Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1190 E. 2019/832 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1190 Esas
KARAR NO : 2019/832

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/12/2015
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kumaş apreleme, filar, ram, silikon, kumaş kesim, kola işlemlerinin yapılması işi ile iştigal ettiğini, davalı şirket tarafındana kendisine bu kapsamda 16/01/2015, 08/04/2015, 10/04/2015, 04/05/2015, 18/05/2015 ve 21/05/2015 tarihinde verilen talimatlarla kumaşların flar, ram, silikon, kumaş kesim, kola işlemlerinin yapılması talebinde bulunulduğunu, işlem yapılması istenilen kumaşların müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından da bu kumaşlarda davalının iştemiş olduğu işlemler istenilen şekilde yapılarak yine sevk irsaliyeli faturalarla kumaşların davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin kumaşları teslim ettiğine ilişkin 20 adet irsaliyeli fatura düzenlendiğini, ürünlerin tam, eksiksiz ve istenen şekliyle teslim edildiğini, teslim alan davalı şirket tarafından imzalanan irsaliyeli faturaların herhangi bir itiraza uğramayarak kesinleştiğini, davalı tarafından bunun dışında da müvekkiline pek çok kumaş akışı olduğunu ve işlemden geçirilen kumaşların kendisine istenen şekilde teslim edildiğini, davalı tarafın buna rağmen işbu 20 adet faturadan kaynaklanan borcunu ifa etmediğini, müvekkilinin yasa ve usule uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtlarında da davalıdan 31.129,14 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, müvekkilinin işbu ticari alacağı sebebiyle davalı hakkında ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatıldığını, … 36. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine karşı davalı tarafından borca ve tüm ferilerine itiraz edilmesi sebebiyle iş bu davanın açıldığını, davalının esas alacak, faiz ve faiz oranı için yapmış olduğu itirazların hukuksal geçerliliğinin bulunmadığını, alacaklarının ticari defter ve kayıtları ile muteber faturalara dayandığını, istenen faiz bedelinin ise taraflar arasındaki akdi ilişkiye binaen yasal faiz olduğunu, fatura alacağının, yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince likit ve muayyen olarak kabul edildiğini ve icra inkar tazminatı ödenmesini gerektirdiğini beyanla davalının … 36. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının alacağının da likit olması sebebiyle %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında 2012 yılından itibaren ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacının müvekkili şirkete fason diye tabir edilen üretimler yaptığını, bu ticari ilişkiden dolayı müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığı gibi tam tersine alacağının mevcut olduğunu, davacının 2015 yılında müvekkili şirketten alacağı 46.458,20 TL iken müvekkili şirketin davacıya toplam 47.435,78 TL ödeme yaptığını, dolayısı ile müvekkili şirketin davacıdan 977,58 TL alacaklı olduğunu, ticari defterler incelendiğinde durumun açıklığa kavuşacağını, icra takibine yaptıkları itirazın yapılan ödemeler nedeniyle kesinlikle kötü niyetli itiraz olarak kabul edilemeyeceğini, bu vesile ile borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla kötü niyet tazminatına da itiraz ettiklerini beyanla davanın reddine, davacının kötü niyetli icra takibi nedeni ile %20 den az olmamak üzere davalı müvekkiline tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı icra takibine vaki, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … 36. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesiyle; davacı tarafından davalı aleyhine, irsaliyeli faturalara dayanılarak 33.132,34 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 27/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığıyla sunduğu 28/10/2015 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, itirazın davacı tarafa 13/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davanın 15/12/2015 tarihinde 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya, taraflarca sunulan deliller ile ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; tarafların incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, davacının defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 31.219,14 TL alacaklı olduğunu, davalının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davacıdan 977,58 TL alacaklı olduğunu, takip tarihinden sonra ise yapılan 977,58 TL’lik ödeme kaydı ile hesabın kapatıldığını, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının 6.128,54 TL’sinin 01/01/2015 tarihli açılış kaydından, 816,84 TL’sinin taraflar arasındaki bazı fason işçilik faturalarının davacı tarafça %4 tevkifat düşüldükten sonra kayda alınması, davalı tarafça ise tevkifat dikkate alınmadan kayda alınmasından, 0,90 TL’sinin 2 adet faturanın davalının hesaplarına farklı işlenmesinden, 39.143,00 TL’sinin ise davalı tarafça davacı adına tahsilat makbuzu ile yapılan 8 adet ödeme makbuzunun davacının kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığını, davalının defterlerinde kayıtlı olup, davacının defterlerinde kayıtlı olmayan tahsilat makbuzu başlıklı fotokopi belgelerde tahsilatın türü veya şeklinin belirtilmediğini, alt kısımlarında … ve … isim ve imzaların olduğunu, sağ üst köşesinde belgeyi düzenleyen olarak … yazılı olduğunu, davacının … ve … isimli çalışanlarının olmadığını, davacı tarafın söz konusu ödemelerin davalı ile yapılan başka işlere ilişkin ödemeler olduğunu beyan ettiğini, bu kapsamda sunulan giriş çıkış takip fişi formatındaki belgelerle davalıya gönderilen kumaşlar ile ilgili olarak tanzim edilmiş sevk irsaliyeleri ve faturaların çakıştırılmasının mümkün olmadığını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, tarafların itirazları doğrultusundan ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafından kök rapora karşı itiraz olarak sunulan excel ortamında düzenlenmiş 2015 yılına ait açık hesap ekstresinin incelenmesiyle; 2015 yılı açılış kaydında davacının, davalıdan 29.893,67 TL alacaklı göründüğünü, yapılan borç ve alacak kayıtlarından sonra 31/12/2015 tarihi itibariyle davacının davalıdan 74.896,97 TL alacaklı göründüğünü, sunulan yapılacak işlerle ilgili talimatlarda, işlerin ne olduğu, kumaşların kaç top ve kilogram olduğu bilgisinin yer aldığını, giriş çıkış fişlerinde ise brüt ve net kilogramlar ile adet bilgisinin yer aldığını, sadece 45 nolu formda fiyat bölümünün olduğunu, bu nedenle borç hanesinde yer alan tutarların herhangi bir belgeden teyidinin yapılamadığını tespit ve beyan etmiştir.
Mahkememizce davalı vekiline, davacı vekili tarafından sunulan sipariş metni ve teslim belgeleri ile siparişlerdeki imzaların şirket temsilcisine ve teslim evraklarındaki imzaların temsilci veya çalışanlarına ait olup olmadığı hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş, davalı tarafça imzalı teslim belgelerinde ismi geçen kişilerin şirket çalışanı olmadığını, sipariş formu denilen belgelerin gerçekte sipariş formu değil, talimat olduğunu beyan etmiştir. Davalı şirketin yetkilerini gösterir ticarit sicil kayıtları ile çalışanlarını gösterir SGK kayıtları dosyaya celp edilmiş ve davacı tarafça sunulan sipariş formaları ile teslim belgesindeki isim ve resmi kayıtların karşılaştırması yapılarak siparişlerin davalı tarafından teslim alınıp alınmadığı ve alacak miktarı içerisinde yer alıp almadığı hususunda rapor düzenlenmek üzere dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bilirkişi 2. ek raporunda özetle; davacı tarafça sunulan sipariş formları, fason ürün teslim belgelerinin incelendiğini, davacı tarafça sunulan açık hesapta yer alan hareketlerin davalının 2015 yılına ait resmi hesap kayıtları ile örtüşmediğini, açılış kayıtlarının tutmadığını, yalnızca davalının davacıya ödediği ve davacının resmi kayıtlarında işli olmayan 9 adet toplam 39.143,00 TL ödemenin davacının açık hesabında kayıtlı olduğunu, davacı tarafından sunulan 33 adet sipariş formu ile kumaşların davalı şirket yetkilisi … imzası ile yapılması gereken işlemler belgeye yazılarak davacı şirkete gönderildiğini, işlemler yapıldıktan sonra 59 adet çıkış belgesiyle davacı tarafından davalıya teslim edildiğini, bu 59 adet teslim fişinin iki adedinde imza olmadığını, 29 adedinde sadece imza olduğunu, 14 adedinde davalı şirket ortağı …’in imzası, 2 adedinde …, 5 adedinde …, 12 adedinde … imzasının olduğunu, bu kişilerin davalı şirkette çalışıp çalışmadığının ilgili döneme ilişkin kayıtlar gelmediğinden tespit edilemediğini tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça başlatılan icra takibinin irsaliyeli faturalara dayandığı, tarafların usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde bu faturaların kayıtlı oldukları, ticari defterlerin karşılıklı olarak birbirini teyit ettiği, davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 31.219,14 TL alacaklı olduğu ancak davalının ticari defterlerinde alacağın görünmediği, bu farkın davalının defterlerinde kayıtlı sekiz adet 39.143,00 TL ödemenin davacının defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, söz konusu ödemelerin davacı tarafça kabul edildiği ancak dosyaya sunulan açık hesap adı altında başka bir hesaba kaydedildiği ve bu ödemelerin dava konusu faturaların kayıtlı olduğu cari hesap için değil, sunulan sipariş formları ile ilgili diğer hesaba ilişkin olduğunun beyan edildiği, sunulan açık hesaptaki kayıtların davalının resmi ticari defter kayıtları ile örtüşmediği, davacının sipariş verildiğini iddia ettiği diğer işler için fatura düzenlemediği ve ticari defterlerine kaydetmediği, tarafların tacir oldukları, tüm ticari işlemlerini Türk Ticaret Kanunu’nun 18. ve 64. maddesi uyarınca zorunlu olarak tuttukları ticari defterlerine kaydetmekle yükümlü oldukları, ticari defterlerinde kayıtlı olmayan açık hesap kayıtlarının delil olarak kabul edilemeyeceği, buna göre davacının da kabul ettiği tahsilatlar ile dava ve takip konusu edilen borcun ödendiği, takibin haksız olduğu anlaşılmakla davanın reddine, davacının alacağını dayandırdığı belgelerle iddiasını ispat edememesinin takipte kötü niyetli olması sonucunu doğurmayacağı kanaatine varıldığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 400,16 TL harçtan mahsubu ile kalan 355,76 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.975,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/10/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza