Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/104 E. 2018/1139 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/104 Esas
KARAR NO : 2018/1139

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/01/2015
KARAR TARİHİ : 15/11/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; taraflar arasında 18/09/2010 tarihinde davalı şirketin … ili … ilçesi … köyü … mevkii, G.35.01.B pafta 1335 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde PO bayii olarak akaryakıt istasyonu işletmesini teminen 18/09/2010-18/09/2015 tarihleri arasını kapsayan bir akaryakıt bayilik sözleşmesi ile otogaz bayilik sözleşmesi ve 06/12/2010 tarihinde ise bir prtokol imzaladığını, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin dagvalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmelere aykırılıkları ve istasyonda kötü laliytede hizmet verilmesi sebepleri ile müvekkili şirkete yapılan yoğun müşteri şikayetlerinin varlığı ve bu şikayetlerekonu sorumlulukların ısrarla sözleşmelere uygun surette yerine getirilmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından 05/03/2014 tarihinde … 41. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile togaz bayilik sözleşmesi ve … yevmiye numaralı ihtarname ile akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, akaryakıt ve otogaz bayilik ilişkisinin feshinin haklı olduğunu, davalı şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile akaryakıt ürünleri bakımından 20/12/2013-18/09/2015 tarihleri arası ile otogaz … bakımından 14/10/2013-18/09/2015 tarihleri arasındaki dönemler için müvekkili şirketin kar mahrumiyeti karşılığı 83.220,00-TL’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 2. Maddesi gereğince TCMB’nin kısa vedeli avanslar için uyguladığı değişen oranlı faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 100.000,00-USD cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2. Maddesi gereğince devlet bankalarının ABD doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün dosyada mevcut … tarih … sayılı yazısında davalı … . Ltd. Şti.’nin 6102 sayılı TTK geçici 7 maddesi kapsamında 22/09/2014 tarihinde ticaret sicili kaydının re’sen silindiği bildirilmiştir. Taraf teşkilinin sağlanması için davacı vekiline ihya davası açmak üzere yetki verilmiş olup, davacı vekili tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sırasında açılan davada 22/10/2015 tarih 2015/218-320 E.K. sayılı karar ile “Davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına (ve bu dosyada verilecek karar ile ilgili icra yönünden) münhasır olmak üzere ihyasına ve … Ticaret Sicil Memurluğu’nda tesciline…” karar verilmiş olduğu, iş bu kararın 10/12/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalı şirkete yargılamanın her aşamasında usulünce tebligat yapılmış olup, davaya karşı beyanda bulunulmamıştır.
Dava; taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin feshine dayalı kâr mahrumiyeti ve cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklanması nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler, fesih ihtarnameleri incelenerek davacının kâr mahrumiyeti ve cezai şart alacağı talebinin haklı olup olmadığının, haklı ise miktarının tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 28/12/2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “…Davacı vekili tarafından incelemeye sunulan 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 yıllarına ait e-ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı, davalı yan incelemeye gelmediği ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davalının taraflar arasındaki sözleşmeşlerde yer alan satın alma taahhütlerine aykırı davrandığı bu nednele yapılan fesih bildiriminin haklı nedene dayandığı, taraflar arasındaki bayilik ilişkisi 18/09/2015 tarihine kadar devam edecekken sözleşmenin feshi neticesinde 05/03/2014 tarihi itibari ile sona erdiği, davalının en son akaryakıt ürünü aldığı 20/12/2013-18/09/2015 tarihleri ile en son otogaz … aldığı 14/10/2013-18/09/2015 tarihleri arasındaki dönem için davacı yanın mahrum kaldığı kar kaybının toplam 75.932,00-TL olduğu, taraflar arasındkai sözlşemenin davacı yan tarafından haklı olarak feshi edilmiş olduğuna karar verilmesi durumunda sözleşme hükümlerine göre davacı yanın davalı yandan 100.000,00-USD cezai şart alacaklı olacağı” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında akdedilen 5 yıl süreli 18/09/2010 tarihli “… A.Ş. İstasyonu Bayilik Sözleşmesi”nin “Stok” 9. maddesi ile taraflar arasında akdedilen 5 yıl süreli 18/09/2010 tarihli “… A.Ş. Otogaz Bayilik Sözleşmesi”nin “Stok” başlıklı 11. maddesinde “Bayii, mahalli piyasa ihtiyaçlarını karşılamak için satış yerinde mutat satışı, olağanüstü hal ve vaziyetleri ve tatil günlerini göz önünde tutarak 24 saat kesintisiz bir şekilde mal satışını sürdürecek yeterli mal ve stok bulundurmakla yükümlüdür..” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı anılan sözleşmelerin 9 ve 11 maddesinde yer alan yükümlülüğün davalı tarafça gereğince yerine getirilmediğini, davalının akaryakıt alımının en son 20/12/2013 tarihinde, otogaz alımının en son 14/10/2013 tarihinde olduğunu, bu durumun fesih sebebi olduğunu öne sürmüştür. Anılan sözleşmelerin 9 ve 11 maddesinde yer alan “Yeterli” ibaresi belirsiz ve muğlaktır. İş yerinde bulundurulması gereken ürün miktarı rakamsal olarak tespit edilmemiştir. Bu nedenle davacı tarafın anılan sözleşmelerin 9 ve 11 maddesine dayalı fesih sebebi mahkememizce haklı kabul edilmemiştir. Davacı tarafın diğer fesih sebebi ödemelerin zamanında yapılmadığına ilişkin olup bu iddianın ispatı yönünde dosyaya yeterli delil sunulmamıştır. Davacı tarafın bir diğer fesih sebebi tüketici şikayetleri olup dosyaya sunulan şikayetlerin konusunun sebep ve saiki açıklanamayan hususlara ilişkin olduğu, kaldı ki şikayet tarihlerinin anılan sözleşmelerin fesih tarihlerinden geriye doğru yaklaşık 1 yılı aşkın olduğu görülmüştür. Tüm bu sebeplerden dolayı anılan sözleşmelerin feshi haklı kabul edilmeyerek davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 5.328,18-TL harçtan mahsubu ile kalan 5.292,28-TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/12/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza