Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1064 E. 2020/202 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1064 Esas
KARAR NO : 2020/202

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Almanya’da ikamet ettiğini, uzun yıllar çalışarak biriktirdiği parasını dövize yüksek faiz şeklindeki … Bankası T.A.Ş.’nin gurbetçiler için Türk gazetelerinde verdiği reklam sloganının etkisiyle döviz bazında yatırım yapmak amacıyla … Bankası T.A.Ş.’ye hesap açılmak üzere yatırdığını, yatırdığı mevduat karşılığı üzerinde … Bank yazan ve … Bank logosu olan koşan at simgesinin bulunduğu 1 adet hesap cüzdanı verildiğini, bu işlemin … Bankasının şubeleri aracılığı ile gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkilinin … Bankası dışında bir bankaya para yatırdığını aklına bile getirmediğini, … Grubuna ait … ve …’e el konulması üzerine … Bankasının mevduatları ödemede sıkıntıya düştüğünü ve bu süreç sonucunda banka yönetiminin 03/07/2003 tarihi itibariyle TMSF’ye geçtiğini, bu devir işleminin Anayasaya aykırı bir şekilde bir günde kanun çıkartılmak suretiyle mevduat sahiplerinin zarara uğrayacağı bilinmesine rağmen gerçekleştirildiğini, bu devrin akabinde … Bankası olayını araştıran komisyon tarafından yolsuzluk raporu hazırlandığını ve devlet kurumlarının da doğan zarardan sorumlu olduğunun ortaya çıktığını, banka yöneticileri hakkında banka vasıta kılınmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle ceza davası açıldığını, davalının banka yöneticisi olarak müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu beyanla dava tarihine kadar işlemiş %10 faizi ile 127.077,18 TL’nin davalından tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının dava dışı banka şubesine yatırmış olduğu mevduatının dava dışı banka yönetimi tarafından davacının talimatı dışında dava dışı … Ltd. adlı banka hesabına aktarıldığı ve ödenmediği iddiası ile davalının bu durumdan sorumlu olduğundan bahisle davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dava dilekçesinde, paraların aktarıldığı … Ltd.’nin paravan olarak kurulmuş bir banka olduğu,… Bankası T.A.Ş. ve … Ltd.hakim ortağı …’ın doğan zarardan birinci derecede sorumlu olduğu, zira davalı …’ın … Bankası T.A.Ş.Yönetim Kurulu Üyesi olduğu gibi … Ltd.’nin de hakim ortakları arasında yer aldığı, bu şekilde yürütülen ve davacının zararına yol açan uygulamalardan dolayı bu davalının TTK 336. maddesi gereğince birinci derecede sorumlu olduğunun iddia edildiği, yine dava dilekçesinde bununla birlikte … Bankası tarafından yürütülen hukuka aykırı faaliyetler nedeniyle banka yöneticileri hakkında … 8.Ağır Ceza Mahkemesinde banka vasıta kılınmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiği gerekçesiyle 2008/10 esas sayılı dava dosyasının açıldığı belirtilmiş olmakla; mahkememizce yapılan yargılama sırasında … 8. Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmış olup, … esas sayılı dosya üzerinden …’la ilgili dava tefrik edilmek suretiyle aynı mahkemenin… esas sayılı dosyasına kaydedildiği ve işbu dava dosyasının da … esas sayılı dosya ile birleştirildiği, … esas sayılı dosyada ise davalı yönünden firari olduğu gerekçesiyle tefrik kararı verildiği, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Benzer bir dava nedeni ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/2094-7155 E.K. Sayılı 12/12/2017 tarihli ilamında “…Davacı vekilinin davalı …’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin parasını gerçekte davalı … Bankası A.Ş’ye yatırdığını, bu bankanın çalışanlarının paranın başka bankaya yatırıldığını açıklamadıklarını, logolar dahil… bankasıyla aynı banka gibi davrandığını, yönetim ve faaliyetleri dikkate alındığında … bankasının paravan amaçlı kurulduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin meydana gelen zararından sorumlu olduğunu, davalı …’ın ise, bu bankanın yöneticisi bulunduğunu, TTK’nin 336. maddesi uyarınca sorumluluğunun olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca, aralarında davalı …’ın davalı … Bankası A.Ş’nin yöneticileri hakkında davalı … Bank … Limited’e aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla … 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, … hakkındaki ceza davasının sanığın yakalanamadığı ve savunmasının alınamadığı gerekçesiyle ana dava dosyasından tefrik edildiği, ancak ana dava dosyasında bankanın diğer yöneticileri hakkında bir kısım suçlar yönünden zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve bir kısım suçlar yönünden ise mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, kesinleşen ceza davasında mudi sahiplerinin iradeleri dışında bu hesapların adeta hesap sahibini rızası varmışcasına …kıyı bankasına havale işleminin müflis banka tarafından kağıt üzerinde yapıldığı, oysa hiçbir zaman bu paraların kıyı bankasına gönderilmediğinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı … ile davalı Müflis … Bankası A.Ş’nin diğer yöneticileri hakkında açılan kamu davasında her ne kadar … yönünden henüz bir karar verilmemiş ise de, davalı … yönünden ceza davasının beklenmesinde bir yarar elde edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece bir kısım yöneticiler hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve mahkumiyet kararları da nazara alındığında davalı …’ın davalı bankanın yöneticisi olması nedeniyle B.K. 41 ve TTK.nin 321/son maddeleri uyarınca zarardan sorumlu tutulabileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştiği…” belirtildiğinden davalı hakkındaki ceza davasının sonucu beklenilmemiştir.
Dava konusu olay 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde meydana gelip sonuçlarını doğurduğundan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 2/a maddesi uyarınca sorumluluğun belirlenmesi ve davanın çözümünde 6762 sayılı Ticaret Kanunu hükümleri dikkate alınmış olup bu kanunun 320. maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin şirket işlerinde gösterecekleri dikkat ve basiret hakkında 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 528/2 maddesi hükmü uygulanır. 6762 sayılı TTK’nun 321 ve 336/5 maddeleri hükmünde kanunun ve esas sözleşmenin kendilerine yüklediği diğer görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmeyen yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olacakları düzenlenmiştir.
Dava dışı Müflis … Bankası’nın iflas idaresindeki ticari defter ve kayıtları da incelenmek sureti ile davacı tarafından müflis … Bankası’na dava konusu paranın yatırılıp yatırılmadığı, hangi tarihte yatırıldığı, banka tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, davacının müflis … Bankası’ndan ve davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, var ise dava tarihi itibari ile alacağın miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davacının … Bankası T.A.Ş … Şubesi aracılığı ile 07/06/2000 tarihinde … Ltd nezdinde açılacak 1 yıl vadeli hesap için 30.530,00 USD yatırdığını, her ne kadar hesabın ilk açıldığı hesap cüzdanı dosyada yoksa da 1 yıl vadeli hesap açılması için talimat verildiğini, vade sonunda hesap bakiyesinin 34.792,52 USD olduğunu, hesabın tekrar 1 yıl vade ile temdit edildiğini ve vade sonu olan 07/06/2003 tarihinde hesabın 41.055,17 USD olduğunu, hesap cüzdan fotokopisi üzerinde 07/06/2003 tarihinden sonra elle yazılı 2 adet daha temdit işlemi görülmekte ise de, bu hesap hareketlerinin karşısında kaşe ve imza bulunmadığından dikkate alınmadığını, TMSF bünyesinde yapılan inceleme sırasında davacının 07/06/2000 tarihinde Uşak Şubesi kanalı ile 30.530,00 USD’yi off shore banka hesabına havale ettiğinin teyit edildiğini, hesabın açılmasına dair davacının yazılı talimatın olduğunu, hesap cüzdanı üzerinde… Ltd unvanın yazılı olduğunu, hesap cüzdanının ise… Ltd Merkez şubesince tanzim edilip davacıya verildiğini, … Ltd merkezinin … olduğu nazara alındığında … Bankası T.A.Ş’ye yatırılan mevduatın yurt dışına transferine ilişkin olarak herhangi bir swift mesajına dosya içerisinde rastlanılmadığını, bu şekilde … Ltd. adına toplanan kaynağın yurt dışına çıkarılmayıp yurt içinde kullanılmış olduğunu, asıl amacın kıyı bankası niteliğinde olan bankanın paravan olarak kullanılması ve bu kanalla toplanan paraların denetim ve kanuni yükümlülüklerden uzak tutularak … şirketlerine fonlama yapmak olduğunu, yapılan işlemlerin bir havale ilişkisinden ibaret olmadığını, … bankın sanki dava dışı … Bankası T.A.Ş’nin yurt içi şubesi gibi kullanıldığını, sermayeder gruba kanuni yükümlülüklerden muaf ve kamu otoritesi denetimi dışında kaynak toplandığını, davacının mevduatının dava dışı bankanın merkez şubesinde tutulduğunu, grup şirketlere aktarıldığını, davalının söz konusu bankalarının hakim ortağı sıfatı ile davacının zararından sorumlu olduğunu, dava tarihi itibari ile davacının 41.055,17 USD asıl alacak, 23.074,00 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.129,17 USD karşılığı 106.467,20 TL alacaklı olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor davacı tarafa tebliğ edilmiş, davalıya ise ilanen tebligat yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; dava bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir. Davacının iradesinin dava dışı … Bankası T.A.Ş. çalışanları tarafından fesada uğratılması sureti ile davacı adına 07/06/2000 tarihinde…’ne mukim … Ltd merkez şubesi’nde davacıya ait 30.530,00 USD için hesap açıldığı, işlem tarihinde davalı …’ın …Bankası T.A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi ve hakim ortağı olduğu, davacıya ait paraların … Bank hesabına gönderilmesi hususunda banka çalışanlarını yönlendirdiği, bu hususta üyesi bulunduğu yönetim kurulunun emir ve talimatlar verdiği, bu sebeple 6762 sayılı TTK’nun 556 maddesi yollaması ile aynı yasanın 509 maddesine dayalı olarak davacının zararından sorumlu olduğu, olayda 818 sayılı BK’nun 41. maddesinde yer alan haksız fiilin unsurları ile TTK’nun 321/son fıkrasındaki koşulların mevcut olduğu, dolayısı ile davalının zararından sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılarak denetime açık bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde asıl alacak 41.055,17 USD ve işlemiş faiz 23.074,00 USD olmak üzere toplam 64.129,17 USD’nin dava tarihindeki karşılığı olan 106.467,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile asıl alacak 41.055,17 USD ve işlemiş faiz 23.074,00 USD olmak üzere toplam 64.129,17 USD’nin dava tarihindeki karşılığı olan 106.467,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacak 68.159,79 TL’ye dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 7.272,77 TL’den peşin alınan 1.887,10 TL harcın mahsubu ile kalan 5.385,67 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 3.398,60 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.998,60 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 3.358,82 TL ile ilk harç 1.905,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 14.064,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/06/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza