Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1158 E. 2020/615 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1158 Esas
KARAR NO : 2020/615

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … arasında 01/01/2012 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin 24/01/2013 tarihinde davalı tarafından haksız olarak davalı tarafından feshedildiğini ve sözleşmede yer alan gizlilik ve rekabet yasağı hükümlerinin ihlal edildiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7 ve 8. maddelerinde rekabet yasağının düzenlendiğini ve davalının da bu maddelerdeki yükümlülükleri kabul ettiğini, davalının iş sözleşmesinin sona ermesine müteakip sözleşme maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olacak şekilde 6 aylık süre dolmadan 27/06/2013 tarihinde, müvekkili şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren ve rekabet halinde olan “… A.Ş.” bünyesinde “Genel Müdür” sıfatı ile çalışmaya başladığını, çok geçmeden davalının müvekkili şirkete ait müşteri bilgilerini kendisi ve rekabet halindeki … A.Ş.’nin özel amaçları için kullanmaya başladığını, müvekkili şirketin müşterileri ile irtibat kurarak onlardan müşteri olmalarını talep ettiğini ve müvekkili şirket nezdinde çalışan kişilere iş teklifinde bulunarak Genel Müdürlüğünü yaptığı şirkette işe aldığını, davalının yönlendirmesi ile müvekkili şirket çalışanlarından …, …, …, … ve … isimli kişilerin işten ayrılarak davalı şirket … A.Ş. bünyesinde çalışmaya başladıklarını, davalı tarafın müvekkili şirket bünyesinde genel müdür yardımcısı sıfatı ile çalışırken iş sözleşmesini haksız şekilde sona erdirip müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren ve rekabet halinde olan … A.Ş.’de çalışmaya başlamasının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde rekabet yasağına aykırı olduğunu, bu nedenle davalının hem sözleşmede yer alan cezai şarttan hem de TTK’nın maddesi uyarınca cezai şartı aşan zarardan sorumlu olduğunu beyanla müvekkili şirketin menfaatlerini zedeleyen rekabet yasağına aykırı davranışların HMK’nın 389. maddesi uyarınca önlenmesine, 01/01/2012 tarihli sözleşmede öngörülen cezai şartlar ve cezai şartları aşan zararlar için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile imzalamış olduğu iş akdinin gizlilik ve rekabet yasağı hükümlerini ihlal etmediğini, davacı şirkette fiili olarak 20/10/2004 tarihinde çalışmaya başladığını, 2 ay süre ile davacı tarafından sigorta girişinin yapılmadığını, yaklaşık 10 sene boyunca hiçbir mesai mefhumu gözetmeksizin davacının menfaatleri için çalıştığını, alması gereken bir takım ödemeleri alamaması nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshedeceğini davacıya bildirdiğini, davacının müvekkili ile görüşerek ayrılmasına razı olduğunu ve hatta müvekkiline çek vermek suretiyle ödemede bulunduğunu, bundan sonra iş akdinin feshedildiğini, müvekkilinin verdiği hizmetlerin karşılığı olarak kendisine ücreti dışında vaat edilen ek ödemeler ile prim ödemelerinin kısmen yapıldığını ya da hiç yapılmadığını, davaya konu sözleşmenin 01/01/2012 tarihinde imzalandığını ve işçi aleyhine birden çok cezai şart içermesi nedeniyle geçersiz olduğunu, söz konusu sözleşme hükümlerinin TBK’nın 420. maddesine aykırı olduğunu, davacının müvekkilinin sözleşmenin 7. maddesinde düzenlenen gizlilik hususunu ihlal ettiğine dair hiçbir somut delil sunmadığını, afaki olarak müşterilerinin bazılarının müvekkilinin halen çalıştığı şirkete kaydırıldığını iddia ettiği, müvekkilinin halen çalıştığı şirkete gizli bilgi aktardığına dair somut bir delil olmadığını, yine sözleşmenin 8. maddesinin de ihlal edilmediğini, sözleşmenin davacının feshe onay vermesi üzerine 10/01/2013 tarihi itibariyle feshedildiğini, resmi çıkış işlemlerinin ise daha sonra yapıldığını, müvekkilinin …. şirketinde 27/06/2013 tarihinde çalışmaya başladığını, yani müvekkilinin davacı şirketten ayrıldıktan 5,5 ay sonra yeni bir işe girdiğini ve bununda sözleşmede öngörülen 6 aylık süreye aykırılık teşkil etmeyeceğini, davacının cezai şartı aşan zararlar yönünden tazminat talebini hiçbir şekilde kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya herhangi bir zarar vermemiş olduğunu, dava dilekçesinde adı geçen kişilerin tamamen kendi hür iradeleri ile dava dışı şirkette çalışmaya başladıklarını, müvekkilinin 9 yıl süreyle çalıştığı sektörde çalışmaya devam etmesinin, en iyi bildiği işi rekabet koşullarında yapmasının hiçbir şekilde haksız rekabet teşkil etmeyeceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, iş sözleşmesinde bulunan rekabet yasağı ve gizlilik maddelerinin ihlal edildiğinden bahisle cezai şart ve aşkın zararların tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalının, davacı şirket ile halen çalışmakta olduğu dava dışı … A.Ş. nezdinde bulunan işyeri dosyası, SGK hizmet cetveli, davacı şirket ile dava dışı … A.Ş.’nin sicil kayıtları, … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … 1. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, tarafların tanıkları duruşmada dinlenmiş, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek iddia ve savunma kapsamında rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 01/02/2018 tarihli raporunda özetle; davalı tarafından iş akdinin 24/01/2013 tarihinde feshedildiğini ve davalının 27/06/2013 tarihinde dava dışı … A.Ş. nezdinde genel müdür sıfatı ile çalışmaya başladığını, bu durumun sözleşmenin rekabet yasağını düzenleyen 8. maddesinde yer alan 6 aylık süre içerisinde gerçekleşmediğini, bu nedenle rekabet yasağına aykırılıktan bahsedilemeyeceğini beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafın itirazları yerinde görülmekle ve davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra 6 ay geçmeden, dava dışı şirkette çalıştığı dosyadan anlaşılmasına rağmen kök raporda bu hususun aksinin belirtilmiş olması nedeniyle heyetten sözleşmenin 7 ve 8. maddelerinin ihlal edilip edilmediği ve davacının iddia ettiği gibi davalının işten ayrılmasından sonra müşterilerinde azalma ve bu kapsamda kar kaybı olup olmadığı hususunda ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davalının davacı nezdinde 09/12/2004 ila 24/01/2013 tarihleri arasında çalıştığını, 24/01/2013 tarihinde iş akdini tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmeye göre tarafların karşılıklı mutabakat ile sözleşmeyi her zaman feshedebileceklerini, davalının davacıya 10/01/2013 tarihli Noter ihtarnamesi ile iş akdinin haklı nedenle feshi ihbarında bulunduğunu, davacının 24/10/2013 tarihli ihtarname ile davalıdan sözleşmenin 7 ve 8. maddelerinin ihlal edildiği gerekçesi ile cezai şart ödenmesini talep ettiğini, dava dışı … A.Ş.’nin 12/08/2013 tarihinde kurulduğunu, davalının yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalının, davacı şirketten ayrıldıktan sonra 6 aylık süre geçmeden dava dışı şirkette genel müdür olarak çalışmaya başladığını, gerek davalı ile davacı yetkilisi arasında geçen mail yazışmaları, gerekse tanık beyanları değerlendirildiğinde davalının sözleşmenin 8. maddesini ihlal ettiğini ve son aldığı aylık brüt ücretinin 5 katı tutarında cezai şart ödemesi gerektiğini tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmediğinden oluşturulan bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle; … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası kapsamında davacı tarafından sunulan kaybedilmiş müşteri listesi ve mevcut dosya kapsamında davacının ve davalının belirtmiş olduğu müşterilerin karşılaştırılması ile müşterilerin, davalının çalışmış olduğu dava dışı şirkete geçişlerinin, davalının dava dışı şirkette çalışmaya başlamış olduğu 27/06/2013 tarihinden sonrasına denk geldiğini, dava dosyasında yer alan SGK belgelerinden davalının davacı şirketten ayrıldığı 24/01/2013 tarihi itibariyle aylık brüt ücretinin 5.088,72 TL olduğunu, Mahkemece sözleşmenin 7. maddesinin ihlal edildiğinin kabulü halinde cezai şart tutarının 61.064,64 TL olduğunu, davalının dava tarihi itibariyle son aldığı brüt ücretin 7.371,00 TL olduğunu, sözleşmenin 8. maddesinin ihlal edildiğinin kabulü halinde cezai şart tutarının 36.855,00 TL olduğunu, ancak 8. maddede yer alan son aldığı aylık brüt ücretin, davacı şirkette çalışırken aldığı son aylık brüt ücret olarak yorumlanması halinde cezai şart tutarının 25.443,30 TL olacağını, dava dosyası içeriğinden davalının taraflar arasındaki sözleşmenin 7.1. nolu maddesinde düzenlenmiş olan gizlilik ile ilgili yükümlülüklerini ihlal ettiğinin anlaşılamadığını, bu nedenle davacının bu madde uyarınca cezai şart alacağına hak kazanmadığını, davalının genel müdür yardımcısı olarak çalıştığı davacı şirketteki iş sözleşmesini 24/01/2013 tarihinde feshedip aradan 6 ay geçmeden aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı şirkette çalışmaya başladığını, bu davranışıyla sözleşmenin 8. maddesinde düzenlenmiş olan rekabet yasağı ile ilgili yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalının davacı şirketten ayrıldığı tarihten dava dışı şirket nezdinde çalışmaya başladığı tarihe kadar geçen 6 aylık süre içerisinde, davacı şirket çalışanlarını ikna edip dava dışı şirkette çalışmaya başlamalarını ve yine davacı şirketin müşterilerini ikna edip dava dışı şirket ile iş yapmaya başlamalarını sağladığı yönünde bir kanaat oluşmadığını, bu nedenle davacının, davalıdan cezai şart tutarını aşan zarar talebinde bulunamayacağını tespit ve beyan etmiştir. Mahkememizce bilirkişi heyetinden dava dışı şirket ile davacı şirketin ticari defterleri incelenerek müşteriler bazında bir değişiklik olup olmadığı ve bu kapsamda davacının iddia ettiği cezai şartı aşan zarar yönünden değerlendirme yapılmak üzere ek rapor alınmıştır. Heyet ek raporunda özetle; dava dışı şirketin kayıtlarında müşteriler hesabındaki tüm kayıtların müşterilerin poliçe primlerine ait olduğunu, bunların içerisinde yüzdeleri değişen komisyonların bulunduğunu, dolayısıyla dava dışı şirketin müşterilerinden elde ettiği komisyon gelirlerinin kayıtlarından tespitinin mümkün olmadığını, diğer hususlarda kök rapordaki tespitlerinin aynı şekilde geçerli olduğunu beyan etmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Rekabet Yasağının Koşulları başlıklı 444. maddesinde “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü ve rekabetin sınırlandırılmasına yönelik 445. maddesinde “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmü yer almaktadır.
Açıklanan yasal düzenlemeler ışığında tüm dosya kapsmaın değerlendirilmesi neticesinde; davalının, davacı şirkette 09/12/2004 ila 24/01/2013 tarihleri arasında genel müdür yardımcısı olarak çalıştığı, 24/01/2013 tarihinde davacı ile olan iş sözleşmesini feshederek işten ayrıldığı ve 27/06/2013 tarihinde, davacı şirket ile aynı sektörde faaliyette bulunan dava dışı … A.Ş. nezdinde genel müdür sıfatı ile çalışmaya başladığı, taraflar arasında imzalanan 01/01/2012 tarihli iş sözleşmesinin 7.1. maddesinin; “işçi bu sözleşme süresince (görevlerini ifa amacı haricinde) veya bu sözleşmenin sona ermesini müteakip en az 2 sene boyunca, doğrudan ve dolaylı olarak, işveren ile ilgili veya işverene ait sözlü yazılı ya da başka bir şekildeki teknik bilgi, müşteri bilgisi, müşteri ve tedarikçi listeleri, donanım veya yazılım bilgileri, işverenin faaliyetlerinde kullandığı usul ve metodları, fiyat listeleri veya fiyatlandırma yapı ve metodları, marjlar veya diğer finansal bilgiler, ticari ilişkiler, ürün grubu, telif hakları, “gizli” ibareli herhangi bir belge veya işçiye müşteriler, tedarikçiler ya da diğer kişiler tarafından verilen gizli herhangi bir bilgi de dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere herhangi bir ticari sırrı veya gizli bilgiyi; a) kendi veya başka bir kimse, şirket, işletme veya kuruluşun özel amacı için kullanmamakla ve b) herhangi bir kimse, şirket, işletme veya kuruluşa açıklamamak, iletmemek, deşifre etmemek, yayınlamamakla yükümlüdür.” 7.3. maddesinde “işçi işverenin yazılı izni olmaksızın gizli bilgileri üçüncü şahıslara aktarmamakla ve açıklamamakla yükümlüdür.” 7.4. maddesinin “işçi tarafından 7. maddenin ihlali halinde işçi işverene 1 yıllık brüt ücreti kadar tazminat öder.” düzenlemesini, 8. maddesinin “iş bu sözleşme süresince ve bu sözleşmenin (işveren tarafından İş Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen sebepler dışında feshedilmesi ve işçi tarafından İş Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca yapılan fesihler dışında) sona ermesini izleyen 6 ay boyunca işçi; işverenin Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kurulu şirketlerin, sadece bu bölgelerdeki riskleriyle ilgili işleri hariç olmak üzere, şirketin iş faaliyetleri ile ya da benzerleri ile ve işverenin herhangi bir iş faaliyetinin herhangi bir kısmı ile rekabet halindeki ya da rekabet halinde olabilecek bir iş alanı ile doğrudan veya dolaylı surette iştigal etmeyecek ve ilgilenmeyecektir, önceki 2 yıl içerisinde işverenin iş faaliyetleri ile ilgili olarak sık sık iş yapan müşteri niteliğindeki herhangi bir kişiyi, firmayı veya şirketi araştırmayacağını veya onlardan müşteri olmalarını talep etmeyecektir, herhangi bir işverenin ticari sırlarına veya diğer gizli bilgilerine erişimi olan veya mali işler genel müdürü, genel müdür teknik yardımcısı veya işveren nezdinde eş değer bir göreve sahip olarak çalışan diğer çalışanı, bu durumun söz konusu çalışanın hizmet sözleşmesini ihlal edip etmediğine bakmaksızın, işverenin T.C. dahilindeki iş faaliyetleri ile ya da benzerleri ile veya işverenin herhangi bir iş faaliyetinin herhangi bir kısmı ile rekabet halindeki ya da rekabet halinde olabilecek bir iş alanında çalışan danışman veya başka bir konuda görev alması için ikna etmeyecek veya ikna etmek için çabalamayacaktır. İşçinin sözleşmenin 8. maddesini ihlal etmesi halinde işçi son aldığı aylık brüt ücretinin 5 katını işveren tazminat olarak ödeyecektir.” düzenlemesini içerdiği, davacının işçisi olan davalı ile mezkur yasal düzenleme çerçevesinde, rekabet yasağı sözleşmesi yapma hakkının olduğu, rekabet yasağının süre, coğrafi alan ve işlerin türü bakımından sınırlama getirmesi sebebiyle geçerli olduğu, bu kapsamda davalının davacı şirketten ayrıldığı tarihten sonra 6 ay geçmeden, aynı sektörde faaliyette bulunan ve aynı bölgede bulunan dava dışı şirkette çalışmaya başlaması nedeniyle sözleşmenin 8. maddesini ihlal ettiği, bu madde kapsamında davacıya son aldığı aylık brüt ücretin 5 katı tutarında cezai şart bedeli ödemesi gerektiği, sözleşmede geçen aldığı son aylık brüt ücret ibaresinin Mahkememizce davacı şirket nezdinde aldığı son aylık brüt ücret olarak değerlendirildiği ve ödenecek cezai şart tutarının 25.443,30 TL olduğu, sözleşmenin 7. maddesinde düzenlenen gizlilik yükümlülüğünü ihlal yönünden yapılan değerlendirmede; her ne kadar davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında görülen … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile Mahkememizce alınan son heyet bilirkişi raporunda, davacının çalışmakta olduğu müşterilerin, davalının dava dışı şirkette çalışmaya başlaması ile dava dışı şirketle ticari faaliyette bulunmaya başladıkları tespit edilmiş ise de, bu durumun davalının, davacıya ait müşteri bilgilerini veya maddede sayılan diğer gizli bilgileri dava dışı şirket yararına kullandığı sonucunu doğurmayacağı, her iki şirketin de aynı sektörde faaliyette bulundukları, aynı müşteriler ile çalışmalarının mümkün ve hayatın olağan akışına uygun olduğu, yine dinlenen tanık beyanlarından da davalının, davacıya ait gizli bilgileri kullandığı ve bu kapsamda sözleşmenin 7. maddesinin de ihlal edildiği kanaatine varılmadığı, davacının, davalı tarafından cezai şart bedelini aşacak şekilde zarara uğratıldığı iddiasını da ispatlayamadığı anlaşılmakla bu talepler yönünden davanın reddine, 8. maddenin ihlali nedeniyle doğan 25.443,30 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 27/06/2013 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Kısmen Kabulü ile 25.443,30-TL tazminatın 27/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.738,03 TL’den peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile kalan 30,28 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 4.600,00 TL bilirkişi ücreti, 420,30 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.020,30 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan1.255,07 TL ile ilk harç 1.732,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.816,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 10.493,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.18/11/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza