Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/599 Esas
KARAR NO : 2018/988
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/06/2016
KARAR TARİHİ : 17/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Finansta mevduat hesabı olduğu sıralarda bankanın borçlarını ödeyemez duruma düştüğünü ve bankacılık faaliyetlerinin sonlandırıldığını, geçen süre içerisinde müvekkilinin bankadan parasını tahsil edemediğini, tasfiye halinde olan … Finans Kurumu tarafından bankadan olan alacakların grup şirketi olan davalı şirketten alınabileceğinin açıklanması üzerine müvekkili tarafından … ibra edilerek alacağın davalıya temlikinin istendiğini, müvekkilinin çaresizlik içerisinde 11/10/2010 tarihinde 47.043,00 USD’lik virman talimatı, temlik ve ibra sözleşmesi, alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesini imzalamak zorunda kaldığını, bu sözleşme doğrultusunda kendisine her ay 700,00 USD son ay ise 843,00 USD ödeme yapılacağının taahhüt edildiğini, sonraki aşamada müvekkiline yalnız ilk iki taksidin ödendiğini, bir daha da ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline, … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacının müvekkili hakkında icra takibi başlatma hakkının olmadığını, takibin dayanağı temlik sözleşmesinin 4.6. maddesinde müvekkili şirketin 6 taksidi ödeyememesi halinde hakkında herhangi bir icra takibi veya alacak davası açılamayacağının, temlik tutarının eski hale iadesinin talep edilebileceğinin düzenlendiğini ve davacının müvekkili hakkında açacağı icra takibi ve davadan feragat ettiğini, bu nedenle müvekkili hakkında başlatılan takibin sözleşmeye aykırı ve haksız olduğunu, söz konusu sözleşme başlığında her ne kadar alacağın temliki yazıyor ise de aslında borcun naklinin söz konusu olduğunu, borcu nakleden … A.Ş.’nin tasfiye süresi henüz tamamlanmadığından davacının alacağının muaccel hale gelmediğini, bu nedenle davanın da zamansız açılmış olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 23. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 35.000,00 USD asıl alacak ve 6.632,49 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.632,49 USD alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine davalının 30/03/2016 tarihli dilekçesi ile tüm ferileri ile birlikte borca itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya takip tarihi itibariyle varsa davacı alacağı ve işlemiş faizin hesaplanması için mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi 05/06/2017 tarihli raporunda özetle; takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği asıl alacak miktarının 35.000,00 USD ve işlemiş faizin 5.241,70 USD olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında imzalanan alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi başlıklı sözleşme ile davalının dava dışı Tasfiye Halinde … Kurumu A.Ş.’nin davacıya olan 47.043,00 USD borcunu, 66 ay boyunca aylık 700,00 USD ve son ay 843,00 USD olmak üzere toplam 67 taksit halinde ödemek üzere üstlendiği, üstlenilen borcun 2 taksidinin ödendiği ve icra takip tarihi itibariyle muaccel olan toplam 35.000,00 USD tutarındaki taksitlerin ödenmediği, bu hususta taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı, sözleşmenin 4.6 maddesinde “temlik alanın 6 taksidi ödeyememesi halinde temlik eden tahsil edemediği kadar temlik tutarının eski hale iadesini isteyerek ödenmeyen kısmın Tasfiye Halinde … Kurumu A.Ş.’ye iadesini talep edebilecek olduğunu, bu iade talebi dışında ödenmeyen kısmın tahsili için temlik alan hakkında herhangi bir icra takibi veya alacak vs. davası açamayacak olduğunu, bu işlemlerden dolayı temlik alan hakkındaki talep ve dava haklarından peşinen sarfınazar ettiğini, beyan, kabul ve taahhüt etmiştir.” düzenlemesinin yer aldığı, davalı tarafın bu maddeye dayanarak davacının kendisinden herhangi bir talepte bulunamayacağını ancak borcun Tasfiye Halinde … Kurumu A.Ş.’ye iadesini talep edebileceğini, kendisine karşı takip ve dava hakkından feragat etmiş olduğunu, … Kurumu A.Ş.’nin ise tasfiyesi tamamlanmamış olduğundan bu davanın erken açıldığını beyanla davanın reddini talep etmiş olduğu ve uyuşmazlığın davacının ödenmeyen alacağını davalıdan talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın temeli Türk Borçlar Kanunu’nun 195. maddesi ve devamında düzenlenen borcun üstlenilmesi olup mezkur kanunun savunmalar başlıklı 199. maddesinde “Üstlenilen borca ilişkin savunmaları ileri sürme hakkı, yeni borçluya geçer.
Dış üstlenme sözleşmesinden aksi anlaşılmadıkça yeni borçlu, alacaklıya karşı önceki borçlunun ileri sürebileceği kişisel savunmalarda bulunamaz.
Yeni borçlu, iç üstlenme sözleşmesinden kaynaklanan savunmaları alacaklıya karşı ileri süremez.” düzenlemesi ve sözleşmenin hükümsüzlüğü başlıklı 200/2. maddesinde ” Borcu üstlenen üstlenme sözleşmesinin hükümsüz hâle gelmesinde ve alacaklının zarara uğramasında kendisine bir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklı, önceden sağlanmış güvenceyi yitirmesi yüzünden veya başka herhangi bir sebeple uğradığı zararın giderilmesini üstlenenden isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu iki madde kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; dava dışı şirketin davacıya olan borcunu, davacı alacaklı ile yapmış olduğu sözleşme ile üstlenen davalının, dava dışı şirkete ait tasfiyenin tamamlanmadığına yönelik savunmayı davacıya karşı yöneltemeyeceği, yine sözleşmenin hükümsüz hale gelmesi ve alacaklının zarara uğramasında kusuru olmadığını ispat etmekle yükümlü olup sözleşmede bulunan 6 taksidin ödenmemesi halinde davacının davalıdan talepte bulunamayacağına yani sözleşmenin hükümsüz olacağına dair hükmün, 6 taksidin ödenmemesinin davalının insiyatifinde olan bir durum olması sebebiyle geçerli olmadığı ancak başka bir sebeple ve davalının kusuru olmaksızın sözleşmenin hükümsüz hale gelmesi halinde davalının, davacının alacağından sorumlu olmayacağı, yine davacının alacağını tahsil etmek amacıyla zor durumda iken imzaladığı sözleşme ile davalıya karşı sözleşme sırasında doğmamış takip ve dava haklarından feragatinin de geçersiz olduğu, davalının sözleşme uyarınca takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş taksitleri ödemediği ve davacının takipte asıl alacak ve bilirkişi raporunda her bir taksidin vade tarihinden takip tarihine kadar hesaplanan işlemiş faiz yönünden haklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile itirazın bilirkişi raporu ile tespit edilen asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına itirazının asıl alacak 35.000,00 USD ve işlemiş faiz 5.241,50 USD yönünden İPTALİ ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan 118.672,77 TL alacak üzerinden hesaplanan 23.734,55 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 8.106,53 TL’den peşin alınan 2.103,58 TL’nin mahsubu ile kalan 6.002,94 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 126,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 726,50 TL yargılama giderlerinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 697,44 TL ile ilk harç 2.123,78 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 12.243,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.17/10/2018
Katip …
E-imza
Hakim …
E-imza