Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/990 E. 2020/486 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/990 Esas
KARAR NO : 2020/486

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili aleyhine, davalı banka tarafından, … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, söz konusu takip dosyasına dayanak olarak 10/10/1997 tarihli genel kredi sözleşmesinin gösterildiğini, bu sözleşme ile … Tic. Ltd. Şti.’nin davalıdan 3.000.000,00 TL (eski para ile) kredi kullandığını, kredi sözleşmesinde borçlu tarafın bahsedilen şirket olduğunu, kredi sözleşmesinde müvekkilinin de isminin kefil olarak geçtiğini, fakat kefil olduğuna dair beyanın altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, bu durumda takip dayanağı belge altında imzası bulunmayan müvekkili aleyhine icra takibi de yapılamayacağını, dayanak belge altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığının imza incelemesi yapılmak suretiyle anlaşılacağını beyanla takibin müvekkili yönünden durdurulmasına dair tedbir kararı verilmesini, davacı müvekkilin davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, yargılama gideri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’un ortağı ve yetkilisi olduğu … Tic. Ltd. Şti’nin 10/10/1997 tarihli kredi taahhütnamesi ile davalı müvekkili bankadan 3.000.000.000 TL’lik ( eski para ile ) kredi kullandığını, davacının da iş bu krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, kredi taahhütlerine uyulmadığından ve kredi bedeli ödenmediğinden borçlulara önce … 22. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, bu ihtarname ile borçlular temerrüde düşürülmüş ancak buna rağmen borcu ödemekten imtina ettiklerinden … 14 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takip işlemleri yapıldığını, bir süre işlemsiz kalan dosyanın daha sonra yenilenerek icrai işlemlere … 14.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile devam edildiğini, diğer kredi borçlusu şirketin davacı …’un ortağı ve yetkilisi bulunduğu bir şirket olduğunu, sırf bu nedenle dahi kredi ve içeriğinden bugüne kadar haberdar olmamış olmasının mümkün olmadığını, kaldı ki hem davacıya hem de …Tic. Ltd. Şti.’ye 13/10/1998 tarihinde ihtarname ile kredi borcunun bildirildiğini, bu ihtarnamenin davacı tarafından bizzat 20/10/1998 tarihinde tebliğ alındığını, bu tarih itibari ile borç davacı açısından muaccel olduğundan işbu davanın zamanaşımına uğradığını ve süresinde açılmadığını, bu nedenle reddinin gerektiğini beyanla öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddine, aksi halde davanın esas yönünden reddine, davacının tedbir talebinin reddine, takibin devamına ve alacağın tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takip dosyasında kefalet sözleşmesinde bulunan imzanın sahteliği iddiası ile borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizce, … 14. İcra Müdürlüğ’nün … Esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davalı banka tarafından dava dışı … Ltd. Şti. ile davacı aleyhine 10/10/1997 tarihli kredi taahhütnamesi dayanak yapılmak suretiyle 8.540,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği ve haciz işlemlerine devam edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak adına atılan imzanın kendisine ait olmadığı iddia edilmiş olduğundan resmi kurumlar nezdinde kredi sözleşmesi tarihinden önce atılmış imza örnekleri celp edilmiş, imza örnekleri alınmış ve dosya 10/10/1997 tarihli kredi sözleşmesinde bulunan kefil imzasının davacıya ait olup olmadığının tespiti yönünden rapor düzenlenmek üzere İstanbul ATK’ya gönderilmiştir. 15/10/2019 tarihli ATK raporunda özetle; takibe ve davaya konu kredi sözleşmesinde davacıya atfen atılan imzaların basit tersimli olması nedeniyle davacının eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediği mütalaa edilmiştir. Yargıtay’ın benzer davalardaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı yönünde kesin bir kanaat belirtmeyen tek bir rapor ile karar verilemeyeceğine dair yerleşik içtihatları uyarınca, dosya bu kez üç kişilik grafoloji bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; inceleme konusu davalı … Bankası … şubesince… Ticaret Ltd. Şti. adına düzenlenmiş 10/10/1997 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacıya atfen atılmış imzaların davacının eli ürünü olduğu tespit ve beyan edilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle davacı tarafın itirazları ile yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; … 14. İcra Müdürlüğ’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağın dayandığı dava dışı …Ticaret Ltd. Şti. ile davalı banka arasında imzalanan 10/10/1997 tarihli genel kredi sözleşmesinin, davacı tarafından 3.000.000,00 TL limitle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalandığı, her ne kadar davacı adına atfen atılan imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş ise de alınan heyet raporu ile imzanın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davalı bankanın söz konusu kredi sözleşmesine istinaden asıl borçluya kullandırdığı kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle hesabı kat ederek dava dışı asıl borçlu ve davalıdan talepte bulunabileceği, davacı tarafından dava dilekçesi ile yalnızca imzanın sahteliğinin iddia edildiği, borca yönelik başka bir iddiada bulunulmadığı anlaşılmakla başkaca bir inceleme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Karar ve ilam harcı 54,40 TL’den peşin alınan 52,00 TL harcın mahsubu ile kalan 2,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza