Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1039 E. 2019/413 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1039 Esas
KARAR NO : 2019/413

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 02/11/2015
KARAR TARİHİ: 16/05/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı ile davalıları temsilen hareket eden … arasında görüşmeler yapıldığını davalıların hissedarı bulunduğu … AŞ’nin mülkiyetinde bulunan … ilçesi Türkbükü mevkiinde 33.000 m² yüzölçümlü orman mülkiyetinde bulunan 3 no’lu parsel üzerinde 180 yatak kapasiteli 1. sınıf tatil köyü gerçekleştirmek üzere Turizm Tahsis ve Ön İzin Belgesine sahip olduğunun öğrenildiğini 2634 Sayılı Turizmi Teşhis Kanunu ve bu Kanunun m.8’e istinaden çıkarılan Yönetmelik gereği tahsis işlemlerinin gerçekleştirildiğini bu doğrultuda 180 yatak kapasiteli 1. sınıf tatil köyünü gerçekleştirmek üzere kurulacak anonim şirket için ön izin verilmiş olduğu bilgisi verilerek Kültür ve … Bakanlığı’nın buna ilişkin 10.06.1997 gün 937 – 3853 – 17716 sayılı yazısının ibraz edildiğini, davacının buna inanarak davalıların sahip olduğu…AŞ’nin hisselerini devralmak istediğini öncelikle davacının bağlı şirketlerinden … AŞ ile davalıları temsilen … ve … arasında 27.10.2014 tarihinde “Pay Satış Vaadi Sözleşmesi akdedilerek … AŞ’nin paylarının tamamının davacıya devrinin kararlaştırıldığını, Sözleşmede…AŞ’nin paylarının değerini … Bakanlığı’nın 10.06.1997 gün 397 – 3853 – 17716 sayı ile Bodrum Türkbükü Doğusu III no’lu 33.000 m² Turizm Tahsis ve Ön izin Belgesinin oluşturduğunun açıkça belirtildiğini, Sözleşmenin imzasından sonra davacı ile davalılar arasında…AŞ’nin hisselerinin tamamının devri amacıyla 02.12.2014 tarihinde 2 adet hisse devir sözleşmesi akdedildiğini hisselerin davacıya ilmuhaber olarak devredildiğini bu devirler karşılığında ilk hisse devir sözleşmesi uyarınca Hüdayi …’nin …’daki %14,62 payına, Tita Ltd. Şii’nin %20,4 payına ve …’nin %5 payına karşılık gelmek üzere 2 milyon Avro ödendiğini, ikinci hisse devir sözleşmesi, uyarınca …’nin %23,4 payına, ikon AŞ’nin %30,6 payına, …’nin %6 payına karşılık gelmek üzere 3 milyon Avro Ödeme yapıldığını, davacının…AŞ’nîn paylarının tamamını davalılardan beş milyon Avro bedel karşılığında satın aldığını, Ön İzin Belgesinin varlığı davalılarca sözleşme görüşmeleri ve pay Satış Vadi Sözleşmesi ile garanti edilmese…AŞ’nin davacı tarafından bu bedelle satın alınmasının söz konusu olmadığını zira…AŞ’ııın Ön İzin dışında değeri veya mal varlığı bulunmadığını, … AŞ’nin mali durum ihbarıyla zayıf ve zor durumda bulunan bir şirket olduğunu, 02.12.2014 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi m.8’de şirketin tüm evraklarının teslim edilmesi taahhüt edildiği halde teslim edilen belgeler arazinin Sit l’den Sit 2’ye çevrilmesine ilişkin olup Ön İzin işleminin devam ettiği düşüncesi yaratan yazışmalardan ibaret olup davalılara aldatmaya ve oyalamaya yönelik olduğunun devirden sonra davalılarca anlaşıldığını, hisse devirlerinden bir süre sonra…lehine verilen Ön izin Belgesinin iptal edildiğinin anlaşıldığını taraflarınca 10.06.1997 tarihinde verilmiş olan Ön iznin önce dondurulmasına karar verildiği bu durumun 15.01.1999 tarihli 1591 sayılı yazıyla …’ya bildirildiği 2007 yılında Ön iznin iptal edildiği bu durumun 09.02.2007 tarib 21847 Sayılı yazı ile …’ya bildirildiğinin anlaşıldığını, davalıların Muğla …İdare Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile iptal davası açtıkları, … aleyhine sonuçlandığı dosyanın karar düzeltme aşamasında olduğunun öğrenildiğini, dava dosyasının varlığının kasten davalılar ve avukatları tarafından davacıdan saklandığını» davacının …’yu satın almasının yegâne gayesinin davalılar almış olduğu ön İzin Belgesi olduğunu davalılara … Noterliği’nin 05.08.2015 tarih 44452 y. no’lu ihtarnamesi ile taraflarına hile ve desise ile içi boş şirket satıldığından ödemiş olduğu 5 milyon Avro’nun 1 hafta içinde iadesinin talep ve ihtar edildiğini, davalıların… Noterinin 14.08.2015 tarihli … ve… yevmiye nolu cevabi ihtarnamelerinde alınan bedellerin davacıya iadesinin kesinlikle söz konusu olmayacağını bildirdiklerini, hisse satışında ekonomik anlamda ayıplı ifa söz konusu olduğunu satıcının ayıptan sorumluluğunun TBK m.219 – 231. hükümleri arasında düzenlendiğini TBK m.227/1 uyarınca davacının sözleşmeden dönme hakkına haiz olduğunu, davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını Beşiktaş 1. Noterinin 05.08.2015 tarih 44452 y. no’lu ihtarnamesi ile kullandığını, davalıların aldıkları satış bedelini iade etmeyi kabul etmediklerini ayrıca TBK m.229 uyarınca davacının müspet ve menfî zararlarını tazmin etmek zorunda olduklarını, davalıların açıklama yükümlülüklerini ihlal ederek açıkça dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarını, davalılar tarafından açıklama yükümlülüğü ihlal edilmeyip Ön İznin iptal edilmiş olduğu bilgisi davacıya verilmiş olsa idi Hisse Devir Sözleşmeleri, pay Satış Vadi Sözleşmesinin devri hiç yapılmayacağını, davacının iradesinin davalıların hilesi ile sakatlandığım, davacının davalılara ödemiş olduğu toplam 5.000.000 Avro’yu ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme esaslarına göre ve culpa in contrahendo sorumluluğuna göre talep edebileceği gibi aynı zamanda davalılar açısından TBK m. 77 anlamında sebepsiz zenginleşme de oluşturduğunu davacının davalılara ödediği 5.000.000 Avro dışında başta yoksun kalınan kan olmak üzere başkaca zararlarda bulunduğunu, davacının söz konusu ödemeyi yapmasıyla mevcudiyetine …Bankasında %1.9 faiz işleyeceği faiz getirisinin 73.136,99-Avro olacağını, davacının davalılarca yapmış olduğu sözleşmeler nedeniyle 73.136,99 Avro faizden yoksun kaldığını belirterek ihtiyati tedbir talebi ile birlikte satış konusu hisselerin ekonomik anlamda ayıplı olmaları sebebiyle Hisse Devir Sözleşmesinden döndüklerini ve ayıplı ifa sebebiyle ödedikleri 5 milyon Avro satış bedeli ve yoksun kalınan kar olan 73,136,99-Avro olmak üzere davacının uğradığı menfi ve müspet tüm zararların ihtarnamenin tebliğinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tazminini talep ettiklerini, hisse devir sözleşmesinin davalının açık hilesi sebebiyle iptale tabi olduğunu bu sebeple başta ödedikleri 5.000.000 Euro ve yoksun kalman kar olan 73.136,99 Euro olmak üzere davacının uğradığı menfî ve müspet zararların ihtarname tebliği tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, … ve …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde bahsi geçen taleplerini açıklaması gerektiğini, hangi davalıdan ne miktarda tazminat talep edildiğinin belli olmadığını, taraflar arasındaki ticari alım-satımın ve iş bu davanın dayanağı taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesi kapsamında davalı müvekkilleri tarafından anılan yazılı belgede yer alan yükümlülüklerin yerine getirildiğini, davacı tarafın dürüstlük kuralı ve ticari örf ve adet kurallarına aykırı davrandığını, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, hisselerin devri akabinde davacı tarafın ihmali ve kusurlu davranışları sonucu anılan ön iznin yitirilmiş olması hali saklı kalmak üzere davacı tarafın iddiasının aksine ortada hukuken edilmiş bir ön izinin söz konusu olmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine ortada ayıplı ifa olarak nitelendirilebilecek bir durum olmadığını, hisselerin ticari alım-satım sözleşmesine uygun şekilde devredildiğini, mezkur uyuşmazlıkta culpa in contrahendo ilkesi ışığında müvekkilinin sorumluluğunun ihlali olarak nitelendirilebilecek bir eylemi, işlemi durumunun söz konusu olmadığını, taraflarca akdedilen yazılı hisse devir sözleşmesi hükümlerine göre hisselerin el değiştirmesinden ibaret iş bu uyuşmazlıkta davacının hile ile aldatılmış olduğunu iddia etmesinin gerçeği yansıtmadığını, davacının tazminat talebine ek olarak yapmış olduğu 73.136,99-Euro bedelli yoksun kalınan kar talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine dair mahkemece tesis edilen 18/11/2015 tarihli karara katıldıklarını, davacı taraf adına hisselerin vekaleten alınmış olması nedeni ile somut uyuşmazlıkta müvekkillerinin değil adına vekaleten hareket edenlerin sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, …, …Şti. vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı vekilinin müvekkili … ve … hakkındaki beyanlarının kabul edilemeyeceğini, davacı vekilinin mahkemeyi yanlış yönlendirme ve hatalı değerlendirme yapmaya yönelik çabalarının kötü niyet göstergesi olduğunu, dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK hükümlerine uygun olarak hazırlanmadığını, davacının taleplerini somutlaştırmasının gerektiğini, şirket uhdesinde bulunan bir hakkın varlığı veya yokluğu hususunda pay sahipleri aleyhine husumet yöneltilemeyeceğinden müvekkilleri yönünden pasif husumet şartının gerçekleşmediğini, hisseleri devredilen…şirketinin ön izin belgesinin değişen mevzuat kapsamında devam ettiğini, davacının iddialarının yersiz ve asılsız olup gerçeğe ve mevzuata aykırı olduğunu, hisse devir sözleşmesi öncesinde ve sonrasında müvekkillerine izafe edilecek bir kusurun söz konusu olmadığını, bu kapsamda davanın reddinin gerektiğini, müvekkillerinin … sorumluluğunu gerektirecek herhangi bir aykırılığının söz konusu olmadığını, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmasının kabul edilemeyeceğini, davacının tacir olup ticari işlerinde basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, davacının beyanlarının tamamen kötü niyete dayalı olduğunu, talep edilen kar kaybı, menfi ve müsper zararın ispat edilemediğini, davacı tarafından herhangi bir zarar kaleminin belirtilmediğini, hiçbir ispat vesikası sunulmadığını, davanın mahiyeti itibari ile tanık dinlenmesine muvafakatlerinin olmadığını, davacının ihtiyati tedbir taleplerinin haksız olduğunu, yargılamayı gerektiren hususlarda ve davanın sonucuna etkili ve davanın esasını çözer mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini belirterek davada müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğinden müvekkilleri yönünden davanın pasif husumet eksikliği nedeni ile reddine, esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı ile davalı taraf arasında akdedilen hisse devir sözleşmelerinden kaynaklanmaktadır. Anılan sözleşmeler ile davalılar dava dışı… A.Ş.’deki hisselerini davacıya devir etmişlerdir. Uyuşmazlık sözleşmenin meydana gelmesinde davalıların hileli davranıp davranmadığı, hile ve ayıplı ifa sebebi ile sözleşmeden dönme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, satış bedelinin ve yoksun kalınan karın iadesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkememizce, 27/10/2014 tarihli… A.Ş. Pay Satış Vaadi Sözleşmesi, Hisse Devir Sözleşmeleri, ihtarnameler, havale dekontları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/133297 soruşturma sayılı dosyası, mahkeme ilâmları, iddia ve savunma kapsamında taraflarca dosyaya sunulan tüm deliller, uzman görüşü incelenmiştir. Dosya kapsamı ve dava dışı…A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları incelenerek uyuşmazlık noktalarında rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. 16/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle “…1)… AŞ (…Şti’nin ortaklan davacı … Ltd. olarak gözükmektedir) ile davalılar arasında akdedilen “… AŞ Satış Vaadi Sözleşmesi 27.10.2014 tarihli olup sözleşmeye göre, payların devri vaad edilen şirket…AŞ, …’nun değerini oluşturan temel hak, … Bakanlığının 10.06.1997 II 937 -3853 – 17716 sayı ile Muğla – Bodrum Türkbükü Doğusu III no’lu 33.000 m2 Turizm tahsis ve Ön İzin belgesi ile sabit olan haktır. Davalılar …’ ye ait şirket sermayesinin %23,40’ını, …’ye ait, şirket sermayesinin … AŞ’ye ait %30,6, …Şti’ne ait %20,4, …’ye ait %6, …’ye ait %5’ini ifade eden toplam 17.000 adet paya ilişkin ilmühaberleri alıcıya satmayı vaad etmişlerdir. Payların tamamının satış bedeli 5.000.000 Avro’dur. Alıcı 200.000 Avroyu 31.10.2014 tarihine kadar kalanını 30.11.2014 tarihine kadar ödeyecektir. Satıcılar, bu vaadleri 30.11.2014 tarihi mesai bitimine kadar bağlı olacaklardır. Satıcılar cirot teslim ile namlarına yazılı ilmühaberleri alıcıya devredeceklerdir. 2) Taraflar arasında akdedilen 02.12.2014 tarihli “Hisse Devir Sözleşmesi” …’i temsilen B. Altun, devreden davalıları temsilen … tarafından imzalanmış olup devre konu hisseler …ye ait sermayenin %14,62’sini, … Şii’ne ait %20,4’ünü, …’ye ait %5’ini temsil eden pay senedi ilmühaberleridir. Devir bedeli imza tarihinde ve ilmühaberlerin ciro teslim yoluyla devri üzerine 2.000.000 Avro devir bedeli (80,000 Avro avansın mahsubu ile) nakden ve defaten ödenecektir. Devredenler, devrin şirket pay defterine işlenmesi için gerekli kararlan İmza tarihinde alacaklarınıkabul etmişlerdir (m,l, 2, 3,4), Devredenler her nevi şirket evrakını imza tarihinde düzenlenecek teslim tesellüm tutanağı uyarınca devralana teslim edeceklerini kabul ve taahhüt etmişlerdir (m,8). Aynı tarihli “Hisse Devir Sözleşmesi” ile devreden davalılar …’ye ait sermayenin %23,40’ını, … AŞ’ye ait %30,6’sını ve …’ye ait %6’sını temsil eden pay senedi İlmühaberlerini davacıya (alıcı) ciro teslim yoluyla devri üzerine devir bedeli 3.000,000 Avro (avans olarak ödenen, 20,000 Avronun mahsubu ile) derhal devredenlerin hesabına nakden ve defaten ödenecektir ilan iki sözleşmede aynı hükümler ve aynı imza edenler mevcut olup pay sayılan ve ödeme tutarları farklıdır. 3) Davacı tarafından, … Hisse devri açıklamasıyla H. O. Güreli’ye 1.920.000 Euro 02.12.2014 tarihinde, aynı tarihte 2,880,000 Euro yine aynı açıklama ile gönderilmiştir. Taraflar arasında davacı tarafından davalılara toplam 5.000.000 Euro hisse bedeli ödenmiş olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır, 4)… AŞ’nin 01.10.2014 tarihi itibarıyla 853,93 TL kasa mevcudu gözükmektedir. 5) Turizm Bakanlığının 10,06.1997 tarih 937 – 3853 – 17716 saydı yazısında… AŞ’ne, Bodrum – Türkbükü doğusu 33.000 m2 alanda yatırım için Ön İzin verildiği anlaşılmaktadır. … Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü 09.02.2007 tarihli yazısında…AŞ’ne verilen Ön İzin İşleminin İptal edildiği belirtilmiştir,6) … AŞ tarafından … Bakanlığı aleyhine Muğla … idare Mahkemesinde açılan işlemin iptali davasında 28.02.2008 tarih 2133/336 sayılı karar ile, davanın reddine karar verilmiş…AŞ’nin kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay 6. Dairesi 28.06,2010 tarih 9815/6772 sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiştir, Muğla 1. İdare Mahkemesi 30.12.2011 tarih 547/2319 sayılı kararında direnme karan vererek davanın reddine hükmetmiştir.Danıştay İdari Daireleri Kurulu 08.12,2014 tarih 1655/4700 sayılı kararda “davacının esas, davalı idarenin avukatlık ücret yönünden kararın temyiz edilmesi ile davacının temyiz isteminin reddi ile davanın reddine İlişkin kısmın onanmasına avukatlık ücreti yönünden bozulmasına karar vermiştir.Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 16.05.2016 tarih 3929/2083 sayılı karan ile…AŞ’nin karar düzeltme istemin reddine hükmetmiş karar 16.03.2017 tarihinde kesinleşmiştir. 7) … AŞ’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine açmış olduğu Muğla …idare Mahkemesinin … K. sayılı dava dosyasına ilişkin suret 28.07.2015 tarihinde davalılar vekili … tarafından davacı vekili …’a elden teslim edilmiştir Teslim Tutanağı gelir tabloları). 8) Dosyaya vergi beyannamelerine, gelir tablolarına ilişkin taraf vekil / temsilcisi arasında (2009 yılı itibarıyla) 2015 yılı e-mail yazışmaları, … AŞ ile ilgili 14.11.2008 tarihinden itibaren internet haberleri sunulmuştur. 9) Davacı … Beşiktaş 1. Noterinin 05.08.2015 tarih 44452 y. no’lu ihtarnamesi ile davalılara…AŞ’nin hisselerinin Ön İzin belgesinin varlığına bağlı olarak devralmdığım, ön iznin iptal edildiğinin öğrenildiğini ön İznin 2007 yılında Bakanlıkça iptal edildiğinin davacıdan gizlemiş olduklarını, 2009 – 2014 yıllarına ait bazı beyannamelerin ödeme dekontlarının mevcut olduğunu, eksikliklerin taraflarına ulaştıramadığım, ödemiş olduğu 5.000.000 Avroyu, bu zamana kadar işlemiş faizi ile birlikte talep etmiştir. 10) Davalılar … AŞ, …, … Noterinin 17.08.2015 tarih 21917 y. no’lu, diğer davalılar …Şti ve . …, … Noterinin 14.08.2015 tarih 21942 y. no’lu cevabi ihtarnamesinde, 02.12.2014 tarihli hisse devir sözleşmesi uyarınca nama yazılı muvakkat ilmühaberlerin devri karşılığında alınan bedellerin iadesinin kesinlikle söz konusu olmayacağını, iddiaların ticari örf ve adet kurallarına, dürüstlük kuralına, basiretli tacir gibi davranma yükümü ile örtüşmediğini belirtmişlerdir. II. Bilindiği üzere TBK m. 19 uyarınca bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde, ve yorumlanmasında tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarım gizlemek İçin kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak idareleri esas alınır. Sözleşmelerin geçerliliği için tarafların ehil olması, sözleşmenin konusunun emredici hukuk kurallarına, kamu düzenine, genel ahlaka ve şahsiyet haklarına aykırı olmaması gerekir. Sözleşme yapıldığı sırada sözleşmenin konusunu oluşturan edimlerden biri objektif olarak imkânsız ise sözleşme geçerli değildir (TBK m. 27). imkânsızlık fiili yahut hukuki bir imkânsızlık olabilir. Örneğin B, A’ya sahibi olduğu arsayı parselleyerek 100 m²’lik bölümü satmayı vaad etmiş, imar mevzuatına göre ise o bölgede 200 m²’den az parsele izin verilmiyorsa hukuki imkânsızlık mevcuttur. Özel mülkiyete tabi olmayan bîr kamu malının satımı da bu şekildedir. Sözleşmenin geçerliliğine etki yapan imkânsızlık sözleşmenin yapıldığı anda mevcut olan imkânsızlıktır. Bu İmkânsızlığın sonradan farkına varılması sonucu değiştirmez Sözleşme yapılırken imkânsız olan edimin sonradan şartların değişmesi ile mümkün hale gelmesi sözleşmeye geçerlilik sağlamaz. Sözleşme yapılırken mevcut imkânsızlığın sözleşmenin geçerliliğine etki edebilmesi için objektif bir imkânsızlık olması gerekir. Yani sözleşmenin konusu herkes için imkânsız olmalıdır. Edimin objektif olarak imkânsız olduğunu bilmesine rağmen karşı tarafa söylemeyip sözleşme yapan kimse karşı tarafın uğradığı zararı tazminde yükümlü tutulabilir. Sözleşme hükümsüzdür (Oğuzman / Öz, 91). Kesin hükümsüzlük, sözleşmenin hiçbir sonuç doğurmayacağı anlamındadır. Taraflardan birinin sözleşmeyi bozmasına gerek olmadan sözleşmeyi baştan itibaren hükümsüz kılar. Hükümsüz bir hukuki işlem, zaman geçmesiyle veya hükümsüzlük nedeninin ortadan kalkmasıyla geçerli duruma gelmez. Tarafların kendi istekleri ile yapacakları bir İfa dahi geçerli olmaz. İstenirse yeni bir sözleşme (duruma uygun olarak) yapabilirler (Yavuz N. Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara 2013, 294 vd). Somut olaya dönüldüğünde dosyada mübrez belgelerden, taraflar arasındaki 27.10.2014 tarihlî “Satış Vaadi Sözleşmesi” ve 02.12.2014 tarihli “Hisse Devir Sözleşmesi”nde davacının mezkûr sözleşmeleri yapmasındaki amacının…AŞ’nin mezkûr yerde Turizm Bakanlığı’nm 10.06.1997 tarihli ‘Turizm Tahsis ve Ön izin Belgesi” ile sabit olan hakkının olduğu belirlidir (Satış Vadi Sözleşmesinde açıkça belirtilmiştir). Ancak, … Bakanlığı’nın 19.02.2007 tarihli yazısında…AŞ ‘ne verilen “Ön izin İşlemi”nin iptal edildiği bildirilmiştir. Diğer bir anlatımla, davacının dışı şirketin 1997 yılında almış olduğu Ön İzin Belgesinin varlığı nedeniyle davalılarla yapmış olduğu Hisse Devir Vaadi ve Hisse Devir Sözleşmesinin (2014 yılı) akdedildiği tarihte davalıların ortağı bulunduğu…AŞ’nin Turizm Ön izin Belgesi mevcut değildir. … AŞ ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki hukuki ihtilaf 2008 yılında başlamış 08.12.2014 tarihli Danıştay İdari Daireleri Kurulunca devam…AŞ’nin aleyhine karar verilmiş kararının temyizi talebi de reddedilmiştir. … AŞ’nin davacıya bir kısım şirket evraklarının teslimi 2015 tarihlidir. Bu hale göre, taraflar arasında sözleşme vaadi ve hisse devir sözleşmesinin imzalandığı 2014 yılında davacıyı sözleşme yapmaya yönelten dava dışı…AŞ’nin tahsis işlemi belgesinin mevcudiyeti olmasına rağmen sözleşme kurulduğu sırada dava dışı…A.Ş.’nin zaten bu belgeye sahip olmadığı, davalıların edimini yerine getirmelerinin objektif olarak imkânsız olduğu açıktır. Dolayısıyla, davacının konusu baştan beri imkânsız olan ‘’Hisse Devri Sözleşmesi” uyarınca davalılara ödemiş olduğu 5.000.000 Avro ve başkaca zararının tazminini talep edebileceği Sayın Mahkemenin takdirindedir. Her ne kadar dava dilekçesinde ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme veya hileye dayalı olarak davacı zararlarının tazmini talep edilmişse, dava konusu ihtilafta sözleşmenin kuruluşunda mevcut olan imkânsızlığın mevcut bulunduğu Sayın Mahkemenin takdirindedir. SONUÇ Bilirkişi Kurulumuzca yukarıda açıklanan nedenlerle TBK m. 19, m.27 çerçevesinde mezkur “Hisse Satış Vaadi” ve “Hisse Satışı Sözleşmesi”nde sözleşmenin kuruluşunda objektif imkansızlığın mevcut olduğu, davacının sözleşme nedeni ile ödemiş olduğu hisse bedellerini ve zararını davalılardan talep edebileceği kabulünün Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın özü; akdedilen pay satış vaadi sözleşmesi ve hisse devir sözleşmesinde davalıların hileli davranıp davranmadığı üzerinde yoğunlaşmaktadır. 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hile kavramı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda “aldatma” kavramı kullanılarak 36. maddede düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca aldatma, bir kimsenin davranışıyla başka bir kişiyi irade beyanında bulunmaya yöneltmek için o kişide yanıltıcı bir fikrin doğumuna veya teyidine yahut devamına sebebiyet verilmesidir. (TEKİNAY, S. Selâhattin/AKMAN, Servet/BURCUOĞLU, Haluk/ALTOP, Atilla, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s.444; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU, Nedim. Borçlar Hukuku Genel Bölüm, İstanbul, Filiz Kitabevi, 2014, s.452; OĞUZMAN, M. Kemal/ ÖZ, M. Turgut. Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2011, s.116; AYAN, Mehmet. Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2016, s.166.) Andreas von Tuhr da hileyi benzer şekilde; hareket tarzı ile diğer bir kimseyi irade beyanında bulunmaya veya bir sözleşme yapmaya sevketmek için bu kimsenin zihninde yanlış bir fikrin doğumuna veya güçlenmesine veya bu yanlış fikrin devamına sebep olmak şeklinde tanımlamıştır. (Von Tuhr, A.: Borçlar Hukuku 1-2 (çeviren=Edege, C.),Ankara 1983 s.293) Aldatma, aktif bir davranışla olabileceği gibi, bilgi verme yükümlülüğünün söz konusu olması durumunda susmak suretiyle, yani pasif bir davranışla da gerçekleştirilebilir. (YILDIRIM, M.F. Borçlar Hukukuna Göre Sözleşmenin Kuruluşunda Hile, Nobel Yayınları, Ankara, 2002.s. 142.) Söz konusu bilgi verme yükümlülüğü, ya bir kanun hükmünden veya sözleşmeden ya da dürüstlük kuralından doğabilir. Bilgi verme yükümlülüğünün ölçü ve derecesi; sözleşmenin niteliğine, durumun özelliklerine, tarafların menfaatlerine göre belirlenir. (EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınları, İstanbul, 2009., s. 422.)
Türk Borçlar Kanunu’nun 39. maddesi; “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” hükmünü amirdir. Görüleceği üzere aldatma etkisi altında sözleşme yapan kişiye, aldatıldığını öğrenmesi durumunda, sözleşmeyle bağlı olmama yönünde irade beyanında bulunarak sözleşmeyi geçersiz kılma hakkı verilmiştir. Söz konusu sözleşmeyi geçersiz kılacak olan irade beyanına, doktrinde iptal beyanı veya iptal hakkı denilmektedir. İptal hakkı, sözleşmenin geçerli hale dönüşmesini önlemeye ve sözleşmeyi kesin olarak geçersiz hale getirmeye imkân veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. (OĞUZMAN, M.Kemal/ÖZ M. Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2011., s. 125, EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınları, İstanbul, 2009., s. 373.) İptal hakkının kullanılmasının karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte, sözleşme kesin olarak geçersiz hale gelir. Taraflar arasında bundan sonra doğacak olan uyuşmazlıklarda hâkim, sözleşmenin iptal edilmesi dolayısıyla geçersiz olduğunu kendiliğinden dikkate alacaktır. Sözleşmenin iptal edilmesiyle, sözleşme geçmişe etkili olarak ortadan kalkacaktır. Bu itibarla, sözleşmenin tarafları, ifa edilmemiş edimlerin ifasını talep edemeyecekleri gibi; iptal hakkının kullanılmış olmasından önce ifa etmiş oldukları edimleri de geri isteyebilmektedirler. (OĞUZMAN, M.Kemal/ÖZ M. Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2011., s. 127) Sözleşmenin aldatma sebebiyle iptal edilmesi sebebiyle, aldatmaya maruz kalan tarafın tazminat talep etme hakkı söz konusudur. Sözleşme, aldatmaya maruz kalan kişi tarafından iptal edilmemek suretiyle onansa dahi, tazminat talep etme hakkı devam edecektir. (OĞUZMAN, M.Kemal/ÖZ M. Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2011., s. 120) Aldatmaya maruz kalan taraf, isterse aldatmaya dayanarak sözleşmeyi iptal edebilir; isterse iptalden vazgeçip sözleşmeye onay vererek, tazminat hakkı saklı kalmak üzere sözleşmeye geçerli kılabilir. Bu her iki durumda da aldatmaya maruz kalan tarafın tazminat talep etme hakkı mevcut olacaktır. (TİFTİK, Mustafa. Borç Sözleşmelerinin İrade Sakatlığı Sebebiyle İptalinde Uğranılan Zararların Tazmini, EÜHFD, Cilt: 10, Sayı: 3-4, 2006, s. 410.)
Aldatma (hile) kavramı, aldatmanın sözleşmeye etkisi, aldatılanın iptal hakkı ve iptal hakkının kullanılmasının hukuki sonuçlarına ilişkin bu teorik açıklamalardan sonra somut olaya geri dönüldüğünde; davacı ile tüm davalıları temsilen …, … arasında 27.10.2014 tarihinde “… A.Ş. Satış Vaadi Sözleşmesi” akdedildiği, anılan sözleşmenin “Payların devri, vaad edilen şirket ve şirketin sahip olduğu hak” başlıklı bölümünde “İş bu sözleşme ile satışı vaad edilen paylar …Ticaret Sicil’de …numara ile kayıtlı… A.Ş.’nin (bundan böyle kısaca…olarak anılacaktır) paylarıdır. Devre konu paylar…A.Ş. şirketine ait olup, …’nun değerini oluşturan temel hak, Turizm Bakanlığı’nın 10/06/1997 gün ve … sayı ile Muğla-Bodrum Türkbükü Doğusu III nolu 33.000 m² tahsis ve ön izin belgesi ile sabit olan haktır.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, anılan sözleşmenin “Satış Bedeli” başlıklı bölümünde …’nun %100’üne tekabül eden toplam 17.000 adet paya ilişkin ilmuhaberlerinin satış bedelinin 5.000.000,00-€ (Beş milyon avro) olarak belirlendiği, davacı (alıcı-devralan) ile (satıcı-devreden)leri temsilen … arasında akdedilen “hisse devir sözleşmesi” ile dava dışı…A.Ş. nezdinde …’ye ait 2.482 adet pay senedinin, …Şti.’ye ait 3.468 adet pay senedi ilmuhaberinin, …’ye ait 850 adet pay senedi ilmuhaberinin 2.000.000,00-€ bedel ile devrinin kararlaştırıldığı, davacı (alıcı-devralan) ile (satıcı-devreden)leri temsilen … arasında akdedilen “hisse devir sözleşmesi” ile dava dışı…A.Ş. nezdinde …’ye ait 3.978 adet pay senedi ilmuhaberinin, İkon Turizm… A.Ş.’ye ait 5.202 adet pay senedi ilmuhaberinin, …’ye ait 1.020 adet pay senedi ilmuhaberinin 3.000.000,00-€ bedel ile devrinin kararlaştırıldığı ve anılan sözleşmelere konu hisse devri nedeni ile davacı tarafından davalı …’nin …Bankası… Şubesi hesabına 02/12/2014 tarihinde 1.920.000,00-€, davalı …’nin…Bankası …Şubesi hesabına 02/12/2014 tarihinde 2.880.000,00-€, havale yapıldığı anlaşılmıştır. Hisse devri için davacının karşı tarafa 20.000,00-€ kapora olmak üzere açıklandığı üzere toplam 5.000.000,00-€ ödediği sabittir. … Bakanlığının 10.06.1997 tarih 937 – 3853 – 17716 sayılı yazısında… AŞ’ye mülkiyeti ormana ait olan … ilçesi Türkbükü doğusu mevkiinde bulunan özel parsel no 3 olan, 33.000 m² alanda yatırım (birinci sınıf tatil köyü) için ön izin verildiği, … Bakanlığı Yatırım ve işletmeler Genel Müdürlüğü’nün 09.02.2007 tarihli yazısında…AŞ’ye verilen ön izin işleminin iptal edildiği,… AŞ tarafından … Bakanlığı aleyhine işlemin iptali talebi ile Muğla … İdare Mahkemesinde dava açıldığı ve 28/02/2008 tarih 2008/2133/336 sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği, … AŞ’nin kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay … Dairesi’nin 28.06.2010 tarih… sayılı kararı ile Muğla 1. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, Muğla …İdare Mahkemesi’nin 30.12.2011 tarih … sayılı kararında direnme kararı vererek davanın reddine hükmettiği, 02/12/2014 tarihinde “Hisse Devir Sözleşmesi” akdedilmesinden 6 gün sonra 08/12/2014 tarihinde Danıştay İdari Daireleri Kurulu’nca verilen 1655/4700 sayılı karar ile “davacının esas, davalı idarenin avukatlık ücret yönünden kararın temyiz edilmesi ile davacının temyiz isteminin reddi ile davanın reddine ilişkin kısmın onanmasına avukatlık ücreti yönünden bozulmasına” karar verildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca 16/05/2016 tarih 3929/2083 sayılı karar ile…A.Ş.’nin karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği ve anılan kararın 16/03/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 01/10/2014 tarihinde…A.Ş.’nin kasa mevcudunun 853,93-TL olduğu sabit olup, kasasında 853,93-TL olan bir şirketin 5.000.000,00-€’ya devralınması ticari hayatın olağan akışına aykırı olacağından davacı tarafı devralmaya iten yegane sebebin…A.Ş.’nin Muğla Türkbükü doğusu mevkiinde bulunan özel parsel no 3 olan, 33.000 m² alanda birinci sınıf tatil köyü yatırımı için ön izin belgesi ile sahip olduğu hak olduğu açıktır. … A.Ş.’nin ön izin belgesi ile sahip olduğu hak olmasa veya anılan izin belgesinin iptal edildiğinin, bu konuda süren bir dava olduğunun, dava sürecinin şirket aleyhine devam ettiğinin davacıya bildirilmesi durumunda davacının şirketi devralmayacağının, böyle bir niyet içine girmeyeceğinin davalılarca da bilindiği veya bilinmesi gerektiği aşikardır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davalıların…A.Ş.’nin devrinde davacı tarafı anılan ön izin belgesinin hukuki durumu konusunda bilgilendirmemek ve bu konuda susmak suretiyle pasif şekilde aldatarak davacının iradesini sakatladıkları, davacıyı…A.Ş. Satış Vaadi Sözleşmesi ile Hisse Devir Sözleşmesi’ni imzalamaya sevk ettikleri, davacının devir nedeniyle ödediği 5.000.000,00-€’yu somut olayın açıklanan özelliği karşısında ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte geri isteyebileceği kabul edilmiş olup, davacı…Noterliği’nin 05.08.2015 tarih …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödemiş olduğu 5.000.000,00-€’nun ve ihtarname keşide tarihine kadar işlemiş olan ticari faizinin tebliğ tarihinden itibaren 1 hafta içinde iadesini talep ve ihtar etmiştir. Diğer yandan davacının hisse devri bedeli olarak yapmış olduğu ödeme nedeni ile yoksun kaldığı faiz tutarını da zarar olarak davalılardan talep edebileceği kabul edilmiş olup, davacı anılan hisse devir sözleşmeleri karşılığında söz konusu ödemeyi yapmasa idi mevduatına …Bankası’nda %1,9 oran ile faiz işleyeceğini ve faiz getirisinin 73.136,96-€ olacağını belirterek neticeten satış bedeli olan 5.000.000,00-€ ve yoksun kalınan kâr olan 73.136,96-€’nun …Noterliği’nin 05/08/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tazminini talep etmiştir. Mahkememizce 5.000.000,00-€’nun faiz getirisi 02/12/2014 (ödeme tarihi)’den davacı tarafça davalılara keşide edilen ihtarname tarihi olan 05/08/2015 tarihine kadar …Bankası’nca 1 yıl mevduata uygulanan %2,10 faiz oranından yapılan hesaplamaya göre (5.000.000,00 X 248 gün X %2,10 / 365=) 71.342,00-€ olarak hesaplanmıştır. Açıklanan tüm bu nedenlerden dolayı davacının davalılara ödemiş olduğu 5.000.000,00-€ satış bedelini ve 71.342,00-€ zarar tutarını davalı taraftan tazmin talebinde haklı olduğu kanaatine varılmakla davacının talebi ile bağlı kalmak sureti ile (ihtarname tebliğ tarihi olan) 05/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan şirket hisseleri oranında tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne, dava dışı…A.Ş.’nin hisselerine karşılık davacı tarafından davalılara ödenen 5.000.000,00-€ satış bedeli ve bu satıştan kaynaklı 71.342,00-€ zarar tutarı olmak üzere toplam 5.071.342,00-€’nun 05/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan şirketteki hisseleri oranında tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 1.073.912,45-TL nispi harçtan peşin alınan 278.735,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 795.176,84-TL nispi karar harcının davalılardan şirketteki hisseleri oranında tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 3.000,00-TL bilirkişi ücreti, 547,40-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 3.547,40-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 3.546,15-TL ile 278.767,41-TL harç gideri olmak üzere toplam 282.313,56-TL yargılama giderinin davalılardan şirketteki hisseleri oranında tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı …, … ve …A.Ş. tarafından yapılan 90,00-TL tebligat posta gideri üzerinden davanın kabul (15.721.160,20-TL) ve red (5.564,47-TL) oranına göre yapılan hesaplamada davacının sorumlu olduğu miktarın 1,00-TL’nin altında olması nedeni ile davalı …, … ve… A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı …, … ve … A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Şti, … ile … tarafından yapılan 51,00-TL tebligat posta gideri üzerinden davanın kabul (15.721.160,20-TL) ve red (5.564,47-TL) oranına göre yapılan hesaplamada davacının sorumlu olduğu miktarın 1,00-TL’nin altında olması nedeni ile davalı …Şti, … ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı …Şti, … ile … üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 222.411,60-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan şirketteki hisseleri oranında tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı …, … ve …. A.Ş. vekili lehine hesaplanan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …, … ve …A.Ş.’ye mütesaviyen verilmesine,
8-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı …Şti, … ile … vekili lehine hesaplanan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …Şti, … ile …’ye mütesaviyen verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza