Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1160 E. 2019/163 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1160 Esas
KARAR NO : 2019/163

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 06/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılama sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı, müvekkili şirkette 25/06/2012 tarihinden işten kendi isteği ile ayrıldığı 23/02/2014 tarihine kadar son olarak 5.400,00 TL brüt ücretle, müvekkilinin müşterilerini tanıyan ve sırlarına vakıf olan şube müdürü sıfatıyla çalıştığını, davalının, müvekkili ile aralarında imzalanan 25/06/2012 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin Rekabet Yasağı başlıklı maddesi ile “İş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 18 ay içinde doğrudan veya dolaylı olarak, müvekkilinin Türkiye sınırları içerisende faaliyet gösterdiği illerden herhangi birinde, ticari faaliyet konusu geçici personel tedariki ve/veya her düzey için seçme ve yerleştirme hizmetleri olan herhangi bir kurum veya işletmede doğrudan veya dolaylı olarak personel, ortak, hissedar, yönetici, müdür veya danışman olarak çalışmayacağını” ve bu hükme aykırı davranması halinde 1 yıllık brüt ücreti tutarında cezai şart ödeyeceğini taahhüt ettiğini, ancak davalının, işten ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra, yine müvekkili şirket çalışanı olup kendi isteği ile işten ayrılan dava dışı … ile birlikte … Şti isimli bir şirket kurduğunu, davalıya, sözleşme ile taahhüt ettiği rekabet yasağına aykırı hareket etmeme yükümlülüğüne uygun harerket etmesi ve bu yöndeki faaliyetlerini sonlandırması amacıyla … 37. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmişse de, sonuç alınamamış olması nedeniyle işbu davayı ikame etme zorunluluğu doğduğunu, davalının, … Ltd.Şti isimli şirketi birlikte kurduğu dava dışı … ile birlikte, henüz müvekkili şirkette çalışmakta iken aynı faaliyet alanında bir şirket kurmayı plandığının açık olduğunu, davalının işten ayrılırken temin ettiği müvekkilinin müşteri listesi ile müvekkili şirkete zarar verdiği ve fiillerin haksız rekabet teşkil ettiğinin açık olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 64.800,00 TL ceza şartın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerine son vermesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin çok uzun yıllar boyunca insan kaynakları alanında farklı firmalar içerisinde danışmanlıktan yöneticiliğe kadar birçok seviyede hizmetlerde bulunduğunu, birçok başarılı projede yer aldığını ve uzmanlaştığını, alanında kazanmış olduğu tecrübe sayesinde nihayet kendi işini kurma girişiminde bulunduğunu ve … ismiyle özel istihdam firması kurabilmek adına işkura başvurduğunu, başvuru sırasında davacı tarafından rekabet yasağının ihlal edildiği gerekçesi ile şikayette bulunulduğunu, müvekkile başarıları sebebiyle kendi bölgesinin yanında ikinci bir bölgenin de bağlandığını ancak maaşında hiçbir artış yapılmadığını, üstelik müvekkilinin daha sonra tek bölgeye bakan şube müdürlerinden bile daha az kazandığını öğrendiğini, ayrıca müvekkiline bağlanan yeni bölge olan Bakırköy bölgesi ile müvekkilinin ikametgahı olan Kartal arasında 55 km’ik mesafe mevcut olmasına rağmen müvekkilinin şirket aracı elinden alınarak kendisine en kötü ve bakımsız aracın verildiğini, davacı ile müvekkilinin 25/06/2012 tarihinde imzaladıkları iş sözleşmesinin rekabet yasağı başlıklı 9. maddesi uyarınca müvekkilinin davacı firma ile hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 18 ay boyunca Türkiye sınırları içerisinde çalışmamasının beklendiğini, davacı şirketin uluslararası yapısı ve işlem hacmi düşünüldüğünde, faaliyet göstermediği bir bölge olmamasının da normal göründüğünü, müvekkilinin davacının faaliyet göstermediği bir bölgede çalışmasının hiçbir şekilde mümkün olmadığını, dolayısıyla taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde yer alan rekabet etmeme hükmünün coğrafi sınır bakımından muteber olmadığını, müvekkilinin, davacı şirketin üretim, finans, Ar-Ge ya da strateji gibi olası ticari sır niteliği taşıyacak bölümlerinde hiçbir şekilde görev almadığını, davacı firmanın yaptığı işin niteliği de göz önüne alındığında çok üst düzey yöneticiler tarafından bilinen finansal bilgiler dışında herhangi bir sır niteliği taşıyan bilgiye sahip olmasının da mümkün olmadığını, davacı firmadan ayrılan ve müvekkilinden daha üst pozisyonlarında çalışan pek çok kişinin daha sonra aynı sektörde faaliyet göstermeye başladıklarını, bunların kimisinin başka bir firma bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, kimisinin de danışman olduğunu, davacının, bu şahısların yaptıklarından da haberdar olmasına rağmen bunlar hakkında hiçbir işlem yapmadığını, davacının iddia ettiğinin aksine müvekkilinin ortağı olduğu … adlı firmayla davacı firmanın iştigal alanlarının birbirlerinden büyük ölçüde farklı olduğunu, davacı firmanın en büyük faaliyet alanının bordrolama ve dönemsel çalışma tedariği işlerinin oluşturduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu … firması ile davacı firmanın iştigal alanları arasında benzerlik gösteren tek faaliyetin seçme ve yerleştirme hizmeti olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu Runnerhr firmasının davacı firmaya zarara uğratmasının da mümkün olmadığını, davacı firmada yaklaşık 2 yıl boyunca görev yapan müvekkilinin şüphesiz ki davacı firmadan ayrıldıktan sonra geçimini sağlaması gerektiğini, müvekkilinin anayasal çalışma hakkının yalnızca bir zarar görme endişesi yüzünden sınırlandırılamayacağını, hizmet sözleşmelerinde yer alan cezai şartın karşılıklı olması gerektiğini, tek taraflı olarak işçi aleyhine getirilen cezai şartın geçersiz olduğunu beyanla davanın reddine, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali iddiasına dayanan cezai şartın tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce dava dışı … Limited Şirketinin ticaret sicil kayıtları ve vergi kayıtları, davalının SGK kayıtları celp edilmiş, dosya bilirkişi heyetine tevdii edilerek davacı ile dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamı üzerinde inceleme yaptırılarak kök ve ek rapor alınmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Rekabet Yasağının Koşulları başlıklı 444. maddesinde “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü ve rekabetin sınırlandırılmasına yönelik 445. maddesinde “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmü yer almaktadır.
Açıklanan yasal düzenlemeler ışığında tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davalının, davacıya ait işyerinde 22/06/2012 tarihinden 23/02/2014 tarihine kadar çalıştığı, taraflar arasında imzalanan 25/06/2012 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin rekabet yasağı başlıklı maddesinde “İşçi iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 18 (on sekiz) ay içinde, doğrudan veya dolaylı, işverenin Türkiye sınırları içerisinde faaliyet gösterdiği illerden herhangi birinde, ticari faaliyet konusu geçici personel tedariki ve/veya her düzey için seçme ve yerleştirme hizmetleri olan herhangi bir kurum veya işletmede doğrudan veya dolaylı olarak personel, ortak, hissedar, yönetici, müdür veya danışman olarak çalışmayacağını garanti etmektedir. İşçi, bu sözleşme hükmüne aykırı davranması halinde işverene 1 yıllık brüt ücreti tutarında cezai şart ödemeyi taahhüt eder.” düzenlemesinin yer aldığı, davacı şirketin iştigal konusunun iş arayanlara istihdam sağlanması ve işçi arayanlara işgücü temini olduğu, davalının 07/03/2014 tarihinde dava dışı … ile birlikte … Limited Şirketini kurduğu, dava dışı … şirketinin iştigal konusunun da iş ve işçi bulmaya aracılık etmek, istihdam sağlamak olduğu, her iki şirketin aynı alanda faaliyet gösterdikleri, davacının işçisi olan davalı ile mezkur yasal düzenleme çerçevesinde rekabet yasağı sözleşmesi yapma hakkı olduğu, yerleşik Yargıtay kararlarında da kabul edildiği üzere rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için süre, coğrafi alan ve işlerin türü bakımından sınırlamalar içermesi ve işçinin çalışma hürriyetini kısıtlar şekilde kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olmaması gerektiği, davaya konu rekabet yasağının, davacının Türkiye sınırları içerisinde faaliyet gösterdiği bütün illerde 18 ay süre ile sınırlandırıldığı, getirtilen ticaret sicil kayıtlarına göre davacının merkezinin ve şubelerinin İstanbul ilinde olduğu ve dava dışı şirketin de İstanbul ilinde kurulduğu, kuruluş tarihi itibariyle davalının, davacı şirketten ayrıldığı tarih üzerinden 18 aylık sürenin geçmediği, bu şekilde davalının kelepçeleme niteliğinde olmayan, mevzuat ve içtihatlara uygun sınırlamalar içeren ve geçerli olan rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiği, davacının söz konusu ihlal nedeniyle cezai şart talep etme hakkının doğduğu ve fakat talep edilen cezai şartın miktarı itibariyle davalının iktisaden mahvına sebep olacağı anlaşılmakla bilirkişi raporunda tespit edilen davalının son brüt maaşı üzerinden hesaplanan 1 yıllık brüt ücretinden takdiren %65 oranında indirim yapılarak 22.680,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 22.680,00 TL cezai şart bedelinin 11/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.549,27 TL’den peşin alınan 1.106,65 TL harcın mahsubu ile kalan 442,62 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 210,50 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.610,50 yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 563,67 TL ile ilk harç 1.131,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 20,60 TL yargılama giderinden davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 13,39 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.983,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/03/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza