Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/723 E. 2018/464 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/723 Esas
KARAR NO : 2018/464

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/12/2010
KARAR TARİHİ : 03/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili bankanın … şubesi ile davalı … Tic. A.Ş. Arasında akdedilen 01/08/2006 tarihli 2.250,00-TL bedelli ve 31/05/2006 tarihli 3.750,00-TL bedelli genel kredi sözleşmesine istinaden davalıya gayri nakti kefalet ” garanti ” kredisi açıldığını diğer davalılar … ve …’ ün bu sözleşmelerin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını davalı şirketin … Konakları konut projesi kapsamında satış vaadi sözleşmesi ile konut satın alacak müşterilerin , satış bedellerinin belirli bir kısmı için müvekkili bankadan konut kredisi kullandırılması amacıyla davacı şirket ile müvekkili banka arasında 31/05/2006 tarihli protokol imzalandığını davalı şirketin protokolün 5. maddesi ile satış vaadi sözleşmesi kapsamında alıcılara vermiş olduğu taahhütlere uygun, eksiksiz ve süresinde teslim edileceğini müvekkili bankaya taahhüt ettiğini konut alıcılarını cezbeden en büyük nedenin müvekkili banka ile imzalanan sözleşme kapsamında proje üzerinden konut satın alınması ve bu projeye müvekkili banka tarafından verilmiş olan referansın tüketici kanunu gereği müvekkili banka tarafından kredilendirilen konutların tesliminden dolayı bankanın sorumlu tutulacağı vakası olduğunu müvekkili bankaca verilen referansa ve konutlarda oluşabilecek kayıplardan dolayı tüketici mevzuatı kapsamında bankanın uğrayabileceği zararlar nedeniyle bahsi geçen toplam 6.000 TL bedelli gayri nakti kredi kullandırıldığını davalı şirketin imzaladığı protokolün 3. Maddesi ve diğer hükümleri gereği anılan proje kapsamında kredi kullanan müşterilerin borçlarının ödenmemesinden dolayı müvekkili bankaya karşı garantör sıfatıyla sorumlu olduğunu davalının bu protokole göre konut alıcısı müşterilerin bankaya olan borçlarının kısmen ya da tamamen ödenmemesi halinde hiçbir şarta bağlı kalınmaksızın geciken kredi taksitleri ve faizlerinin garantör sıfatıyla nakden ve defaten ödemeyi taahhüt ettiğini konut alıcılarının kredi taksitlerini aksatmaları üzerine … 1. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile durumun davalılara bildirildiğini ve gayri nakti kredi bedelinin depo edilmesinin istenildiğini davalıların dava dışı arsa sahibi … Tarafından davalı şirket aleyhine … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası ile sözleşmeye konu … Konaklarının yüklenici firması olan davalı … Tic. A.Ş. Aleyhine tespit davası açıldığını yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda eksik imalatların bedelinin 20.838.195,40 TL olduğunun tespit edildiğini dolayısıyla proje konusu inşaatın yarım kaldığını davalı şirketin müvekkili banka tarafından kredilendirilen konutları alıcılarının zamanında tamamlayıp teslim etmediğini , müvekkili bankadan kredi kullanan müşterilerin , ayıplı imalat veya teslim edilmeyen konutlar nedeniyle ödedikleri kredilerin iadesi veya kalan kredi borcunun tespiti ile menfi tespit davaları açtıklarını müvekkili banka aleyhine kesinleşen mahkeme kararları nedeniyle müvekkili bankanın konut alıcılarının 150.761,6 TL tazminat ödendiğini halen aynı gerekçelerle açılmış derdest davalar olduğunu tüm bu nedenlerden dolayı gayri nakti kredinin depo edilmesi zaruretinin doğduğunu belirterek bu nedenle davalılar aleyhine … 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibin davalıların itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı ile davalılardan … Tic. A.Ş. Arasında … Konakları konut projesinin kredi tahsis ve kullanım koşulları ile firma ve banka arasındaki ilişki ve tarafların sorumluluklarının belirlenmesi amacı ile 31/05/2016 tarihinde protokol aktedildiğini bu protokol kapsamında konut alıcılarına davacı banka tarafından kredi kullandırıldığını ancak bu protokol dışında müvekkili ile davacı banka arasında aktedilen gayri nakti kredi sözleşmesinin davaya temel teşkil edemeyeceğini … Konakları konut projesi kapsamında davacı bankadan kredi kullanan kişilerin Tüketicinin Korunması H.K. ‘ nun çerçevesinde alacaklarını yargılama sonunda kavuşabildiğini dolayısıyla bankanın yargılama sonucunda kredi kullananlara ödemede bulunduğunu ihtilafın öncelikle bu protokol kapsamında çözümlenmesi gerektiğini banka alacaklarının ödeme yapıldığı tarihten itibaren muaccel hale gelebileceğini, davacı banka aleyhine açılmış derdest davaların banka aleyhine sonuçlanması halinde bu bedelleri müvekkilinden faiziyle birlikte talep edebileceğini bir kısım tüketicilerin ödedikleri paraların haricen iade edildiğini davacı bankanın bir ayrıştırma yapmadan gayri nakti kredinin tamamını bloke talep edemeyeceğini tüm bu sebeplerden dolayı bloke talebinin ilamsız icra takibine konu edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, haksız ve kötü niyetli dava nedeni ile davacının %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlular … tic. A.Ş., … ve … aleyhine … 31. Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, kredi sözleşmesi, 31/05/2006 tarihli protokol dayanak gösterilerek 3.013.716,97-TL’nin (bankamız alacağının şube nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesi takip tarihinden sonra nakte dönüşmesi halinde icra harç masraf ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili talebidir.(takip tarihinden alacağımızın nakte dönüşmesi halinde nakte dönüştüğü tarihten itibaren %72 faiz bsmv ve diğer masraflara ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız mahfuzdur.) açıklaması ile 22/09/2010 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı , yasal süresinde borçlular vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra müdürlüğünün 29/09/2010 tarihli kararı ile icra takibinin durdurulduğu , iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın kredi ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle, davacı bankanın takip talebinde haklı olup olmadığının belirlenebilmesi için icra dosyası, dayanak kredi taahhütnameleri,ihtarname, protokol ve banka kayıtları incelenerek ve tarafların sunduğu kayıt ve belgeler de nazara alınarak, davacının takip talebinde haklı olup olmadığının, tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bir hukukçu ve bankacılık konusunda uzman iki bilirkişiden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine dosya tevdii edilmiştir. 16/01/2012 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle “…Davacı banka ile davalı kredi lehdarı şirket arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmeyi diğer davalı kefilin de müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış oldukları, davacı bankanın konut alıcılarına kullandırdığı kredilerden dolayı 4077 sayılı TKHK’dan doğan yükümlülüklerini bertaraf edebilmek için davalılara 5.000,00-TL limit dahilinde gayrinakdi garanti/kefalet kredisi tahsis etmiş olduğu, davalıların konutları zamanında, noksansız olarak tamamlayıp alıcılarına teslim edememiş oldukları, bu ayıplı ve noksan imalattan dolayı davacı bankaya karşı açılan davalardan bazılarının karara bağlanıp kesinleşmiş olduğu, davacı bankanın yargı kararları sonucunda konut alıcılarına 429.106,66-TL tutarında tazminat ödediğini, halen derdest olan 12 adet dosyadan açılan davaların ise henüz karara bağlanmamış olduğu, dolayısı ile bu dosyaların karara bağlanması durumunda davacı banka riskinin artacağı aşikardır. Öte yandan davacının konut projesini tamamlamadığı da mahkeme aracılığı ile yapılan tespit ile sabit olduğu nazara alındığında davacı bankanın gayrinakdi garanti/kefalet kredisinden doğan alacağını depo etme hakkının doğmuş bulunduğu kanısına ulaşıldığı, 2-Davalıların 2 Adet genel kredi sözleşmesinde toplam 6.000.000,00-TL limit tutarında kefalet imzalarının bulunması nedeni ile davacı bankaya karşı sorumluluklarının aynı miktarda ve derecede olduğu, 3-Davacı bankanın 3.013.716,97-TL gayrinakdi alacağının depo edilmek üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen isteyebileceği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf itirazları nedeni ile bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. 22/10/2012 tarihli 1. ek bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle “…davacı bankanın davalılara tahsis ettiği gayrinakti garanti/kefalet kredisinin isminden de anlaşılacağı üzere bir gayrinakdi kredi olduğu nazara alındığında davacı banka teminat mektuplarının ve çek bedellerinin nasıl depo talebinde bulunma hakkı varsa davalılara tahsis edilen garanti/kefalet kredisi nedeni ile de gayrinakdi krediden doğan alacağına depo talebinde bulunabileceği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf itirazları nedeni ile bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. 09/02/2013 tarihli 2. ek bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle “Davacı Bankanın, takip tarihi 20.09.2010 tarihi itibariyle, davalı/Firma alıcılarının (müşterilerinin) davacı/bankadan almış oldukları kredi taksitlerini ödememeleri halinde, Protokol ve Genel Kredi Sözleşmelerinde, davalı/firmadan, kredi tutarlarının depo edilmesini talep ve depo edilmesine ilişkin bir hüküm bulunmaması sonucu, kredi tutarlarının depo edilmesini talep etme ve depo etme isteminin yerinde olmayacağı, 2.) Takip tarihi sonrası davalı banka tarafından davalı firma alıcılarına ödenen toplam 1,020,717,43,-TL’nin %72 temerrüt faizi İle birlikte5 davalılardan talep edilebileceği” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce kök ve ek raporlara taraf itirazları nedeni ile farklı bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilerek bankacılık konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine dosya tevdii edilmiştir. 19/12/2014 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; “davacı bankanın 20/09/2010 takip tarihi itibari ile davacı şirketin müşterilerinin davacı bankadan almış oldukları konut kredisi taksitlerini ödememeleri halinde taraflar arasında akdedilen protokol ve genel taahhütname sözleşmelerinde davalı şirketten kredi tutarlarının bloke edilmesini talep edebileceklerine ilişkin bir hüküm bulunmaması nedeni ile ödenmeyen kredi bedellerinin bloke edilmesini davalılardan isteyemeyeceği, takip tarihinden sonra davacı banka tarafından protokol kapsamında kredilendirilen konut alıcılarına 03/05/2014 tarihine kadar yapılan toplam 1.673.366,14-TL ödemeyi, ödemenin yapıldıkları tarihlerden itibaren davalılardan %72 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi ile birlikte isteyebileceği” yönünde görüş bildirilmiştir. 19/12/2014 tarihli bilirkişi heyeti raporuna taraf itirazları nedeni ile bilirkişi heyetine hukukçu bilirkişi de tayin edilerek ek rapor alınmıştır. 25/05/2015 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle “06/07/2006 onay tarihli kredi teklif/tebliğ ve onay formunda yer alan bilgiler dikkate alındığında taraflar arasında akdedilen protokolün bir sonucu olarak genel kredi taahhütnamelerinin düzenlendiği, protokol ile genel kredi taahhütnamelerinin birbirleriyle bağlantı ve ilişkili olduğu sonucuna varıldığı, davalıların genel kredi taahhütnameleri ile protokol arasında bir bağlantı ve ilişki bulunmadığından somut olayda genel kredi taahhütnamelerinin dikkate alınmaması ve protokol hükümlerinin tatbik edilmesi gerektiği yönündeki iddialarının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki genel kredi taahhütnamesi kapsamında davacının depo etme hakkı düzenlendiğinden davacının dava konusu talebinin haklı olduğu, davalılar vekili tarafından her ne kadar riskin gerçekleşmemiş olması nedeni ile kefillerden herhangi bir talepte bulunulamayacağı iddia edilmiş ise de davalılar … ve …’ün genel kredi taahhütnamelerini müşterek borçlu sıfatı ile imzalamış olduklarından dava konusu bedelin depo edilmesinde bu davalıların da sorumlu oldukları” yönünde görüş bildirilmiştir. 25/05/2017 tarihli bilirkişi heyeti ek raporuna taraf itirazları nedeni ile bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. 07/11/2016 tarihli bilirkişi heyeti 2. ek raporunun sonuç kısmında özetle “20/09/2010 takip tarihi itibari ile davacı bankanın davalılardan toplam 3.013.716,97-TL alacaklı olduğu, bankanın iş bu alacağını faiz getirmeyen bir hesapta bloke/depo edilmesini isteyebileceği, takip tarihinden sonra nakde dönüşme olması halinde nakde dönüşen miktarı %72 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi ile birlikte davalılardan isteyebileceği, takip tarihi itibari ile 12/12/2010 dava tarihi arasında iş bu kefalet kredisi ile ilgili olmak üzere banka tarafından konut kredisi kullanan … isimli şahsa 02/10/2010 ve 03/12/2010 tarihlerinde toplam 163.656,73-TL ödeme yapılmış olmakla birlikte yapılan bu ödemelerin aynı tarihler itibari ile banka tarafından davalı asıl borçlunun bloke tutulan 996.469,90-TL’lik hesabından mahsup edilmekle blokede tutulan miktarın 03/12/2010 tarihi itibari ile 832.813,17-TL’ye düştüğü, takipte talep edilen miktarlarda herhangi bir değişikliğin olmadığı, dava tarihi itibari ile davacı banka alacağının halen toplam 3.013.716,97-TL olduğu, 12/12/2010 dava tarihinden sonra 03/02/2016 tarihine kadar davacı banka tarafından konut kredisi kullanan gayrimenkul alıcılarına ödenen paraların miktarının 2.810.402,39-TL olduğu, davacının takipte blokesini talep ettiği gayrinakdi kefalet kredisinin 2.810.402,39-TL’lik kısmının tazmin edildiğini, nakde dönüştüğünü, bu durumda bankanın depo edilmesini talep edebileceği miktarın 203.314,58-TL olarak belirlendiğini, davacı bankanın davalılardan 3.013.716,97-TL alacaklı olduğu nakde dönüşen dava dışı konut alıcılarına ödenen 2.810.402,39-TL’lik nakit alacağına nakde dönüşüm tarihlerinden itibaren %72 nispetinde faiz ve %5 gider vergisini talep edebileceği, 203.314,58-TL gayrinakdi kefalet kredisinin bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesini isteyebileceği, gayrinakit riskin nakte dönüşmesi halinde nakte dönüşen miktarı nakte dönüşüm tarihinden itibaren %72 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi ile birlikte davalılardan isteyebileceği” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu oluşa uygun, denetime elverişli ve kanaat oluşturmaya yeterli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; mülkiyeti dava dışı … ait arsa üzerinde davalı … A.Ş. tarafından “…” adında bir inşaat projesine başlandığı, davalı şirketin yüklenici firma sıfatı ile konutların inşaasını üstlendiği ve davacı bankanın da konut alıcılarına kredi desteği vermeyi taahhüt ettiği, buna ilişkin olarak davacı banka ve davalı şirket arasında 31/05/2006 tarihli protokol akdedildiği, protokolün “Garanti” başlıklı 3. maddesinde “Firma bankayla alıcı arasında imzalanacak olan kredi sözleşmesinden dolayı alıcının bankaya karşı doğacak tüm borçlarını (anapara ve ferilerini) aşağıdaki hükümler çerçevesinde garanti ettiğini ve gayrikabilirücu peşinen kabul, beyan ve taahhüt eder…” şeklinde başlayan ve maddenin devamında ayrıntılı şekilde yapılan düzenlemeye göre, davacı bankadan konut kredisi kullanan alıcıların kredi taksitlerini ve gecikme faizlerini ödememeleri halinde kredi borçlarının garantör sıfatı ile davalı şirket tarafından ödeneceğinin kabul ve taahhüt edildiği anlaşılmıştır. Buna göre davalı şirket 3. Kişinin fiilini davacı bankaya karşı taahüt etmiş olup bu konu akit tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 110 maddesinde düzenlenmiştir. Anılan protokolün “Konuttaki Ayıptan Sorumluluk” başlıklı 5. maddesinde ise “Firmanın banka kredisi ile sattığı konutların satışı, garantisii ayıbı vs… hususları bakımından 4077 sayılı TKHK’nun 10. Maddesi hükmü ( ve/veya buna benzer çıkabilecek yeni bir mevzuat ) ile ilgili bütün sorumluluk tartışmasız firmaya aittir. Firma konutların projeye satış vaadi sözleşmesini ve alıcılara verilmiş olan taahhütlere uygun eksiksiz ve süresinde teslim edileceğini taahhüt eder… Alıcı ve/veya diğer 3. Kişilerin mallarla ilgili olarak ayıplı, kusurlu ve/veya hiç temin edilememesi, alım satım konusu ile ilgili her türlü taleplerinde banka tarafından yargıya intikal etmiş ve/veya yargıya intikal etmeksizin yargı yolunun sonuçlanması beklenilmeksizin bir ödeme yapılması ve/veya bir edimin ifasınun gerektirdiği hallerde, firma bu bedeli herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın ilk talepte bankanın ödeme yaptığı tarihten itibaren bu bedele bankanın cari faiz oranının %50 fazlası ile işleyecek faizi ile birlikte bankaya derhal, nakden ve defaaten ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder…” şeklinde düzenleme yer aldığı görülmüştür. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 10/B-9, 10/5., 10 ve 4/3. maddesi uyarınca bankanın konut alıcılarına karşı yasal sorumluluğu mevcuttur. 26/05/2006 ve 06/07/2006 tarihli kredi teklif/tebliğ ve onay formundan davacı bankanın konut alıcılarına kredi vermekten doğan yasal sorumluluğuna ilişkin riski garanti altına almak için davalı şirkete 5.000.000,00-TL limit dahilinde GAYRİNAKTİ/KEFALET kredisi tahsis ederek konut kredisi olarak kullandıracağı kredilerden dolayı davalı şirketi 5.000.000,00-TL’ye kadar gayrinakit olarak borçlandırdığı, bu kapsamda davacı banka ve davalı … Tic. A.Ş. arasında 31/05/2006 tarihli 3.750,000.00-TL bedelli, 01/08/2006 tarihli 2.250,000,00-TL bedelli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalı … ve …’ün kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı anlaşılmıştır. Akit tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun kefaletin şartlarının düzenlendiği 484-485 maddeleri uyarınca kefaletin geçerliliği için kefilin sorumlu olacağı kefalet limitinin açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Anılan kredi sözleşmelerinde kefillerin sorumlu olacakları kefalet limiti açıkça gösterilmemiş ise de kredi limiti açıkça gösterilmiştir. Yüksek Yargıtay’ın yerleşik uygulamasında müteselsil kefil için sözleşmede ayrıca kefalet limitinin bulunmadığı hallerde kredi sözleşmesindeki kredi limitinin aynı zamanda kefalet limitini de içerdiği kabul edildiğinden somut olayda geçerli kefalet hakkı olduğu kabul edilmiştir. Yukarıda incelenen ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere davalı şirketin söz konusu konut projesini tamamlamadığı, bu nedenle konut alıcıları tarafından davalı şirket ve davacı banka aleyhine açılmış menfi tespit-istirdat davaları olduğu, konut alıcısı lehine sonuçlanan davalar yönünden davacı banka aleyhine icra takipleri başlatıldığı, yargılaması devam eden derdest davaların olduğu anlaşılmıştır. Derdest davaların sonuçlanması halinde davacı bankanın riskinin de artacağı sabittir. Bu durum karşısında davacı banka tarafından davalılara keşide edilen … 1. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gayri nakdi krediden doğan 3.013.716,97-TL’nin depo edilmesi ihtar edilerek davalılar temerrüde düşürülmüştür. Taraflar arasında aktedilen genel kredi sözleşmesinin 16. maddesinde “Bankanızın ilk talebinde ve derhal, menkul ve gayrimenkul her türlü tamamlayıcı teminat vermeyi, henüz nakit riske dönüşmemiş olan gayrinakdi kredilerinizin karşılığını depo etmeyi şimdiden kabul ve taahhüt ederiz. Rehinli emtia bulunması ve bunların kıymetlerinde bankanızca bir değişiklik görülüp görülmemesi mahsul, altın, hisse senedi ve tahvil ve zair kıymetler ipotekli gayrimenkullerinizin bulunmakta olması bankanızın tamamlayıcı teminat talebine ve bizim de bu talebi derhal yerine getirmemize engel teşkil etmeyecektir.” düzenlemesinin yer aldığı yine 31. maddesinde “Müşteri bankanın kefalet ve garanti ettiği tutarları istemi halinde derhal bankaya yatırmayı taahhüt eder.” düzenlemesinin yer aldığı görülmüş olup, bu düzenleme ve yukarıda incelenen protokolün bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda davacı bankanın gayri nakdi garanti/kefalet kredisinden doğan alacağının depo edilmesini talep hakkının doğmuş olduğu, dolayısı ile takip talebinde haklı olduğu kanaatine varılmış olup, davalıların takibe itirazda haksız olmaları nedeni ile davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir. Takip talebinde henüz nakde dönüşmemiş kredi tutarının depo edilmesi talep edildiğinden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilemeyeceğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Diğer yandan gayri nakdi kredinin deposu yönünden maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bu hususta aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalıların … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL karar harcının peşin alınan 44.753,70-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 44.717,80-TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 4.750,00-TL bilirkişi ücreti 1.766,00-TL posta tebligat gideri ile 44.773,60-TL ilk harç gideri olmak üzere toplam 51.269,60-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine takdir edilen 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/06/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza