Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1138 E. 2019/903 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1138 Esas
KARAR NO : 2019/903

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2014
KARAR TARİHİ : 16/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket … İle ile müvekkili … arasında 01/03/2014 tanzim tarihli yağ ihracatı sözleşmesinin feshi ve müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ödenmiş olan depozito bedelinin iadesi konusunda 06/05/2014 tarihinde protokol akdedildiğini, düzenlenen bu protokolün diğer davalı … tarafından müştereken borçlu sıfatıyla imzaladığını, 06/05/2014 tarihli bu protokol uyarınca müvekkili tarafından depozito bedeli olarak davalı şirket …’ye ödenmiş olan 100.000-Amerikan Dolarının 6/05/2014 tarihinde, 20.000-Amerikan Dolarının 30/05/2014 tarihinde ödeneceği hususu karşılıklı olarak karara bağlandığını, davalı şirket tarafından müvekkiline 16/05/2014 tarihinde ödeneceği taahhüt edilen 20.000-Amerikan Doları ve 30/05/2014 tarihinde ödeneceği taahhüt edilen 80.000-Amerikan Doları depozito bedelinin söz konusu tarihlerde ödenmediğini, borcun söz konusu tarihlerde ödenmemesi üzerine borçlu şirket ve müteselsil borçlu kefil aleyhine … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 210.706,61-TL üzerinden kanuni takibe geçildiğini, davalılar tarafından 10/06/2014 tarihinde takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini, davalıların bu itirazlarının usul ve yasaya ve taraflar arasında akdedilen protokol hükümlerine aykırı olduğunu beyanla … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalı borçlular tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve mesnetsiz itiraz sebebiyle %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; … ile 12/02/2014 tarihinde …’a PVC profil ve aksesuarları göndermek üzere anlaştıklarını, ilk partiyi 16/04/2014 tarihinde gönderdiklerini ve 22/04/2014 tarihinde de 99.937-$ ödeme aldıklarını, ikinci partiyi de 28/04/2014 tarihinde gönderdiklerini, firmadan 22.373-$ alacaklı olduklarını, firma ile ikinci olarak yağ anlaşması yaptıklarını ancak birinci işten alacaklı oldukları için ikinci işe başlamadıklarını, …’nin babası … isimli bir şahsın yanında iki adamı ve avukatıyla birlikte ofislerinin bulunduğu binaya geldiklerini, anlaşmaya geldik dediklerini, polisten güç alarak bu kişilerin ofisine aldığını, ofise çıktıktan sonra … isimli şahsın avukatının yanında kendisine … olduğunu bu adamlara 100.000-$ para ödeyeceğini, yoksa başına iş getireceklerini söylediğini, kendisinden çek yada senet istediklerini yada yanlarında getirdikleri protokolü imzalattıracaklarını söylediklerini, kendisinin de korkudan okumadan protokolü imzaladığını, daha sonra ofisine 23. İcra Müdürlüğünden yazı geldiğini, bunun üzerine avukatına protokolu korkudan imzaladığını söylediğini ve icraya itiraz ettiklerini, yapılan suçlamaları kabul etmediklerini, … Firmasına borcunun olmadığını hatta alacağının olduğunu, imzalatılan protokolde tamamen para koparmak için hazırlanan bir oyun olduğunu beyan ederek cevap vermiştir.
Diğer davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … 23. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesiyle; davacı tarafından davalılar aleyhine 100.000 USD asıl alacak, 221,94 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 100.221,94 USD alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara 06/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekilinin 10/06/2014 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça sunulan takibe ve davaya dayanak protokoldeki imzanın taraflarına ait olup olmadığı hususunda davalı şirkete isticvap davetiyesi çıkarılmış, davalı şirket yetkilisi diğer davalı … duruşmada protokoldeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak protokolü zorla ve baskıyla imzaladığını, içeriğini hatırlamadığını beyan etmiştir. Davacı tanıkları duruşmada dinlenmiş, …bank’dan protokol gereği herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuş, yazı cevabı dosya içerisine alınmıştır. Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. … Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen kayıtlara göre davalı şirketin sicilden terkin edildiği anlaşıldığından davacı vekiline şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verilmiş, davacı vekili şirketin ihyası için dava açmayacaklarını, mevcut duruma göre karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında TR-100-10 sözleşme numaralı alım satım sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmeye göre davalı şirketin davacı şirkete rafine ayçiçeği yağı satmayı taahhüt ettiği, teslim ve ödeme şartlarının sözleşmede belirlendiği, davacı tarafça sunulan 06/05/2014 tarihli protokol ile sözleşmenin feshine ve davacı tarafından davalı şirkete verilen 100.000 USD depozito bedelinin iadesine karar verildiği, protokolde davalı şirketin kaşesi üzerinde imza ve müşterek borçlu müteselsil kefil ifadesi ile davalı …’nun imzasının bulunduğu, davalı …’nun gerek şirket yetkilisi olarak şirket adına gerekse kendi adına protokolü baskı ile imzaladığını iddia ettiği, bu noktada mahkememizce tanıklar dinlenmiş ve araştırma yapılmış ise de, davalı şirketin sicilden terkin edilmiş olması ve taraf ehliyetinin sonlanması nedeniyle esas yönünden değerlendirme yapılmaksızın usulden davanın reddine karar verilmiştir. Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede ise; davalının kefaletinin Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinde “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” şeklinde belirlenen şekil şartlarını taşımadığı, davalının kendi el yazısı ile kefil olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müşterek ve müteselsil kefil olduğuna dair ibareyi yazmadığı, bu nedenle kefaletin geçersiz olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Reddine,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 2.544,85 TL harçtan mahsubu ile kalan TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 18.592,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.16/10/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza