Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/530 E. 2019/627 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/530 Esas
KARAR NO : 2019/627

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :16/01/2013
KARAR TARİHİ : 09/07/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/08/2019

Dava öncelikle bilahare kapanarak mahkememize devrolan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esasına kaydedilmiş, mahkemece 27/05/2014 tarih, …esas ve … karar sayılı ilamı ile davalı TMSF hakkında açılan davanın HMK 150. Maddesine uyarınca açılmamış sayılmasına, davalı … yönünden açılan davanın subut bulmadığından reddine karar verilmiş, bilahare Yargıtay …Hukuk Dairesinin 18/12/2014 tarih, 2014/13266 esas ve 2014/20033 karar sayılı ilamıyla davalı …yönünden açılan verilen kararın bozulmasına karar verilerek dosya mahkememizin yukarıda yazılı esasına kaydedilmiş, mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı tarafından davalı bankanın…Şubesinin … nolu hesabına 16/06/1987 tarihinde 1.000,00 TL ve 14/03/1988 tarihinde 7.750,00 TL olmak üzere toplamda 8.750,00 TL para yatırdığını, 3182 sayılı yasanın 36.maddesi uyarınca “son işlem tarihinden itibaren 10 yıl geçmesinden sonra hesap sahibine mektup gönderilmesi ve buna rağmen müracaat olmadığı takdirde bir liste mukabili paranın TMSF’ye devredilmesi ve bu hususun mevduatın bulunduğu banka tarafından kanıtlanması icap eder” şeklinde yasal mevzuatın bulunduğu, yasal mevzuat uyarınca bir işlem yapıldığı davalı tarafça kanıtlanmadan sadece TTK 68/son maddesi hükümlerine dayalı savunma ile mevduatta bulunan paranın ödenmesinden kaçınamayacağını, hesapların kapandığı savunulan tarihte yürürlükte bulunan 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun mevduatta zamanaşımı başlıklı 36.maddesinde her türlü mevduat, son talep, işlem veya mudiin herhangi bir şekilde yazılı talimatı tarihinden başlayarak 10 yıl geçtiği halde sahipleri tarafından aranmamış olan mevduatları sahiplerinin mevcut adreslerine bir mektupla bildirdikten sonra bu sürenin bitimini izleyen takvim yılı başından itibaren 6 ay içinde bankalarca sahiplerinin isim, kimlik adresleri gösterilmek sureti ile düzenlenecek ve bir cetvel ile Merkez Bankası’na devredileceği hükmünün bulunduğunu, davacının davalılara yapmış olduğu müracaatların neticesiz kaldığını, anılan nedenlerle belirsiz alacak davasının kabulü ile davalı banka nezdinde açılan hesapta bulunan 8.750,00 TL paranın denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek dava tarihindeki alım gücü değerinin tespiti ile para yatırma tarihlerinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı…A.Ş. vekili bozma öncesi verdiği cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının sunmuş olduğu hesap cüzdanı fotokopisi, hesabındaki son işlem tarihinin 14/03/1988 olduğu görülmekle davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, bu nedenle davanın reddi gerektiği, davanın esası hakkında ise bankaların mevzuata göre hareket ettiklerini, mevzuat dışına çıkarak işlem yapmalarının mevzu bahis olmadığını, davacının bir şekilde hesap sahibi olduğunu ispatladığı hususu farz edilse bile bankaların mevzuat hükümleri içinde hareket etmek zorunda olduklarından söz konusu hesabın 10 yıl sonra Merkez Bankasına devredildiğini kabul etmek gerektiğini, bu konuda kesin beyanda bulunamadıklarını, bunun sebebinin Bankalar Kanununun belgelerin saklanması başlıklı 42.maddesinden kaynaklandığını, 10 yıllık saklama süresi dolan belgelerin imha edilmesinden ve Merkez Bankasına devredilen hesaplar ile ilgili olarak döküm alınamamasından kaynaklandığını, ancak hesabın durumu göz önüne alındığında 62.madde hükmü gereğince Merkez Bankasına devredilmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu, bu hususta davalı bankanın halen araştırma yaptığını, zaman aşımı süresinin davacının hesabında son işlem tarihinin gözönünde tutulması gerektiğini, anılan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
1-Hesap Cüzdanı, hesap hareketler, … cevabi yazıları.
2-Mahkememizce atanan Bankacı Bilirkişi …tarafından sunulan 17/01/2014 ve 16/03/2016 tarihli raporlar, Bankacı Bilirkişi … tarafından sunulan 13/06/2017 ve 09/08/2018 tarihli raporlar, Bankacı Bilirkişi … ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. … tarafından sunulan 17/01/2019 tarihli müşterek bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı bankaya 16/06/1987 tarihinde 1.000,00-TL ve 14/03/1988 tarihinde 7.750,00-TL olmak üzere toplamda 8.750,00-TL’nin denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek dava tarihindeki alım gücü değerinin tespiti ile para yatırma tarihlerinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin olup 1.000,00-TL harca esas değer üzerinden belirsiz alacak davası olarak açılmıştır.

Bozma öncesi İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2014 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile; “Dava, davacı tarafından davalı bankaya yatırıldığı ileri sürülen paranın tahsiline yöneliktir. Davacı tarafça, davalı … Şubesinin 16/06/1987 tarihinde 1.000,00 TL, 14/03/1988 tarihinde 7.750,00 TL olmak üzere toplam 8.750,00 TL yatırıldığını ileri sürmüştür. (eski TL yeni TL’ye çevrildiğinde 0,00875 TL yani günümüz parası ile 8 kuruş) Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalı … kayıtlarında yapılan incelemede davacı adına açıldığı bildirilen … Şubesinin 1.000,00 TL ve 7.750,00 TL tutarlarına ilişkin herhangi bir kayıt bulunamadığı belirtilmiştir. Davacı tarafından davalı TMSF hakkında açılan davanın takipsiz bırakılması sebebi ile bu davalı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş, davalı…yönünden ise söz konusu paranın…Şubesine yatırıldığına ilişkin davacı tarafça ibraz edilen banka cüzdanı dışında bir delil sunulmaması, banka cüzdanındaki yazıların davalı banka tarafından yazıldığından ispatlanamaması, davalı banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede de davacının hesabının tespit edilememiş olması sebebi ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile davalı…ı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 18/12/2014 tarih, … esas ve …karar sayılı ilamıyla; “Dava, davalı banka nezdindeki hesapta bulunduğu iddia edilen mevduatın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf delil olarak davalı banka tarafından düzenlenen 16.06.1987 tarihinde açılan hesaba ilişkin banka cüzdanı fotokopisini ibraz etmiş olup, bilirkişi raporunda da bu tarihte davacı adına vadesiz bir hesabın açıldığı belirtilmiştir. Mahkemece, dosya arasında fotokopisi bulunan bu hesap cüzdanına itibar edilmemiş ise de, hesap cüzdanının aslı incelenmemiştir. Ayrıca, yine bilirkişi raporunun eki olduğu belirtilen ekran görüntüsü çıktıları da dosya arasında bulunmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece hesap cüzdanı aslı ve ekran çıktıları, gerekirse ek rapor alınmak suretiyle değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma öncesinde Bankacı Bilirkişi … tarafından sunulan 17/01/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Güven ve itibar kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları ve kayıtlarını özenle korumak zorunda oldukları, objektif özen borcunun gereği olarak en hafif kusurlardan dahi sorumlu oldukları, özellikle bir güven müessesi olan bankaların TTK 20/2 maddesine göre de tüm işlemlerinde basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda oldukları, Ayrıca 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/3.madde hükmü uyarınca “mevduat sahiplerinin mevduatlarını geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz” şeklindeki açık hükmü gereği, davalı bankanın davacının mevduatını ve kayıtlarını koruma borcu altında olduğu, davacı tarafından sunulan hesap cüzdanı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı görüldüğünden , Bankacılık Mevzuatı ve yerleşik Yargıtay kararları gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip ilgili mevduatı TMSF’ye veya başka bir kuruma devrettiğine dair bir belge sunulamadığı hususları gözönune alındığında, davalı … tarafından verilen hesap cüzdanından dolayı davalı Bankanın sorumluluğunun bulunduğu, davalı Bankanın zamanaşımı süresi konusundaki itirazlarında yer alan 10 yıllık sürenin, mevduat sahibine, hesap ile ilgili, Bankacılık Mevzuatında belirtilen usullerde bildirimin yapılmış olduğuna dair bir evrak ve bilginin dosyaya ve yapılan incelemede tarafımıza sunulmamış olmasından dolayı, henüz başlamayacağı, diğer davalı TMSF’ye devredilen herhangi bir mevduat bulunmadığı hususları gözetildiğin de, TMSF’nin söz konusu hesap cüzdanında yer alan tutar ile ilgili sorumluluğuna gidilemeyeceği,” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.

Mahkememizce bozma ilamına uyularak 20/10/2015 tarihli celsede dosyanın bilirkişi …’ya tevdii edilerek mahkememizin kasasında bulunan hesap cüzdanının aslının da incelenmek suretiyle, yine davalı banka kayıtları da yeniden incelenmek ve ekran çıktılarının birer örneği alınmak suretiyle Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, Bankacı Bilirkişi … tarafından sunulan ek raporda özetle kök rapordaki görüşünde bir değişiklik olmadığı kanaati ile kök rapordaki görüş ve kanaatler aynen tekrarlanmıştır.
Mahkememizin 12/05/2016 tarihli celsesinde; dosyanın bankacı bir bilirkişiye tevdi edilerek, Mahkememizin kasasında bulunan hesap cüzdan aslı da incelenmek suretiyle, sözkonusu hesap cüzdanının gerçek olup olmadığı, yine dava dilekçesinde belirtilen kriterlere göre, davacı tarafça yatırıldığı ileri sürülen paranın yatırma tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi hesaplanmak suretiyle ve Türk lirasından altı sıfırın atılması da dikkate alınarak dava değerinin güncel değerinin tespitinin istenilmesine, söz konusu paranın yatırma tarihleri ve Türk Lirasından altı 0 lira atılmasından enflasyon ve develosyonların da gözönünde tutulmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesi gereği yatırılan paranın dava tarihi itibarıyla güncel değerinin tespitinin istenilmesine karar verilerek dosya Bankacı Bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda dava konusu paranın dava tarihindeki güncel değerine ilişkin bir hesaplama yapılmadığından, ek rapor alınmak üzere dosya yeniden bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi tarafından sunulan 09/07/2018 tarihli ek raporda özetle “…14/03/1996 tarihli 8.750-TL’nin denkleştirici adalet kuralları da göz önünde tutularak 25/05/2015 dava tarihinde ulaştığı (güncellendiği) değerin 3.125,70-TL olması gerektiği…” görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 18/07/2018 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek 3.125,70 TL’nin dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bankacı Bilirkişi … tarafından sunulan 09/07/2018 tarihli ek raporda çarpma, bölme gibi işlemlerin yanında paradan 6 sıfır atılması nedeniyle yapılan işlemlerde matematiksel hata bulunduğundan, ayrıca dava tarihi olarak hatalı bir şekilde 25/05/2015 tarihinin esas alınarak hesaplama yapılması nedeniyle ve davalı … vekilinin 23/07/2018 tarihli bilirkişi raporundaki itirazları da göz önünde bulundurularak dosyanın hesaplama yapılması ve davaya konu hesap cüzdanının sahte olup olmadığı konularında rapor alınması için dosya bilirkişiler Bankacı … ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. …’a tevdi edilmiş, bilirkişler tarafından sunulan 17/01/2019 tarihli müşterek bilirkişi raporunda dava konusu meblağın dava tarihi itibariyle değeri külçe altının ortalama piyasa satış fiyatlarındaki değişime göre 50,14-TL, döviz kurlarındaki değişime göre 12,95-TL, tüketici fiyat endeksindeki değişime göre 30,28-TL, memur maaş katsayısına göre 7,69-TL, asgari ücretteki artışa göre getiri hesabı uyarınca 115,32-TL olarak hesaplanmış, bu değerlendirmelerin ortalamasının 43,28-TL olduğu belirtilmiş ve sonuç olarak raporda özetle; “…tespit ve hesaplamalar neticesinde yapılan toplamda 8.750,00-TL’lik hesabın denkleştirici adalet ilkesine göre 16/01/2013 dava tarihi itibarı ile ulaşabileceği tutarın 43,28-TL olarak hesaplandığı, … Şubesine ait …adına düzenlenen…hesap …seri nolu banka hesap cüzdanı üzerinde yapısal ve içerik açısından yapılan incelmeede herhangi bir sahtecilik bulgusuna rastlanılmadığına…” dair görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bankacı … ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr…. tarafından sunulan bilirkişi raporu mahkememizce hadiseye ve hukuka uygun, denetime elverişli bulunduğundan hükme esas alınabileceğine kanaat getirilmiş, davacının 16/06/1987 tarihinde 1.000,00-TL ve 14/03/1988 tarihinde 7.750,00-TL olmak üzere davalı bankada vadesiz hesaba yatırdığı toplamda 8.750,00-TL’nin dava tarihi itibariyle karşılığının 43,28-TL olduğuna ve hesap cüzdanının gerçek olduğuna kanaat getirilerek, davaya konu paranın vadesiz hesapta yer alması ve davalının dava tarihi itibariyle temerrüte düşmesi, dava konusu işin davalı açısından ticari bir iş olması nedeniyle hüküm altına alınan tutara en yüksek mevduat faizi yerine dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE
43,28-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 44,40-TL harcın peşin alınan 24,30-TL harç ile 37,00-TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 16,90-TL karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 500,00-TL bilirkişi ücreti, 133,00-TL posta masrafı ile bozma sonrası yapılan 600,00-TL bilirkişi ücreti ve 150,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.383,50-TL’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 19,15-TL ile 35,45-TL ilk harç olmak üzere toplam 54,60-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından bozma öncesi yapılan 24,00-TL posta masrafı ile bozma sonrası yapılan 26,00-TL posta masrafı ve 1.200,00-TL olmak üzere toplam 1.250,00-TL’den kabul ve red durumuna göre davacı hissesine düşen 1.232,69-TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 43,28-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 2.725,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı Türkiye İş Bankası vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/07/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza