Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1200 E. 2018/1156 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1200 Esas
KARAR NO : 2018/1156

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 21/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı borçlu …’in davalı … Bankasından çekmiş olduğu krediye … ile birlikte müteselsil kefil olduğunu, bu kefalet ilişkisine dayanarak, davalı banka tarafından müvekkiline Suluova Noterliğinden gönderilen ihtarname ile borçlunun … sayılı cari kredi hesabı kapsamında ödemediği taksitler olması nedeniyle borcun muaccel hale geldiği bildirilerek, 31/07/2014 tarihi itibariyle 185.666,12 TL’lik toplam borcun işleyecek faiz, fon, gider vergileri ve noter masrafı ile birlikte muhatap bankaya ödenmesinin ihtar edildiğini, müvekkilinin, borçlunun 2011 yılında imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında çektiği 20.000,00 TL krediye kefil olduğunu, söz konusu kredi borcu dava dılı borçlu tarafından ödenmiş olduğundan müvekkilinin kefalet nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, müvekkilinin bu tarihten sonra çekilen kredilerden haberi olmadığı gibi herhangi bir sorumluluğunun da olmadığını, davalı banka tarafından gönderilen ihtarnamenin müvekkili açısından borç tehdidi oluşturduğunu, bu nedenle müvekkilinin bu ihtarname kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmekte hukuki yararının mevcut olduğunu beyanla müvekkilinin borçlu olmadığının ve kefaletinin sona erdiğinin tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı …arasında akdadilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri uyarınca …’e ticari kredi hesabı açılarak kredi kullandırıldığını, davacının ise bu sözleşmelerden 13/09/2011 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesini müteselsil kefil olarak imza ederek borcun ödenmemesinden sorumlu olmayı kabul ve beyan ettiğini, kullandırılan kredilere ilişkin geri ödemelerin vadesinde yapılmaması, sözlü uyarılara rağmen ödememekte direnilmesi üzerine dava dışı … ve … ile davacıya müvekkili bankaca … Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye nolu hesap katı ve borcun ödenmesi ihtarının gönderildiğini, davacının imzalamış olduğu sözleşme ile dava dışı asıl borçlunun sözleşme limiti dahilinde kullandığı ve kullanacağı tüm kredilere kefil olduğunu, bu nedenle ödenmeyen kredi nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğini beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan Noter kat ihtarnamesi nedeniyle kefil sıfatı ile borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalı bankadan, davacının kefil olduğu kredi sözleşmesi ve ekleri celp edilerek iddia ve savunma kapsamında bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi 19/01/2016 tarihli raporunda özetle; davalı bankanın … şubesi ile dava dışı borçlu … arasında 13/09/2011 tarihinde 20.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, davacının bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını, dava dışı borçlu ile davalı banka arasında daha ileri tarihlerde çeşitli meblağlı kredi sözleşmelerinin imzalandığını ve bu sözleşmelerde davacının imzasının olmadığını, davacının imzalamış olduğu sözleşmenin genel kredi sözleşmesi olduğunu ve dava dışı borçlunun ileride kullanacağı kredileri de kapsadığını, dava dışı borçlunun 184.264,92 TL borcunun olduğunu, davacının da kendi kefalet limiti dahilinde bu borçtan sorumlu olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda kök raporundaki tespitlerini tekrar etmiştir. Davacı vekilince bu rapora da itiraz edilmekle Mahkememizce yerinde görülen itirazlar doğrultusunda davalının kefil olduğu kredi sözleşmesinin imzalandığı Suluova şubesindeki kayıtlar yerinde incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınması için talimat yazılmıştır.
Talimat Mahkemesince atanan bilirkişi raporunda özetle; davacının imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesi ile dava dışı borçlunun kullanacağı kredilere de kefil olduğunu ve kefaletten döndüğüne dair bir belgede bulunmadığından sorumluluğunun devam ettiğini beyan etmiş, bilirkişi tarafından banka e-mail ve kayıtları yerinde incelenmeksizin rapor tanzim edildiği ve davacı vekilinin itirazları raporda irdelenmemiş olduğundan ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; davacının imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesi nedeniyle dava dışı borçluya kullandırılan kredi borcunun 03/08/2012 tarihinde kapatılmasından sonra borçlu ile yeni genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, davacının bu kredilerden sorumluluğu olmamasına rağmen bankanın teminat bilgilerinin sistemden çıkarılmamış olmaması nedeniyle davacıya otomatik olarak kat ihtarnamesinin gönderildiğini tespit ve beyan etmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının, davalı bankanın … şubesi ile dava dışı borçlu … arasında imzalanan 13/09/2011 tarihli, 20.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini kefil sıfatı ile imzaladığı, bu kredi sözleşmesi uyarınca borçluya kredi kullandırıldığı ve geri ödemelerinin yapıldığı, bundan sonra borçlu ile yeniden genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı ve krediler kullandırıldığı, davacının bu sözleşmelerde kefil olarak imzasının olmadığı, davacıya kefil sıfatı ile gönderilen … Noterliğinin … tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesindeki borcun kefaleti olmayan kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı, bu nedenle davacının ihtarname ile talep edilen borçtan sorumlu olmadığı anlaşılmakla her ne kadar davalı vekili son aşamada davacının bu dava ile sağlamak istediği faydayı dava açmadan önce alınan mailler ile sağladığını ve bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını iddia etmiş ise de; söz konusu Noter kat ihtarnamesinin borç ihtarını içermesi ve dava ve takibe konu edilecek nitelikte belgelerden olması, davacıya borçlu olmadığına dair aynı kuvvette bir belgenin verilmemiş olması ve borç tehdidi altında olması sebebiyle iş bu davada hukuki yararının mevcut olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE, davacının … Noterliğinin … tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tarafına tebliğ ve ihtar edilen 31/07/2014 tarihli kat ihtarnamesinde yer alan 185.666,12 TL yönünden davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Karar ve ilam harcı 12.682,85 TL’den peşin alınan 3.195,91 TL harcın mahsubu ile kalan 9.486,94 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 312,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.812,00 TL yargılama gideri ile 3.221,11 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.089,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.21/11/2018

Katip
E-imza

Hakim
E-imza