Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1248 E. 2018/67 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1248 Esas
KARAR NO : 2018/67

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/12/2015
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin eşi ile birlikte 1972 yılından beri …’da yaşadığını, 2013/Mayıs ayında …’de eşine ait gayrimenkulün satışından elde edilecek parayı değerlendirmek için akrabası olan …’nun kendisini … Kordon Şubesi müdürü …’e yönlendirdiğini, müdür ile görüşme sonucunda satıştan elde edilecek paranın %12-13 olacağının söylendiğini, bunun üzerine 29/05/2013 tarihinde 350.000,00-TL’nin şube müdürüne teslim edildiğini, 144415 numaralı yatırım hesabına dahil edilmek üzere 03/06/2013 tarihinde EFT ile 150.000,00-TL’nin daha gönderildiğini, ardından müvekkilinin yurt dışına çıktığını, müvekkili tarafından şube müdürü ile yapılan görüşme neticesinde mevduatının 05/04/2015 tarihi itibari ile 579.728,00-TL olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin eşi … adına kayıtlı … …. pafta … ada … parselde kayıtlı … nolu daire ekli tapu kaydında 29/05/2013 tarihinde alıcısı …’a tapudan satıldığının belli olduğunu, ilgili paranın aynı gün içerisinde … Yatırım … Şubesi’ne yatırıldığından bahisle fazlaya ilişkin ve diğer yasal hakları saklı kalmak kaydı ile 502.600,00-TL’nin davalıdan teslim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin bir müşterisinin ihbarı üzerine şirket çalışanı … tarafından müşteri hesaplarında usulsüz işlemler yapılığının tespit edildiğini, ilgili çalışan hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, soruşturma netivesinde …’in tutuklandığını, davacının müvekkili şirkete 03/06/2013 tarihinde EFT ile 150.000,00-TL gönderdiğini, davacı adına müvekkili şirket nezdinde … nolu hesap açıldığını, 09/02/2013 tarihinde davacının talimatıyla …’nın … Bankası’ndaki hesabına 8.000,00-TL gönderildiğini, şirket eski çalışanı …’in davacının eşi …’nın hesabına 20.000,00-TL gönderdiğini, hisse senedi işlemlerinden davacının hesabında 10.864,00-TL zarar oluştuğunun tespit edildiğini, tüm bu işlemler neticesinde müvekkili şirketin hesabında 111.350,00-TL olduğunun tespit edildiğinden bahisle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında aktedildiği ileri sürülen yatırım sözleşmesine istinaden hesaptaki paranın tahsili talebine ilişkindir. Dava tarihi olan 29/12/2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “Tüketici veya mesleki olmayan amaçlar ile hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-1 maddesinde ise tüketici işleminin “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya meslekî amaçlar ile hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği belirtilmiş, aynı kanunun “diğer tüketici sözleşmeleri” başlıklı 5. Bölümünde yer alan 49. Maddesinde ise “Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler” düzenlenmiş olup bu maddenin 1. Fıkrasına göre finansal hizmetlerin, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade edeceği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde sağlayıcı ile tüketici arasında iletişim araçlarının kullanılması sureti ile kurulan sözleşmeler olduğu belirtilmekle anılan kanunun 73/1. Maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
Somut olayda davacı tüketici ile davalı yatırım şirketi arasındaki ilişki yukarıda açıklandığı üzere tüketici işlemidir. HMK 4. maddesinde tanımlanan ticari dava niteliğinde değildir. HMK 114. maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak gösterildiği, HMK 115. Maddesinde de dava şartlarının mevcut olmaması halinde davanın usulden reddi gerekeceğinin ifade edildiği, ayrıca görevin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekmekte olup, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşıkararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2018

Başkan
E-İmza
Üye
E-İmza
Üye
E-İmza
Katip
E-İmza