Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/486 E. 2019/91 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/486 Esas
KARAR NO : 2019/91

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/05/2015
KARAR TARİHİ : 07/02/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin …, …, … markalı ürünlerinin tanıtım faaliyetleri ile ilgili olarak davalı şirket ile müvekkili arasında 01/01/2014 tarihinde bir yıl süreli bir reklam veren-reklam ajans sözleşmesi akdedildiğini ancak iş bu sözleşmenin 1 yıllık sürenin dolması sebebi ile 01/01/2015 tarihi itibari ile sona erdiğini, müvekkili şirketin iç denetimi sonucunda davalı şirket ve müdürleri tarafından ajans hizmet payına esas teşkil eden ve üçüncü kişiler tarafından keşide edilen masraf faturalarında tahrifat yapılmış olduğunu, ajans hizmet payına esas teşkil eden masraf kalemlerinin fatura, makbuz vb. dayanaklardan yoksun olarak şişirilmiş olduğunu, kötü niyetli bir şekilde fiyat farkı faturaları kesmek ve sahte fatura kullanmak suretiyle fazladan tahsilat yapılmış olduğunu tespit ettiklerini, davalı şirketin müvekkili şirket üzerinden haksız menfaat elde ettiğini, müvekkili şirket tarafından ilgili eylemler sonucunda bugüne kadar uğranılan maddi zararın en az 800.000,00-TL olduğunu belirterek davanın kabulüne, müvekkili şirketin uğradığı 800.000,00-TL’den az olmamak kaydı ile maddi tazminatın haksız ödemenin müvekkili şirketten tahsil edildiği tarihten itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davaya konu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin reklam ajansı sıfatı ile reklam verenin tanıtım faaliyetleri için gerekli hizmet ve organizasyonları planlamayı, planlanan hizmet ve organizasyonlar için bütçe belirleyerek, belirlenen ve reklam veren tarafından onaylanan bütçe dahilinde hizmet sunmayı taahhüt ettiğini, yapılacak işin müvekkili şirket tarafından planlanması neticesinde bütçe konusunda davacının onayının alındığını ve planlanan hizmet ve organizasyonların gerçekleştirildiğini, huzurdaki davaya konu husumet davalılardan … ve …’na yöneltilemeyeceğini, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığını, müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşme ve mutabakatlar doğrultusunda hizmet verdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin halen yürürlükte olduğunu, müvekkili tarafından faturalarda herhangi bir usulsüzlük yapılmadığını, ajans hizmet payına esas teşkil eden masraf kalemlerinin dayanaklardan yoksun olarak şişirilmiş olduğu iddiasının somut gerçeklerle bağdaşmadığını, davacının müvekkili şirket tarafından haksız olarak fiyat farkı faturaları kesilmiş olduğuna yönelik iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, iade faturalara ilişkin iddiaların yersiz ve mesnetsiz olduğunu, söz konusu hizmetlerin davacıya kusursuz olarak sunulduğunu belirterek davalı müvekkilleri … ve … bakımından davanın usulden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/747-2017/262 E.K. sayılı birleştirme kararı ile birleşen davanın davacısı … vekili tarafından davalı …Ş. aleyhine açılan davanın dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında reklamveren-reklam ajansı sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşme ve ticari ilişki uyarınca davalıya kusursuz şekilde hizmet verdiğini, sözleşmede yer almamasına rağmen davalı tarafından talep edilen bir çok ek hizmeti maddi manevi tüm imkanlarını da kullanarak zaman ve mekan sınırlaması olmaksızın davalıya sunulduğunu, müvekkili şirketin sunmuş olduğu hizmetlere istinaden faturalar keşide ettiğini ve davalıya gönderdiğini, ancak 241.034,62-TL tutarındaki 27 adet fatura bedelinin ödenmemesi nedeni ile müvekkili tarafından 14/04/2015 tarihli … 19. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, borcun ödenmemesi halinin devamı nedeni ile … 33. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirketçe yapılan itiraz neticesinde takibin durduğunu belirterek davalının anılan icra dosyasındaki itirazının iptaline, takibin tüm fer’ileri ile devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflardan … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. arasında akdedilen “Reklam Veren-Reklam Ajansı Sözleşmesi” gereğince, … Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturaların fahiş olduğu ve …. Ltd. Şti.’nin bu nedenle zarara uğradığından bahisle zararın tahsili talebine ilişkindir.
Birleşen dava, davacı … Ltd. Şti. tarafından davalı … A.Ş. Aleyhine … 33. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına dayanak faturalar nedeni ile yapılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 33. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … Ltd. Şti. tarafından borçlu … A.Ş. Aleyhine asıl alacak 241.034,62 TL fatura ve cari hesap alacağı talebi ile 07/05/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluların süresinde borca ve tüm ferilerin itiraz ettiği ve takibin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve delil olarak sunulan fatura vs. tüm belgeler incelenmiş, davacı … Ltd. Şti. tarafından delil olarak gösterilen … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ve iş bu dosyadan tefrik edilen … soruşturma sayılı dosyası sureti UYAP üzerinden getirtilmiş olup, incelenmesinde, … soruşturma numaralı, … karar numaralı karar ile müştekiler …, … Ltd. Şti.’nin şüpheliler …, …, … Ltd. Şti. yönünden atılı resmî belgede sahtecilik, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan “…Tüm soruşturma dosyası, özellikle hukuk mahkemelerince 2 defa aldırılan bilirkişi heyeti raporları birlikte değerlendirildiğinden şüpheli tüzel ve temsilcisi olan gerçek kişilerin müşteki tüzel ve temsilcisi olduğu gerçek kişileri sahtecilik yapmak sureti ile dolandırdıklarına dair savunmaların aksini gösteren, makul şüphe oluşturan kamu davası açılabilmesi için de gerekli ve yeterli delil elde edilememiş olması gerekçeleri ile bahse konu olay dava ile takibe değer bulunmayarak şüpheli hakkında yüklenen suçtan ayrı ayrı kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına…” karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların dava konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtları, sözleşme, dosyaya celp olunan belge ve bilgiler, tüm dosya kapsamı incelenerek asıl ve birleşen davada uyuşmazlığın temelini ve muhtevasını teşkil eden “Reklam Veren – Reklam Ajansı” sözleşme şartlarının yerine getirilip getirilmediği, tarafların iddia ve savunmalarında geçen 3. Kişilerce keşide edilen faturaların da tarafların defter ve kayıtlarında yer alıp almadığı, faturaların verilen hizmet karşılığı olup olmadığı, usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği, faturalarda tahrifat yapılıp yapılmadığı, davacıdan fazla tahsilat yapılıp yapılmadığı ve dava konusu nedeni ile taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin tespiti ile davacının davalı taraftan alacağı bulunup bulunmadığı, var ise dava tarihi itibarı ile alacağın tespitine, birleşen dava yönünden ise davaya konu icra dosyasında takibe dayanak faturalar nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ile takip tarihi itibari ile borç ve faiz miktarının tespitine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 30/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle “…Akdi ilişkinin devamı boyunca davalı, akdi ilişki kapsamında davacıya vermiş olduğu hizmetlerin bedelini içeren faturaları düzenleyip davacıya göndermiş olup, davacı da bu faturaları, yasal süresi içinde itiraz etmeden ticari defterlerine işlemiştir. Dolayısıyla, davacının akdi ilişkinin devamı boyunca bu faturalara itiraz etmeyip bunları ticari defterlerine işlemiş olması ve akdi ilişkinin sona erdiği 09.03.2015 tarihine kadar da bu Fatura bedellerinin haksız olarak düzenlediği hususunda davalıya herhangi bir ihtar ve/veya uyarıda bulunmamış olması; kanaatimizce, sözkonusu faturaların davacı ile davalı arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği ve davacı tarafından da onaylanmak suretiyle benimsendiği anlamına gelir. Nitekim, dava dosyasında, davalı tarafından verilen hizmetlerin ve faturaların davacı tarafından onaylanmadığını gösteren bir delil de bulunmamaktadır. Ote yandan, bir an için davalının faturalarda yazılı olan bedelleri hesap ve tespit ederken sözleşmede belirlenen fiyatlandırma esaslarının dışına çıktığı farz edilse bile; davacının bu faturaların içeriğine itiraz etmeyip bunları ticari defteıterine işlemiş olması kanaatimizce; sözleşmede belirlenmiş olan fiyatlandırma esaslarının, akdi ilişkinin uygulanması sırasında, tarafların eylemli ve örtülü anlaşması ile re vize edildiği (değiştirildiği) anlamına gelir. Kaldı ki, yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasındaki akdi ilişki kapsamında davalı tarafından verilecek reklam hizmetlerinin kapsam ve nitelikleri ile bu hizmetlerin fiyatlarının tespit edilip fatura edilmesi hususunda belirli bir bilgi, deneyim ve tecrübeye düzeyine sahip olduğu anlaşılan davacının, akdi ilişkinin devamı boyunca davalı tarafından düzenlenmiş olan faturaların taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiklerini fark etmemek suretiyle bunlara onay vermiş olması kanaatimizce hayatın olağan akışına da uygun görünmemektedir. 5) Yine raporumuzun mali kısmındaki tespitlere ve dava dosyası içeriğindeki e-mail yazışmalarına göre; davalının …’ndan aldığı hizmet de, davacı İle davalının mutabakattan (anlaşmaları) doğrultusunda alınmıştır. Bu hizmetin bedelini içeren fatura da taraflann mutabakattan doğrultusunda davalı tarafından düzenlenip davacıya gönderilmiştir. Davacı bu faturaya itiraz etmeyip ticari defterlerine işlemiştir. Bütün bu durumlar da kanaatimizce, …’n dan alının hizmetin bedelini içeren faturanın da davalı tarafından taraflar arasındaki eylemli ve örtülü anlaşmaya uygun olarak düzenlendiği ve davacı tarafından da onaylanmak suretiyle benimsendiği anlamına gelir. Dava dosyasında, davalı tarafından verilen … ile ilgili hizmetlerin ve faturaların davacı tarafından onaylanmadığını gösteren bir delil bulunmamaktadır. 6) Yukarıda açıklanan bütün bu gerekçelerle; davacının ASIL DAVADAKİ iddia ve taleplerinin yerinde olmadığı, davacının davalıdan İddia ve talep ettiği gibi tazminat alacağının olmadığı kanaatine varılmaktadır. 7) Ayrıca şu hususu de belirtmek isteriz ki; bir an için davacının davalıdan, iddia ettiği gibi tazminat alacağının olduğu farz edilse bile; dava konusu alacak talebi, sözleşmenin ihlaline dayanan (TBK.md.112 vd.) bir tazminat alacağı talebi niteliğinde olduğundan, davalı şirketin ortağı durumunda olan davalılar ise sözleşmenin tarafı durumunda olmadıklarından, bir tüzel kişiliğin ticari faaliyetlerinden dolayı açılan davalarda tüzel kişilik dava ehliyetine sahip olduğundan, davalı şirketin ortağı (hissedarı) durumunda oldukları anlaşılan … ve …’nun bu davada taraf sıfatlarının bulunmadığı kanaatine varılmaktadır. Raporumuzun mali kısmındaki tespitlere göre; her iki tarafın ticari defter kayıtlarına göre, davacının davalıdan, aralarındaki akdi ilişkiye dayalı cari hesap ilişkisinden dolayı, takip tarihi itibariyle, 232.367,54 TL bulunmaktadır. Bu duruma göre kanaatimizce, davacı, davalıdan bu miktarda alacağı olduğunu ispat etmiş durumdadır. Asıl dava bakımından Davacının davalından herhangi bir alacağının bulunmadığı; Birleşen dava bakımından Davacının davalıdan, takip tarihi itibariyle, 232.367,54 TL tutarında alacağının bulunduğu; bu alacağın, talep gibi takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Tarafların kök rapora itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 14/12/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle kök rapordaki kanaatlerin değişmediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; asıl davada davacı, birleşen davada davalı … Tic. A.Ş. ile asıl davada davalı, birleşen davada davacı … arasında 01.01.2014 tarihli “Reklam veren-Reklam Ajansı Sözleşmesi” akdedildiği, anılan sözleşme ile asıl davada davalının, sözleşmede belirtilen reklam hizmetlerini, davacı şirketin ise bu hizmet bedellerini ödemeyi üstlendiği sabittir. Her ne kadar söz konusu sözleşme; 13. maddesi uyarınca 01.04.2014 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle akdedilmiş olsa da 1 yıl sonra 30 günlük ihbar süresinde yazılı bildirim ile feshedilmemiş olması nedeniyle ve dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere tarafların cari hesap kayıtlarındaki son işlem tarihi olan 06/09.03.2015 tarihinde kadar uygulanmaya devam etmesi nedeniyle bu tarihe kadar belirsiz süreli akdi ilişki olarak devam etmiştir. Asıl davada davacı, … 25. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesi ile şirketlerince yapılan iç denetimler sonucu; ajans hizmet payına esas teşkil eden ve üçüncü kişiler tarafından keşide edilen masraf faturalarında tahrifat yapılmış olduğunu, ajans hizmet payına esas teşkil eden masraf kalemlerinin fatura, makbuz vb. dayanaklardan yoksun olarak şişirilmiş olduğunu, kötü niyetli olarak fiyat farkı faturaları kesmek ve sahte fatura kullanmak suretiyle fazladan tahsilat yaptıklarını, böylece bilerek ve isteyerek müvekkili şirket üzerinden 21 adet fatura ve hizmet karşılığında en az 800.000,00 TL haksız menfaat elde ettiklerini iddia ederek tüm davalılardan 800.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Asıl davada davalı şirket tarafından ise dava konusu sözleşme gereğince vermiş olduğu hizmetler nedeniyle davacıdan 27 adet faturaya dayalı cari hesap bakiyesi olan 241.034,62 TL tutarındaki alacaklarının … 19. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesi ile talep edildiği, alacaklarını tahsil edememeleri üzerine … 33. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ve bu takibe asıl davada davacının itirazı üzerine söz konusu takibin durduğu ve bu nedenle birleşen davada davacı tarafından itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar asıl davada davacı şirket tarafından, davalı şirket tarafından şişirilmiş fatura oluşturulduğu, kötü niyetli olarak fiyat farkı faturaları kesildiği ve sahte fatura kullanmak suretiyle fazladan tahsilat yapıldığı iddia edilmiş olsa da; Mahkememizce benimsenen yukarıda yazılı bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, tarafların cari hesap bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, iddia ve savunmalarında belirttiği 3. kişilerce keşide edilen faturaların asıl davada davalının defter ve kayıtlarında yer aldığı, davalının, davacıya verdiği hizmetlerin bedelini içeren faturaları düzenleyip davacıya gönderdiği ve davalı ile davacının bu faturaları ticari defterlerine işlediği, akdi ilişkinin sona erdiği 09.03.2015 tarihine kadar da bu fatura bedellerinin haksız olarak düzenlediği hususunda davalıya herhangi bir ihtar ve/veya uyarıda bulunmadığı, sözkonusu faturaların davacı ile davalı arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği ve davacı tarafından da onaylanmak suretiyle benimsendiği, dosyaya sunulan ve tarafların ticari defterlerinde yer alan kayıtlara göre davacıdan fazla tahsilat yapılmadığı ve davacının davalı şirketten alacağının bulunmadığı, aksine birleşen davada talep edildiği üzere davalının, davacıdan 232.367,54 TL ana para yönünden alacaklı olduğu kanaat sonucuna varılarak asıl davanın davalı şirket yönünden alacağın bulunmaması nedeniyle reddine, birleşen davada davacı … Ltd. Şti.’nin davalıdan 232.367,54 TL ana para alacağı bulunduğundan birleşen davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur. İİK 67/2 maddesi uyarınca icra takibine konu alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına, reddedilen kısım yönünden davacı/alacaklı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Asıl davada davanın davalılar … ve … yönünden değerlendirilmesinde; bir tüzel kişinin ticari faaliyetlerinden dolayı açılan davalarda tüzel kişilik dava ehliyetine sahiptir. Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği kural olarak sözleşme, o sözleşmede taraf olanları bağlar, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Somut olayda; dava konusu alacak talebi sözleşmenin ihlaline dayanan TBK’nun 112 maddesi vd. uyarınca bir tazminat alacağı talebi niteliğinde olup davacı ile davalı şirketin ortağı hissedarı durumunda oldukları anlaşılan … ve … arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve davalıların, davacının yaptığı ödeme ile kurulan söyleşmeye taraf olmadıkları sabittir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi borçlu kişi olup, buna pasif husumet denilir. Bir davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise dava bu sebep ile reddedilir. Tüm bu sebeplerden dolayı asıl davada davalılar … ve … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalı … Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın reddine,
2-Davalılar … ile … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 13.662,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.617,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı … Ltd. Şti.’ne iadesine,
4-Davacı … Ltd. Şti. tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı … Ltd. Şti. üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Ltd. Şti. tarafından yapılan 29,00-TL yargılama giderinin davacı … Ltd. Şti.’den tahsili ile davalı … Ltd. Şti.’ne verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı … Ltd. Şti. vekili lehine hesaplanan 45.950,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı … Ltd. Şti.’den alınarak davalı … Ltd. Şti.’ne verilmesine,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 maddesi uyarınca red sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek vekalet ücreti takdir olunabileceğinden davalılar …, … vekili lehine hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacı … Ltd. Şti.’den alınarak davalılar …, …’na mütesaviyen verilmesine,
B)1-Birleşen davanın kısmen kabulüne, davalının … 33. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 232.367,54-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,50’den aşağı olmamak kaydı ile değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 46.473,51-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Red edilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 1.733,41-TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 15.873,02-TL nispi harçtan peşin alınan 2.911,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.961,92-TL nispi karar harcının davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı … Ltd. Şti. tarafından yapılan 73,00-TL tebligat posta gideri üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 70,37-TL ile 2.942,90-TL harç gideri olmak üzere toplam 3.013,27-TL yargılama giderinin davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile davacı … Ltd. Şti.’ne verilmesine, kalan kısmın davacı … Ltd. Şti. üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı … Ltd. Şti. vekili lehine hesaplanan 19.892,05-TL nisbi vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti. tahsili ile davacı … Ltd. Şti.’ye verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı … Ltd. Şti. vekili lehine hesaplanan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı … Ltd. Şti.’den tahsili ile davalı … Ltd. Şti.’ye verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; davacı-birleşen davanın davalısı vekili ile davalılar-birleşen davanın davacısı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/02/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza