Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1220 E. 2020/36 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1220 Esas
KARAR NO : 2020/36

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2015
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında … İli, … İlçesi, … Bölgesi 1’er adet 32 derslikli kız ve erkek imam hatip lisesi, 24 derslikli kız meslek, endüstri meslek lisesi ve anaokulu, 2 adet 300 kişilik pansiyon ve 3’er adet atölye ve spor salonu inşaatları ile alt yapı ve çevre düzenlemeleri konusunda taşeron sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında sözleşmede bahsi geçen bloklardaki mermer işleri yapımı nedeniyle ticari ilişkisinin mevcut olduğunu, müvekkilinin sözleşmede bahsi geçen blokların mermer işlerini yaptığını, buna rağmen davalı şirketin ödeme yapmadığını, müvekkilinin davalıdan 35.482,68 TL bakiye cari hesap alacağı ve 37.437,76 TL fatura alacağı olmak üzere toplam 72.920,44 TL alacağı bulunduğunu, davalı şirketten sözleşmeye dayalı alacağını tahsil etmek için şifahen birçok kez başvurduğunu ancak davalının ödeme yapmaya yanaşmadığını, bunun üzerine … 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının herhangi bir borcu olmadığından bahisle takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini beyanla haksız, yersiz ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında dava dilekçesinde belirtildiği gibi bir sözleşme akdedildiğini, sözleşme gereği davacının, nitelikleri ve birim fiyatları ayrıntısıyla belirlenmiş malları müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiğini, davacı tarafından malzeme sevkinin sonuna gelinip taraflar arasında nihai hesabın görüleceği aşamada müvekkili şirket muhasebe biriminin, davacının, bazı faturalar ve bazı malzemeler yönünden, taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen birim fiyatın üzerinde birim fiyat yazdığını ve ayrıca yine fatura hataları yaptığını fark ettiğini, davacının sözleşmede anlaşılan basamak birim fiyatı 20,00TL/mt olmasına rağmen, faturalarına 24,00 TL/mt birim fiyat yazarak düzenlediğini, diğer malzemeler (denizlik, döşeme, harpuşta ve süpürgelik) için de çeşitli faturalarında anlaşmaya aykırı birim fiyatlar yazdığının tespit edildiğini, yine davacının, sevk irsaliyelerinde yer almayan ve teslim etmediği 150 mt denizlik, 6 mt basamak ve 27 m² döşemeyi, …, … ve … nolu faturalarında yazdığını tespit ettiklerini, davacının, şantiyenin en yoğun olduğu ve her gün çeşitli tedarikçilerden ve taşeronlardan malzemelerin geldiği dönemde, müvekkili şirket çalışanlarının bu durumunu fırsat bilerek faturaların bir kısmında sözleşmesine aykırı kayıtlar yazmak suretiyle haksız kazanç elde etmeye çalıştığını beyanla haksız ve yersiz davanın reddine, haksız ve kötüniyetli davacının % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, faturaya ve cari hesaba dayalı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … 8. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağı ile işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.539,34 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 15/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 16/10/2015 tarihli dilekçesi ile davacının faturalarda ve teslim edilen mallarda sözleşme dışı iş ve işlemler yaptığından bahisle borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya, taraflarca sunulan deliller ile ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafça ticari defterlerin incelemeye sunulmadığını, cari hesap dökümü, fatura fotokopileri ile BS beyannamesinin sunulduğunu, bu belgelere göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2014 yılından devretmiş olduğunu, 2015 yılı faturaları ile takip konusu üç faturanın cari hesapta kayıtlı olduğunu, yine BS formalarında 2015 yılına ait 20 adet faturanın kayıtlı olduğunu, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığını tespit ve beyan etmiştir. Mahkememizce davalı tarafa defterler üzerinde yapılacak bilirkişi inceleme gün ve saatinin tebliğ edilmediği anlaşıldığından, bu kez davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması hususunda Ankara Nöbetçi ATM’ye talimat yazılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davalının incelemeye sunulan 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, davalının defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıdan 20.751,89 TL alacaklı olduğunu, takibe konu üç adet faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı tarafın defterlerinde yer alıp davacının cari hesap ekstresinde yer almayan ödeme miktarının 83.067,91 TL olduğunu, taraflar arasında cari hesap mutabakatının olmadığını tespit ve beyan etmiştir. Mahkememizce taraflara, karşı tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilen ödemelere ilişkin belgeler ile fatura ve sevk irsaliyelerinin sunulması için süre verilmiş, sunulan belgeler kapsamında talimat ile bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafça sunulan faturaların bir kısmına ait sevk irsaliyelerinde teslim alan araç sürücüsü ile plakanın yer aldığını, 10.100,00 TL ve 18.336,16 TL bedelli iki adet faturaya ilişkin böyle bir tespit yapılamadığını, bu faturaların davacı tarafça BS formu ile vergi dairesine bildirildiğini, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 48.479,29 TL bedelli iade faturası ile 2.488,62 TL bedelli faturanın davacının kayıtlarında yer almadığını, 2.488,62 TL bedelli faturaya konu malların davacıya teslimine dair evrak olmadığını, bu düzeltmelerin yapılması neticesinde davacının kendi kayıtlarına göre 39.216,82 TL, davalının kayıtlarına göre ise 30.883,48 TL alacaklı hale geldiğini, 8.333,34 TL farkın ise devreden tutardan kaynaklandığını tespit ve beyan etmiştir. Raporlar taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında bila tarihli taşeron sözleşmesi akdedildiği, sözleşme uyarınca davacı tarafından davalıya ait okul inşaatının mermer işlerinin üstlenildiği, bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı, davacının 3 adet satım faturası ile bakiye cari hesap alacağının tahsili için icra takibi başlattığı, takibe konu üç adet faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafından teslimin kabul edilmediği, bu faturalardan ikisine ait sevk irsaliyesinin sunulduğu ancak irsaliyelerde teslim alan kısmında yer alan isim ve imzanın davalıya ait olmadığı, taşımayı yapan araç şoförüne ait olduğu, fatura düzenlenmesinin tek başına alacağın varlığını ispat etmeyeceği, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan faturalara konu malların davalıya teslim edildiği de ispat edilemediğinden bu faturalar nedeniyle takibe itirazın haklı olduğu anlaşılmıştır. Cari hesap alacağı talebi yönünden ise, davacı tarafça ticari defterlerin incelemeye sunulmadığı, yalnızca cari hesap ekstresinin sunulduğu, bu ekstre ile davalının defterlerindeki kayıtların birbirini tutmadığı, cari hesap ekstresinin alacağın varlığını ispat etmeyeceği, alacağın her iki tarafın usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olması ve her iki tarafın defter kayıtlarının karşılıklı olarak birbirini doğrulaması gerektiği, bu nedenle davacının cari hesap alacağını da ispatlayamadığı ve bu yönden de takibe itirazın haksız olduğu anlaşılmakla davanın reddine, davacının alacağını ispat edememiş olması takipte kötü niyetli olduğu sonucunu doğurmayacağından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar ve ilam harcı 54,40 TL’nin peşin alınan 880,70 TL harçtan mahsubu ile kalan 826,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 625,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 10.279,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/01/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza