Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/44 E. 2018/127 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/44 Esas
KARAR NO : 2018/127

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 07/02/2014
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı … Ltd. Şti. tarafından müvekkilleri aleyhine 21/06/2010 tanzim ve 20/07/2010 vade tarihli 25.000,00-TL bedelli 2 adet senet kapsamında … 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ilgili senetler ile ilgili davalıya herhangi bir borçları bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin mal alım satımına ilişkin olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları, çıkarılan havaleler ve faturalar, iade irasliyelerinin birlikte incelenip değerlendirilmesi sonucunda borçlu olmadıklarının ortaya çıkacağından bahisle … 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına müstenit olan 21/06/2010 tanzim, 20/07/2010 vade tarihli 25.000,00-TL’lik, 20/06/2010 tanzim 20/07/2010 vade tarihli 25.000,00-TL’lik 2 adet senetten ve icra takibinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, takip tutarının %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilerek davalı firmadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacılardan …’nun müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklı borcunun bulunduğunu, bu borcun tasfiyesi için davacılar tarafından müvekkili şirket emrine davaya konu edilen toplam 50.000,00-TL tutarlı 2 adet senet düzenlendiğini belirterek davacıların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davacının asıl alacağının %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada mevcut … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/193-204 E.K. Sayılı veraset ilamının incelenmesinde davacı …’nun yargılama aşamasında 19/02/2015 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak …, …’nun kaldığı, mirasçıların dosyaya vekaletname belgesi sundukları, taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce … 22. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; … Ltd. Şti. tarafından borçlular …, … aleyhine 20/07/2010 vade 25.000,00-TL tutarlı 2 adet bonoya dayalı olarak 50.000,00-TL asıl alacak, 18.963,70-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 68.963,70-TL’nin tahsili talebi ile 05/11/2012 tarihinde kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dava; icra takibine konu bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti davası olup, 2004 sayılı İİK 72/3 maddesine dayalı olarak açılmıştır. “Bono” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776-779. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bono, hukuki niteliği itibari ile mücerret bir borç ikrarıdır; bir başka deyişle belirli bir bedelin ödenmesi konusunda bir ödeme vaadidir. Uyuşmazlığa konu bonoların düzenleme (ihdas) nedeni bölümünde “Konsinye gelen emtialar” yazılmıştır. Davacı taraf, taraflar arasındaki ticari ilişkinin konsinye mal alım/satım esasına dayalı olduğunu, davalıdan satmak için konsinye mal aldığını, sattığı malın bedelini ödediğini ve satılmayan malları da iade ettiğini, 30/09/2012 tarihinden sonra davalı taraftan teslim alınan mal olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise cari hesaptan kaynaklı olarak borcun tasfiyesi için davacı tarafça takibe konu 2 adet bononun düzenlenip verildiğini savunmuştur. Kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı TMK’nun 6. maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Somut olayda davalı bonoların ihdas nedenini tâlil etmiş olup ispat yükü HMK 190 hükmü uyarınca dava konusu bonoların cari hesaptan kaynaklanan alacağa karşılık düzenlendiğini savunan davalı taraftadır. Mahkememizce tarafların borç dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi kök ve ek raporunda özetle “Davalı şirketin davacı yana ticari ilişki süresince 5831 adet konsinye ürün teslim ettiği, bunların 1988 adedini davalı yanın iade aldığı, kalan 3843 adet ürünün 2817 adedi için fatura düzenlendiği, bu anlamda 1026 adet ürünün akıbetinin belli olmadığı, davacı yan kayıtlarında yer almayan fatura muhteviyatı ürün adedinin 521 olup, bu adetin dahil düşümünün yapılması halinde 1026-521=505 adet ürünün belli olmadığı, cari hesap ilişkisi nedeni ile davacı yanın davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında görünen 20.196,00-TL tutarında borçlu olduğu, davacının bu tutarın 19.761,28-TL’sini yargılama aşamasında icra dosyasına ödemiş olduğu” belirtilmiş olup, bilirkişi raporu denetime elverişli, gerekçeli ve hüküm kurmaya yeterli görülmüştür. Davacının, dava tarihi itibari ile … 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dayanak 20/07/2010 vade 25.000,00-TL tutarlı 2 adet bonodan dolayı davalıya 20.196,00-TL tutar yönünden borcunun olduğu, 30.238,72-TL tutar yönünden borçlu olmadığı anlaşılmıştır. Mahkememizde görülen iş bu davanın yargılaması aşamasında icra dairesine yapılan ödemenin ise icra dairesince infazda nazara alınması gerekmektedir. İİK’nun 72/5 maddesi hükmüne göre menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde davalı alacaklının tazminattan sorumlu tutulabilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli yapılması gereklidir. Somut olayda davalının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğu ispat edilememiştir. Bu nedenle davanın kabul edilen kısmı yönünden davacı lehine tazminata karar verilmemiştir. İİK 72/4 maddesi hükmüne göre menfi tespit davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde davacı borçlunun tazminattan sorumlu tutulabilmesi için mahkemece İİK 72 maddesi kapsamında verilmiş ve davacı tarafından teminatı yatırılmak sureti ile infaz edilmiş bir tedbir kararının bulunması gerekmektedir. Somut olayda tedbir kararı verilmemiştir. Bu nedenle davanın reddedilen kısmı yönünden davalı lehine tazminata karar verilmemiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı tarafların kötüniyet tazminatının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın kısmen kabulüne,
Davacıların … 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dyanak 20/07/2010 vade 25.000,00-TL tutarlı senet 20/07/2010 vade 25.000,00-TL tutarlı senetten dolayı 30.238,72-TL tutar yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacının tazminat talebinin reddine,
Davalının tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.065,07-TL nispi harçtan peşin alınan 853,90-TL’nin mahsubu ile kalan 1.211,17-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, 157,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.557,00-TL’den kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.546,40-TL ile 882,90-TL peşin harç toplamı 2.429,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 3.628,65-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı vekili lehine reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.371,35-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/02/2018

Katip
E-İmza

Hakim
E-İmza