Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1255 E. 2019/33 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1255 Esas
KARAR NO : 2019/33

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/12/2015
KARAR TARİHİ : 23/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09/08/2015 tarihinde davalılardan … yönetimindeki ve yine davalı …’nin maliki olduğu … plakalı araç içerisinde seyir halinde iken araç sürücüsü …’nin aracı dikkatsiz ve tedbirsiz kullanması sonucunda yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin… plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle davalıların müteselsil sorumlulukları olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den ve 50.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı …’ye usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle:. Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç müvekkili şirket tarafından 26.08.2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada tarafların kusur durumlarının tespit edilmesinin gerekli olduğunu, zorunlu mali mesuliyet sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, davacı yan tarafından gelir iddiasında bulunulduğunu, öncelikle davacının çalışma izninin olup olmadığının tespitini haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
1-Kaza yeri krokileri, kaza tespit tutanağı, tedavi evrakları, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporu, … İlçe Emniyet Müdürlüğünden gelen cevabi yazıları; Ekonomik ve Sosyal durum araştırması,
2- Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Hukuk Sözleşmeler ve Bilgi Talepleri Bürosu ile yapılan yazışmalar.
3-… Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Muhabere Bürosu ile yapılan yazışmalar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi ile 6098 sayılı TBK’nın 54 ve 56. maddelerine göre trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat sigorta sorumluluğuna dayalı maddi tazminat talebidir.
… Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü … Polis Merkezi Amirliği tarafından tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsünün Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-a maddesinde düzenlenen “Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak” kuralını ihlal ettiği ve kazanın bu nedenle gerçekleştiği tespit edilmiştir. Mahkememizce kaza tespit tutanağı ile kaza yeri krokisi birlikte değerlendirildiğinde kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, aynı araçta yolcu olarak bulunan davalının kusurlu olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı … tarafından davaya cevap verilmese de duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirmiş, aşamalarda kazaya karışan araç sürücüsünün kendisi olmadığına dair bir beyanda bulunmadığından kazaya karışan aracın kaza esnasında sürücüsü konumunda bulunduğuna kanaat getirilmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin UYAP üzerinden gönderdiği bila tarihli dilekçesinde davacı taraf ile karşılıklı şekilde avukatlık vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, sulh anlaşması nedeniyle, davanın feragat nedeniyle reddine; taraflarca bu hususta anlaşılmış olunduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin UYAP üzerinden gönderdiği 14/12/2016 tarihli dilekçesinde davalı … Sigorta Şirketi ile sulh olunduğunu, sulhname gereğince davalı şirketin müvekkillerinin alacağının kendi sorumluluğunda olan kısmının tamamını, tüm fer’ileri ile birlikte ödediğini, sulhname gereğince tarafların birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını, huzurdaki davanın … Sigorta Şirketi yönünden konusunun kalmadığını, diğer davalı yönünden ise davanın aynen devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırılması yaptırılmış, bu araştırma sonucunda davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle çalışamadığı, kaza nedeniyle sigorta şirketinden almış olduğu meblağ dışında gelirinin olmadığı, bel altının felçli olduğu, 600,00-TL kira ödediği, üzerine kayıtlı gayrimenkul bulunmadığı, davalı …’nin ise Rusya’da deri üzerine müşteri temsilcisi olduğu, 1.000,00-USD geliri olduğu, üzerine kayıtlı gayrimenkul bulunmadığı, kirada oturduğu, bakmakla yükümlü annesinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ilişkin tıbbi belgeler ve raporlar incelenmiş, davacının … Hastanesi’ne 09/08/2015 tarihinde yatırıldığı, 14/10/2015 tarihinde hastaneden çıktığı bel ve omurlarında kırık (lomber ve torasik vertebra kırıkları) olduğu, kafa ve yüz kemiklerinde birden fazla kırık olduğu, yumuşak doku zedelenmelerinin olduğu, davacının … Hastanesi’nden çıktıktan sonra 14/10/2015 tarihinden 31/10/2015 tarihine kadar Medipol Mega Hastaneler Kompleksi’nde tedavi gördüğü, daha sonra Sağlık Bakanlığı İstanbul Fizik Tedavi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördüğü, … Hastaneleri Birliği … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 22/06/2016 tarihli ve 1542 sayılı engelli sağlık kurulu raporunda davacının engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %85 olarak tespit edildiği, davacıya nörojen mesane (mesane felci), aralıklı inkontinans (idrar kaçırma), parapleji (omurilik felci) teşhisinin koyulduğu, raporda bulunan fotoğraftan davacının yüzünün deformasyona uğradığı anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda, davacının ağır bedensel zarar uğraması karşısında ; ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜNE
100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının maddi tazminat talebinin sulh nedeniyle konusuz kalması nedeniyle maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 6831,00-TL harçtan peşin alınan 853,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.977,12-TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hükmedilen manevi tazminat miktarına uygun olarak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 10.750,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalı …’den alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat miktarına uygun olarak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 10.750,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 885,68-TL ilk harç ve masraflar, 176,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.062,18-TL’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 531,09-TL’nin davalı …’den alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı davalı … Sigorta Şirketi vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/01/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza