Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1325 E. 2020/422 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1325 Esas
KARAR NO : 2020/422

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti ve Meni
DAVA TARİHİ : 05/11/2014
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Haksız Rekabetin Tespiti ve Meni davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2001 yılında kurulmuş ticari şirket olduğunu, faaliyet alanının medya planlarının ve medya satın alımlarının performans ölçümü ve değerlendirmesi olduğunu, müvekkilinin bu faaliyet alanı içinde farklı sektörlerde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren her çeşit ticari şirkete belirli analizler ve raporlamalar yaparak satın almaları konusunda danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkilinin müşterilerine sunduğu temel ölçme ve değerlendirme faaliyetlerinden birisinin de … olarak adlandırılan medya satın alma performans analizleri olduğunu, davalı tarafından yayımlanan ve halen yayımlanmakta olan basın açıklaması adlı bildiriyle haksız ve gerekmediği halde yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere incitici açıklamalar ile kötülenen iş ürünü ve ticari işin de müvekkilinin bağımsız ve sadece müşterilerine açık olan … hizmeti olduğunu, bu hizmetin müvekkilinin ticari faaliyeti içinde elde etmiş olduğu toplam gelirindeki payın 2011 yılında %51, 2012 yılında %72 ve 2013’de %67 oranında olduğunu, müvekkilinin iş ürünü ve temel ticari faaliyetlerinden biri olan …’in temelde sadece sisteme dahil olan üyelerine açık olan bir medya fiyat veri tabanı olduğunu, özünde sisteme üye olan müşterilerinin Türkiye’de yayın yapan TV kanallarında yapmış oldukları sürekli değişiklik gösteren reklam harcamalarının ve reklam fiyat yapısının derlenmesi ile her bir üyenin bireysel fiyatının … ortalaması ile karşılaştırılması hizmeti olduğunu, hizmetten faydalanan müşterilerin müvekkiline sunduğu verilerin ve sistem üyesi müşterilere verilen analizlerin gizli tutularak ticari sır olarak saklandığını, müvekkili tarafından verilen hizmetin medya denetçiliği olarak da adlandırıldığını, müvekkili tarafından müşterilerine sunulan hizmetin Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da tanımlanmış olduğu üzere mal ve hizmet piyasalarında ne fiyatları kontrol etmeye, ne rakipleri engellemeye, ne eşitler arasında fark yaratmaya, ne piyasayı bölüşmeye, ne arz ve talebi kontrol etmeye ve rekabeti bozmaya yönelik eylemler olmadığını, müvekkilinin faaliyeti nedeniyle sözleşme imzaladığı müşterilerinin oluşturduğu müşteri çevresinin Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 1. maddesi çerçevesinde bir teşebbüs birliği olarak değerlendirilemeyeceğini, davalı dernekçe 17/09/2014 tarihinde bir basın açıklaması yapılarak müvekkilinin ürünleri, ticari faaliyeti ve işlerinin yanlış ve gerçeğe aykırı iftiralarla kötülenmeye çalışılarak, davalı derneğin böyle bir görevi olmadığı halde açıklama yapılarak müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ve davalının bu şekilde ticari çıkar elde etmeye çalıştığını, davalının söz konusu basın açıklamasında Rekabet Kurumu’na şikayette bulunulduğunu ifade ettiğini, Rekabet Kurumu’nca davalının şikayeti üzerine ön inceleme açılmasına karar verildiğini, söz konusu basın bildirisinin Türkiye’de yayın yapan önemli gazetelerde ve internet haber mecralarında yayımlandığını, söz konusu basın açıklamasından etkilenen bazı müşterilerinin müvekkiline veri vermemeye başladıklarını ve sözleşmelerini askıya almayı düşündüklerini beyanla tazminat hakları saklı kalmak üzere davalının çeşitli basın ve yayın organlarında ve http: //…/ uzantılı kendi internet sitesinde 17 Eylül 2014 tarihinden bu yana yayımladığı ve yayımlattığı basın açıklaması adli bildirinin haksız olduğunun tespitine, davalının müvekkilinde yaptığı haksız rekabetin menine, yanlış ve yanıltıcı beyanlarının düzeltilmesine, gideri davalı tarafından alınmak üzere hükmün kesinleşmesinden sonra şekli ve kapsamı Mahkememizce belirlenecek ancak davalının haksız rekabet eylemlerinin basına yansıdığı ölçüden az olmamak üzere ilan edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı derneğin kendi internet sitesi ve çeşitli basın organlarının internet sitelerinde yayınlanan basın açıklaması ile yapıldığı iddia olunan haksız rekabetin tespiti ve meni taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce Rekabet Kurumu’nun 16/10/2014 tarihli, … sayılı kararı ve soruşturma dosyası celp edilmiş, davalı dernek tarafından yapılan başvuru üzerine Rekabet Kurumu tarafından verilen 12/12/2014 tarihli, … sayılı karar ile, davacı şirket tarafından, medya satın alma performans analizleri için kullanılan … adlı sistemin faaliyetlerine son verilmesi, aksi takdirde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde işlem başlatılmasına karar verildiği, davacı tarafından söz konusu kararın iptali talebiyle Ankara 3. İdare Mahkemesi’nin 2015/101 Esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığı, Mahkemece alınan 2015/101 Esas ve 2015/1371 Karar sayılı karar ile … uygulamasının 4054 sayılı Kanunu’nun 4. maddesini ihlal etmediğinin anlaşıldığı gerekçesi ile işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmış, davacı tarafından sunulan davaya konu basın açıklamasını içeren internet haberleri ve ihtarname incelenmiş, dosya rapor tanzim edilmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; dava konusu basın açıklamasının ve ilgili diğer internet sitelerindeki haberlerin genel olarak aynı ifadelerle yayınlandığını, bu sebeple söz konusu yayıncıların haber içerikleri ve ifadelerinin ortak olarak değerlendirildiğini, basın açıklamasında davacı şirket hakkında yapılan açıklamaların iki açıdan sorun teşkil ettiğini, ilk olarak söz konusu şirket hakkında belirtilen “hakim durumun kötüye kullanıldığı, müşterilerinin alım karteli oluşturduğu” gibi ifadelerin öncelikle basın yoluyla yapıldığı için kamu nezdinde ispatlanması gereken suçlamalar olduğunu ancak davalının bu kesin ve net olarak ifade edilen suçlamaların tespitiyle yetindiğini, ikinci olarak “4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine aykırı şekilde eylemleri nedeniyle” ifadesiyle davalının bir sektör derneği olarak doğrudan hukuki yargıda bulunduğunu, dava dosyasında yer alan bilgilere göre Rekabet Kurumu’nun soruşturmaya gerek olmadan ve söz konusu … adlı hizmetin sonlandırılması konusunda kararının İdare Mahkemesi’nce durdurulduğunu ve davanın halen Danıştay’da olduğunu, sonuç olarak davalı tarafından yapılan suçlamaların ve net bir şekilde ifade edilen kanuna aykırılık tespitlerinin hukuki süreç sonuca ulaşmadan yayınlandığını, bir sektör örgütü olan davalının mevcut medya sektörüne kolay ve hızlı bir erişimi olduğunu, bu bağlamda Rekabet Kurumu’na açılan ilk davada davacı olan davalı derneğin, davacı şirkete göre medya yayıncılığı konusunda daha güçlü ve etkin olduğunu, bu davaya konu basın açıklaması başlıklı yayınlar konusunda davalının medya sektöründeki pozisyonunu davacı karşısında kullandığını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı derneğin “http://…” uzantılı kendisine ait internet sitesi ve çeşitli basın ve yayın organlarının internet sitelerinde yayınladığı ve “Ülkemizde, Medya Denetçiliği yaptığını iddia eden … A.Ş. isimli şirketin göstermiş faaliyetlerin ve bu şirketin reklam veren niteliğindeki müşterilerinin özellikle Rekabet Hukuku’na aykırı birtakım eylemleri tarafımızca tespit edilmiştir. Belirtmek isteriz ki, gelişmiş ülkelerde hızla büyüyen bir sektör olmasına rağmen medya denetçiliği ülkemizde yeni gelişmeye başlamıştır. Sektörün bu başlangıç evresinde, bu piyasada faaliyet gösteren ve medya denetçiliği yaptığını iddia eden … isimli şirketin medya denetçiliği pazarındaki hakim durumunu kötüye kullandığı ve reklam veren müşterilerinin de reklam yeri alım piyasasında bir reklam yeri alım karteli oluşturduğu kanaatindeyiz. Bu bağlamda, söz konusu şirketin ve bu şirketten hizmet satın alan reklam veren müşterilerinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine aykırı şekilde eylemleri nedeniyle … tarafından Rekabet Kurumu nezdinde 15/09/2014 tarihinde şikayet başvurusunda bulunma zorunluluğu doğmuştur. Televizyon reklam pazarında rekabetin yeniden tesis edilebilmesi ve ayrıca ülkemizde yeni gelişmekte olan medya denetçiliği sektörünün sağlıklı temeller üzerine kurulabilmesi, … adlı şirketin medya denetimi adı altında hakim durumunun kötüye kullandırılmasının sonlandırılması ve yukarıda belirtilen müşterilerinin oluşturduğu alım kartelinin dağıtılması amacıyla ve üyelerinin bu konuda uğramış oldukları zararlarının tazmini maksadıyla … hukukun tanımış olduğu her türlü hakkını aramaya devam edecektir.” ifadelerini içeren basın açıklamasının Türk Ticaret Kanunu’ nun 54 ve 55. maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil edip etmediği hususunda toplanmaktadır. … adıyla anılan ve dünyada da medya denetçiliği olarak bilinen sistemde, medya planlarının ve medya satın alımlarının performans ölçümünün ve değerlendirmesinin, sistemin kendi havuzunda yer alan reklam verenler için medya satın alım koşulları karşılaştırılmasının yapıldığı, bu işleyişin sisteme reklam verenlerin gerçek ve güncel medya fiyatlarını havuza göndermesi ve havuzdan çeşitli ortalamalar alması ile sağlandığı, sistemin reklam verenler için fiyat veritabanı oluşturduğu, davalının basın açıklamasında kullandığı davacının … sistemi ile medya denetçiliği pazarındaki hakim durumunu kötüye kullandığı ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna aykırı davrandığına dair kesin ifadelerinin, bu hususta kesinleşmiş bir karar olmaması, yine davalı tarafından bu hususta somut hiçbir delil sunulmaması karşısında ticari faaliyetini yanıltıcı ve gereksiz beyanlarla kötüleme niteliğinde olduğu, ticari hayatta tercih edilebilirliğini etkileyeceği ve Türk Ticaret Kanunu’nun “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” düzenlemesini havi 54/2. maddesi ile, dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamaların sayıldığı ve “dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” düzenlemesini havi 55/1-a-1. maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılmakla davalının, davacı hakkında yayınladığı 17/09/2014 tarihli basın açıklamasında yer alan ifadelerin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve haksız rekabetin men’ine, söz konusu basın açıklamasının üzerinden uzunca bir zaman geçmesi sebebiyle hukuki yararı olmadığından davacının hükmün ilanı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalının ” http://… ” uzantılı kendisine ait internet sitesi ile çeşitli basın ve yayın organlarının internet sitelerinde davacı hakkında yayınladığı 17/09/2014 tarihli basın açıklamasında yer alan ifadelerin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve haksız rekabetin men’ine,
2-Davacının hükmün ilanı talebinin reddine,
3-Karar ve ilam harcı 54,40 TL’den peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile kalan 29,20 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 260,10 TL posta ve tebligat masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 860,10 TL yargılama gideri ile 50,40 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza