Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/627 E. 2019/41 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/627 Esas
KARAR NO : 2019/41

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 17/06/2015
KARAR TARİHİ : 23/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesine özetle; müvekkilinin … nolu tesisatının takılı bulunduğu … Mahallesi, … Caddesi, No:140, … adresinde bulunan “…” isimli firmanın işletmecisi olduğunu, davalı şirket elemanlarınca 09/05/2014 yılında yapılan kontrolde ölçü devresi kuruma kayıtlı sayacın değiştirildiğini, sökülen sayacın davalının kendi laboratuvarında incelendiğini ve sonuçta 17/05/2014 tarihli kaçak usulsüz elektrik tespit tutanağının düzenlendiğini ve müvekkiline 30.908,00 TL borç tahakkuk ettirildiğini, davalının işleminin maddi hataya dayalı olduğunu, kullanılan elektrik miktarının doğru olduğunu, davalının, müvekkilinin kaçak elektrik kullandığından bahisle ve endeks değerlerini göz önüne almaksızın tahakkuk ettirdiği kaçak elektrik bedelinin haksız olduğunu beyanla müvekkilinin bu tutanak nedeniyle tahakkuk ettirilen 30.908,00 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının olduğunu, dava konusu … nolu tesisatta 09/05/2014 tarihinde yapılan kontrolde davacıya ait 2002 tarihli sayacın doğru kayıt yapmadığının tespit edilmesi üzerine sayaç değiştirme tutanağı düzenlenerek sökülen sayacın yerine 2013 tarihli sayacın takıldığını, sökülen sayacın laboratuvara gönderildiğini ve laboratuvar raporunda sayacın R fazında kayıt yapmadığının, S fazında ise ölçüm ucu sökülerek izole edildiğinin ve sayacın anılan iki fazda kayıt yapmadığının tespit edildiğini, bu şekilde davacının sayaca müdahale ettiğinin tespit edilmesi ile mevzuata uygun olarak hakkında kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiğini, davanın haksız olduğunu beyanla reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kaçak elektrik tespit tutanağı nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizce … Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacının ticaret sicil kaydı, Esnaf ve Sanatkarlar Odasından esnaf kaydı, Yenibosna Vergi Dairesinden hangi usulde vergilendirildiği ve vergiye esas kazanç bildirimi sorulmuş, gelen cevaplarda; davacı adına ticari işletme kaydının olmadığı, 01/03/2013 tarihinde esnaf olarak kayıt yaptırdığı ve 2015 yılı sonlarına kadar kaydının devam ettiği, 2015 yılı sonunda faaliyetine son vererek vergi kaydını kapattığı, 2015 yılında 28.298,84 TL zarar gösterdiği bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Yine TTK’nın 11/1. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmış ve maddenin 2. fıkrasında ise Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği düzenlenmiştir.
Esnaf tanımı, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’üncü maddesinin a bendinde; “Esnaf ve sanatkar: İster gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler” şeklinde, TTK’nın Esnaf başlıklı 15’inci maddesinde ise; “İster gezici olsun ister bir dükkanda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır” şeklinde yapılmıştır.
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1463’üncü maddesine göre 21 Temmuz 2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı esnaf ve sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesi ile “Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmi Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkar sayılmaları ile esnaf ve sanatkar siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” kararlaştırılarak basit usulde vergilendirilenler, işletme hesabına göre defter tutanlar ve Vergi Usul Kanunu’nun 177/1.maddesinin 1-3 fıkralarında yazılı limitlerin yarısını ve 2. fıkrasında yazılı limitin tamamını aşmayanlar esnaf olarak kabul edilmişlerdir. Her ne kadar 6762 sayılı TTK yürürlükten kalkmış ise de 6102 sayılı TTK’nın 11. maddesinde öngörüldüğü şekilde yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmamış olduğundan uygulanmaya devam etmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, açıklanan tüm yasal mevzuatın bir arada değerlendirilmesi neticesinde; tutanak tarihi itibariyle ticari işletme kaydı olmayan, esnaf kaydı olan ve 2015 yılında gayrisafi geliri VUK 177. maddesinde öngörülen parasal sınırların altında kalan davacı tacir değil esnaf olup dava konusu edilen alacak da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış ve mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.23/01/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza