Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/191 E. 2021/806 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/191 Esas
KARAR NO : 2021/806

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2015
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 05.03.2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, davalıya ait konutların kuzey yönüne bakan dış cephelerinin tamamına ilişkin pencere söveleri, konsol çıkmazları, çatı saçakları ve tüm işlerinin yapımı için 01.08.2010 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği müvekkili şirketin tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalı şirket tarafından avans mahiyetinde müvekkili şirket hesabına 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, işlerin bitiminden sonra müvvekkili şirkete kalan bakiyenin ödenmediğini, davalıya ihtarname keşide edilerek gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacı ile … 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ifade ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasındaki ilişkide, muhtelif zamanlarda avans mahiyetinde ödemeler yapıldığı nazara alınarak, … 31. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki menfi tespit davasındaki hususlarda nazara alınmak suretiyle; cari hesap ilişkisi çerçevesinde, bugüne kadar, müşavirlik, havuz işletilmesi , inşaat onarım, yemek dış cephe onarım ve boya işleri adı altında kesilen faturalar karşılığında davacı şirket ile iş birliği içinde bulunan eski yönetim kurulu üyeleri tarafından haksız olarak yapılan ödemelerin belirlenmesini, yevmiyeli işçi çalıştırılmadığını, olağan üstü fahiş fiyat ile havuz bakımı ve işletilmesi ve havuz işletilmesi için ücret ödenmeyecek olan 2007/2008 yıllarına ait dönemde de fahiş ödemeler yapıldığını, kooperatifin işletme kooperatifi olmadığından bu iş faaliyet alanında olmadığını. Sadece havuz bakımı yaptırılabileceğini, müşavirlik hizmeti adı altında, her hangi bir müşavirlik hizmeti verilmediğini ve bu konuda bir yönetim kurulu ya da genel kurul kararı alınmadığını, yemek işleri kalemi adı altındaki talebibin haksız olduğunu, zira; kooperatifin yemek yiyecek bir personeli bulunmadığını ve bu konuda alınan olan bir yönetim kurulu veya genel kurul kararı olmadığını, inşaat işi altında kesilen faturaların bazılarının da gerçekte imal edilmeyen işler için kesildiğini, bu faturaların; 16.11.2006 tarihli 62.500,00-TL meblağlı fatura ile 18.07.2007 tarihli faturada görünen 10.000,00-TL’nin fazla ve haksız bir talep olduğunu, bu durumun, davacı vekilinin … 31. ATM’nin… E sayılı dosyasına verdiği 08.02.2012 tarih 8. sayfasında ki açıklamasıyla ve hakedişler ile sabit olduğunu, bu ödemelerdeki fahiş faturalar ile gerçekte imal edilmeyen ve imal edilmiş gibi gösterilerek faturalandırılan ve ödemesi yapılan faturaların ayıklanmasını ve davacının gerçek cari hesap alacağının bulunmasını, daha sonra yapılan işin ayıpsız olduğu varsayılarak, dava konusu işin gerçek bedelinin 18.08.2010 tarihli yönetim kurulu toplantısında belirlenen m2 14,00 TL birim fiyat üzerinden belirlenmesini, bulunacak meblağdan, davacının yaptığı imalattaki gizli ayıpların, davacı tarafça aradan geçen zaman içinde tamir edilmediği için tamir için gerekli bedelin mahkemece belirlenip davacının net alacağının hesap edilmesini, davacının net alacağından, … 31. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki menfi tespit davasındaki ve yukarıda açıklanan hususlar nazara almarak cari hesap ilişkisi çerçevesinde bu güne kadar yapılan ödemeler ile birlikte değerlendirilip fahiş faturaların ayıklanıp gerekli mahsuplaşmanın yapılmasını, davacının, müvekkili kooperatif ile arasındaki 2005 yılından bu yana gelen cari hesap ilişkisi sebebiyle bir alacağı kalır ise, müvekkili kooperatif tarafından 25.06.2011 tarihinden sonra banka havalesi yolu ile yapılan 53.000,00TL’si avans ödemesi, tespit edilecek alacaktan indirilmesini, geriye bir borç kalır ise; taraflar arasındaki 01.08.2012 tarihli sözleşmenin 14.3 maddesi gereğince N. Blok 6 nolu dairenin, davacının kalacak alacağına mahsuben 120.000-TL karşılığında, devir alması gerektiğini, yukarıdaki hesaplama ve mahsuplaşma sonucunda bir borçları bulunmadığından, varsa bile muaccel olmadığı için davanın reddine karar verilmesini, haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatan davacının, %40 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesin, talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında davalı tarafa ait binaların dış cephesindeki işlemlerin yapılması için düzenlendiği ifade olunan sözleşme gereği davacı tarafın sözleşme şartlarını yerine getirdiğinden bahisle davalı tarafından ödenmeyen bedelin tahsili amacıyla yaptığı icra takibine davalının itirazı üzerine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce atanan bilirkişi kurulunun sunduğu 03/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle:”…“ … İli, … İlçesi, …, 1-3 Pafta, 477-478-479 Ada, 1 parsellerde bulunan konutların, kuzey yönüne bakan dış cephelerin tamamının pencere söveleri, fransız balkon tabir edilen konsol çıkmaları, çatı saçakları ve balkon duvarlarından oluşan gri renkli boya imalatlarının tamamını, diğer cephelerde kalkan ve dökülme olan kısımların lokal olarak tamiri ve butyanması işlerinin birim fiyatlı olarak yapılması işinin olduğunu, davaya konu işte taraflar arasında yapılan sözleşmenin 12, 19 ve 20 maddeleri çerçevesinde işverenin sözleşmedeki yetkileri tam olarak kullanmadığı bu nedenle işin ayıpları var ise de bunları belgeleyecek tespit yaptırmadığının anlaşıldığını, bu durumda davacı taşeronun iddialarının doğruluğunun kabul edilmesi gerekeceğinin taraflarınca değerlendirildiğini, davacı tarafın iddiası, taraflar arasındaki yukarıda belirtilen sözleşme yanında, daha önceki ilişkilerden kaynaklı müşavirlik, havuz işletmesi, yemek ücretleri gibi alacakları da konu edindiğini, davacı, olağanüstü fahiş fiyat ile havuz bakımı ve işletilmesi ve havuz işletilmesi için ücret ödenmeyecek olan 2007/2008 yıllarına ait dönemde de fahiş ödemeler yapıldığını, kooperatif isletme kooperatifi olmadığından bu işin faaliyet alanında olmadığını, sadece havuz bakımı yaptırılabileceğini, müşavirlik hizmeti adı altında, her hangi bir müşavirlik hizmeti verilmediğini ve bu konuda bir yönetim kurulu ya da genel kurul kararı alınmadığını, yemek işleri kalemi adı altındaki talebibin haksız olduğunu, zira; kooperatifin yemek yiyecek bir personeli bulunmadığını ve bu konuda alınmış olan bir yönetim kurulu veya genel kurul kararı olmadığını ileri sürdüğünü, davalı taraf da, bu tarz işler konusunda 2005 yılından itibaren davalı ile aralarında ilişkiler olduğunu kabul ettiğini, davalı taraf, müşavirlik, havuz işletmesi, yemek ücretleri gibi konularla alakalı olarak, genel kurul kararı olmadığı ya da genel kurul kararına aykırı olduğunu ileri sürmekle birlikte, bu durum davalı kooperatifin iç ilişkisini ilgilendirdiğinden, davacıya karşı ileri sürelemeyeceğini, davalı taraf, bu işler konusunda, eski yönetim kurulunun usülsüzlükleri olduğunu iddia etmekle birlikte, bu konu davalı kooperatifin dahili sorunu olarak kabul edildiğini, oavacı yanım kendi ticari defter kayıtlarına nazaran takip tarihi itibarıyla davalı yandan 80.959,99 TL alacaklı göründüğü müşahede edildiğini, ancak davacı yanın takibi salt sözleşme kapsamında yapıları işlere dayalı alacak olarak değil, kendi ifadesi ile fatura edilmeyen alacak tutarı olan 128.065,54 TL dayanak gösterilerek 80.959,99 TL üzerinden başlattığı görülmekle, faturasız alacağın, dava dilekçesinde yer verilen kalemlerden hangisi için hangi miktarda olduğu açıklanmadığından, alacağın davaya konu sözleşmeye münhasır kısmı belirlenemediğini, davalı yanın, düplik dilekçesi ile tespitini istediği hususların, incelenmesi ve tespiti mümkün olmadığını, takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacı yanın alacaklı olduğunun kabulü halinde davalının ihtamamenin tebliğ tarihini izleyen 3. günün sonundan, takip tarihine kadar geçen süre için işlemiş faiz talep edebileceği değerlendirilmekle, dava dosyasında ihtarnamenye ilişkin tebliğ şerhi yer almadığından, işlemiş faiz hesaplaması yapılamadığına…”dair görüş bildirilmiştir. Sunulan rapor taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Mahkememiz dosyasında alınan 21/10/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle;”….bekletici mesele yapıldığı anlaşılan, … 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında verileri kararın takdiri mahkemeye ail olmak kaydı ile işbu ek rapor içerisinde yer verilen nedenlerle kök raporda tespit ve değerlendirmeler aynen muhafaza edildiğini, itirazlarının mahkemenin takdirinde olduğu….” rapor edilmiştir. Sunulan rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde Mahkememizce … 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …-… E-K sayılı dosyası getirtilip incelendiğinde, davalı kooperatif yönetim kurulu üyesi ve başkanlarının kooperatif üyelerinin aidatlarının kullanarak, kooperatif genel kurulunda düzenlenmiş olana ihale yapılması şartına uymadan davacı … AŞ.’ye kooperatifin inşaat işlerini erdiği ve bu işler karşılığında fahiş fiyatlar ödeyerekdavalı kooperatifi zarara uğrattığı, ve aslında davacı şirkete de fazla para ödemesi nedenyşe davalı kooperatif yönetim kurulu üleriri ve başkanının hakkında görevi kötüye kullanma ve zimmet suçlatından haklarında dava açıldığı ve sonuç olarak ceza verildiği, her ne kadar dosyada mübrez bilirkişi raprunda davacının alacaklı oldyğu görülse de ceza davası içeriği incelendiğinde zaten davacı şirkete davalı kooperatif başlkanı ve ymnetim kurulu üyeleri taarfuından fazla kooperatif kayıtlarında fazla ödeme gösterlilerej fazla ödeme yapılduığı sazbit olduğundan, davacı şirketin davalı koopartiften alacaklı olmasının hayatın olağan akışına aykırıolacağından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şeklilde hüküğm kurulmuştur.
İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Somut olayda dava ispatlanamamış olup, davayı ispatlayamama hali kötü niyet sayılamayacağından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 1.029,70-TL harçtan düşümü ile bakiye 970,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 11.882,63-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.21/12/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza