Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/135 E. 2019/629 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/135 Esas
KARAR NO : 2019/629

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2015
KARAR TARİHİ : 09/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı müvekkili ve davalı arasında imzalanan 10/05/2011 tarihli sözleşme ile müvekkiline ait fabrikaya kurulacak olan su dolum ve şişeleme hatları için makinelerin alınması ve hatların kurulması işinin davalı yana verilmesine rağmen davalı tarafından imzalanan sözleşmenin zamanında ve gereği gibi ifa edilmediğini, sözleşme gereği kurulan makinelerin çoğunun ayıplı olduğu gibi, tesisin taahhüt edilen kapasitede üretim yapmaya elverişli olmadığından davacı müvekkilinin sürekli devam eden kar kaybının söz konusu olduğunu, davacı müvekkili ile davalı arasında davacı müvekkiline ait tesiste 0,5 – 1,5 Dolum Hattı + 5 – 10 Lt Dolum Hattı + 19 Lt p.c.5 Sıralı Dolum Hattı + 19Lt dönüşümsüz p.e.t. hattı makinelerinin satışı ve tesisin kurulumu için 10/05/2011 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme gereğince; tesisin tesliminin siparişten itibaren, 5 ay içerisinde yapılacağı, ödemenin %15 nakit avans, %15 sevkiyat öncesi ve bakiyesinin sipariş anında verilecek 20 aylık eşit vadeli ve eşit tutarlı çekler ile ödenmesi, ürünlerin 2 yıl garantili olacağı, montajın ücretsiz yapılacağı, teknik servis hizmetinin davalı tarafından verileceği, arıza halinde …. tarafından en geç 48 saat içinde müdahale edileceği, makinelerin kurulumundan itibaren, 1. ay sonunda %50, 2. ayın sonunda %75 3. ayın sonunda ise, %100 kapasite verimliliğinde çalışmasının sağlanacağı hususlarının hüküm altına alındığını, müvekkili tarafından yatırılması gerekli avans yatırılmasına rağmen, sözleşmede düzenlenen 5 aylık sürede makinelerin sevk ve kurulum işlemlerine başlanmadığını, montaja başlanmasından sonra geçen süreçte de montajın 5 ayda tamamlanmadığını, kurulum ve sevkiyata davalı tarafından geç başlanılmasından dolayı müvekkilinin su talebinin en çok olduğu yaz aylarında satış yapamadığını ve zarara uğradığını, davalı tarafından makine ve ekipmanların tesliminden sonra da, satış sözleşmesine konu hususlarla ilgili sorunların devam ettiğini, müvekkili şirketin faaliyete başlamasından bu yana sözleşmeye/hukuka aykırılıklar sebebiyle bir türlü verimli çalışma olanağına sahip olmadığını, müvekkili şirketin üretim kaybının yanında girdiği taahhütlerini yerine getirememekten kaynaklanan büyük miktarlı zararlara uğradığını, tüm bu yaşanan eksiklik ve aksaklıklar nedeni ile müvekkili tarafından, …Noterliği’nin 07/12/2012 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı tarafından cevaben keşide edilen Büyükçekmece…Noterliği’nin 18/12/2012 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile konu ile ilgili genel açıklamalar ile cevap verildiğini ve talep edilen hususlara değinilmekten kaçınıldığını, davalı tarafından satışı yapılan makinelerin sözleşme uyarınca tesliminin halen gerçekleştirilemediğini, müvekkili firmada halen beklenen üretimi gerçekleştirebilme aşamasına gelinemediğinden bu kez müvekkili adına Beşiktaş … Noterliği’nin 10/10/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve müvekilinin uğradığı zararın tazminin talep edildiğini, buna rağmen davalı tarafından zarar tazmin edilmediği gibi İstanbul… Noterliği’nin 24/10/2014 tarihli ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile makinelerin tam kapasite çalışır halde müvekkiline teslim edildiğinin iddia edildiğini, tesisin sözleşmede yazılı şekilde ve olması gereken kapasitede çalışamamakta olduğunu ve makinelerde süreklilik arz eden çeşitli sorunlarla karşılaşıldığını, bu nedenle davacı müvekkilinin sürekli artarak devam eden zararlarının söz konusu olduğunu, 8C2 Şişirme Makinesi; (2 adet) davalı firmadan sözleşme gereğince satın alındığını ve 2 adet pet şişirme makinesi olduğunu,. 0,33-0,5 ve 1,5Lt pet imalatı yapmak üzere satın alındığnı ve kalıpların davalı yanca üretildiğini, her iki makine sözleşme uyarınca saatte 20.000 şişe üretebilecek kapasitede olması gerekirken saatte ortalama 15.000-16.000 şişe üretebildiğini, makinelerin kapasitelerinin altında üretim yapmaları nedeni ile müvekkilinin sürekli zarara uğradığını, Havalı Konveyörün ; şişirme makinesinde üretilen veya şişe dizme makinesinden çıkan şişeleri dolum makinesine nakletmek için kullanılan cihaz olduğunu, kalıp ve makinedeki hata nedeni ile şişelerin dolum makinesine nakledilemediğinden üretime geçmekte 3 ay gecikme yaşandığını ve davacının bu nedenle zarara uğradığını, …Çalkalama – Dolum – Kapatma Makinesi 48 – 60 – 20; makinesinin dolum seviyesi kontrolsüz olduğundan, olması gerekenden az veya çok su dolumu yaptığını, bu kontrolsüz üretim nedeni ile davacı müvekkilinin zarara uğradığını, dolum makinesine ait ve elektrik kesildiğinde devreye giren …’in ilk kurulum yapıldığı sıralarda arızalandığını ve davalı tarafından bu arızanın giderilmediğini, müvekkili tarafından mecburen… unvanlı dava dışı firmadan yenisinin temin edildiğini ve fatura karşılığı ücretinin müvekkili tarafından ödendiğini, Etiketleme Makinesi’nin pet şişelere, etiketlerini saran ve tutkal ile yapıştıran makine olduğunu, makinenin hatalı olduğundan tutkalı fazla verdiğini, etiketlerin yan yapıştırılmakta olduğunu ve kaymalar meydana geldiğinden iki ucu düzenli şekilde yapıştırılamadığını, müvekkili tarafından makinenin rulman, kayış ve zincirinin değişitrildiğini ve 20.000,00.-TL civarında masraf yapılmasına rağmen rağmen hatanın giderilmediğini, Lazer Tarih Makinesi’nde normalde vakum sistemi olması gerekirken davalı tarafından kurulumu yapılan cihazda bu sistemin bulunmadığını, davalı tarafından cihazın eksik imal edildiğini, bu nedenle vakumlu sisteme sahip yenisi ile değiştirilmesi veya makinenin olanaklı ise davalı tarafından vakumlu hale getirilmesi veya bu nedenle yapılması gereken harcama tutarının davalı yanca tazmininin gerektiğini, ….Makinesi’nin ürünlerin palet üzerine konulmasını sağlayan cihaz olduğunu, normal şartlarda düz ve çapraz çizim yapması gerekirken makinede bunu sağlayacak program bulunmadığını, bu nedenlerde paletlerde sürekli kayma ve bu nedenle ürünlerde meydana gelen bozulma sebebiyle iadenin söz konusu olduğunu, davalı tarafından bu hata halen giderilmediğinden müvekkilinin daha önce olan ve halen devam etmekte olan zararının doğduğunu, davalı tarafından söz konu makinenin yenisi ile değiştirilmesi veya bedelinin davalıdan tazminin gerektiğini, 2C10 5 – 10 LT. Pet Şişirme Makinesi’nin sözleşmede taahhüt edildiği şekilde saatte 1.800 şişe üretmesi gerekirken ortalama 1.500 şişe üretim yapılabildiğini, tam kapasite ile üretim yapılamadığını, bu nedenle müvekkilinin üretim/satış ve kazanç kaybına uğradığını, 19 Lt. Pet Şişe Dolum Hattı’nın sözleşmede taahhüt edildiği şekilde 500 şişe/saat kapasite ile üretim yapabilecekken üretim miktarı saatte 340 şişeyi geçmediğini, müvekkilinin bu nedenle sürekli devam eden bir zarar ile karşı karşıya olduğunu, 1,5 Lt. Pet Dolum Hattı’nda 1.5. litrelik şişenin 1.500 cc su alması gerekirken, davalı yanca kurulumu yapılan cihazlarda şişenin 1.490 cc su aldığını ve hatalı üretim yapıldığından müvekkilinin sürekli devam eden zararının doğduğunu, bu nedenle söz konusu aksaklığın giderimi için, sistemin sözleşmeye uygun yenisi ile değiştirilmesi veya yenilenmesi için yapılması gereken harcama tutarının davalıdan tahsilinin gerektiğini, yukarıda her bir makine için detayları ile ve genel olarak açıklandığı üzere davacı müvekkilinin davalı tarafından kurulan tesisin gereği gibi çalışmaması nedeni ile tesisin kurulum aşamasında zarara uğradığı gibi halen devam eden bir kazanç kaybı ve üretim azlığı ile karşı karşıya olduğunu, bu nedenle müvekkili tarafından dava dışı üçüncü firmalar ile yapılan sözleşmelerin gereklerinin yerine getirilmesinde güçlükler yaşandığını, sözleşme gereklerinin yerine getirilmesi ya mümkün olmamakta ya da zamanında teslimlerin yapılabilmesi için fazladan işgücü ve mesai harcanmak zorunda kalınmadığını, davanın kabulü ile davacı müvekkili ve davalı arasında imzalanan 10.05.2011 tarihli sözleşme gereğince müvekkiline ait tesiste 0,5 – 1,5 Dolum Hattı + 5 – 10 Lt Dolum Hattı + 19 Lt p.c.5 Sıralı Dolum Hattı + 19 Lt dönüşümsüz … Hattı makinelerinin satışı ve tesisin kurulumu esnasında gerçekleşen sözleşmeye ve hukuka aykırılıklar nedeni ile müvekkilinin uğradığı zararın tazminine, müvekkilinin uğradığı zararın tam olarak tespitine değin, harca esas değerin başlangıç itibariyle 50.000,00-TL olarak esas alınmasına, davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesine ve dava sürecinde gerçek zarar tutarı belirlenerek tüm alacak tutarı üzerinden davanın yürütülmesine, toplam tazminatın 01.12.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizine göre faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekil ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı ile davalı müvekkili arasında 10/05/2011 tarihli sözleşmeyle 0,5-1,5 LT dolum hattı, 5-10 LT dolum hattı, 19 LT p.c 5 sıralı dolum hattı ile 19 LT dönüşümsüz … hattının imalatı, montaj ve çalıştırılması hususunda anlaştıklarını, taraflar arasında 25/05/2012 tarihli Üniversal … ile …Taşıma … makinalarının imalat ve satışı için ikinci bir sözleşmede yapıldığını, sözleşme konusu makinaların ayıplı olduğu ve geç teslimi iddiasının doğru olmadığını, davacı tarafın ayıp iddiasını kabul etmediklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin 10/05/2011 tarihinde yapıldığını, imalata peşinatın ödenmesinden sonra başlanacağının ve beş ay içerisinde teslimin gerçekleşeceğinin taraflarca mutabık olduğunu, sözleşme konusu makinalar davacı firma tarafından önce 2011 yılı Kasım ayında teslim alınacağının belirtildiğini, süreç içerisinde birer aylık periyotlarla nakliye işinin hep ertelendiğini ve nihayetinde 28/05/2012 tarihinde teslim alındığını, paketlenerek 7 ay bekleyen makinanın yeniden teste tutulması, demonte hale getirilip yeniden toplaması v.b. işlemler nedeniyle müvekkiline ayrıca bir maliyet oluşturulduğunu, müvekkili davalı …’nın taahhütlerini süresinde ifa etmemesi ya da emtianın ayıplı olması söz konusu olsaydı davacı tarafın, ilk sözleşmeden bir yıl sonra yani 25/05/2012 tarihinde su işletmesinde kullanacağı toplam bedel 125.000,00-EURO (sözleşme tarihi itibariyle yaklaşık) iki ayrı makinanın imalatı için müvekkili firma ile yeniden anlaşmayacak olduklarını, makinaların çalıştırılacağı fiziki mekan ve teknik alt yapının geç hazırlandığını ve bunların … nolu, … nolu, … nolu,…nolu ve … nolu servis raporlarıyla sabit olduğunu, servis raporlarının davacı firma fabrika müdürü … ve şirket yetkililerince imzalandığını, davacı tarafın davalı müvekkilinden satın aldığı makinaların çalışması için gerekli fiziki ortamı ancak 22/10/2012 tarihinde hazırladığını ve tesisin işletmeye alınmasını talep ettiğini, talebin yapıldığı dönem itibariyle Kurban Bayram tatili araya girdiği için, resmi tatilden sonraki ilk iş günü olan 01/11/2012 tarihinde ilgili personel makinaların kurulum ve çalıştırılmasını sağladığını, davacının 07/12/2012 günü Düziçi Noterliği’nin… sayılı ihtarıyla bir kısım problemlerin abartılı ve içerik belirtilmeksizin davalıya bildirildiğini, davalı müvekkilinin de işbu ihtarnameye karşılık cevaplarını Büyükçekmece … Noterliği’nin 18/12/2012 gün ve … yevmiye sayılı ihtarıyla bildirdiğini, bu ihtarnameler dışında karşı tarafın davalı müvekkiline Beşiktaş … Noterliği’nin 10/10/2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesini keşide ettiğini, bu ihtara karşılık da İstanbul…Noterliği’nin 24/10/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarıyla cevap verildiğini, davacının zarar iddiasının afaki taleplerden müteşekkil olduğunu ve gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın muşahhas hiçbir delile dayanmayan üçüncü şahıs kişi ve firmalarla olan ticari ilişki ve sözleşmelerdeki aksamalar gerçek gösterilerek talep edilen alacak isteğinin somutlaştırılmasını ve hangi firmalarla ne gibi akitler sebebiyle nasıl bir zarara muhatap olduklarını belgelendirip açıklamasının gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen dava değerinin ayrıntılı olarak ne kadar miktarının üretim kapasitesinin eksikliği, ne kadar kısmının ise kazanç kaybı olduğu ne gibi iş gücü ve mesai harcandığı ve bu hususlarla ilgili olarak dava ve talebinin de tutar olarak karşı tarafça açıklanmasının gerektiğini, taraflar arasında yapılan ilk sözleşmeyi müteakip üç ayrı ek sözleşme hazırlandığını ve her defasında da davacı tarafın talepleri uyarınca akitte değişikliklerin yapılmasına ve tüm isteklerinin karşılanmasına rağmen iyi niyetli ve haklı talepler içermeyen davacının davasının reddini ve yargılama giderlerini davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-10/05/2011 tarihli sözleşme, Servis raporları, Büyükçekmece …Noterliği’nin 18.12.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, Düziçi Noterliği’nin 07.12.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, 25/05/2012 tarihli … ile …, 30/05/2012 tarihli ek sözleşme.
2-Mahkememizin talimatıyla Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasına Hukukçu Bilirkişi …ile Muhasebeci Bilirkişi…ile Makine Mühendisi Bilirkişi … ve Elektrik Mühendisi Bilirkişi … tarafından sunulan 11/01/2017 tarihli müşterek bilirkişi raporu.
3-Mahkememizce atanan bilirkişiler Mali Müşavir … ve Makine Mühendisi … tarafından sunulan 10/11/2017 tarihli müşterek bilirkişi raporu.
4-Mahkememizce atanan bilirkişiler Prof Dr. … ile Makine Mühendisi Yard. Doç. Dr. … ile Makine Mühendisi …ve Banka/Finans bilirkişisi …tarafından sunulan 21/11/2018 tarihli heyet KÖK bilirkişi raporu ve 27/03/2019 tarihli heyet EK bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinde davalının ayıplı imalatlar yaptığına dayanılarak davacı tarafın uğradığı zararların tazmini talebine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 10/05/2011 tarihli sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve somut olaydaki dava konusunun bu sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce Bahçe Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak iddia ve savunmalar doğrultusunda; su şişeleme ve paketleme makinalarından anlayan makine mühendisi , elektrik mühendisi ve hukukçu ve bilirkişilere Mali Müşavir bir bilirkişi de atanmak suretiyle davacı tarafın iddiaları vacip görülecek olur ise, söz konusu ayıp sebebiyle davacının uğramış olduğu bir zararının bulunup bulunmadığı ya da kar kaybının oluşup olmadığı, var ise ne kadar olduğu hususlar konusunda, bilirkişi heyeti aracılıyla dava konusu makinenin bulunduğu yerde keşfen inceleme yapılarak, davalı tarafından davacıya teslim edilen makinenin ayıplı olmadığı, ayıbın gizli ayıp yada açık ayıp olup olmadığı, makinedaki eksik yada kusur var ise bunların neler olduğunun denetime elverişli şekilde ayrıntılı olarak incelenerek rapor düzenlenmesi ve ayrıca sözkonusu makinadaki eksiklik ve arıza yada sözleşmeye aykırılık var ise (sözleşmedeki makinanın niteliklerine aykırılık varsa) bu eksiklik ya da kusurların üretimden kaynaklı mı olduğu, yoksa davalı tarafın iddia ettiği gibi davacının savında bulunan süresinde elektriklerin bağlanamaması, elektrik su hava bağlantılarının düzgün olmaması… vs. gibi nedenlerin etkin olup olmadığı, yine davacı tarafça sözleşmede belirlenen randımana ulaşılamadığı iddia edildiğinden sözkonusu makinanın sözleşmede belirtilen randımana ulaşıp ulaşmadığı, yerinde çalışma imkanının bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasından alınan Makine Mühendisi Bilirkişi …, Elektrik Mühendisi Bilirkişi …, Hukukçu Bilirkişi … ve Muhasebeci Bilirkişi … tarafından sunulan 11/01/2017 tarihli müşterek bilirkişi raporu özetle; “…Davalı firma tarafından montajı yapılan makinaların üretime geçmesindeki gecikmeden davalı firmanın kusurunun bulunmadığı, davalı tarafından davacıya teslim edilen makinanın ayıplı olduğu, bu ayıbın gizli ayıp olduğu ve deneme üretiminden sonra ortaya çıkabileceği, makinelerde eksik olmamakla birlikte sözleşmede belirtilen randımana ulaşmadığının tespit edildiği, makinelerin yerinde çalışma imkanının bulunduğu, söz konusu makinelerde eksiklik ve arıza bulunmamakla birlikte sözleşmede taahhüt edilen kapasiteye ulaşmaması nedeniyle sözleşmeye aykırılık oluşturduğu, tam kapasite çalışamamasının nedeninin makinelerin üretiminden kaynaklı olduğu, tam kapasiteye ulaşmamasında süresinde elektriklerin bağlanamaması, elektrik, su, hava bağlantılarının düzgün olmaması vs gibi nedenlerin etkin olmadığı, makinelerin üretime başladığı tarihin 22.10.2012 tarihi olduğu, makinelerin taahhüt edilen tam kapasiteye ulaşma süresinin kurulumdan itibaren 3. ayın sonu olarak kabul edilmesi nedeniyle en geç 22.01.2013 tarihinde tam kapasiteye ulaşmasının gerektiği ve bu tarih itibariyle makinelerdeki gizli ayıbın ortaya çıkacağını, alıcının B.K.’nın 198/2-3 maddeleri uyarınca ayıbı öğrenir öğrenmez durumu derhal (23/01/2013-30/01/2013 tarihleri arasında) satıcıya bildirmesi gerekirken süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, 818 sayılı B.K. 202. Madde gereğince alıcı-davacıya tanınan hakların ya sözleşmeden dönme ya da satım parasının indirilmesini istemek olduğunu, alıcının ayıp nedeniyle meydana gelen üretim kaybını talep etme hakkının yasa ile alıcıya tanınmadığını, dava dilekçesinde kullanılan hakkın sözleşmeden dönme olmadığını, mahkemece davacı alıcı tarafından kullanılan hakkın satım parasından indirilme olarak kabul edilmesi ve ayıp ihbarının da süresinde yapıldığının kabul edilmesi ihtimaline binaen satım parasından indirilebilecek miktarın makinelerdeki ortalama kapasite kaybı olan %15 oranında satım parasından indirim yapılabileceğini, bu miktarın ise 1.400.000-Euro X % 15= 210,000-Euro’nun dava tarihi olan 04.02.2015 tarihi itibariyle 1 Euro karşılığı 2,7659-TL karşılığı olarak 210.000 Euro x 2,7659=580.839,00-TL olacağı…” şeklinde rapor tanzim edilerek talimat mahkemesine sunulmuştur.
Mahkememizin 23/03/2017 tarihli celsesinde davacı iddiaları, davalı savunmaları, dosyaya daha önce alınan bilirkişi raporları ve keşif zaptı ile dosyaya sunulan mütalaalar dikkate alınarak 1 Mali Müşavir ve 1 Makina Mühendisi marifeti ile yeniden rapor aldırılmasına, raporda bilhassa talimat mahkemesine sunulan bilirkişi raporuna tarafların itirazlarının bir bir karşılanır mahiyette olması gerektiğini bilirkişilere hatırlatılmasına karar verilmiş buna istinaden Mahkememizce atanan Mali Müşavir … ve Makine Mühendisi … tarafından sunulan 10/11/2017 tarihli müşterek bilirkişi raporunda özetle: “…davalı firma tarafından montajı yapılan makinaların üretime geçebilmesi için davacı firma tarafından kompresör ünitesi, soğutma grupları, paketleme ünitesi, depolama tanklarının montajlarının tamamlanması, elektrik imalatlarının yapılması, fabrikanın fizikî şartlarının hazırlanması gerektiğinden, …’nin taahhüdünde bulunan ve fabrikaya montajı yapılan makine ve ekipmanlarının sözleşmeye göre üretime geç başlamasının davalı firmanın kusurundan kaynaklanmadığı, fabrikada önceki bilirkişi kurulunca yapılan tespitlere bağlı kalınarak makinaların çalışmalarında herhangi bir aksaklığın olmadığı, ancak makinaların sözleşmede belirlenen randımana ulaşılamadığı, makine üretim kapasitelerinin sözleşmede belirtilen kapasite değerlerine çıkamadığı, fabrikada kurulu bulunan pet şişirme makinalarının üretim kapasite değerleri ile ilgili olarak sözleşmeye aykırılık olduğu, makinalarda tespit edilen kapasite eksikliğinin üretimden kaynaklı olmadığı, istenilen kapasiteye ulaşmamasının fabrikaya makinaların montajının yapılmasının akabinde süresinde elektriklerin bağlanamaması, elektrik, su ve hava bağlantılarının düzgün olmaması vb. gibi nedenlerin etkin olmadığı, her makinanın kendi içerisindeki dizaynı, tasarımı ve makine hızıyla ilgili olarak düşük kapasitede üretim yapıldığı, 11/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada mutabık kalınmak koşuluyla, 1 adet …-…-…Pet Şişirme makinasının sözleşmede belirtilen üretim kapasitesinin 0,5 litre için 10000 şişe/saat olması gerekirken bir makinada 7392 şişe/saat, diğer makinada 7820 şişe/saat üretim kapasitesine sahip olduğu, aynı makinada 1.5 litre için sözleşmede 9000 şişe/saat olması gerekirken bir makinada 7600 şişe/saat, diğer makinada 7840 şişe/saat üretim kapasitesine sahip olduğunun tespit edildiğinden bu makinadaki ürün kaybının ortalama %15 civarında olacağı, bu makinadaki ürün kaybının fabrikanın saatlik üretimini de etkileyeceğinden, davacı firmanın davalı firmadan sözleşme bedeli olan 1.400.000-EURO tutarından % 15 oranındaki üretim kayıp bedelinin düşülmesinin gerektiğini, makinadaki ayıptan dolayı satım parasından indirilebilecek miktarı 1.400.000-EURO X %15=210.000-EURO olarak tespit edildiğini, dava tarihi olan 04/02/2015 tarihi itibariyle 1 Euro karşılığı 2.7659-TL olduğunu, davacının isteyebileceği satım parasından indirim miktarı 210.000-EURO x 2,7659-TL=580.839,00-TL olarak tespitin yapıldığına…” dair müşterek bilirkişi raporunu mahkememize sunmuşlardır.
Mahkememizin 20/03/2018 tarihli celsesinde davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ederek itirazları doğrultusunda ve 04/12/2017 tarihli itiraz dilekçesinde belirtilen zarar yöntemlerine göre yeniden hesaplama yapılarak rapor aldırılmasına yönelik talebi ile davalı vekilinin bilirkişilerden Makina Mühendesi …’in uzmanlık alanının davanın konusuna yönelik olmadığı, 2017 yılı bilirkişi listesinde uzmanlık alanının …, …, trafik kazaları, hasar- kusur, iş kazaları, doğalgaz, kalorifer, klima ve asansör konuları olarak belirlendiğine, davaya konu makinelerin pet şişe ambalajlama işi yapan komplike bir sistem olduğuna yönelik itirazı üzerine Mahkememizce her iki taraf vekiline 2 haftalık kesin süre verilerek dava konusu tesiste bilirkişilik yapacak kişilerin hangi kurumlardan sorulacağı hususunda beyanda bulunmalarının istenilmesine karar verilmiş, Mahkememizin 28/05/2018 tarihli ara kararı ile tarafların bilirkişi raporlarına yönelik itirazların ayrı ayrı reddine, gelecek celsenin sözlü yargılama olarak icrasına, taraflara bu ara karar ile HMK 186. Maddesi gereği ihtiratlı davetiye tebliğine, tarafların dava ve savunmaları ancak tahkikat bitimine kadar ıslah edebileceklerin ihtarına karar verilmiş, daha sonra Mahkememizin 18/06/2018 tarihli ara kararı ile Mahkememizin 28/05/2018 tarihli ara kararlarının tamamından rücu edilmesine, Mahkememizin 20/03/2018 tarihli duruşmadaki ara kararlarından rücu edilmesine, dosyanın Makine Mühendisi Yrd. Doç. Dr. …, Makine Mühendisi …, Hesap Bilirkişisi … ile Eser Sözleşmelerinde Uzman Prof. …’den oluşan bilirkişi heyetine tevdii ile davalının sözleşmeye uygun olarak makineleri üretip, kurup, teslim edip etmediği; sözleşmenin ayıplı ifa edilip edilmediği, varsa ayıpların süresinde ihbar edilip edilmediği, ifanın sözleşmeye uygun ya da aykırı ifa edilmesi durumuna göre davacının zarara uğrayıp uğramadığı, zarara uğramış ise miktarının ne olduğu, talep edilen zarar kalemleri ayrı ayrı belirtilerekek ve dosyaya daha önceden aldırılan tüm bilirkişi raporları ve özel mütalalardaki eksik tespitlerde değerlendirilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce atanan bilirkişiler Prof Dr. …ile Makine Mühendisi Yard. Doç. Dr…. ile Makine Mühendisi … ve Banka/Finans hesap bilirkişisi …tarafından sunulan 21/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “…Davacı ile davalı arasında; sözleşmede belirtilen özellikleri sahip olan makinelerin davalı tarafından imal edilmesini, davacıya teslim edilip davacının fabrikasında montajlarının yapılmasını, arızalara davalının zamanında müdahale etmesini konu edilen bir sözleşmenin taraflar arasında akdedildiği ve sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin davacı tarafından ödendiğinin anlaşılmakta olduğu ve bu hususta taraflar arasında bir ihtilafın bulunmadığı, taraflar arasında akdedilen bu sözleşmenin kanaatlerince bir eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, satım sözleşmesi niteliğinde olmadığı, davalının beyanlarından, davalının sözleşme konusu makineleri imal edip davacıya teslim etmeyi ve davacının fabrikasına montajını/kurulumunu yapmayı üstlendiği; davacının da sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödemeyi üstlendiğinin anlaşıldığı, tarafların asli edimlerinin böyle olduğu sözleşmelerin ise doktrin ve uygulamada eser sözleşmesi olarak nitelendirildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin konusunu oluşturan ve fabrikaya montajı yapılan makine ve ekipmanlann üretime geç başlamasının davalı firmanın kusurundan kaynaklanmadığı, davacının yapması gereken ön hazırlık işlemlerinin zamanında yapamamasından kaynaklandığını, davalı/yüklenicinin üstlendiği işlerin sözleşmede öngörülen zamanda tamamlanmamasının davalı/yüklenicinin kusurundan kaynaklanmadığından, davalı/yüklenici sözleşmeyle üstlendiği olduğu işlerin yapımında (asli borcunun ifasında) temerrüde düşmediğini, bu nedenle de, davacı/işsahibinin sözleşme konusu işlerin gecikmeli tamamlanması (davalının asli borcunun ifasında temerrüdü) nedeniyle uğradığı herhangi bir zararın tazminini davalı/yükleniciden talebe hak kazanamadığının kanaatine varıldığı, sözleşme konusu makinelerin davalı/yüklenici tarafından ayıplı ve/veya eksik olarak imal edilmediğini, davacı tarafın davalının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ayıplı ve/veya eksik ifa etmesinden kaynaklanan herhangi bir zarara uğramadığını, davacı ayrıca, “davalının ayıplı makinelerden kaynaklanan arızaları zamanında gidermemesi, yani teknik servis hizmetlerini zamanında vermemesi yüzünden de birtakım zararlara uğradığını” iddia etmesine rağmen dava dosyası içeriğinden davacının iddia ettiği bu hususların varlığı anlaşılamadığından, davacının bu yöndeki iddia ve talebi de yerinde görülmediği ve davacının böyle bir zararın tazminini de talebe hak kazanamadığının kanaatine varıldığı, dava konusu makineler ayıplı ve/veya eksik imal edilip kurulmuş olmadıklarından, dava konusu uyuşmazlık bakımından davacının davalıya yasal süresi için de ayıp ihbarında bulunup bulunmamasının da bir öneminin bulunmadığını, eser sözleşmesinden kaynaklanan davaların, eski B.K 126/bent 4’de(yeni TBK. Madde 147/bent6’da) 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi kılındığını, dava konusu olayda sözleşme konusu makinelerin davalı/yüklenici tarafından kurulumun 22/10/2012 tarihinde tamamlandığı anlaşıldığından, davacının bu davadaki tazminat talebine ilişkin zamanaşımı süresinin de 22/10/2012 tarihinde işlemeye başladığı ve 22/10/2017 tarihinde dolduğu, dolayısıyla da işbu davanın açıldığı 04/02/2015 tarihinde 5 yıllık dava zamanaşımı süresinin henüz dolmadığının kanaatine varıldığı, sözleşme konusu makinelerde gizli veya açık herhangi bir ayıbın olmadığı, bir an için ayıp olduğu farz edilecek olsa, bunun açık ayıp niteliğinde olacağı, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği, dava konusu sözleşmenin konusunu oluşturan makinelerin, makinelerin üretime başladıklan 22.10.2012 tarihinden sonraki 3 aylık sürenin sonunda tam randımana ulaşmalarının gerektiği, dolayısıyla da işbu 3 aylık sürenin sonu olan 22.01.2013 tarihinden itibaren makinelerin muayenesinin yapılması ve ayıpları varsa uygun bir süre içinde ayıp ihbarında bulunulmasının gerektiğini, ancak davacının 22.01.2013 tarihinden sonra uygun bir süre içinde ayıp ihbarında bulunduğunu gösteren bir delile rastlanılmadığını, bu nedenle davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığının kanaatine varıldığını, ancak kanaatlerince dava konusu olayda, davacının davalıyı ayıplı ve/veya eksik ifadan dolayı sorumlu tutmaya hak kazanması için, davalıya yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmasına gerek olmadığını, Eski BK.md.96 (yeni TBK.md.112) ve devamındaki genel hükümler uyarınca tazminat talebinde bulunulması için yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulması zorunluluğunun bulunmadığını, zira TBK.md.112 ve devamı hükümlerinde, tazminat talebi için ayıp ihbarında bulunma yasal şartı düzenlenmediğini, davalı/yüklenicinin sözleşme konusu makineleri ayıplı olarak imal ettiği veya kurulumunu yaptığı hususu anlaşılmadığından, davacı/işsahibi bu hususu ispat edemediğinden (ki bu husustaki ispat yükü davacı/iş sahibine aittir), davacının yasal süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı hususunun da bir öneminin olmadığı, davacının bu davadaki taleplerinin yerinde olmadığı, davacının davalıdan herhangi bir tazminat alacağının bulunmadığı…” görüş ve kanaatine varılmıştır. Söz konusu rapora davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine alınan 27/03/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “kök raporda davacı vekilinin 13/12/2018 tarihli itiraz dilekçesinde belirttiği hususların tek tek detaylı değerlendirildiği, 21/11/2018 tarihli kök bilirkişi raporundaki görüş ve kanaatlerin aynen muhafaza edildiğine” dair rapor tanzim edilmiş ve Mahkememize sunulmuştur.
Mahkememizce bilirkişiler Prof Dr. …ile Makine Mühendisi Yard. Doç. Dr. … ile Makine Mühendisi …ve Banka/Finans hesap bilirkişisi …tarafından sunulan 21/11/2018 tarihli bilirkişi raporunun ve aynı hususları tekrarlayan ek raporun hadiseye ve hukuka uygun olarak düzenlendiği, denetime elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında 10/05/2011 tarihli sözleşme akdedildiği, bu sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, sözleşmede davacının iş sahibi, davalının ise yüklenici konumunda bulunduğu, Mahkememizde görülen davada davacı tarafça davalı tarafından yapılan imalatların sözleşmeye aykırı olarak geç ve ayıplı imal edildiği iddiasıyla bu nedenle oluştuğu öne sürülen zararlarının tazmininin talep edildiği, sözleşmede dava konusu makinelerin tam randımanınına ulaşması için makinelerin kurulumundan itibaren 3 ay süre geçmesi gerektiğinin belirlendiği sabittir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 474/1 maddesi; “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.”, 475. maddesi; “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme. 2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme. İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.
” hükmünü amir olup makinelerin sözleşmede belirlenen saatlik üretim kapasitesine ulaşmadığı hususu makinelerin tam randımanlı çalışmaya başlayacağı makinelerin kurulumunun yapıldığı 22/10/2013 tarihinden 3 ay sonrasında 22/01/2013 tarihinde açıkça ortaya çıkabileceğinden bu hususun açık ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafça 22/01/2013 tarihinden sonra davalıya süresi içinde bir ayıp ihbarı yapılmadığı, bu nedenle davacının Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanmasının mümkün olmadığı, davacının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı bulunup bulunmadığı değerlendirildiğinde ise; Türk Borçlar Kanunu’nun 112. maddesindeki; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenen hüküm gereğince davacının zararını ispat etmesi gerektiği, ancak bilirkişilerce tespit edildiği üzere davacının yıllık satışına konu ürünlerin üretimini dava konusu makinelerin davacı tarafça sürekli çalıştırılmasa dahi rahatlıkla ve fazlasıyla karşıladığının ve davacının eksik kapasite nedeniyle yıllık satış rakamları da göz önünde bulundurulduğunda herhangi bir fiili zararının olmadığının tespit edildiği, makinelerin imalatının ve tesliminin gecikmesinin davacının yapması gereken ön hazırlık işlemlerini yapmamasından kaynaklı olduğu bu konuda davalıya kusur yüklenemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 44,40-TL’nin peşin alınan 853,88-TL’den mahsubu ile bakiye 809,48-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 3.200,00-TL bilirkişi ücretinden ibaret yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği ret olunan kısım üzerinden hesap ve takdir olunan 5.850,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,

Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/07/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza