Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/827 E. 2019/142 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/827 Esas
KARAR NO : 2019/142

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 28/02/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır tekstil alanında faaliyet gösterdiğini, davalılardan …’ın 21/11/1995 tarihinden görevinin sona erdiği 18/01/2012 tarihine kadar müvekkili şirkette “geniş anlamda münferit imzası ile temsil ve ilzama yetkili” şirket müdürü olarak görev yaptığını, davalının müvekkili şirkette sorumlu ve yetkili müdür olarak çalıştığı bu uzun süre zarfında şirket ortaklarının güvenini kazandığını ve bu dönemde şirketin bütün mali ve idari işlerini tek başına kendisinin yönettiğini ancak şirket ortaklarının şirketin son dönemlerde özellikle mali yönden bir takım sıkıntıları olduğunu fark etmesi neticesinde şirket hesaplarının üzerinde inceleme yapılarak davalı …’ın temsil ve ilzam yetkisini kötüye kullandığı, çeşitli yollarla şirket hesaplarından zimmetine para geçirdiği, şirkete ait muhtelif meblağlı bir takım müşteri çeklerini kendi uhdesine aldığı ve başkaca bir takım usulsüzlükler gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine 18/01/2012 tarihinde şirketi temsil ve ilzam yetkisinin kendisinden alındığını, davalınun bu durumun tespit edilmesi ve yetkilerinin alınmasından sonra 20/01/2012 tarihinden itibaren işe gelmediğini ve … 1. Noterliği’nce keşide edilen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile görevinden ayrıldığını başka bir deyişle istifa ettiğini şirkete bildirdiğini, istifa beyanının müvekkili şirketin yetkilisi tarafından tebliğ alındığını ve derhal kendisine … 22. Noterliği vasıtası ile keşide edilen … tarih … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile bütün dava ve talep haklarının saklı tutularak istifanın 08/02/2012 tarihi itibari ile işleme konulduğunun bildirildiğini, davalının müvekkili şirketten ayrılır ayrılmaz müvekkili şirketin bir alt katında kendisine ait işyerinde çalışmaya başladığını, davalıların müvekkili şirketi zarara uğrattığının şirket kayıtlarında yapılan tespit ve incelemelerle sabit olduğunu, 21/11/1995-18/01/2012 tarihleri arasındaki muhasebe kayıtları ve şirket evrakları üzerinde yapılan incelemelerde davalıların suç teşkil eden haksız eylemleri ile müvekkilinin zararına sebebiyet verdiklerinin ve haksız kazanç elde ettiklerinin tespit edildiğini, …’ın müvekkili şirketin temsil ve ilzam yetkisine sahip olduğu tarihler arasında müvekkili şirketin tedarikçileri ve müşterileri ile yapmış olduğu mal alım ve satımlarında bariz bir şekilde ve bilinçli olarak müvekkili şirketi zarara uğrattığını ve kendisine ciddi bir menfaat temin ettiğini, hesap hareketlerinin incelenmesi neticesinde dava dışı … Şti.’ye devamlı surette fazla avans ödemesi yapıldığı, iş bu şirketin borcunu azaltmak amacı ile ortaklardan … hesabına kaydi olarak para aktarılarak hesabın düzeltilmeye çalışıldığı ve dolayısı ile davalının temsil ve ilzam yetkisini kötüye kullanarak şirketi zarara uğrattığının tespit edildiğini, dava dışı … Ltd. Şti., …Tic. Ltd. Şti., …, … Aksesuar, …-… Tekstil, …, … A.Ş.’den mal alımı yapılmadan veya cüzi mal alımı yapılarak devamlı surette fazla avans gönderildiği ve dolayısı ile davalının temsil ve ilzam yetkisini kötüye kullanarak şirketi doğrudan zarara uğrattığı, şirket alacaklarının tahsiline yönelik hiçbir işlem de yapmadığının tespit edildiğini, yine dava dışı alıcılar yönünden şirketlerin borç bakiyesinin azalmamasına rağmen mal verilmeye devam edildiğini, alacağın tahsili için hiçbir yasal yola başvurulmadığını, davalının yetki ve görevini kötüye kullanarak kendisine menfaat temin ederek müvekkili şirkete zarara uğrattığını, müvekkili şirkete ait muavin defter ve kayıtlarının incelenmesinde şirket ortakları …, … ve …’ın cari hesaplarına davalı talimatı ve bilgisi dahilinde muhtelif tarihlerde muhtelif miktarda hiçbir şekilde şirket ortakları tarafından alınmayan hesap aktarmaları olduğunun tespit edildiğini, bu hesaplara aktarılan paraların akıbetinin bilinmediğini, ortaklar cari hesabına aktarılan para ve çeklerin karşılıklarının bulunmadığını, 21/11/1995-18/01/2012 tarihleri arasında icra takibine konu olan alacak bedellerinin yetkilendirilen avukatlar tarafından tahsil edildiğinin tespit edildiğini, müvekkili şirket ortaklarının bu tahsilatlar konusunda bilgilendirilmediğini, davalı …’ın tahsil edilen bedelleri kendi şahsi hesabına aktardığını, davalının farklı banka şubelerinde bulunan hesaplarından muhtelif tarih ve meblağlı çek ve senetlerinin ticari olmayan hesabı üzerinden uhdesine geçirdiğini, ticari ilişki içerisinde bulunulan firmalardan şirket hesabına gelecek bir kısım meblağların davalı tarafından kendi hesabına aktarıldığını, davalının şirket müdürü olarak görev alanının kendisine tanıdığı yetkileri kullanarak şirket ortaklarının muvafakati ve bilgisi dışında diğer davalı eşi …’ı 01/10/2009 tarihinde müvekkili şirkette çalışıyor göstermek sureti ile sigortalı yaptığını, davalının eşini sigortalı çalışan olarak gösterdiğini ve kendisine şirketten aktif bir çalışan gibi her ay maaş ödemesi yaptığını, sigorta primlerini ödediğini, davalının bu eylemi ile ve maaş karşılığı olarak eşine, dolayısı ile kendisine 25.003,18-TL maaş adı altında haksız kazanç sağladığını, davalının müvekkili şirket çalışanı … ile ortak çalışmayı planladıklarından bu şahsın kıdem tazminatı alabilmesi için işten kendisi çıkarmış gibi gösterdiğini, bu vesile ile kıdem tazminatı ödenmesini sağladığını, müvekkili şirketin telefonlarını kullanarak şirketi zarara uğrattığını, muhasebe sorumlusunun şirketin banka hesabından …’ın talimatı ile sürekli olarak para çektiğini, davalı …’!ın diğer davalı …’ın eşi olduğunu, şirkette fiilen çalışmamasına rağmen şirket yetkililerinin de haberi olmadığı halde müvekkili şirkette sigortalı gösterildiğini, haksız kazanç elde edildiğini ve …’ın da sebepsiz zenginleşme kapsamında haksız kazanç elde ettiğini, davalı …’ın diğer davalı …’ın oğlu olduğunu, müvekkili şirkette hiçbir zaman fiilen çalışmadığını ve 09/09/2011-30/11/2011 tarihleri arasında sigortalı gösterilerek SSK, vergi ve maaş olmak üzere 2.201,77-TL haksız kazanç elde ettiğini, davalıların müvekkili şirketi zarara uğrattığı ve kendilerine haksız kazanç sağladıkları üniversite öğretim üyeleri tarafından düzenlenen bilimsel görüş raporu ile sabit hale geldiğini, davalılara ihtarname keşide edilerek o döneme kadar tespit edilen bir kısım şirket zararlarının ödenmesi talebinde bulunulduğunu, davalıların ihtarname ile talep edilen bedelleri ödemedikleri gibi ihtarnameye cevap dahi vermediklerini, şirkette temsil yetkisine sahip kişilerin şirketin mallarını idare etmek ve çıkarlarını korumakla görevli ve yetkili olduklarını, bunların şirketin mallarını idare etmenin gereği olarak şirket işlerinini yürütülmesi ve şirketin amacına ulaşabilmesi için bütün hukuki ve ticari işlemlerin gerektirdiği faaliyetleri yürütmekle yükümlü olduklarını, mevcut olayda davalı şirket ortaklarının bilgisi olmadan cari hesaplara para ve çek aktarımı yapıldığını, bu para ve çeklerin akıbetinin şirket tarafından tespit edilemediğini, bir kısım çek tahsilatlarının şirket hesabına aktarılmadığını, başkaca çalışanlara kendi çıkarına menfaat sağlamak amacı ile kıdem tazminatı adı altında hileli yollarla ödemeler yapıldığını, eşine ve oğluna şirket çalışanı gibi göstermek sureti ile menfaat sağlandığını, davalının kendisine verilen yetkileri tamamı ile ve şüpheye yer vermeyecek şekilde birden fazla eylemi ile kötüye kullandığını, bu sebeple de müvekkili şirket tarafından … aleyhine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ile hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma ve emniyeti suistimal suçlarından şikayette bulunulduğunu, tahkikatın halen devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile alacak davasının kabulüne; davalılardan …’tan 50.000,00-TL’nin zararın oluştuğu tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek reeskont faizleri ile birlikte tahsiline, davalılardan …’tan 28.420,00-TL’nin zararın oluştuğu tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek reeskont faizleri ile birlikte tahsiline, davalılardan …’tan 2.201,00-TL’nin zararın oluştuğu tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek reeskont faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davalılardan …’ın davacı … Tic. Ltd. Şti.’nde 1981 yılından istifa ettiği 30.01.2012 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, …’ın aynı zamanda, davacı şirket ortaklarından … ile birlikte 1995 yılından 18.01.2012 tarihine kadar davacı şirketi geniş anlamda münferid imzası ile temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü olarak görev yaptığını, davacı şirketin bir aile şirketi olması hasebiyle müvekkili …’ın aynı zamanda şirket ortaklan olan, … ailesinin tüm talimat ve direktiflerini eksiksiz yerine getirdiğini, …’ın teftiş ve kontrol eden İse diğer sorumlu müdür … olduğunu, …’ın İse şirket ortağı ve …’deki mağazanın sorumlusu olduğunu, davalı …’ın 01.11.2011 tarihinde, iş sözleşmesini sonlandıracağını davalı şirket ortaklarına bildirdiğini, bunun üzerine 18.01.2012 tarihli ortaklar kurulu karan ile müdürlük görevine son verildiğini ve daha önce üzerinde mutabık olunan 30.01.2012 tarihinde, planlandığı gibi, istifasını bildirerek davalı şirket ile aralanndaki tüm iş ilişkisini sonlandırdığını, davalı …’ın İş ilişkisinin sona ermesini takiben davalı şirketin hemen yakınında ve benzer alanda faaliyet gösteren bir diğer şirkette işe başladığını, davalı …’ın davacının iddia ettiği gibi kendi işyerini açmadığını, …’ın mesleki bilgi ve tecrübesi ile kısa sürede şu anda çalıştığı şirketi davacı şirkete rakip güce getirmesini kabul edemeyen davacı şirket ortakları müvekkilinin istifasının üzerinden yaklaşık 14 ay sonra, huzurdaki davayı ikame ettiklerini, davalı … tarafından gerçekleştirilen tüm işlemlerin, diğer Sorumlu Müdür …’ın bilgisi dahilinde ve şirket ortaklarının şahitliğinde gerçekleştirildiğini, …’ın hukuka aykırı hiçbir eylemde bulunmadığını, davalının, davacı şirketteki görevini 32 yıl boyunca eksiksiz olarak yerine getirdiğini, şirketi kesinlikle zarara uğratmadığını, … Ltd. Şti.nin dava dilekçesinde belirtilen tedarikçi şirketlerden mal satın aldığını, aldığı malların bedelini ise eksiksiz olarak bu şirketlere ödediğini, satın alman malların ise çoğunlukla, şirket ortağı …’ın yönettiği …’deki mağaza şirket görevlilerince teslim alındığını, bedeli ödenen malların teslim alındığının, kargo şirketi kayıtlarından da tesbit edileceğini, … Kargo, … Kargo, … Kargo, … Kargo ve diğer kargo şirketlerinden davacı şirketin … ve ….’daki mağazalarına gönderilen kargo kayıtlarının, tedarikçi şirketlere ödenen paraların karşılığında ürünlerin teslim alındığını doğrulayacağını, tedarikçilerden satın alınan mallar satıldığında şirketin elde ettiği kazanç şirket ortaklan veya sorumlu müdür …’a eksiksiz olarak yıllarca ödendiğini, davalı şirketin sattığı mallann bir kısmını yine yukanda ünvanı belirtilen kargo şirketleri aracılığı ile alıcılara gönderildiğini, kargo şirketleri aracılığı ile mal gönderimi yapıldığında, kargo şirketlerine ödenen bedellerin karşılığında alınan faturalann şirket kayıtlannda gider olarak gösterildiğini, mal satımından elde edilen kazancın bir kısmı şirket ortaklanna davalılardan … tarafından elden ödendiğini, ayrıca şirket ortaklan şirkette bulunduğu dönemde kasadaki nakit paranın sevk ve idare yetkisine kendilerince sahip olduklannı düşündükleri için kendi insiyatifleri ile şirket kasasından ihtiyaç duydukça nakit de çektiklerini, …’ın sorumlusu olduğu Merter’deki mağazada teslim alınan mallann satışından elde ettiği nakit kazancın bir kısmını yine şirket defterlerine işlemeden uhdesinde tuttuğunu, aynca kendi tuttuğu kasadan dilediği kadar nakit çektiğini, 2009 yılında …’de bulunan mağaza kapandıktan sonra …’ın Sultanhamam’daki mağazaya geçtiğini, … şirket ortağı olduğundan Sultanhamam mağazanın kasasını sevk ve idare ettiğini, ayrıca, ortak …’ın talimatı İle, … Bankası ve … Bankası’na ait şahsi kredi kartlan ile yine … Kredi Kartfnın borç ödemelerinin düzenli olarak şirket çalışanlan tarafından banka şubelerinden imza karşılığında gerçekleştirildiğini, kartlanna yapılan bu ödemelerin önemli kısmının …’ın bankadaki şahsi hesaplanndan davalı şirket çalışanlan tarafından çekilip, davalı şirketin kasasına giren paralar ile ödendiğini, aynı şekilde, şirket ortaklannca davalı …’a, …’ın şirket sahibi ve diğer ortaklann da annesi olması nedeniyle, müddetçe limitsiz nakit çekme yetkisinin bulunduğunun bildirildiğini, bu nedenle … tarafından veya şirket kasasından …’a birçok ödeme yapıldığını, bu ödemelerin … tarafından muhafaza edilen şirket kayıtlarının tutulduğu bir deftere kaydedildiğini, aynca …’ın talimatı İle; …’ın … Bankası … Şubesinde bulunan şahsi hesabına düzenli olarak para yatırılmasını, …’ın …bank, … Bankası ile … Bankası’na ait kredi kartlannın borçlannın ödenmesi İşlemlerini, …’ın şahsi hesaplanndan şirket çalışanlan tarafından talimat ile para çekilerek banka şubelerinden ödenmesi suretiyle gerçekleştirildiğini, davacı şirketin elde ettiği kazancın davalı …’da olduğunun İddiasının bu itibar ile gerçek olmadığını, davalının şahsi hesabına yatınlan meblağlann da izah edilen şekilde şirket ortaklarına verildiğini, bankalardan celbini talep ettikleri yukandaki işlemleri gösterir banka dekontları ile şirket kazancının eksiksiz olarak şirket ortaklarının şahsi hesaplarına gönderildiğinin veya şahsi kredi kartlanna yatınldığımn ortaya çıkacağını, dava dilekçesinde davalı şirketin mal sattığı için alacaklı olduğunu iddia ettiği şirketlerin …’ın müdür olarak sorumlu olduğu dönemde ödemeleri gerçekleştirdiklerini, bu ödemelerin şirketin elektrik, su, doğalgaz, vergi, personel maaşlan gibi giderlerin karşılanması ve yukarıda izah edilen şirket ortaklannın şahsi harcamalannda kullanıldığını, … başta olmak üzere, şirket ortaklarının İsteğiyle, davacı şirketin hesap hareketlerinin resmi defterlere uyum sağlaması maksadı ile satış işlemlerinin bir kısmında, …’ın şahsi hesaplarının kullanıldığını, satılan mallann bedellerinin bir kısmının …’ın … Bankacılığı A.Ş.’deki ve … Bankası A.Ş.’deki şahsi hesaplanna gönderildiğini, … tarafından «erilen talimatlar ile şirket çalışanlan …, …, … ve …’ın çeşitli tarihlerde birçok kez bu hesaplardan para çekerek davacı şirkete teslim ettiğini, …’ın bu duruma 30 yılı aşkın süredir davacı şirketle çalışan aradaki güven ilişkisi nedeniyle rıza göstermek zorunda kaldığını, bankalardan celp edildiğinde de anlaşılacağı üzere şirketin resmi gelir giderleri ile şirket ortaklarına gerçekleştirilen ödemelerin birbirinden çok farklı olduğunu, davalı şirketin neden olduğu vergi ziyanın farkında olduğundan 2011 yılında vergi barışından faydalandığını, bu sayede şirketin denetlenmesi durumunda tahakkuk edecek muhtemel yüklü miktardaki cezaların önüne geçilmek istendiğini, davacı şirketin orta ölçekli bir aile şirketi olması nedeni ile şirket ortaklan talep ettiklerinde şirketten kendi hesaplanna para gönderildiğini, bu nedenle muhtelif tarihlerde muhtelif miktarlarda bu kişiler lehine hesap hareketleri gerçekleştirildiğini, hesap hareketlerinin tamamının gerçek olduğunu, bu kişilerin birçok kez kayıtlarda belirtilen tutarlan elden teslim aldığını, davalı şirketin hukuki süreç başlatmasının ortaklardan herhangi birinin talimatı ile gerçekleştirildiğini, bir takım borçlu şirketleri küstürmemek ve devam eden ticari ilişkileri kesintiye uğratmamak adına şirket ortaklarının talimatı ile yasal yollara başvurulmadığını, bunun tamamen şirket ortaklarının verdiği bir ticari karar olduğunu, nitekim dava dilekçesinde aleyhine icra takibi başlatılması gerektiği halde hiçbir işlem yapılmadığı belirtilen firmaların bir kısmı ile davacı şirketin ticari ilişkilerinin halen devam etmekte olup, davalı …’ın ayrılmasından sonra bu firmalar hakkında herhangi bir hukuki işlem başlatılmadığını, bunun davacının iddialarının samimi olmadığım gösterdiğini, şirket ortaklarının talimatları gereği bir kısım firmalar için başlatılan hukuki süreç neticesinde gerçekleştirilen tahsilatların ise imza karşılığı şirket çalışanları tarafından teslim alındığını, bu tutarlardan şirket ortaklarının kişisel kredi kartı borçlan ve şirketin zorunlu ödemeleri gerçekleştirildikten sonra kalan kısmın İse şirket sorumlusu diğer müdürü …’ın banka hesabına yatınldığını veya bazen de kendisine elden teslim edildiğini, davalı …’m şirket ortakları ve sorumlu müdürün zorlaması ile bazı işlemlerin şahsi hesabı üzerinden gerçekleştirilmesine nza gösterdiğini, şirketin yaptığı ithalatlar karşılığı şahsi hesabının bloke ettirilmesinin bunlardan bir tanesi olduğunu, …’ın şahsi hesabı üzerinden gerçekleştirilen işlemlerin, bir kısım çek veya senet bedellerinin muhafazası, şirket ortaklarının şahsi kredi kartı borçlarının ödenmesi ve…’ın banka hesabına para yatırılması gibi işlemler olduğunu, o kadar ki banka kayıtlan İncelendiğinde 1995 yılından müvekkilinin şirketten aynldığı tarihe kadar her hafta Cuma günü, …’ın şahsi hesabına belli bir miktar paranın yatınldığımn sabit olacağını, davacı şirketin ithalat yaptığı sırada bir miktar paranın bankada bloke ettirilmesinin gerektiğini, ancak şirketin kredi sorunlan sebebiyle bu miktann sağlanamadığım ve yine …’m … Bankası’ndaki şahsi hesabındaki meblağın davacı şirket lehine olmak üzere bloke ettirildiğini, müvekkili, çalıştığı dava şirketin ve ortaklarının menfaatini ön planda tuttuğunu ve kişisel mal varlığım risk altına sokarak davacı şirketin işlemlerinin devamım sağladığını, şirketin ithalattan kaynaklanan borcu bitiğinde …’m şahsi hesabındaki blokenin de kaldırıldığını, bu itibarla söz konusu hesabın şirket ortaklarınca bilinmediğinin izahtan vareste olduğunu, davacı şirket ortaklanmn baskısı üzerine …’m şahsi kredi kartlarının da şirkete ait ödemelerde kullanıldığını, davalının şahsi kredi kartlan İle şirket ve şirket ortaklanna ait olan araçlann motorlu taşıtlar vergilerini ödediğini, davacının dava dilekçesinde bahsetmediği bu gerçeklerin davalıya ait olan …Bankası … ve … Bankası …ekstreleri ile sabit olduğunu, …’m şahsi hesabını ve kredi kartlannı kullandırarak şirketin gerçek işlem hacmini gizlemeyi amaçlayan davacı tarafın tüm bu işlemlerden haberdar olmadığını söylemesinin inandırıcılıktan uzak olduğunu, davacının 20 sayfadan ibaret dava dilekçesinde Öne sürdüğü iddiaların 1995’den bu yana fark edilmemişken, davalının aynı sektörde farklı bir işte çalışmaya başlamasından 14 ay gibi bir süre geçip, davalının yeni iş yeri davacılara rakip haline geldikten sonra öne sürülmesinin oldukça manidar olduğunu, diğer davalılardan … ve …’ın davacı şirketin eski çalışanı olduklarını, …’m 01.10.2009-31.01.2012 tarihleri arasında davacı şirkette sigortalı olarak çalıştığını, davalı …’ın, davacı şirketin satın aldığı malların kontrolünü ve ütülenerek paketlenmesi işi ile görevli olduğunu, kendi evinden asgari ücret üzerinden çalıştırılan …’a evden çalışması nedeni ile yemek ücreti ödenmediğini, işyeri dışından çalışan … ile iş takibinin sürdürülmesi için çalıştığı süre boyunca 1 adet şirket hattının tahsis edildiğini, hat tahsisinin şirket ortaklarının talimatı İle gerçekleştirildiğini, bu hat sayesinde işyerinin dışında görev yapan … ile irtibat kurulmuş ve işin devamlılığının koordine edildiğini, diğer davalı …’ın ise davacı şirketin …’da bulunan mağazasında sigortalı olarak 09,09.2011 tarihinden itibaren kısa bir süre çalıştığını, davalı …’ın şirket merkezinde görevli olduğundan kendisine herhangi bir telefon hattımn tahsis edilmediğini, SGK kayıtlarının gerçeği göstermekte olup her iki davalının da davacı şirkette fiilen çalıştığının tanık anlatımları ile sabit olacağını, yine iş için şirket çalışanı …’a tahsis edilmiş cep telefonu faturasının, diğer tüm şirket hatlan gibi şirket hesabından ödendiğini, müdür sıfatıyla çalışan …’a ait telefon hattının devamlı suretle davacı şirketin işleri için kullanılması sebebiyle, davacı şirkete devredildiğini ve ödemeleri buradan yapıldığım, bunun davacı şirket ve ortaklarının bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, o kadar ki, şirket ortaklarına ait telefon hatlarının da aynı gerekçe ile davacı şirket üzerine devredildiğini, davacı şirkette çalışan ve kıdem tazminatına hak kazanan personel ile şirket ortaklarının talimatı doğrultusunda uzlaşıldığını, hatta bu görüşmelerin bir kısmında şirket ortaklarından ….’ın da bulunduğunu, kabul eden personellerin işten çıkartıldığını ve kısa süre sonra tekrar işe alınarak kıdem tazminatının birikmesinin önüne geçildiğini, işten çıkartılan personellerin tamamına kıdem tazminatı ödendiğini, bu işlemin sadece iddia olunduğu gibi … için değil kabul eden tüm personel için uygulandığım, işten çıkartılan personellerin tekrar işe alındığını, bu kişilerin …, …, … ve …’m olduğunu, bu kişilerden …’ın şirket ortağı … tarafından sevk ve idare edilen …’dekİ işyerinde çalıştığım, ilgili döneme ilişkin SGK kayıtlarının celp edilmesi ile bu iddialarının doğruluğunun ortaya çıkacağını, kıdem tazminatının Ödenen şirket çalışanlarının makamınızca uygun görülmesi durumda bu konuda tanıklık yapacağını, davacının dava dilekçesinde şirketin muhasebe sorumlusu olarak görev yapan …’ın bir takım eylemlerinden bahsettiğini, bu eylemler ile şirketin zarara uğratıldığını ve …’m söz konusu eylemlerden haberdar olduğunu söylediklerini, varsayımdan ibaret bu iddianın da kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın davalılardan … hakkında; …. Cumhuriyet Başsavcılığı’na davalının İstifa ederek başka işyerinde çalışmaya başlamasından 3 ay sonra suç duyurusunda bulunduğunu, davalının eski işinden ayrılarak şu anda çalıştığı şirketi davacı şirkete rakip hale getirmesi üzerine de davalının istifasından 14 ay sonra, işbu davayı İkame ettiğini, davacının, Ümit Alkın’ın işlemleri nedeni ile şirketin zarara uğratıldığını söylemekte iddia etmesine rağmen, bahsi geçen soruşturmada sadece …’dan şikayetçi olduğunu, davacı şirket ortaklarının intikam duygusu ile …’ın şahsını hedef aldıklarını gösterdiğini, tüm bu nedenlerle, müvekkillerinin tüm işlem ve eylemlerini, davacı şirketin ve diğer şirket yetkilisi … başta olmak üzere tüm ortaklarının talimatları doğrultusunda ve bilgileri dahilinde gerçekleştirdiklerini belirterek haksız ve kötüniyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı şirkette münferit yetkili müdür olarak görev yapan davalı … ile eşi olan davalı … ve oğlu olan …’ın dava dilekçesinde belirtilen işlemlerden dolayı davacı şirketi zarara uğrattıklarından bahisle zarar tutarının tahsili talebine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümü için davacı şirketin zarara uğrayıp uğramadığı, zarara uğramış ise davalıların sorumlu ve kusurlu olup olmadıkları, davacının davalılardan talepde bulunup bulunmayacağı ile her bir davalının dava tarihi itibariyle sorumluluk miktarlarının tespiti gerekmektedir. Mahkememizce, davacı şirketin ticaret sicil dosyası, dava konusu döneme ilişkin SGK ve banka kayıtları, davalı …’a ait banka kayıtları ve taraflarca delil olarak gösterilen … 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/408-2016/71 E.K. sayılı dosyası ve … 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/218-2017/65 E.K. sayılı dosyası getirtilip incelenmiş, taraf tanıklarının beyanları alınmıştır. Uyuşmazlık noktalarının tespiti için davacı şirkete ait dava konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtlar, banka kayıtları dosyaya celp olunan belge ve bilgiler, tüm dosya kapsamı incelenerek rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 27/03/2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “…Dava dosya içerisinde sunulmuş olan banka kayıtlan ve dava dosyasına eklenen 10 klasör banka kayıtlarının incelenmesinde; Davalı …’a ait … Bankası A.Ş. … Şubesi … numaralı hesaba 05.01.2006 tarihi ile 01.10.2011 tarihi arasında toplam 109 işlemle 179.800 TL tutarında ödeme gerçekleştiği, davacı … Tic. Ltd. Şti.’ye ait … Bankası A.Ş. … Şubesi … numaralı Türk Lirası hesabının dosyaya sunulan 01.01.2005 tarihi ile 31.12.2011 tarihleri arasında toplam 50 adet işlemle 416.885 TL para yatırıldığı, … Bankası A.Ş. … Şubesi … numaralı USD hesabına aynı tarihler arasında toplam 19 adet işlemle 172.889 USD yatırıldığı, bir kişinin aynı yerde çalıştığı kişilerle/çalıştığı yerin hesabına aynı takvim yılı içerisinde yüksek miktarlarda para alışverişi yapmasımn hayatın olağan akışına ters düştüğü Dolayısıyla, davalı …’ın hesabından/hesabına yapılan ödemelerin/yatırmaların olağan bir işyeri çalışan ilişkisinin dışında gerçekleştiğinin düşünüldüğü, davacı şirketin 22.11.2000 karar tarihli 02 nolu karan ve 01.11,2010 karar tarihli 01 nolu kararına göre şirket müdürlüğüne … ve …’ın seçildiğini, buna göre …’ın şirket yönetiminde tek başına söz sahibi olmadığı, aynı dönemde şirket ortaklanndan …’ın da münferit temsil ve ilzam yetkisi ile müdür olarak görev yaptığı, davacı şirketin 120 ve 320 nolu hesaplarırıın incelenmesinde; bazı hesaplarda mal alımları olmadığı veya az olduğu halde avans Ödemelerinin devam ettiği, ödemelerin olmadığı veya çok az olduğu yerlerde mal alım satımlarının devam ettiği, bazı hesap bakiyelerinin uzun süreli devam etmesine rağmen bakiyelerle ilgili hiçbir işlem yapılmadığı görülmüş olup ancak müşterilerle olan ticari ilişki içerisinde müşterilerden alacaklı olunması her zaman mümkün olabileceği, satıcılara avans ödemesi yapması ile ilgili olarak da şirket ticari faaliyetleri kapsamında olup bu satıcılardan yapılan alımın niteliğine göre avans ödemesi de yapılabileceği, yapılan avans ödemelerinden …’ın kendisine ya da başkasına bir çıkar sağladığı huusunda dosya içerisinde herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı, ayrıca bu işlemlerin olduğu dönemlerde … ile birlikte şikey ortaklanndan …’ın da şirkette en geniş anlamda münferit temsil ve ilzam yetkisi ile müdür olarak görev yaptığı, … tarafından davacı şirketin … bankasından yaptığı ithalat işlemleri ile İlgili olarak alınan İthalat kredilerinin teminatı olarak şahsi hesabından teminat olarak nakit blokaj yapıldığı, bu işlemlerden diğer ortak ve şirket müdürü olan …’ın ve diğer ortaklarının bilgisi dışında yapılacağının mümkün olamayacağı, tanık ifadelerinden; bankalardan yapılan işlemlerin …’ın talimatıyla yapıldığını, …’ın ve …’ın kredi kartlarına aldıkları talimatlar üzerine ödeme yaptıklarını, faturasız mal aldıklarında …’ın hesabına geçildiğini, davacı şirketin faturalı ve faturasız satışlar yaptığını, faturalı satışlara ilişkin gelen paraların şirket hesabına yattığım, faturasız satışlardan gelen paraların İse … ile birlikte birkaç şirket çalışanına yattığını, bu hesapların da şirket adına kullanıldığını, tahsil edilen paraların …’ın ve …’m kredi kartlarına yatırıldığının beyan edildiği, Dava dosyası içerisinde yer alan belgeler ve yukarıda arz edilen tanık ifadelerinden …Tn diğer şirket müdürü ve şirket ortaklarının bilgisi olmadan veya hissettirmeden çok uzun yıllar kendi nam ve hesabına kayıt dışı ticaret yapmasının ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir. Tarafların rapora itirazlarının incelenip değerlendirilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup 31/10/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda kök rapordaki kanaatlerin değişmediği yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporları hüküm kurmaya ve kanaat oluşturmaya yeterli görülmediğinden davacı vekilinin görevlendirilecek bilirkişi heyetinden rapor alınması talebinin kabulü ile uyuşmazlık noktalarının tespiti için bilirkişi ataması yapılarak rapor alınmasına karar verilmiştir. 07/11/2018 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “…Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde açıklanan nedenlere binaen; Davacı yanın dava dilkeçesinde ve bugüne kadar dosyaya sunulmuş olan tüm bilirkişi raporlarına karşı beyanlarında defaatle incelenmesini istediği hususlar, hile denetimi kapsamında yapılması gereken, iddia edilen işlemlerin yapıldığı tüm dönemlere ilişkin olarak, bütün ödeme-tahsilat-banka transferi gibi para hareketlerinin, işlemlerin her bir muhasebe kaydı bazında ilgili tevsik edici belgelerle karşılaştırılmak sureti ile izlenmesini gerektiren bir denetim prosedürü olup, bilirkişi marifeti ile gerçekleştirilebilecek bir inceleme metodu olmadığından, dava dosyasında yer alan tüm raporlar, (… 48. Asliye Ceza Mahkemesine sunulan 20.11.2015 tarihli bilirkişi raporu da dahil olmak üzere) ceza mahkemesince verilen karar, uzman görüşleri ve dosyaya sunulan belgeler muhavecesinde değerlendirmeler yapıldığı, Dava dosyasına sunulu uzman görüşlerinde, davacı şirket ile satıcı ve alıcılar arasında, tespitin yapıldığı dönemlere ilişkin olarak gerçek borç/alacak bakiyesi ve ticari ilişkinin işleyiş şeklinin tespiti amacıyla herhangi bir mutabakata yapılıp yapılmadığı hususuna yer verilmemiş olup, yukarıda gerkçelerini izah etmiş olduğumuz doğrulama yönteminin, yine uygulanamamış gözüktüğü, zira raporlar hazırlanırken adı geçen firmalardan cari hesap ekstreleri alınarak, kayıtların karşılaştırılması ve var ise hesaplar arasındaki farklılığın sebepleri ile yapılan alışverişin niteliğinin tespit edilmesi gerektiği, Raporda yer verilen nedenlerle, şirket ortaklarının kusursuz olmadıkları, mali yönetimin davalılarda olduğundan bahsetmenin de olanaklı olmadığı yönündeki değerlendirmelerimizin kabulü hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 18.10.2017 tarih, 2017/1544 sayılı kararında, davacı tanıklarından … ve …’mn, huzurdaki davaya ilişkin olarak 21.04.2014 tarihli duruşmada verdikleri beyanlarla, aynı konuda 13.05.2014 tarihinde … 48. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına ilişkin olarak yapılan duruşmada verdikleri beyanların çelişkili olması nedeni ile “yalan tanıklık” suçunu işledikleri ve kasıtlarının bulunduğundan hareketle hüküm tesis edildiği, bu anlamda davalı …’m, davacı iddialarındaki gibi tüm işlemleri kendi inisiyatifi ile gerçekleştirerek şirketi zarar uğrattığı iddiasının yerinde olamayacağı, … 48. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına ilişkin olarak 26.01.2016 tarih, 2016/71 sayılı gerekçeli kararınında da davalı … hakkında dava açılmış ise de dosya içerisinde bulunan gerekçeli bilirkişi raporuna göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verildiği dikkate alındığında, davalıların şirketi zarara uğrattıklarından bahsedilemeyeceği yönündeki değerlendirmelerimizin Mahkemenin takdirinde olduğu, bununla birlikte Ceza Mahkemesi kararının itiraza konu edildiği, Yargıtay’a gönderildiği ve henüz kesinleşmediği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu denetime elverişli, kanaat oluşturmaya ve hüküm kurmaya uygun kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi sonucunda; davacı şirketin 16/03/1992 tarihinde tescil edilerek kurulduğu, davalı … ve …’ın şirket müdürü olarak münferit imzaları ile şirketi temsil ve ilzam etmek üzere “21/11/1995 tarihinde tescil ve 24/11/1995 tarih ve 3822 sayılı TTSG’nde yayınlandığı üzere 5 yıllığına, 24/11/2000 tarihinde tescil ve 29/11/2000 tarih ve 5185 sayılı TTSG’nde yayınlandığı üzere 10 yıllığına, 04/11/2010 tarihinde tescil ve 10/11/2010 tarih ve 7687 sayılı TTSG’nde yayınlandığı üzere 15 yıllığına” seçildikleri, davalı …’ın davacı şirkete gönderdiği 30/01/2012 tarihli noter ihtarnamesi ile şirketteki görevinden gördüğü lüzum üzerine ayrıldığını ihtar ve beyan ettiği, 18/01/2012 tarih ve 01 sayılı ortaklar kurulu kararı ile …’ın şirket müdürlüğüne son verildiği, anılan kararın 02/01/2010 tarihinde tescil ve 26/01/2012 tarih ve 7992 sayılı TTSG’nde yayınlandığı, davalı …’ın 02/02/2012 tarihinde tescil edilen dava dışı … Aksesuarları Ltd. Şti.’de 10 yıl için şirketi münferit imzası ile temsile yetkili müdür olarak göreve başladığı, davacı şirket tarafından iş bu dava ile davalı …’ın müdür olarak görev yaptığı süre içerisinde yaptığı işlemlerle şirketi kendisi, eşi ve oğlu olan diğer davalılar menfaatine olmak üzere zarara uğrattığının iddia edildiği, davacının bu iddiasını ispat ile yükümlü olduğu, Mahkememizce getirtilen banka kayıtları ile davacı şirketin muhasebe kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporda, davacı şirketin kayıtlarında ticari ilişki çerçevesinde bir kısım şirketlerden avans ödemeleri nedeniyle alacaklı olduğunun, cari hesap ilişkisinin devam ettiğinin, bir kısım şirketlere ise borçlu olduğunun, söz konusu alacak borç durumunun satış işlemlerinden kaynaklandığının, davacının şirket ortaklarından alacağının olmadığının, davalı …’ın şahsi banka hesaplarından davacı şirkete para havalesi yapıldığının tespit edildiği, yapılan işlemlerin ticari hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacı şirketin kayıtlarında ticari ilişki içerisinde olduğu şirketlerden alacaklı olmasının davalı …’ın şirketi zarara uğrattığını ispat etmeyeceği, davacı şirketin aynı anda iki ayrı müdür ile temsil edildiği ve yapılan ticari iş ve işlemlerin her iki müdürün ve muhasebe işlemlerini yapan personelin bilgisi dahilinde olacağı, kaldı ki davacı şirketin söz konusu işlemler nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş olmasına rağmen bu şirket ve şahıslar hakkında cari hesaplar nedeniyle herhangi bir takip veya dava açmamış olduğu, dinlenen tanıkların beyanlarında benzer şekilde davacı şirketin faturasız işlemler de yaptığını, bu işlemler nedeniyle tahsilatların müdürler tarafından yapıldığını ve tahsil edilen paraların yine şirket hesabına kullanıldığını beyan ettikleri, davacı şirketin işçilerinin işten çıkarılmaları nedeniyle ödenen tazminatların şirketi zararlandırmaya yönelik bir işlem olarak kabul edilemeyeceği, tanık beyanlarından diğer davalı …’ın evde davacı şirketin bir kısım işlerini yaptığının, davalı …’ın da yaz tatillerinde davacı şirketin şubelerinde çalıştığının anlaşıldığı, tanık anlatımlarının SGK kayıtları ile uyumlu olduğu, davacı şirket tarafından yapılan şikayet üzerine davalı … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan açılan ceza davasında davalının beraatine karar verildiği, tüm bu gerekçelerle davacının, davalıların kendisini zarara uğrattığı yönündeki iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.376,85-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.332,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan 82,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … aleyhine açılan davada reddedilen dava değeri üzerinden vekili lehine hesaplanan 5.850,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … aleyhine açılan davada reddedilen dava değeri üzerinden vekili lehine hesaplanan 3.410,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … aleyhine açılan davada reddedilen dava değeri üzerinden vekili lehine hesaplanan 2.201,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/02/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza