ettiklerini, ayrıca dava dilekçesinde davacı parasını, on yılı aşkın bir süre önce … A.Ş. aracılığı ile … Limited’e yatırdığını, … A.Ş.’ye el konulduğunu öğrendiğini, bankaya başvurmasına rağmen parasını alamadığını ifade ettiğini, . Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2002/13-1011 E. Ve 2002/1047 K. Sayılı 11.12.2002 tarihli kararı dikkate alındığında parasını geri alamayan kişinin zararının varlığı ve bunu talep etme hakkının doğduğunu kabul etmek gerektiğini ve talep hakkı doğan bir alacak için zamanaşımı işlediğini, dava konusu yapılan alacak için öğrenme tarihi itibari ile (bankaya el konulduğu tarih) zamanaşımı süresi başladığını, davacının dayandığı hukuksal nedenleri kabul etmemekle birlikte işbu dava zamanaşımına uğradığını ve dava, zamanında açılmadığından ve dava açma süresi de sona erdiğinden zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, sonuç olarak zamanaşımının başlangıç tarihini havalenin yapıldığı veya vadenin dolduğu tarih olarak hangisini kabul edersek edelim haksız fiildeki 1 ila 10 yıllık zamanaşımının sona erdiği ortada olduğunu, havale tarihi, vade tarihi veya bankaya el konulma tarihinden itibaren 10 yıl işletildiğinde 09/06/2014 tarihinde açılan davada zamanaşımının dolduğunu, ayrıca somut olayda davacının dava dilekçesindeki beyanlarından olayı bankanın fona devrolduğu tarihte öğrendiğini, bu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçtiğini ve davanın ayrıca bu nedenle dahi reddi gerektiğini beyan ederek devamla, davanın …’na (…) ihbarını talep ettiklerini, … ile … BANK arasında imzalanan 18.06.2007 tarihli Hisse Satım Sözleşmesi gereğince eski bankalar kaynaklı …’nin üzerlenmiş olduğu borçlardan dolayı … BANK A.Ş. arındırılıp olasi bir sorunla karşılaşılması halinde her türlü mali ve hukuki sorumluluğu ve borcu …’a ait olmak üzere …. tarafından hisseler devir edilmiş olduğundan davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte davanın davalı banka aleyhine sonuçlanması ihtimaline binaen davanın Ordu Yardımlaşma Kurumu’ na ihbarını talep ettiklerini, Yine ayrıca davanın …’na (…) de ihbarını talep ettiklerini, aksi halde davanın ESAS yönünden reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretini davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/333 esas, 2003/212 karar sayılı dosya celp edilerek incelenmesinde; davacının …, davalısının … AŞ Genel Müdürlüğü (Eski … AŞ-Eski … AŞ) olduğu, diğer davalısının Bankacılık düzenleme ve Denetleme Kurumu … olduğu, davanın 12/07/2002 tarihinde açıldığı ve davacının davalı … AŞ den alacaklı olduğu ve bu alacağının tahsili için … 2 İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve bu nedenle açılan itirazın iptal davası olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece verilen 04/04/2003 tarihli hüküm ile davanın husumet ve esastan red edildiği, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Daire Başkanlığının 08/04/2004 tarih 2003/5840 esas ve 2004/4136 karar sayılı ilamı ile onandığı, Yargıtay ilamı taraflara en son 18/05/2004 tarihinde tebliğ edildiği ve 03/06/2004 tarihinde kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 12/02/2015 tarih, 2014/475 esas ve 2015/52 karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29/11/2017 tarih, 2016/8586 esas ve 2017/6737 karar sayılı ilamıyla dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle mahkeme ilamının bozulduğu görülmüştür.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tacir olmayıp bireysel bir tüketici vasfında olduğundan ve 6502 sayılı Kanunun 73/1. Maddesine göre tüketici işleminden kaynaklanan davalara Tüketici Mahkemelerinin bakması gerektiğinden görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı ve Davalı … Bank vekili, Feri Müdahil … vekili, Feri Müdahil … vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 GÜN içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/07/2018

Katip
E-İmza

Hakim
E-İmza