Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1063 E. 2018/1042 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1063 Esas
KARAR NO : 2018/1042

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/07/2011
KARAR TARİHİ : 25/10/2018

İstanbul 43. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/282 sayılı 13/11/2013 tarihli tefrik kararı ile davalı … aleyhine açılan davanın tefriki ile mahkememizin yukarıda yazılı 2014/1063 esas sırasına kayıt edilerek yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili tarafından davalılar Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi, … Fonu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, … aleyhine … 43. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasında açılan davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Almanya’da ikamet ettiğini, uzun yıllar çalışarak biriktirdiği parasını yatırıma dönüştürmek isteyen müvekkilinin … Bankası T.A.Ş.’nin gurbetçiler için Türk gazetelerinde verdiği “dövize yüksek faiz” şeklinde yapılan reklamının da etkisi ile döviz bazında yatırım yapmak amacıyla … Bankası T.A.Ş.’de hesap açılmak üzere … Bankası T.A.Ş.’ne para yatırdığını, yatırdığı mevduat karşılığı … Bankası T.A.Ş.bünyesinde hesap açıldığını ve kendisine üzerinde … Bank yazan … Bankası logosu olan koşan at simgesinin bulunduğu 1 adet hesap cüzdanı teslim edildiğini, müvekkilinin yatırımlarını Türkiye’de kurulan bir bankada değerlendirdiğini düşünerek hesap cüzdanı ile ilgili olarak yaptığı her işlemi … Bankası T.A.Ş.’nin şubeleri aracılığı ile gerçekleştirdiğini, tüm bu işlemlerin … Bankası T.A.Ş.şubelerkinde gerçekleştirilmesi ve kendisine verilen hesap cüzdanları üzerinde … Bankası T.A.Ş.’nin adının ve logosunun bulunması nedeniyle de … Bankası dışında bir bankaya para yatırdığını aklına bile getirmediğini, … Grubu’na ait …’a ve …’e el konulması sonrası … Bankası T.A.Ş.mevduatlı ödemede sıkıntıya düştüğünü ve bu süreç sonunda bankanın yönetiminin 03.07.2003 tarihinde … Fonu’na (…) devredildiğini, bu devir işleminin Anayasa’ya aykırı şekilde bir günde kanun çıkartılmak suretiyle ve mevduat sahiplerinin zarara uğrayacağı bilinmesine rağmen çıkartılan kanun geriye yürütülmek suretiyle gerçekleştirildiğini, … Bankası T.A.Ş.’nin bu şekilde …’ye fiilen devredildiğini, bu devrin akabinde … Bankası olayını araştıran komisyon tarafından yolsuzluk raporu hazırlandığını ve devlet kurumlarının da doğan zararlardan sorumlu olduğunun ortaya konulduğunu, bu intikal neticesinde müvekkiline herhangi bir faiz ödemesi yapılmadığı gibi kendisine anaparası dahi iade edilmediğini, … Bankası’na para yatıranlardan paraları … hesabına aktarılanlara bir ödeme yapılamayacağının Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve … tarafından basın yoluyla ilgililere duyurulduğunu, bu nedenle müvekkilinin devlete ve … Bankası T.A.Ş.’ye güvenerek yatırdığı parasını geri alabilmek için sorumluluğu bulunan davalılar aleyhinde dava açma zorunluluğu doğduğunu, Yargıtay’ın ‘da son dönem verdiği kararlarıyla; … Bank … Ltd’in herhangi bir malvarlığının bulunmadığı ve zararın anılan kuruluştan tahsilinin mümkün olmaması karşısında usul ekonomisi hükümleri de dikkate alınarak mudinin zarara uğramasında kusurlu olan … Bankası aleyhinedeki davaya bakılarak davanın neticesine göre karar verilmesi gerektiğine hükmettiğini, bu gelişmeyi takiben bir diğer müvekkili adına … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın … Bankası’nın sorumlu olduğu kabul edilerek kazandıklarını, yine dava ile aynı konulu ancak farklı müvekkilleri adına açılan davalara ilişkin farklı bilirkişiler tarafından düzenlenmiş raporların da … Bankası’nın sorumluluğuna açıkça işaret ettiklerini, mahkemelerin de Yargıtay kararlarına uygun olarak açılan bu davaları aynı şekilde kabul etmelerini beklediklerini, bununyla birlikte … Bankası tarafından yürütülen hukuka aykırı faaliyetler nedeniyle banka yöneticileri hakkında … 8. Ağır Ceza Mahkemesinde “Banka Vasıta Kılınmak Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu” işlediği gerekçesi ile 2009/10 esas sayılı davanı açıldığını ve bu dosyanın yürütülen dolandırıcılık faaliyetini ayrıntıları ile anlatması itibarı ile dava için son derece önemli olduğunu, davalı …’ın … Bankası T.A.Ş.yönetim kurulu üyesi olduğu gibi … Bank … Ltd.Şirketinin de hakim ortakları arasında yer aldığını, bu şekilde yürütülen ve müvekkilinin zararına yol açan uygulamalarda birinci derecede sorumluluğu bulunduğunu, … Bankası T.A.Ş.’nin bir anonim şirket olması nedeniyle doğan zararlardan ve haksız yapılan işlemleden dolayı yönetim kurulu üyelerinin TTK 336 uyarınca sorumluluğu bulunduğundan bahisle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak koşulu ile müvekkili hesabının sigorta kapsamındaki mevduat hesabı olması ve … Bankası T.A.Ş.bünyesinde bulunması, yatırılan paranın hiçbir şekilde … Bank … Limited adlı bankaya aktarılmamış olması, … Bank … Limited adlı bankanın dava tarihinde bankacılık izninin ve ticari faaliyetinin olmaması ve zaten hiçbir malvarlığı bulunmayan bu bankadan para tahsil edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi’nin ve yönetim kurulu başkanı sıfatıyla TTK ve BK uyarınca sorumluluğu bulunan …’ın, müvekkilinin açtırdığı hesabın … Bankası’nda bulunması ve mevduat hesabı olması nedeniyle sigorta kapsamındaki bu parayı ödemek zorunda kalacak …’nin, elindeki sınırsız yetkilere rağmen düzenlenen raporları ve bankadaki usulsüzlüklere ilişkin uyarı yazılarını dikkate almayan ve bankanın denetlenmesi görevini yerine getirmeyerek batmasına göz yuman BDDK’nın sorumluluğunun tespit edilerek davalıların meştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına ve dava tarihine kadar işlemiş %10 banka faizi ile birlikte 1.252.244,56-TL’nin (754.455,09 USD) dava tarihinden itibaren işletilecek anvans faizi ile birlikte müvekkiline ödemelerine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul (Kapatılan) 43. ATM’nin 2011/282-2013/269 E.K. Sayılı kararı ile “…Davalı … hakkındaki davanın işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı esasa kaydı yapılmak sureti ile yargılamaya yeni esas numarası üzerinden devam olunmasına, (tefrik işlemlerinin davacı vekili tarafından tamamlanmasına), 2-Davalılar … Fonu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu açısından açılan davanın İdari Yargıda görülmesi gerektiğinden ve yargı yolu nedeni ile mahkememiz görevsiz olduğundan bu iki davalı ile ilgili davanın bu nedenle REDDİNE, 3-Müflis … Bankası T.A.Ş.İflas İdaresi açısından açılan davanın ise, İİK.nun 235.maddesi gereğince hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı anlaşılmakla, bu davalı hakkındaki davanın bu nedenle REDDİNE,” karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/6821-9213 E.K. sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilmiş olup Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/3939-2017/6367 E.K. sayılı ilâmı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı …’a yargılamanın her aşamasında usulünce (ilânen) tebligat yapılmış olup, davaya karşı beyanda bulunulmamıştır.
Dava; davacının dava dışı banka şubesine yatırmış olduğu mevduatının dava dışı banka yönetimi tarafından davacının talimatı dışında dava dışı … Bank … Ltd. adlı banka hesabına aktarıldığı ve ödenmediği iddiası ile davalının bu durumdan sorumlu olduğundan bahisle davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dava dilekçesinde paraların aktarıldığı … Bank … Ltd.’nin paravan olarak kurulmuş bir banka olduğu, … Bankası T.A.Ş. ve … Bank … Ltd.hakim ortağı …’ın doğan zarardan birinci derecede sorumlu olduğu, zira davalı …’ın … Bankası T.A.Ş.Yönetim Kurulu Üyesi olduğu gibi … Bank … Ltd.’nin de hakim ortakları arasında yer aldığı, bu şekilde yürütülen ve davacının zararına yol açan uygulamalardan dolayı bu davalının TTK 336.maddesi gereğince birinci derecede sorumlu olduğunun iddia edildiği, yine dava dilekçesinde bununla birlikte … Bankası tarafından yürütülen hukuka aykırı faaliyetler nedeniyle banka yöneticileri hakkında … 8.Ağır Ceza Mahkemesinde banka vasıta kılınmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu işlendiği gerekçesiyle 2008/10 esas sayılı dava dosyasının açıldığı belirtilmiş olmakla; mahkememizce yapılan yargılama sırasında … 8. Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmış olup, … esas sayılı dosya üzerinden …’la ilgili dava tefrik edilmek suretiyle aynı mahkemenin 2013/55 esas sayılı dosyasına kaydedildiği ve işbu dava dosyasının da 2006/17 esas sayılı dosya ile birleştirildiği, dava dosyasının derdest olduğu bildirilmiştir. Benzer bir dava nedeni ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/2094-7155 E.K. Sayılı 12/12/2017 tarihli ilamında “…Davacı vekilinin davalı …’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin parasını gerçekte davalı … Bankası A.Ş’ye yatırdığını, bu bankanın çalışanlarının paranın başka bankaya yatırıldığını açıklamadıklarını, logolar dahil off-shore bankasıyla aynı banka gibi davrandığını, yönetim ve faaliyetleri dikkate alındığında off-shore bankasının paravan amaçlı kurulduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin meydana gelen zararından sorumlu olduğunu, davalı …’ın ise, bu bankanın yöneticisi bulunduğunu, TTK’nin 336. maddesi uyarınca sorumluluğunun olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca, aralarında davalı …’ın davalı … Bankası A.Ş’nin yöneticileri hakkında davalı … Bank … Limited’e aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla … 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/10 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, … hakkındaki ceza davasının sanığın yakalanamadığı ve savunmasının alınamadığı gerekçesiyle ana dava dosyasından tefrik edildiği, ancak ana dava dosyasında bankanın diğer yöneticileri hakkında bir kısım suçlar yönünden zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve bir kısım suçlar yönünden ise mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, kesinleşen ceza davasında mudi sahiplerinin iradeleri dışında bu hesapların adeta hesap sahibini rızası varmışcasına … kıyı bankasına havale işleminin müflis banka tarafından kağıt üzerinde yapıldığı, oysa hiçbir zaman bu paraların kıyı bankasına gönderilmediğinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı … ile davalı Müflis … Bankası A.Ş’nin diğer yöneticileri hakkında açılan kamu davasında her ne kadar … yönünden henüz bir karar verilmemiş ise de, davalı … yönünden ceza davasının beklenmesinde bir yarar elde edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece bir kısım yöneticiler hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve mahkumiyet kararları da nazara alındığında davalı …’ın davalı bankanın yöneticisi olması nedeniyle B.K. 41 ve TTK.nin 321/son maddeleri uyarınca zarardan sorumlu tutulabileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştiği…” belirtildiğinden davalı hakkındaki ceza davasının sonucu beklenilmemiştir.
Dava konusu olay 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde meydana gelip sonuçlarını doğurduğundan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunun 2/a maddesi uyarınca sorumluluğun belirlenmesi ve davanın çözümünde 6762 sayılı Ticaret Kanunu hükümleri dikkate alınmış olup, bu kanunun 320. maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin şirket işlerinde gösterecekleri dikkat ve basiret hakkında 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 528/2 maddesi hükmü uygulanır. 6762 sayılı TTK’nun 321 ve 336/5 maddeleri hükmünde kanunun ve esas sözleşmenin kendilerine yüklediği diğer görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmeyen yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olacakları düzenlenmiştir.
Dava dışı Müflis … Bankası’nın iflas idaresindeki ticari defter ve kayıtları da incelenmek sureti ile davacı tarafından müflis … Bankası’na dava konusu paranın yatırılıp yatırılmadığı, hangi tarihte yatırıldığı, banka tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, davacının müflis … Bankası’ndan ve davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, var ise dava tarihi itibari ile alacağın miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 05/06/2018 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle “…Davacı … tarafından 16011591 hesap numarası ile 23/07/2001 tarihinde 335.381,25-USD ana para tutarlı 23/07/2002 vadeli … cüzdan seri numaralı hesabın Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde mukim … Bank … Ltd merkez şubesi’nde açıldığı…Yukarıdaki tespitler itibariyle Dava konusu … a ait … numaralı … nın T. … Bankası T.A.Ş, nezdinde açılan bir hesap olmadığı, Kuzey Kıbrıs Tüık Cumhuriyetinde kurulmuş … Bank … Ltd. nezdinde açılmış bir hesap olduğu tespit edilmiştir. Sözkonusu hesap … Bankası TAŞ nezdinde açılmış bir hesap olmadığı için gerek 03.07.2003 tarihinden önce ve gerekse bu tarihten sonra davacıya herhangi bir Ödeme yapılmamış olduğu görülmüştür. Davacının … Bank … Ltd. nezdindeki … nolu hesabına ilişkin olarak Müflis Banka iflas masasına yapmış olduğu 19.08.2005 tarihli yazılı başvurusunda da; “Benim … Bank …’da bulunan … hesap numarasında …bulunan paramı…. en yakında ödenmesi içingayid olmasını rica ederim” şeklinde talepte bulunduğu görülmüş İse de İflas masası tarafından da davacıya bir ödeme yapılması hukuken mümkün olmamıştır. Davacı …’ın iflas masasına yaptığı başvuru; 04.10.2006 tarihli Alacaklılar 1. sıra Cetvelinde “Talep edilen alacak banka nezdinde bulunmadığından” 04.10,2006 tarih ve 190-10326 ve 190-10324 sayılı İflas İdaresi Kararı ile reddedilmiştir. BDDK.Resmi Gazeteninn 4.7.2003 tarih ve 25158 mükerrer sayılı nüshasında yayımlanan 03.07.2003 tarih ve 1085 sayılı toplantısında yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremeyen ¿lıııması istenen tedbirleri al mayan faaliyetine devamı mevduat sahiplerinin hakları ve mali sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz eden … Bankası TAŞ nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılmasınafînk K nun 14.maddesi 3fıkrasına dayanarak karar vermiş bulunmaktadır. … Bankasının bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılması ile birlikte Bnk K nun 16,maddesi hükmünde yer alan iflas hükümleri işlemeye başlamış olup.bu hüküm çerçevesinde ,… kendisine intikal eden bankanın tasarruf mevduatı kapsamına giren mevduatı hak sahiplerine ödedikten sonra ,… 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde … E. sayılı dosyada adıgeçen Bankanın iflasım talep etmiş bul un maktadır.Mahkeme 08.06.2005 tarihinde doğrudan iflas karan vermiş bulunmaktadır.İflas tasfiye İşlemleri 8.6,2005 tarih saat 14.40 itibariyle başlamıştır, … nin imtiyazlı alacaklı sıfatıyla katılacağı iflas idaresi tarafından İİK hükümlerine göre bankanın iflas ve tasfiye işlemleri yürütülmeye devam etmektedir. Davacı … tarafından 21.07.2002 târihinde … numaralı USD cinsinden 335.381,25 USD tutarında %12 faizli vadeli mevduat hesabı açılmıştır,davacıya … seri numaralı Mevduat Hesap Cüzdanı verilmiştir. … bankın tanzim ettiği hesap cüzdanı dava dosyası içinde mevcuttur,Mevduat hesabına 21,07,2003 de 60,458,63 USD 21.07,2004 tarihinde 47.560,79 USD faiz eklenmiş olup ,vadeli döviz tevdiat hesap bakiyesi 443.400,67 USD ye baliğ olmuştur. Sözkonusu tespite göre,davacının vadeli döviz tevdiat hesabı yurt dışındaki …bank … Ud nezdinde açılmış olduğu ve … hesapta bulunan parasının … kapsamına girmediği anlaşılmıştır. Yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerle, davacı yanın faaliyetini tatil eden ve hiçbir mal varlığı bulunmayan Îmarbank … Ltd ‘den alacağını tahsil edemediği ve uğramış olduğu 443.400.67-USD zarardan dolayı … Bankası TAŞ hakkında BK 41 ve TTK 32 l/son fıkra hükümlerine göre davalı …’a müracaat koşullarının oluşmuş bulunduğu tespit edilmiştir…Bir tüzel kişinin kendisini oluşturan kişilerden ayrı ve bağımsız bir kişilik kazanması, bazen kanunun tüzel kişilerin kurulmasına izin verme amacıyla bağdaşmayan sonuçların doğmasına yol açmaktadır. Somut olayda da,… Bankası TAŞ ile banka hakim ortağının, hukukun yasakladığı bir sonucu elde etmek veya Bankalar Kanunu ile getirilmiş yükümlülüklerden kaçınmak amacıyla, ‘‘tüzel kişilikte perdenin kaldırılması” diğer deyişle tüzel kişiliğin bağımsız yapısının arkasına sığınılmak suretiyle M.K. madde 2. de ifadesini bulan, hakkın kötüye kullanılması sayılacak şekilde tüzel kişilik yapısının kullanılmasını engelleme amacına yönelmiş olduğu görülmektedir. … Bankası T.A.Ş ile banka hakim ortağı davalı …’ın tüzel kişi perdesi arkasına gizlenerek yasayı dolanması MK, madde 2’ye de açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Davaya konu olayda Îmarbank … Ltd bankasının …’ grubuna dahil bir kuruluş olduğu ve bağımsız olarak hareket etmeyip … Bankası T.A.Ş. İle aynı imiş gibi bir görünüş yarattığı düşünüldüğünden, bu teori uygulanarak ayn bir tüzel kişi olmasına rağmen bu tüzel kişiliği oluşturan kişilerin dahi 443.400.67-USD zarardan dolayı sorumlu olacağı” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; dava bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir. Davacının iradesinin dava dışı … Bankası T.A.Ş. çalışanları tarafından fesada uğratılması sureti ile davacı adına 23/07/2001 tarihinde Kuzey kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’ne mukim … Bank … Ltd merkez şubesi’nde davacıya ait 335.381,25-USD için hesap açıldığı, işlem tarihinde davalı …’ın T. … Bankası T.A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi ve hakim ortağı olduğu, davacıya ait paraların … Bank hesabına gönderilmesi hususunda banka çalışanlarını yönlendirdiği, bu hususta üyesi bulunduğu yönetim kurulunun emir ve talimatları verdiği, bu sebeple 6762 sayılı TTK’nun 556 maddesi yollaması ile aynı yasanın 509 maddesine dayalı olarak sorumlu olduğu, olayda 818 sayılı BK’nun 41 maddesindeki haksız fiil unsurları ile TTK’nun 321/son fıkrasındaki koşulların mevcut olduğu, dolayısı ile davacının zararından sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan davacı, dava tarihine kadar işlemiş %10 banka faizi ile birlikte 1.252.245,56-TL’nin (754.455,09-USD) dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Yukarıda özetlenen bilirkişi raporunda 335.381,25-USD ana para tutarına 1. Yıl sonunda işlemiş faiz 60.458,63-USD, 2. yıl sonunda işlemiş faiz 47.560,79-USD, 2. Yılın sonunda faizli bakiye 443.400,67-USD olarak hesaplanmıştır. Mahkememizde görülen benzer bir davada Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/5356-2015/3383 E.K. Sayılı 12/03/2015 tarihli bozma ilamı ile “…Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkeme kararında da isabetle tespit edildiği gibi, davacıların iradesi davalı Banka çalışanları tarafından fesada uğratılmış ve … A.Ş’ye yatırdıkları paraları, şeklen … Bank Ltd’ye havale edilmiş ve yeni bir hesap açılmış gibi gösterilmiştir. Diğer bir deyişle somut uyuşmazlıkta, davacıların dava dışı … Bankası ile mevduat sözleşmesi yapmak konusunda bir iradeleri mevcut olmayıp, davacılara karşı davalı Banka çalışanlarının bir haksız eylemi söz konusudur. Dolayısıyla davalı Banka, davacıların paralarının dava dışı … Şirketi’ne şeklen havale edildiği tarihlerde temerrüte düşmüş olmaktadır. Yine taraflar arasında bir mevduat sözleşmesi kurulmadığından, davacıların faiz alacağı temdit tarihleri sonunda anaparaya dönüşmez. Ayrıca olay tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 104/son maddesi uyarınca, geçmiş günler faizine temerrüt sebebiyle faiz yürütülemez. Somut uyuşmazlıkta ise mahkemece, davacıların … Bank Ltd’ye havale edilen paralarına, havale tarihlerinden temdit tarihlerine kadar avans faizi uygulanmış, bulunan toplam tutarlara ise temdit tarihlerinden itibaren yine avans faizi yürütülmüştür. Böylelikle mahkemece somut uyuşmazlıkta, 818 sayılı BK’nın 104/son maddesine aykırı olarak, davacıların faiz alacağına tekrar faiz yürütülmüş olunmaktadır. O halde mahkemece, davacıların paralarının, dava dışı … Şirketi’ye şeklen havale edildiği tarihlerden itibaren avans faizi uygulanması suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı … Bank A.Ş. ile davalı yanında fer’i müdahil … yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … Bank A.Ş. vekili ile davalı yanında fer’i müdahil … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … Bank A.Ş. vekili ile fer’i müdahil …. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davalı … Bank A.Ş. ile fer’i müdahil … yararına BOZULMASINA” karar verilmiş olup, mahkememizce Yargıtay İlâmı nazara alınarak ana para ve faiz hususunda aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile;
335.381,25-USD’nin hesap açılış tarihi olan 23/07/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD mevduata verdiği en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile davalı …’dan tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 38.025,84-TL nispi karar harcından peşin alınan 18.595,85-TL’nin mahsubu ile bakiye 19.430,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 28,00-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.028,00-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 777,56-TL ile 18.617,15-TL harç gideri olmak üzere toplam 19.394,71-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 39.349,95-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333. maddesi uyarıncadavacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/10/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza