Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/318 E. 2018/497 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/318 Esas
KARAR NO : 2018/497

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/10/2013
KARAR TARİHİ : 10/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin dava dışı … A.Şİ.’deki hisselerini 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalı tarafa bedel mukabilinde devrettiğini, davalı tarafın devir bedelini hisse devir sözleşmesinin 2. Maddesi gereğince belirlenen tarihlerde davacıya ödeme yükümlülüğünde olduğunu, müvekkilinin sözleşme kapsamında şirketteki hisselerini devir ettiğini, davalının devir bedelini ödeme edimini eksik yerine getirdiğini ve müvekkilinin hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hisse devir bedeli alacağını ödemediğini, davacı tarafça ödenmeyen hisse devir bedellerinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 500.000,00-USD’lik kısmının faizi ile birlikte tahsili amacı ile … 36. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, davacı tarafın … 36. İcra Müdürlüğü’nün 2012/20375 esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine takibe dayanak hisse devir sözleşmesinden doğan hak ve alacaklar bakımından taraflar arasında … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile davanın devam ettiği gerekçesi ile itiraz ettiğini, … 36. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin sebebi ile … 5. ASliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile ikame edilen davanın konusunun ayniyet teşkil etmediğini, Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/148 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ikame edilen davanın konusunun hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan devir bedelini ödeme borcunu eksik ifa eden davalı/borçlunun bahse konu hisse devir sözleşmesindeki rekabet yasağı maddesine aykırılık iddiası ile haksız ve mesnetsiz olarak ceza-i şart talebinden oluşmakta olduğunu, dolayısı ile icra takibinin sebebi ve dava konusunun aynı olmadığını, davalının taraflar arasında derdest davanın bulunduğunu beyan ederek itiraz etmesinin takibe konu borcun ödenmediğinin kesin delili olduğunu, hisse devir bedeli ödenmesinin hiçbir şarta bağlanmamış olduğunu, icra takibi ile talep edilen hisse devir bedelinin likit ve muaccel hale geldiğinden bahisle davalının … 36. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; dava konusunu teşkil eden hisse devir sözleşmesinin davacı ile müvekkili arasında 31/08/2009 tarihinde akdedildiğini, buna göre davacının hisselerini müvekkiline devredecek olup bunun karşılığında sözleşmenin 2. maddesi başlığı altındaki bedellerin müvekkili tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bunun yanı sıra taraflar arasında aynı tarihte ve diğer sözleşmenin ayrılmaz parçası olan davacının … Holding bünyesindeki diğer şirketlerdeki hisselerinin devredilmesi konulu hisse devir sözleşmesi “İkinci Hisse Devir Sözleşmesi” de yapıldığını, iş bu sözleşmenin devir bedelinin 2. maddede düzenlendiğini, davacının hisselerinin devri işleminde gecikmiş olup davacıya 2. hisse devir sözleşmesi uyarınca cezai şart uygulandığını, öyle ki bu hususta ayrıca bir mutabakat da imzalandığını, taraflar arasında akdedilen 25/11/2009 tarihli mutabakat uyarınca davalının 113.000,00-USD cezai şart ödemesi konusunda anlaşmaya varıldığını, iş bu 113.000,00-USD cezai şartın müvekkilinin davalıya hisse bedellerinden doğan borcundan mahsup edildiğini, yani müvekkilinin 113.000,00-USD bedeli ödemiş sayıldığını, devam eden süreçte müvekkilinin hisse devir bedellerini ödemeye devam ederken davacının hisse devir sözleşmesindeki rekabet yasağına aykırı davrandığını, … Lojistik isimli rakip şirkette kurucu ortak ve hissedar olduğunun ve hatta kendi şirketinin müşterileriyle temasa geçtiğinin tespit edildiğini, iş bu durumun sözleşmenin rekabet yasağı maddesine aykırılık teşkil ettiğini, zira hisse devir sözleşmesinde satıcı tarafından bu şekilde rekabet yasağına aykırılık halinde 1.250.000,00-USD cezai şartın öngörüldüğünü,… 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile bu cezai şartın dava konusu edildiğini, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile açıldığından talebe konu alacağın likit olmadığını, müvekkilinin taksitlerini temerrüde düşmeksizin süresinde banka yolu ile ödemeye devam ettiğinden bahisle davaya konu taleplerin reddine, davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 36. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; borcun sebebi “Alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 31/08/2009 tarihli … Lojistik Tic. A.Ş.’deki hisselerin devrine ilişkin hisse devir sözleşmesinden bakiye 04/09/2010 vade tarihli devir bedeli” gösterilerek 500.000,00-USD asıl alacak, 69.123,29-USD işlemiş faiz toplamı 569.123,29-USD ihtarname masrafının tahsili talebi ile 09/10/2012 tarihinde ilâmsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu … vekilinin icra dairesinin yetkisine, borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf beyanlarında geçen … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası sureti getirtilmiş, incelenmesinde: davacı … vekili tarafından davalı … aleyhine 23/02/2011 tarihinde alacak davası açıldığı, davanın dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın, lojistik firması olan … Tic. A.Ş.’deki hisselerinin müvekkili …’a devri hususunda taraflar arasında 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmenin 5. maddesinde rekabet yasağı hususunun düzenlendiği, davalı …’ın lojistik firması olan … A.Ş.’nin kurucusu yönetim kurulu başkanı ve hissedarı olduğunun ve anılan sözleşmenin 5. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı maddesini ihlal ettiğinin tespit edildiği, rekabet yasağının ihlali nedeni ile 1.250.000,00-USD cezai şartın ödenmesi hususunda …’a ihtarname keşide edildiği belirtilerek anılan sözleşmenin 4. maddesinde düzenlenen 1.250.000,00-USD cezai şart bedelinden şimdilik 500.000,00-USD’nin faizi ile birlikte davalı …’dan tahsilinin talep edildiği, yargılama sonucunda verilen 2013/118-430 E.K. sayılı 17/12/2013 tarihli karar ile “Taraflar arasında imzalanmış olan 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesindeki rekabet yasağına ilişkin düzenlemenin TBK 445 (Eski Borçlar Kanunu 349 md.) kapsamında hukuken geçersiz olduğunun kabulü ile açılan davanın reddine” karar verilmiş olduğu, iş bu kararın Yargıtay aşamasından geçerek 19/11/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın taraflar arasında akdedilen hisse devir sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle, davacının alacağının belirlenebilmesi için dayanak sözleşme, icra dosyası incelenerek ve tarafların sunduğu kayıt ve belgeler de nazara alınarak, davaya konu icra takibi nedeni ile davalının davacıya borcu bulunup bulunmadığı, varsa icra takip tarihi itibari ile alacak ve faiz miktarının tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 17/10/2014 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle “Taraflar arasındaki davaya konu 31.08.2009 tarihli hisse devir sözleşmesi incelendiğinde, devir bedeli ile bu bedelin ödenmesi gereken vadelerin sözleşmenin 2. maddesinde açıkça belirlendiği görülmektedir. Dosyadaki ticaret sicili kayıtlarından, davacının taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak … Tic. A.Ş.1deki hisselerini davalıya devrettiği anlaşılmaktadır, ispat kuralına ilişkin MK, m, 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığı m ispatla yükümlüdür” Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Bu durumda davalının taraflar arasındaki sözleşme uyarınca sorumluluktan kurtulabilmesi için sözleşmenin 2, maddesinde kararlaştırılan devir bedellerini öngörülen vadelerde ödemiş olduğunu ya da belirlenen tarihlerde yapılamayan ödemelerin haklı bir nedene dayandığım geçerli delillerle ispat etmesi gerektiği açıktır. Davalı taraf, “taraflar arasında imzalanan başka bir hisse devir sözleşmesinde yer atan rekabet yasağına ilişkin hükümler ile diğer bazı y ükümlülüklerin davacı tarafından ihlal edilmiş olduğunu, bu nedenle cezai şart ve tazminat laiep etme hakkının doğduğunu dolayısıyla da dava konusu sözleşmeden kaynaklanan bakiye hisse devir bedelinin ödenmediğini” iddia etmek suretiyle, sözleşmenin 2. maddesinde kararlaştırılan devir bedelinin bir kısmının öngörülen vadelerde ödenmemiş olduğunu açıkça ikrar etmiştir. Davalı tarafın yukarıda anılan iddiası, bir takas ve mahsup iddiasıdır…Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere, davacının hisse devir bedelinden kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğu ve bu alacağın vadesinde ödenmediği hususu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin 2, maddesinde öngörülen vadelerde davalının, davacının alacağı oranında, … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/118 E. sayılı dosyası nedeniyle davacıdan muaccel bir tazminat alacağı bulunmadığından, davalının yukarıda yer alan mahsup itirazı haksız oluktadır. Gerçekten BK. m, 118 hükmüne göre: “İki şahıs karşılıklı bir miktar meblağı veya yekdiğerine mümasil başka malları birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki bore muaccel ise iki taraftan her biri borcunu alacağı ite takas edebilir’. Dolayısıyla söz konusu hüküm dikkate alındığında davalının davacıdan talep edebileceği geçerli ve muaccel bir alacağı bulunmadığından davalının, davacının bakiye alacağının … 14, Asliye Ticaret Mahkemesi-nin … E. sayılı dosyasında lehe verilecek bir alacağın teminatı olarak tutulduğu yönündeki savunması hukuki dayanaktan yoksun olmaktadır. … 14, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında davalı aleyhine verilen ret kararı da varılan sonucu desteklemekledir…Dosyaya sunulan 25.11.2014 tarihli mutabakat metninin geçerli olup olmadığı hususu dosya kapsamından anlaşılamadığından davalı vekilinin 41taraftar arasında yapılan 25.î 1.2014 tarihli mutabakat uyarınca davacının müvekkiline 113.000-USD ceza ödemeyi kabul ettiği, bu cezanın hisse devir bedelinden mahsup edilerek ifade edildiği ’ yönündeki savunması hakkında herhangi bir değerlendirme yapılamamıştır. Anılan mutabakat metninin geçerli olduğunun kabulü halinde davacının alacığından 113.000-1 JSD’lik cezai şartın mahsup edilmesinin gerekeceği açıktır…Dava dışı … A.S. ticari defterleri; Dava dışı firmaya ait aşağıda noter tasdik bilgileri belirtilen 2009 yılı ticari defterleri incelemeye tabi tutulmuştur…İncelenen dava dışı şirkete ait 2009 yılı ticari defterlerinin açılış ve yevmiye defterinin yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu ancak, envanter defterinin yılsonu kapanış tasdikinin yaptırılmadığı görülmüştür…Dava dışı şirketin ticari defterlerinde tespit edilenler: Dava dışı şirkete ait 2009 yılı ticari defterlerinde* 31.08.2009 tarihli hisse devri sözleşmesinin “devir bedeli” başlıklı 2. Maddesinin II numaralı alt bendinde yer alan kredi taksitlerinin devralan tarafından ödenmesine ilişkin hüküm çerçevesinde, 02,02,2009 tarih, 8216 numaralı yevmiye maddesinde 62.134,53 TL, 25,09,2009 tarih, 8826 numaralı yevmiye maddesinde 62.820,08 TL ve 26.11.2009 tarih, 10757 numaralı yevmiye maddesinde 74.125,00 TL, 01,12,2009 tarih, 10829 numaralı yevmiye maddesinde 61.167,36 TL olmak üzere toplam 260,246.97 TL kredi taklit ödemesine ilişkin kayıtların mevcut olduğu görülmüştür, Anılan kayıtlarda, hisseleri devir alan davalı yanın, 131 numaralı “ortaklardan alacaklar’ hesabı marifeti ile şirkete borçlanarak, şirkete ait banka hesaplarından davacı yana ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Dolayısı İle bu ödemelerin, aynı sözleşmenin “devir bedeli” başlıklı 2. Maddesinin 1 numaralı alt bendinde yer alan 1.217,500,00 USD lik ödeme taahhüdünden mahsup edilemeyeceği değerlendirilmiştir…Yine ticari defterlerde yer alan ve 31,08.2009 tarihli hisse devir sözleşmesi ile aynı tarihte, 8127 numaralı yevmiye maddesindeki muhasebe kaydına göre, hisseleri devir alan davalı yanın, hisseleri devir eden davacı yanın hisse devir tarihi itibarıyla şirkete borçlu olduğunu gösteren 131 numaralı “ortaklara borçlar” hesabı bakiyesi tutanndaki borcunu devir aldığı ve bu İşleme ilişkin virınan kaydının düzenlendiği müşahede edilmiştir. Söz konusu muhasebe kaydının, taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesinde belirlenen borç alacak ilişkisine ait olmadığı, hisse devrinden kaynaklanan ve sözleşme tarihi itibarıyla ticari defterlerde, ilgili aktif hesap kaleminin devir alan kişi adına yapılan düze ite kaydından İbaret olduğu değerlendirilmiştir. Zira sözleşmede, ödenmesi gereken hisse bedelinden, devir eden tarafın şirkete olan borçlarının mahsup edileceği yönünde bir hükmün yer almadığı, tutarları ve vadeleri ayrı ayrı belirlilen hisse devir bedelinin, tüm borç ve alacak mahsuplan değerlendirildikten sonra belirlendiği anlaşılmaktadır…Davalı yan tarafından davacı yana ödenen meblağlar ile ilgili olarak, gerek dava dosyasında yer alan ödeme dekontları, gerek … 14. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan 07.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda yer alan ve davalı yanın ödeme yaptığı … Bankası hesap hareketleri dökümleri gerek ise incelemede davacı yan tarafından ibraz edilen tahsilat banka dekontlarında görüldüğü üzere, davacı yanın hisse devri sözleşmesi kapsamında dava tarihine kadar davalı yandan 533,346, USD, 306.852,03 EURO ve 17.572,33 TL tahsilat yaptığı, bu durumda sözleşmede belirlenen para cinsi USD üzerinden toplam tahsilatın 985-865.91 USD olduğu değerlendirilmiştir…Bu durumda, 31.08.2009 tarihli hisse devir sözleşmesine konu toplam hisse devir bedelinin 1.250.000,00 USD olduğu, anılan sözleşmenin “devir bedeli” başlıklı 2. MaddesininV numaralı alt bendinde 32.500,00 USD lik kısmın devir edetı tarafından teslim alındığının belirtildiği, bu durumda sözleşmede belirtilen vadelerdeki ödenmesi gereken hisse devir bedelinin 1,217.500,00 USD olduğu, 985.865,91 USD tutarındaki ödemenin mahsubu sonrasında davacı alacağının 231,634,09 USD olacağı müşahede edilmiştir…Davalının davacıdan talep edebileceği geçerli ve muaccel bir alacağı bulunmadığından davalının, davacının bakiye alacağının … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında lehe verilecek bir alacağın teminatı olarak tutulduğu yönündeki savunmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, takip konusu alacağın likit ve bu nedenle icra inkar tazminatı talerbinin de yerinde olduğu, incelenen dava dışı şirkete ait 2009 yılı ticari defterlerinin açılış ve yevmiye defterinin yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu ancak envanter defterinin yılsonu kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesine konu toplam hisse devir bedelinin 1.250.000,00-USD olduğu, anılan sözleşmenin devir bedel ibaşlıklı 2. Maddesinin V numaralı alt bendinde 32.500,00-USD’lik kısmın devir eden tarafından teslim alındığının belirtildiği, bu durumda sözleşmede belirtilen vadelerdeki ödenmesi gereken hisse devir bedelinin 1.217.500,00-USD olduğu, 985.865,91-USD tutarındaki ödemenin mahsubu sonrasında davacı alacağının 231.634,09-USD olacağı…” yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf vekilleri bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. İtirazların incelenmesi yönünde bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. 27/05/2015 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle “davacı yanın kök rapora karşı beyan dilekçesinde açıkladığı hususlardan anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde devir edilen hisse bedeli toplamının 1.250.000,00-USD + 304.000,00-EURO olduğu, dava dışı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, kök raporda belirtildiği şekli ile 131 ortaklardan alacaklar hesabında yer alan hereketlerin hisse devir bedelinin ödenmesi ile ilgili olamayacağı, zira devir bedelinin alıcı ve satıcı arasında gerçekleşmesi gereken harici bir ödeme ve tahsilat işlemi olduğu, nitekim bir takım virman hareketleri ile anılan hesabın 31/12/2009 tarihi itibarıyla kapatıldığı, bu nedenle hisse devri sözleşmesi kapsamında yapılan ödemelerin dava dosyasına sunulan banka dekontları dikkate alınarak irdelendiği, buna göre davalı yanın davacı yana öszleşme tarihinden itibaren banka havaleleri yolu ile 533.346,00-USD + sözleşmenin 2/v maddesinde yer aldığı şekli ile 32.500,00-USD nakit + banka havaleleri yoluyla 306.852,03-Euro + banka havaleleri yoluyla 17.572,33-TL (11.974,34-USD) olmak üzere toplam 577.820,34-USD + 306.852,03-Euro ödeme gerçekleştirdiği, son ödeme tarihi olan 04/03/2010 tarihi itibari ile davalı yanın 1.250.000,00-USD hisse devri bedelinden 672.179,66-USD daha borçlu olduğu, davacı yanın kök rapora karşı beyan dilekçesi ekinde sunudğu ve davlaı yan tarafından davacı yana keşide edilen Beşiktaş 6. Noterliği’nin 01/09/2010 tarih 33616 yevmiye numaralı ihtarnamede davalı yanın 04/09/2010 tarihinde ödemesi gerektiğini kabul ettiği 500.000,00-USD bakiye borcunun bulunduğunun anlaşıldığı, davacı yanın ödeme makbuzları dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde davalı yandan 672.179,66-USD alacaklı olduğu halde 500.000,00-USD üzerinden icra takibi başlattığı, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu, 25/11/2014 tarihli mutabakat metninde yer alan 113.000,00-USD tutarındaki cezai şartın davacı yan tarafından kabul edilmiş olması halinde dahi davacı yan alacağının 672.179,66 – 113.000,00= 559.179,66-USD olacağı, davacı yanın dava dilekçesinde dava esas değerinin 569.123,29-USD olarak belirtildiği, bu durumda alacak tutarına ilişkin olarak dava dosyasına sunulan banka dekontları, icra dosyası takip talebi ile dava dilekçesinde yer alan dava esas değeri arasındaki farklılığın sebebinin belirlenemediği, 25/11/2014 tarihli mutabakat metninin değerlendirilmesi hususunda kök rapordan ayrılmayı gerektirecek başka bir hususa rastlanmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi heyeti raporlarında temerrüt ve işlemiş faiz konusunda beyanda bulunmadıklarından temerrüt ve faiz konusunda bilirkişilerden ek rapor alınmıştır. 25/01/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle “…31/08/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin devir bedeli başlıklı 2. maddesinde 500.000,00-USD’nin 04/09/2010 tarihinde ödeneceği belirlendiğinden 500.000,00-USD bakiye alacak için 05/09/2010 temerrüt tarihinden 09/10/2012 takip tarihine kadar geçen sürede işlemiş faiz tutarının 68.835,62-USD olacağı” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporları denetime elverişli, gerekçeli ve hüküm kurmaya yeterli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı …’ın … Ticaret Siciline … sicil numarası ile kayıtlı …Tic. A.Ş.’deki hisselerini davalı …’a devri hususunda taraflar arasında 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin devir bedeli başlıklı 2. maddesinde “Hisse devirlerinin iş bu sözleşme uyarınca devri karşılığı olarak hisse deviri aşağıdaki şekilde belirlenmiş olup iş bu madde 2 uyarınca aşağıda açıklandığı şekilde devredene ödenecektir. i) 01/09/2009 tarihinde 17.500,00-USD, 04/09/2009 tarihinde 200.000,00-USD taraflar arasında yapılan aynı tarihli devir sözleşmesi ile belirlenen hisselerinin devrinin tamamlanmasını müteakip 3 gün içerisinde 250.000,00-USD, 04/03/2010 tarihinde 250.000,00-USD, 04/09/2010 tarihinde 500.000,00-USD olmak üzere nakten devralan tarafından ödenmesi, ii) Devredenin 28/04/2008 tarih ve … numaralı kredi sözleşmesi ile kullanmış olduğu konut kredisi borçlarının 304.000,00-Avro tutarına kadar olan kısmının yine kredi sözleşmesinde yer alan taksitler kapsamında devralan tarafından ödenmesi (kredi borcu sadece iş bu maddede yer alan meblağ ile sınırlı olup bu meblağı aşan ödemeler devralanın sorumluluğunda değildir. iii) Devralanın devredenden olan alacaklarına karşı … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya kapsamında başlattığı icra takibi uyarınca hisseler üzerindeki teminatları fek etmesi ve borçtan feragat edecektir. iv) Devralan tarafından yukarıda (i) maddesi uyarınca yapılacak olan ödemeler, devredenin ablası …’e ait … Bankası … Şubesi … numaralı USD hesabına yapılacaktır. Devreden bu hesaba yapılacak ödemelerin kendisine yapılmış sayıldığını ve devralanın bu hesaba ödeme yapmakla ödeme borcundan kurtulmuş sayılacağının kabul ve gayrı kabili rücu olarak beyan eder. v) Devralan tarafından 28/08/2009 tarihinde devredene ödenen 22.500,00-USD meblağ ve iş bu sözleşmenin imza tarihinde ödenen 10.000,00-USD hisse devir bedeli olarak devreden tarafından teslim alınmıştır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Anılan sözleşmenin tazminat ve cezai şart başlıklı 4. maddesinde “Tarafların madde 3 hükmü ile belirlenen sorumluluklarına halel gelmeksizin taraflar bu anlaşmadan doğan herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmekte temerrüde düşmesi veya yükümlülüklerini sair herhangi bir şekilde ihlâl etmesi durumunda (Rekabet yasağı dahil) söz konusu yükümlülüğü yerine getirme zorunluluğu ve bundan doğan her türlü sorumluluğuna ilaveten ceza olarak karşı tarafa 1.250.000,00-USD ödeyeceklerini kabul etmişlerdir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davalı taraf, anılan sözleşme haricinde taraflar arasında 31/08/2009 tarihinde başka bir hisse devir sözleşmesi daha akdedildiğini ve bu devir sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlâl edilmiş olduğunu, buna ilişkin olarak … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasında dava açılmış olduğunu, ayrıca hisse devir sözleşmesine dayalı diğer bazı yükümlülüklerin de davacı tarafından ihlâl edilmiş olduğunu, bu nedenle cezai şart talep etme haklarının doğmuş olduğunu, buna ilişkin olarak taraflar arasında 25/11/2009 tarihli “Mutabakat” başlıklı belgenin düzenlenmiş olduğunu ve bu nedenle dava konusu hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hisse devir bedelinin ödenmediğini savunmuştur. Savunmada geçen … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/118-430 E.K. sayılı dosyası yukarıda ayrıntılı şekilde özetlenmiştir. Davalı savunmasına dayanak olarak 2 sahifeden ibaret “Hisse Devri Sözleşmesi” ve 1 sahifeden ibaret “Mutabakat” başlıklı belge dosyaya sunmuştur. Davalı tarafça dosyaya sunulan hisse devri sözleşmesinin “Konu” başlıklı 1. maddesinde …’ın …., …, … , ….L. (…), … (…), … (…), … A.Ş., … Tic. Ltd. Şti.’deki hisselerinin …’a devir ve temliki hususunda düzenleme yapılmış olduğu, “Devir Bedeli” başlıklı 2. maddesinde “İş bu sözleşme uyarınca devredilen bedeller taraflar ile … Tic. A.Ş. arasında yapılan aynı tarihli hisse devir sözleşmesinin (devir sözleşmesi) bir parçası olup hisselerin devri ile ilgili olarak devir sözleşmesi uyarınca belirlenen bedeller haricinde bu sözleşmede herhangi bir bedel ödenmeyecektir. Devreden şirket hisselerini en geç 15/09/2009 tarihine kadar gerekli tüm tescil işlemleri dahil olmak üzere gerekli usulî işlemleri tamamlayarak devredeceğini, bu tarihten yapılacak devirler ile ilgili olarak gecikilen her gün için her bir şirket başına günlük 2.000,00-€ cezai şartın toplam bedelden düşüleceğini kabul ve beyan eder. Devir bedeli ancak tüm hisselerin devredilmesi halinde belirlenen tarihte ödenecek olup, devir işlemlerinin tamamlanmaması halinde cezai şart devam edecek olup, devri yapılan hisseler için herhangi bir bedel tahakkuk etmeyecektir. Cezai şart bedeli devir bedelini geçemez…. A.Ş. Hisseleri iş bu sözleşme imzası ile birlikte şirket pay defterine işlenmekte olup hisselerin mülkiyeti devralana geçecektir. … Ltd. Şti. Payları ile ilgili olarak noter huzurunda devir sözleşmesi imzalanacak ve ortaklar kurulu kararını müteakip pay defterine kayıt yapılacaktır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. 25/11/2009 tarihli “Mutabakat” başlıklı belgede ise “… ile aramızda yapılan hisse devir sözleşmesi uyarınca sözleşmenin aşağıda belirtilen hükmü uyarınca ‘İş bu sözleşme uyarınca devredilen bedeller taraflar ile…. A.Ş. arasında yapılan aynı tarihli hisse devir sözleşmesinin (devir sözleşmesi) bir parçası olup hisselerin devri ile ilgili olarak devir sözleşmesi uyarınca belirlenen bedeller haricinde bu sözleşmede herhangi bir bedel ödenmeyecektir. Devreden şirket hisselerini en geç 15/09/2009 tarihine kadar gerekli tüm tescil işlemleri dahil olmak üzere gerekli usulî işlemleri tamamlayarak devredeceğini, bu tarihten yapılacak devirler ile ilgili olarak gecikilen her gün için her bir şirket başına günlük 2.000,00-€ cezai şartın toplam bedelden düşüleceğini kabul ve beyan eder. Devir bedeli ancak tüm hisselerin devredilmesi halinde belirlenen tarihte ödenecek olup, devir işlemlerinin tamamlanmaması halinde cezai şart devam edecek olup, devri yapılan hisseler için herhangi bir bedel tahakkuk etmeyecektir. Cezai şart bedeli devir bedelini geçemez. Yapılması gereken hisse devirleri bugün itibari ile tamamlanamamış olmakla birlikte taraflar toplam cezai şartın sözleşme hükümlerine göre uygulanmaması ve toplam 113.000,00-USD cezai şart olarak uygulanması konusunda anlaşmışlar ve bu bedelin ödenmesi gereken taksitten indirimi konusunda mutabakata varmışlardır. Bu sebeple …’a 2. takside mahsuben ödenen 67.000,00-USD ilaveten 26/11/2009 tarihinde 50.000,00-USD, 07/12/2009 tarihinde 20.000,00-USD, 08/01/2009 tarihinde 20.000,00-USd, 25/01/2009 tarihinde 10.000,00-USD ve 15/02/2009 tarihinde 30.000,00-USD olmak üzere tarihinde olmak üzere toplam 197.000,00-USD ödenecek olup sözleşme uyarınca belirlenen ilk taksitin (250.000,00-USD) ödemesi tamamlanmış olacaktır. Mart 2009 tarihinde yapılacak olan 250.000,00-USD yerine ise 210.000,00-USD ödenecek olup cezai şart sebebi ile çıkan fark yukarıdaki ödemeler ile Mart 2009 tarihi itibari ile yapılacak ödeme ile kapatılmış olacaktır. … ilk taksit uyarınca herhangi bir alacağının kalmadığını ve …’ı gayrı kabili rücu ibra ettiğini, … hisse devirleri ile ilgili gecikmeden dolayı başka bir talebi olmadığını beyan karşılıklı olarak beyan etmişlerdir.” yazılı olduğu görülmüştür. Mutabakat başlıklı belgenin altında … ve … isimlerinin yazılı olduğu, … isminin altında imza olduğu, … isminin altında imza olmadığı, görülmüş olup, davacı … imzaya itiraz etmiştir. Bu durumda mutabakat başlıklı belgenin geçerli olduğunu ispat yükü TMK 6 maddesi uyarınca davalı taraftadır. Anılan belgedeki imzanın …’ın eli ürünü olup olmadığının tespiti yönünde imza incelemesi yaptırılmış olup, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nce düzenlenmiş 11/04/2017 tarihli raporun sonuç kısmında “İnceleme konusu belgede …’a atfen atılı imza ile …’ın kısmen polimor mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel …’ın eli ürünü olduğu hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklinde görüş bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan … tarafından …’a … 6. Noterliği’nden gönderilen … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamede ise “…Hisse devir sözleşmesini ‘devir bedelini düzenleyen 2. Maddesinde hisselerin devir bedellerinin çeşitli tarihlerde ödenmesi kararlaştırılmış olup 04/09/2010 tarihinde ise 500.000,00-USD’nin nakten tarafınıza ödenmesinde mutabık kalınmış idi ancak 1.250.000,00-USD cezai şartı müvekkile ödemekle borçlu olduğunuzdan 500.000,00-USD bedeli cezai şarttan mahsup ettiğimizi, kalan 750.000,00-USD’yi iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içerisinde müvekkilin hesabına yatırmanızı, aksi takdirde gerek TTK’nun haksız rekabet hükümleri, gerek BK’nun rekabet yapma yasağını düzenleyen 455. madde uyarınca hakkınızda her türlü yasal yollara başvurulacağını şirketimizin uğradığı zararlara ilişkin maddi tazminat davası ticari itibarımızı ve lojistik piyasasında elde ettiğimiz markamızı planlı bir şekilde zedelemeye yönelik eylemlerinize karşı da manevi tazminat davası açacağımızı, vekalet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin tarafınıza yükletileceğini ihtar ederiz.” yazılı olduğu görülmüştür. “Mutabakat” başlıklı belgede davalı …’ın imzasının olmaması, davacının ismi altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun kesin olarak belirlenememesi ve “Mutabakat” başlıklı belge tarihinden sonra keşide edilen yukarıda yazılı ihtarname bir bütün olarak değerlendirildiğinde “Mutabakat” başlıklı belgenin geçerli olduğunun davalı tarafça ispat edilemediği kabul edilmiştir. Şöyle ki; mutabakat başlıklı belgenin tanziminden sonra keşide edilen ihtarnamede 04/09/2010 tarihinde ödenmesi gereken 500.000,00-USD borcun varlığı kabul edilmiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı açıklandığı üzere mutabakata başlıklı belge geçerli kabul edilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporundan 09/10/2012 takip tarihi itibari ile davacının davalı yandan 672.179,66-USD alacaklı olduğu, takibin ise 500.000,00-USD asıl alacak üzerinden başlatıldığı, 500.000,00-USD alacak için 05/09/2010 temerrüt tarihinden 09/10/2012 tarihine kadar geçen sürede işlemiş faiz tutarının 68.835,62-USD olduğu, takip talebinde ise 69.123,29-USD işlemiş faiz talep edildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmiştir. İcra takibinde işlemiş faiz miktarı yönünden kısmen haklı çıkan davacının bâkiye kısım için icra takibinde kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne, davalının … 36. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 500.000,00-USD asıl alacak ve 68.835,62-USD işlemiş faiz miktarı üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD mevduata verdiği en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
Hüküm altına alınan alacağın (500.000,00-USD asıl alacak + 68.835,62-USD işlemiş faiz) 568.835,62-USD’nin takip tarihi itibari ile -TL karşılığı olan 1.031.014,56-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 206.202,91-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 77.485,06-TL nispi karar harcından peşin alınan 19.381,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 58.103,96-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, 210,00-TL Adli Tıp gideri, 442,50-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 3.052,50-TL yargılama gideri üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 3.050,96-TL ile 19.409,15-TL harç gideri olmak üzere toplam 22.460,11-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 57.979,45-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 573,64-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/06/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza