Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/628 E. 2018/929 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/628 Esas
KARAR NO : 2018/929

DAVA : Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 18/06/2015
KARAR TARİHİ : 04/10/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili ile … ve …’ın 21/06/2012 tarihinde Türkiye ticaret Sicil Gazetesi’nin … sayfasında yayınlanan … Tic. Ltd. Şti isimli şirketi kurduklarını, 21/06/2012 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanarak ortaklar kurulu kararı gereği şirketi ilk 20 yıl için şirket müdürü olarak … ve …’ın münferiden seçildiğini, şirket müdürü … tarafından gneel kurul yapılmadığı için müvekkili tarafından … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/325-2014/40 E.K. Sayılı ve 19/02/2014 tarihli kararı ile müvekkili …’a … Ltd. Şti.’nin 2012 yılı için genel kurulunun yapılması için yetki verildiğini, müvekkili tarafından bu karar doğrultusunda 16/05/2014 tarihinde 2012 yılı olağan genel kurul toplantısı yapıldığınıü, 16/05/2014 tarihli toplantı ile şirket esas sözleşmesinin şirketinin idaresi başlıklı 8. Maddesinin ve şirketin temsili başlıklı 9. Maddesinin tadil edilerek …’ın 3 yıl için şirketi münferit imzası ile her konuda en geniş şekilde temsil ve ilzam edecek şekilde müdür olarak atanmasına karar verildiğini, müvekkili tarafından …’in davalı şirkette 21/06/2012 tarihinden 16/05/2014 yılına kadar müdürlük görevini ifa ettiği sırada …’un yönetim kurulu başkanı ve münferit imzası ile …’u her konuda herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın temsil ve ilzam etme hakkına sahip olması sebebi ile …’taki görevi ile davalı şirkete haksız rekabet ettiğinin tespiti için … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/28 esas sırası ile dava açıldığını, davalı tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası üzerinden mail yolu ile hakaret sebebi ile suç duyurusunda bulunulduğunu, 12/01/2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davalı ile müvekkili arasında yaşanan husumet sebebi ile müvekkilinin davalıya güveninin kalmadığını, bu nedenle ortaklıuğın devam etmesinin mümkün olmadığını belirterek … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı … Tic. Ltd. Şti.’nin feshedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya yargılamanın her aşamasında usulünce tebligat yapılmış olup, davaya karşı beyanda bulunulmamıştır.
Fer’i Müdahil … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin bilgisi dışında kötü niyetli olarak davalı şirketin feshi ve tasfiyeye girmesinin amaçlandığını, davanın kötü niyetle açıldığını belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davanın hukukî dayanağı olan TTK 636/3 maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, davacı tarafça delil olarak gösterilen … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/28-2017/305 E.K. sayılı dosyası, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/325-2014/40 E.K. sayılı dosyası, … 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, … 9. Sulh Ceza Hakimliği’nin … değişik iş numaralı dosyası getirtilip incelenmiş, dava sebebi olarak öne sürülen maddi vakıalara ilişkin olarak davacı tarafça bildirilen tanıkların beyanları alınmıştır. Tüm delillerin değerlendirilmesi, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sureti ile TTK 636/3’de ön görülen haklı sebeplerin somut olayda mevcut olup olmadığının ve davacı ortağın ortaklıktan çıkma payının belirlenmesi konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 16/03/2017 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda özetle “…Şirketten çıkma payının mevcut olmadığı zira şirketin aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmediği, borca batık olduğu, bu anlamda 6102 sayılı TTK nın 376. Maddesi gereğince zaten şirkete sermaye ilave edilmesi ya da şirketin iflasının istenmesi gerektiği değerlendirilmiştir…Ortaklar arasında güven unsurunun tamamen ortadan kaltığı, ortaklar arasındaki anlaşmazlıkların gayrı faal ve borca batık durumdaki şirketin devam etmesine imkan vermediği, ortaklardan şirketin devamının beklenemeyeceği ve bu olguların şirketin feshi için haklı neden olduğu… Somut olayda şirketin gayrı ve borca batık durumda olması karşısında, davacının şirketten çıkarılması sonucunda geriye kalan iki ortakla ya da fesih dışında duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözümle dahi şirketin devamının sağlanmasının mümkün olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir. Fer’i müdahil vekili ile davacı vekili tarafından kök rapora karşı sunulan beyan ve itirazların değerlendirilerek cevaplandırılması için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. 23/02/2018 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında kök rapordaki kanaatlerin değişmediği yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporu denetime uygun, kanaat oluşturmaya ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı davalı şirketin 21/06/2012 tarihinde tescil edildiği, ortaklarının …, …, … olduğu, şirketi münferiden temsile yetkili ortağın … olduğu, yukarıda yazılı dava dosyalarından ortaklar arasında ceza soruşturmasına kadar varan ciddi ihtilafların bulunduğu, ortaklar arasında güven unsurunun tamamen ortadan kalktığı, davalı şirketin borca batık durumda olduğu, herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, genel kurulunun mahkemeden alınan karar ile toplanabildiği, mevcut durumun şirketin feshi için haklı neden olduğu, açıklandığı üzere şirketin gayri faal olması ve borca batık durumda olması nedeni ile davacının şirketten çıkarılması sonucunda geriye kalan 2 ortakla yahut fesih dışında duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözümle dahi şirketin devamının sağlanmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … ticaret sicil sırasında kayıtlı davalı … Ltd. Şti.’nin haklı nedenlerle feshine,
Tasfiye memuru olarak (Serbest Muhasebeci Mali Müşavir) …’un atanmasına,
Tasfiye memuruna aylık 3.000,00-TL ücret takdirine, tasfiye işlemleri için 5.000,00-TL ve 3 aylık tasfiye memuru ücreti 9.000,00-TL olmak üzere toplam 14.000,00-TL tasfiye giderinin davacı tarafından depo edilmesine,
Karar kesinleştiğinde tasfiye memurunun göreve başlamasına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar harcından peşin alınan 27,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 266,30-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.066,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine hesaplanan 2.180,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve fer’i müdahil vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza