Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1103 E. 2019/122 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1103 Esas
KARAR NO : 2019/122

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 20/11/2015
KARAR TARİHİ : 21/02/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı olduğunu, 21/12/1995 tarihinde tescil edildiğini, tescilin 03/01/1996 tarihinde 3949 sayılı ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, plastik ve plastik ürünleri ile ilgili plastikten mamul maddeler, plakalar, levhalar, filmler, folya ve şeritler, polistrenden imal edilen ısı yalıtım levhaları, yüksek polimerler ve suni plastik maddelerin imalatı, ithalatı, ihracatı ile dahili ve toptan ticareti işleri ile iştigal ettiğini, müvekkili şirketin gıda sektörüne hizmet verdiğini, şirket sermayesinin 400.000,00-TL olduğunu, sermayenin tamamının ödendiğini, şirket ortağının sermaye borcu bulunmadığını, şirket yetkilisi …’in %100 oranında şirket sahibi olduğunu, şirketin alacaklarının borçlarını karşılayamayacak durumda olduğunu, 2.076.854,59-TL borca batık olduğunu belirterek şirketin borca batıklığının tespiti ile İİK 179 md. uyarınca iflasın şimdilik bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, İİK 179 ve TTK’nun 376 maddesinde düzenlenen iflas erteleme davasıdır.
7101 sayılı kanun ile İİK’ya eklenen geçici madde 14- (Ek: 28/02/2018-7101/46 md.)’de “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunur.” hükmü yer almakta olup, mahkememizce bu hüküm çerçevesinde yargılama yapılmıştır.
TTK 376 ve İİK 179 vd. maddeleri uyarınca şirketlerin aktifleri borçlarını karşılamaya yetmediği takdirde yönetim kurulu bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Bu durumda şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilir. Ancak idare ve temsil ile yetkili kimseler ya da alacaklılardan biri şirket veya kooperatiflerin mali durumunun iyileştirmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir. Somut olayda davacı şirketin muamele merkezinin mahkememiz yargı sınırı içerisinde olup, kesin yetki kuralı çerçevesinde mahkememizin görevli ve yetkili olduğu, şirketin ortaklar kurulu toplantısında erteleme davası açılması için karar alındığı, dava açmak üzere avukata özel yetki ve vekaletname verildiği, dava ön koşullarının gerçekleşmiş olduğu görülmüş olup, mahkememizce İİK 179 maddesindeki tedbirlere hükmedilerek davacı şirkete kayyım atanmıştır. İflas erteleme talebi ve iflas erteleme tedbirlerine ve kayyım atanmasına ilişkin karar İİK 179/a-2 maddesi uyarınca aynı yasanın 166. maddesindeki usul ile ilan edilmiştir. İlanlar üzerine davaya müdahale talebi ile başvuranların müdahale talepleri kabul edilerek davaya katılmaları sağlanmıştır.
Sermaye şirketlerinin iflasının ertelenmesine karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması (TTK 324/2, İİK179), fevkalade mühletten yararlanmamış olması (İİK 329/a), iyileştirme projesinin mahkemeye sunulmuş olması, projenin ciddi ve inandırıcı olması, şirketin ıslahının bu proje ile mümkün olması (İİK 179/1-son cümle) gerekir. Borca batıklık şirket aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yetmemesi ve pasiflerin aktiflerden fazla olmasıdır. TTK 376 maddesi uyarınca düzenlenecek ara bilançonun aktiflerin değerinin, işletmenin devamlılığı esası da gözetilerek, gerçek piyasa değerlerine göre hazırlanması ve borca batıklığın buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Borca batıklık TTK’nun 324 maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerini belirlemek ve İİK’nun 178/1 md.’de belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Mahkememizce bu kapsamda değerlendirme yapılarak şirketin borca batık olup olmadığı, sunduğu iyleştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı konularında inceleme yapılması için bilirkişi heyeti görevlendirilmiştir. Bilirkişiler tarafından rayiç bedellerin tespiti ve şirketin defter ve kayıtları üzerinde incelemeler yapılmıştır. 19/11/2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun sonuç kısmında “…Şirket öz kaynaklarının 30.06.2018 tarihi itibarıyla kaydi değerler üzerinden -1.239.911,85 TL olduğu, bu anlamda şirketin borca batıklık durumunun devam ettiği ancak bir önceki döneme (31.03.2017) kıyasen borca batıklık tutarında azalma meydana geldiği, şirketin bu süreç içerisinde olumlu gelişmeler gösterme kapasitesinin mevcut olduğu ancak, şirketin ilave sermaye artışı yaparak çalışma sermayesini güçlendirmesi, bu vesile ile kurda meydana gelen artışların etkisinin azaltılarak, tekrar kar üretmeye başlayabileceği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere İİK 179/a maddesi kapsamında davacı şirkete kayyım atanmış, kayyım tarafından dosyaya faaliyet raporları sunulmuştur.
30/12/2018 tarihli kayyım raporunun sonuç kısmında “…Şirket öz kaynaklarının 30,09,2018 tarihi itibarıyla kaydi değerler üzerinden -2.428.557,63 TL olduğu, önceki yılsonuna göre öz varlık tutarında 1.573.226,04 TL tutarında azalma gerçekleştiği, azalışın dönem net zararından kaynaklandığı, ancak dönem net zararının da rapor içerisinde yer verildiği şekli ile 7143 sayılı yasa ile stoklarda yapılan düzeltme işleminden doğan “kanunen kabul edilmeyen giderler” den kaynaklandığı ve kavdi değerlere göre borca batıklık durumunun devam ettiği, Şirketin iyileştirme projesinde yer alan, 2018 yılsonu satış hedefinin %50 sinin gerçekleştirildiği, bu anlamda yılsonu hedeflerinin gerçekleşmesinin güç göründüğü, Yapılan analiz sonuçlarının, Şirketin 2018 yılsonu itibarıyla kısa vadeli borçlarını ödeme yeteneğinin kısıtlı olduğu, borç ödeme kabiliyetinin üretime dayalı mamul satışlarına, dolayısı ile etkin ve planlı bir Üretim stratejisine dayalı stok devir hızına bağlı olduğu, mevcut hazır değerleri ile yabancı kaynakların % 1 ini karşılayabildiği ve kabul edilebilir sınırın çok altında kaldığı, finansmanın yabancı kaynaklarca karşılandığı ve riskli olduğu, şirketin net çalışma sermayesi ihtiyacının bir miktar daha artarak -4.693,548,40 TL olduğu, bu durumun oluşmasında, rapor içerisinde açıklandığı üzere kurdaki olumsuz hareketlerin etkili olduğu değerlendirilmekle birlikte, şirketin halen nakit sermaye eklentisine ihtiyaç duyduğu sonuçlarım değiştirmediği, Şirketin hammadde malzeme atımlarının, imalat ve satış performansına göre yüksek olması karşısında, satış ve pazarlama faaliyetlerine hız vererek satış hacmini artırması, stokların daha hızlı paraya çevrilmesi ve buna bağlı olarak nakit girdisi sağlayarak ödemeler dengesini oluşturmak için gayret göstermesi gerektiği, kurdaki aşırı yükselişe bağlı olarak büyüyen çalışma sermayesi açığının ancak, ilave sermaye artışı ile satış hacminin artırılarak, aynı oranda hızlı tahsilat gerçekleştirilmesine bağlı göründüğü, bu anlamda şirketin 2018 yılı öngörülerini gerçekleştirebilmesinin önem arz ettiği…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı şirketin İİK 179 maddesi kapsamında hükmedilen tedbirlerden 3 yılı aşkın süredir faydalandığı halde borca batıklık durumunun devam ettiği, iyileştirme projesinde gerçekleştirmeyi hedeflediği satış tutarlarını yakalayamadığı, şirketin iyileştirme projesinde yer alan satış hedefini gerçekleştiremediği, ön görülen sermaye artışının gerçekleştirilemediği, yapılan sermaye artışının taahhüt edilen miktarın altında kaldığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, iyileştirme projesinin uygulanabilirliği ve alacaklıların menfaatlerini korumaya ilişkin şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından iflas erteleme talebinin reddine ve davacı şirketin iflasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının iflas erteleme talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Ltd. Şti.’nin İFLASINA,
İflasın 21/02/2019 günü saat 14:59 itibarı ile açılmasına,
İflasın açıldığının … İflas Müdürlüğü’ne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere ile bildirilmesine,
İflas kararının İflas Müdürlüğü tarafından ilanına,
İflas avansının İflas Müdürlüğüne aktarılmasına,
Davacı şirket hakkında verilen ihtiyati tedbir kararlarının hüküm ile birlikte kaldırılmasına,
İhtiyati tedbir kararlarının kaldırıldığının ilgili mercilere bildirilmesine,
İflas ile birlikte kayyumun görevine son verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL’den peşin alınan 27,70-TL’nin mahsubu ile 16,70-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … İle fer’i müdahil … vekili Av. …, fer’i müdahil Ultra Plastik vekili Av. …, fer’i müdahil … Bank vekili Av…., fer’i müdahale talep eden …, …, …, … ve … vekili Av. …, fer’i müdahil … vekili Av. …, fer’i müdahil … vekili Av. …, fer’i müdahil …Yönetim vekili Av. …’in yüzlerine karşı hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/02/2019

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza