Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/609 E. 2020/164 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/609 Esas
KARAR NO : 2020/164

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2015
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkil firmaların medya takibi alanında hizmet ürettiklerini, davalı …’in 06/08/2008-22/05/2010 tarihleri arasında müvekkili … A.Ş. bünyesinde çalıştığını, ardından davalı …’in diğer müvekkili … A.Ş.’de 24/07/2010-04/01/2012 tarihleri arasında yönetici olarak çalışmaya başladığını, …’in eski imza yetkilisi ve hissedarı olduğunu, davalı …’in 04/01/2012 tarihinde iş sözleşmesini feshettiğini ve tüm ücret ve sosyal haklarının kendisine ödenmiş olduğundan 09/02/2013 tarihti ibraname ile müvekkil …’i ibra ettiğini, diğer davalı …’ın ise müvekkili … bünyesinde 19/08/2009-02/03/2012 tarihleri arasında kurumsal müşteri temsilcisi olarak istihdam edildiğini, davalı …’ın 20/02/2012 tarihli fesih bildirisi ile 02/03/2012 tarihi itibariyle iş sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini ve tüm ücret ve sosyal hakların kendisine ödenmiş olduğundan 02/03/2012 tarihli ibraname ile müvekkili … ibra ettiğini, davalıların müvekkilleri tarafından oluşturulan medya takip hizmeti verilerini bilgisayar ortamı üzerinden usulsüz olarak transfer ettiğini ve müvekkillerine rakip firmalarla işbirliği yaparak usulsüz çekilen verilen rakip firmaların müşterilerine satış konusu yaptıklarını, davalıların usulsüz veri transferi yaparak ve bu surette sadakat borcuna aykırı davranarak zararın tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini gerektiğini, bu nedenlerle davalıların müvekkili işverenlere karşı borçlandıkları sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle gerçekleştirdikleri haksız eylem ve işlemleri sebebiyle davacı …’e verdiği taahhüt uyarınca, son brüt ücretinin 12 katına tekabül eden 36.909,72-TL tutarında cezai şartın işlemiş ve tahsil anına kadar işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, davalılar tarafından davacı müvekkilinin eser niteliğindeki medya takip hizmeti verisinin hukuksuz şekilde kendi e-posta hesapları üzerinden edinilerek ticaret alanına çıkartılması eylemleri neticesinde müvekkillerinin müşteri kaybı başta olmak üzere uğradığı maddi ve manevi zararların karşılanması amacıyla … A.Ş. için 50.000,00-TL maddî tazminatın, 150.000,00-TL manevi tazminatın 23/02/2012 tarihinden itibaren işlemiş ve tahsil anına kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … A.Ş. için 50,000,00-TL maddi tazminatın, 150.000,00-TL manevi tazminatın 23/02/2012 tarihinden itibaren işlemiş ve tahsil anına kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, fazlaya ilişkin tüm hak ve alacak taleplerinin saklı tutulmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … AŞ’de 22/07/2005 tarihinde müşteri ilişkileri temsilcisi olarak işe başladığını, müvekkilinin 30/09/2006 tarihinde işinden ayrıldığını, kendisine gelen talepler üzerine müvekkilinin yeniden 06/08/2008 tarihinden itibaren … A.Ş.’de çalışmaya başladığını, satış temsilcisi olarak çalışan müvekkilinin işten çıkışının 22/05/2010 tarihinde şirket tarafından yapıldığını, … sektördeki rakip firma olan … AŞ’nin satın aldığını bu gelişmeden sonra müvekkilinin … AŞ de %1 oranında hissedar olarak Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yaptığını, görevinden …’ın tutarsız davranışları ve uyguladığı psikolojik baskı nedeniyle 04/01/2012 tarihinde ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkilinin davacı şirketin bilgisayarlarına müdahalede bulunduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketin medya taraması sonucu bir araya getirdiği haberlerin müvekkili tarafından rakip firmaya verdiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin hukuka aykırı davranışının olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … AŞ ile müvekkili arasında dava dilekçesinde kabul edildiği üzere iş ilişkisinin mevcut olmadığını, bu nedenle öncelikle … AŞ tarafından açılan dava hakkında ki davanın müvekkili açısından husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiği, davacıların talep ettiği alacakların başka bir dava ile talep edilmiş olduğunu, taleplerinin mükerrer olduğunu, müvekkilinin sadakat borcuna aykırı olarak iş sırlarını paylaştığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, bu nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabet teşkil eden eylemler sebebiyle uğranıldığı iddia olunan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce, taraflarca delil olarak gösterilen … 1. FSHM’nin …-… E.K. sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası, … 1. Fikri ve Sinai Haklar Ceza Mahkemesi’nin …-… E.K. sayılı dosyası, … 4. FSHM’nin … değişik iş sayılı dosyası, … 7. SCM’nin …-… E.K. sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …-… E.K. sayılı “Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ve ilgili dosyası getirtilmiş, taraf tanıklarının beyanları alınmış, taraflarca sunulan sair tüm deliller incelenmiştir. Tarafların dava konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtları ve tüm dosya kapsamı incelenerek somut olayda tarafların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ve buna bağlı olarak maddi zararlarının olup olmadığının tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 14/11/2017 tarihinde bilirkişi heyetinden aldırılan kök raporun sonuç kısmında; … ve … isimli davalıların e-mail bildirimleriyle iletildiği tespit edildiğini, fakat bu kişiler işten ayrıldıktan uzun zaman sonra bile 04/10/2016 otomatik e-mail bildirimlerinin devam etmesi davacı firmanın sistem üzerindeki bilgi güncelleme ve bilgi yönetimindeki ihmalinden kaynaklandığı, … Belediyesinin log kayıtlarında bu bağlantıların hangi kaynak İP’den yapıldığı bilgisine ulaşılamadığı fakat bu bilginin …’a resmi bir yazı yazılarak öğrenilebileceğini, teknik olarak bu bilgilerin dışında kesin yargıya varabilecek bir bilgiye ulaşılamadığından ayrıca … Hizmetine ilişkin davalılar tarafından usul ve yasaya uygun olmayan davranışta bulunup bulunmadıkları ispatlanamadığından davacının bu nedenle zarara uğradığı bu anlamda dava konusu alacak ve cezai şart talebinde bulunabileceği sonucuna ulaşmanın mümkün olmadığı, görüş ve kanaati rapor edilmiştir. Sunulan rapor taraflara tebliğ edilmiş, rapora itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce 06/06/2018 tarihinde bilirkişi heyetinden aldırılan ek raporun sonuç kısmında ; dava konusu verilerin, içerik olarak haber niteliğinde olduğu, ancak haber niteliği taşıyan tüm yazıların, makaleler ve/veya köşe yazıları hariç; eser niteliği taşımadığı, zira haberlerin hiç kimsenin tekelinde olamayacağı, haber alma hakkının anayasal bir hak olduğu, ayrıca günlük olaylar ve/veya haberler, yaşanan bir olayı/olguyu naklettikleri için ve bunun dışında bir hususiyet taşımadıklarından dolayı davaya konu haberlerin davacılar tarafından üretilmediği, yazılmadığı ve/veya fotoğraflanmadığı gerekçeleriyle de eser niteliğinde değerlendirilemeyeceği, öteki taraftan değerlendirme yapılırken; basın veri tabanı oluşturulma aşamasında harcanan emeğin, zamanın, paranında hesaba katılması gerektiği, oluşturulan medya arşivinin (yazılı basın, görsel basın, işitsel basın, internet basını, vs.) ayrı bir formatta düzenlendiği ve firmaya özel basında yayınlanmış bütün haberleri içerdiği, işbu belgelerin ve bilgilerin, herkes tarafından rahatlıkla ulaşılamayan, kapsamlı bilgiler olduğu, ayrıca bu verilerin kendine özel program ile derlendiği ve saklandığı gerekçeleriyle işlenme ve derlenme eser kapsamında değerlendirilebileceği … ve … isimli davalıların e-mail adreslerinin sistem üzerinde kayıtlı olduğu ve dava konusu verilerin otomatik email bildirimleriyle davalılara iletildiği, ancak davalıların e-mail adreslerinin sisteme davalılar tarafından eklenip eklenmediğinin kesin delillerle ispatlanamadığı, davalıların sistemden veri çektiği, bu verileri rakip firmalara ve/veya rakip firmaların müşterilerine sattığı iddialarının (“…” isimli firmadan gönderilen yazılı belge hariç) kesin delillerle kanıtlanmadığı, davalılardan …’ın başka bir … şirketiyle ile çalıştığını ispatlar bir delilin dava dosyasında mevcut olmadığı, davalılardan …’in rakip firma olan dava dışı … firmasında çalışmış olabileceği, davacılar tarafından, davalılar işten ayrıldıktan sonra, yapılması gereken güvenlik tedbirlerinin alınmadığı, ayrıca sistemde pasif olan bir kullanıcının mantık olarak tanıtım e-postası dahil olsa herhangi bir e-posta almasının teknik olarak imkânsız olduğu, aksi takdirde sistemde pasif hale gelen ve/veya sistemden silinen tüm müşterilere dava konusu verilerin gitmeye devam edebileceği, bu sebeple de dava dışı müşterilerin bir bedel ödemeden hali hazırda bu verilere ulaşabilecekleri, davacı firmanın da bu durumdan maddi anlamda ciddi zarar edebileceği, yine inceleme bölümünde detaylıca izah edilen gerekçelerle, davacı firmaların müşteri kaybetmeleri ve dolayısıyla zarar etmeleri hususlarında sadece davalıların sorumlu tutulamayacağı, rapor içerisinde yer verilen nedenlerle, dava tarihi itibarıyla davacı yan için kazanç kaybı hesaplanmasının mümkün olmadığı, ayrıca salt davacı yanın yıllara sari ciro miktarlarının irdelenerek olası düşüşlerin tespit edilmesinin, bu düşüşlerin davalıların eylemleri neticesinde vuku bulduğu anlamına gelmeyeceği, 09.02.2012 tarihli ibranamede yer alan düzenlemeler dikkate alınarak cezai şart tutarının 38.133,84 TL olarak hesaplandığı, kök ve işbu ek rapor içerisinde yer verilen nedenlerle davacı yanın cezai şart talep edip edemeyeceği görüş ve kanaati rapor edilmiştir. Sunulan rapor taraflara tebliğ edilmiş, rapora itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 02/09/2019 tarihli 2. Ek bilirkişi raporunun sonuç kısımında; davacının iddia ettiği gibi Konyaaltı Belediyesi’ne ait … IP numarasının dava dışı … Belediyesi’ne ait bir IP numarası olduğu ve davalı yanın hukuksuz şekilde davacı müvekkilinin verilerine erişim sırasında kendi IP numarasını (…) gizlemek suretiyle … Belediyesi’ne ait ağ geçidinin kullandığı ve ihlali konu verilerin içerik ve miktarları hususunda mahkeme marifetiyle yapılmış bir delil tespiti bulunmadığı, IP adresinin tek başına delil kabul edilemeyeceği ancak sadece delil başlangıcı olabileceği, davalıların davacıların veri sistemindeki bilgileri, veri sistemine dışarıdan müdahale ederek usulsüz veri transferi yapıp yapmadığının tespit edilemeyeceği, …, … isimli davalıların e-posta adreslerinin sistem üzerinde kayıtlı olduğu ve dava konusu verilerin otomatik e-posta bildirimler ile davalılara iletildiği, ancak davalıların e-posta adreslerini sisteme davalılar tarafından eklenip eklenmediğinin kesin delillerle ispatlanmadığı, davalıların sistemden veri çektiği bu verileri rakip firmalara veya rakip firmaların müşterilerine sattığı iddialarının (önceki bilirkişi raporlarından da tespit edildiği üzere “…” isimli firmadan gönderilen yazılı belge hariç) kesin deliller ile kanıtlanamadığı, davacı vekili tarafından “sisteme şirkette çalışanlar tarafından eposta tanımlaması yapılabildiği hususunun yaşamın doğal akışına aykırı olduğu, mevcut bu durum örneğin UYAP sistemi içindeki herhangi bir “alt kullanıcının” kendisine kolayca “hâkim yetkisi” verebilmesi manasına geleceği, bir sistem içinde herhangi bir “kullanıcı hesabı” başka bir kullanıcı hesabı kavdı oluşturamayacağı veyahut yetki tanımlaması yapamayacağı, yapabilmesi durumunda ise ilgili sistemin bile güvenliği, bütünlüğü sağlanamayacağı ve sistem yönetilemeyeceği, mali bölüm değerlendirme fıkrasının ikinci paragrafındaki istisnai durum hariç; davacının iddiaları, dosyada bulunan belgelere göre davalıların fiilleri ve haksız rekabet sonucu davacıların zarara uğradıklarını söylemenin mümkün olamayacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Yukarıda kronolojik olarak yazıldığı üzere HMK 266 madde gereğince bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Hukukî niteleme Mahkememize ait olup, düzenlenen raporlarda yer alan ve Mahkememizce hükme dayanak yapılan teknik ve mâli hususlar aşağıda tartışılmıştır.
Somut olayda öncelikle TTK 54 ve 55 maddesi kapsamında tarafların haksız rekabet oluşturan eylemi olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Bilindiği üzere haksız rekabet 6102 sayılı TTK’nun 54 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK md. 54/1 hükmü haksız rekabet hukukunun amacının “Haksız Rekabete İlişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. 2. fıkrada ise kanun koyucu haksız rekabeti “Rakipler arasında veya tedarik edenler ile müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticâri uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır. Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra TTK md. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bunlardan dava konusu uyuşmazlık açısından değinilmesi gereken haksız rekabet halleri TTK md.55/1-a nın 1ve 5. bentlerinde düzenlenmiş olup; TTK md. 55/1-a1. bendinde “Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; 1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek…”, 5. bentte “…Kendisinin mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatları ile karşılaştırmak ya da 3. kişiyi benzer yollardan ele geçirmek…” düzenlemesi yer almaktadır. Karşı dava konusu uyuşmazlık açısından değinilmesi gereken haksız rekabet halleri ise TTK md. 55/1-c, d bendinde düzenlenmiş olup, TTK 55/1-c bendinde “…Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle; 1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak, 2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak, 3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak…”, TTK 55/1-d bendinde “…Özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur…” hükmü yer almaktadır. Haksız rekabet mevcut olduğunun tespit edilmesi halinde haksız rekabet sebebi ile müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olan kimse fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin men’ini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlar ile yapılmış ise bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini Borçlar Kanunu 49. maddesinde ön görülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir.
Haksız rekabetin tanımı ve haksız rekabetin sonuçlarına ilişkin bu teorik açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; her ne kadar davacı tarafa davalılar aleyhine haksız rekabet hukuksal nedene dayalı manevi tazminat taleple dava açmış ise de; tüm dosya kapsamı, bilirkişi asıl ve ek raporları bir bütün olarak incelendiğinde; davalılar … ve … isimli davalıların e-mail adreslerinin sistem üzerinde kayıtlı olduğu ve dava konusu verilerin otomatik email bildirimleriyle davalılara iletildiği, ancak davalıların e-mail adreslerinin sisteme davalılar tarafından eklenip eklenmediğinin kesin delillerle ispatlanamadığı, davalıların sistemden veri çektiği, bu verileri rakip firmalara ve/veya rakip firmaların müşterilerine sattığı iddialarının (“…” isimli firmadan gönderilen yazılı belge hariç) kesin delillerle kanıtlanmadığı, davalılara işten ayrıldıktan uzun zaman sonra bile 04/10/2016 otomatik e-mail bildirimlerinin devam etmesi davacı firmanın sistem üzerindeki bilgi güncelleme ve bilgi yönetimindeki ihmalinden kaynaklandığı, … Belediyesinin log kayıtlarında bu bağlantıların hangi kaynak İP’den yapıldığı bilgisine ulaşılamadığı, bu bilgilerin dışında kesin yargıya varabilecek birbilgiye ulaşılamadığı ayrıca … Hizmetine ilişkin davalılar tarafından usul ve yasaya uygun olmayan davranışta bulunup bulunmadıkları ispatlanamadığı, davacı vekili tarafından “sisteme şirkette çalışanlar tarafından eposta tanımlaması yapılabildiği” hususunun yaşamın doğal akışına aykırı olduğu, dolayısıyla TTK 54 ve. 55. Maddeleri kapsamında haksız rekabet teşkil edecek eylemlerinin tespit edilemediği, mahkememizce düzenlenmesi istenen bilirkişi asıl ve ek raporun gerekçeli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle esas alındığı, ayrıntısı yukarıya aktarılan bilirkişi asıl ve ek raporunda da haksız rekabet oluşturacak bir somut eylemin tespit edilmediğinin bildirildiği görüldüğünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 2.673,00-TL harçtan düşümü ile bakiye 2.618,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 21.050,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 22,00-TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacılar vekili ve davalı … ve Davalı … vekilinin yüzüne karş gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/03/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza